tatil-sepeti
Yangını çıkmadan algılayan akıllı malzeme ürettiler

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul, ileri teknolojili üretim yapan yerli ve yabancı firmalar için cazibe merkezi haline geldi. Yerli ve milli ileri teknolojili stratejik üretim yapan, Ar-Ge çalışmalarına imza atan firmalar Teknopark İstanbul ile birlikte yükselişlerini sürdürüyor. Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve İstanbul Ticaret Odası ortaklığında temelleri atılan Teknopark İstanbul, yabancı firmaların da yer kapmak için sıraya girdiği Türkiye’yi ileri taşıyan bir ekosistem. Tüm firmaların birbirlerinin gelişimine tanıklık ettikleri, birbirlerinden teknoloji ve ürün temininde yararlanabildikleri ortak laboratuvarın sağladığı imkanlar da sürekli gelişen bu ekosistemin bir parçası. İstanbul Ticaret Gazetesi, yerli ve milli üretimde yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da ses getiren üretimlere imza atan Teknopark İstanbul firmalarını tanıtmaya devam ediyor. Genç insanlarımızın, girişimcilerimizin uygun ortamlarda, destek gördükleri taktirdeneleri başarabildiklerini anlatan yazı dizimizin bu haftaki konuğuIGNIS. SICAKLIĞI BİLE ALGILIYOR IGNIS, ancak bilim kurgu filmlerinde rastladığımızda şaşırmayacağımız bir ileri teknoloji yani nanomalzeme geliştirdi. Bu malzeme kendiliğinden çalışıyor. Bir film olarak adlandırılabilecek yüzeylere aktarılan bu nanokapsüller;insan müdahalesine, sensör veya tüp gibi herhangi bir altyapıya gerek duyulmadan sıcaklık yükseldiğinde veya alevler çıkmaya başladığında yangını söndürüyor. Nanokapsüller alevlerle temas ettiği anda patlayarak yapılarındaki yangın söndürme maddesini serbest bırakıyor. Yangın kaynağının üstüne yayılarak alevi önleyen bu nanomalzemenin çeşitli sektörlerde test çalışmaları sürüyor. ELEKTRİK PANELİ YANGININA SON Çoğunlukla elektrik panellerinden kaynaklanan yangınlara son verecek bu malzemenin panellerin içine döşenmesi bütün problemi çözecek.Bu ileri teknolojili malzemeyi üreten ekibin başında Metalürji ve Malzeme Mühendisi Habibe Turfan var. Mühendis Turfan, tüm kariyeri boyunca nanomalzemeler üzerinde çalıştığını dile getirerek, “IGNIS, yangın söndürücü gazını uygulamak için yeni bir yol tasarladı. Nano boyutlardaki kabarcıklar, belirli termal şartlarda aktif hale getirmek için tasarlandı. Kitlesel ölçekte nanokapsül üretme yöntemi de IGNIS’e özgü. Elektrokromik bu ürün, inşaat, havacılık, savunma gibi farklı sektörlerde kullanılabiliyor” dedi. ALMAN FİRMA SATIN ALDI Ürünün seri üretimini gerçekleştirmeye yönelik Almanya’da bir fabrikanın satın aldığını dile getiren Mühendis Turfan, bu süreci şöyle anlattı: “Buradaki fabrikada ürünün Ür-Ge süreci devam ediyor. Şimdi araçlarda belki birkaç yıl içerisinde görebileceğimiz bir teknoloji geliştirilmiş oldu.Nanoteknoloji çok geniş bir alan. Malzemelerin ileri olmasını sağlayan aslında minyatürizasyon. Bu, Japonlar’ın geliştirdiği bir kavram. Son 30 yılda çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Biz çok farkında değiliz, daha çok üretim alanında yaşanıyor. Tüketiciye henüz çok daha inmedi. İnsanlar sadece böyle bir teknolojinin olduğunu duydu. Bundan sonra bu tarz malzemeler hayatımızı etkilemeye devam edecek.” ORTAK LABORATUVAR AVANTAJI Teknopark İstanbul’da olmanın cazip avantajlarını dile getiren Mühendis Habibe Turfan, şöyle konuştu: “Teknopark İstanbul çok avantajlı bir yer. Özellikle biyoteknoloji ve nanoteknoloji alanında çalışanlara burayı tavsiye ediyorum. Spesifik olarak tavsiye ediyorum; çünkü laboratuvarlar ortak kullanımlı. Sizde olmayan bir cihaz başkasında olabilir. Veya gram olarak kullanacağınız bir kimyasala çok fazla vermektense bunu paylaşımlı kullanmak büyük avantaj. Bizim gibi yeni başlayan şirketlerin ayakta kalması için çok önemli. Ortak laboratuvar kavramını ben ilk defa burada gördüm.” ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ Metalürji ve Malzeme Mühendisi Habibe Turfan, üniversite sanayi işbirliğine de dikkat çekerek, “Teknopark İstanbul’daki çalışmalarımızda Sabancı Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nin yardımıyla endüstriyel deneyimlerimizi akademik bilgilerle birleştirdik” dedi. KOLAY KULLANIMLI IGNIS nanomalzeme bir ekipmana gerek kalmadan kolayca bir yüzey üzerine sürmeyi mümkün kılan kendinden yapışkanlı bir film yapısında. Ayrıca garanti süresi boyunca herhangi bir bakım gerektirmiyor. İNSAN DOSTU Yangını söndürmek için çıkan gaz, insan sağlığına veya çevreye zararlı değil. Ayrıca, bu ürün diğer yangın söndürme çözümleri arasında en düşük karbon ayak izine sahip. YURT YANGINI TEKRARLANMAYACAK Geçtiğimiz yıllarda Adana’da bir yurttaki elektrik panosunda başlayan yangın sonucu 12 çocuğun hayatını kaybetmesi, IGNIS’ın malzeme bilimci ekibini harekete geçirdi. Ekip, nanomalzeme kullanarak elektrik yangınlarına karşı yenilikçi çözümler bulmaya karar verdi ve başardı.

25 Mayıs 2018 Cuma

OSB’lerde yeni dönem

Organize Sanayi Bölgeleri’nin (OSB) iç ve dış kaynaklardan kullandıkları kredilere verilecek faiz desteği belirlendi. Bu destekten yararlanabilmek için asgari yatırım tutarı, kalkınmada öncelikli yörelerdeki yatırımlar için 500 bin lira, normal yörelerdeki yatırımlar için 700 bin lira ve gelişmiş yörelerde yapılacak yatırımlar için 900 bin lira olacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre OSB’lerdeki katılımcılara verilen hizmetlerin daha kısa sürede hayata geçirilebilmesi amacıyla bu bölgelerin tüm faaliyetlerine kredi verilebilecek. OSB’lerin iç ve dış kaynaklardan kullandıkları krediler için de kredi faiz desteği sağlanacak. Yönetmelikle OSB’lerin kuruluş, yapım ve işletilmesiyle ilgili usul ve esaslarda da değişiklik yapıldı. OSB’lerin kuruluş aşamasında kurum ve kuruluşların katılma payı yatırması, sanayi odalarının kuruluşta bulunması zorunlu hale getirildi. OSB’lerin yanı sıra Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu’na (OSBÜK) ilişkin hükümlerde de değişikliğe gidildi. OSB ve OSBÜK organlarının görev süresi 4 yıla çıkarıldı. OSB katılımcılarının müteşebbis heyete dahil olmalarına imkan sağlandı. Huzur hakkı ödemelerine ilişkin esaslar belirlendi.

25 Mayıs 2018 Cuma

İTO’da ilk iftar İstanbul protokolü ile

HABER: ADEM ORHUN İstanbul Ticaret Odası (İTO), Ramazan ayının ilk gününde İstanbul protokolünü, düzenlediği iftar programında bir araya getirdi. İstanbul Valisi Vasip Şahin’in katılımıyla gerçekleşen programda İTO, şehrin kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve reel sektör yöneticilerine ev sahipliği yaptı. BÜYÜK AİLE İstanbul Valisi Vasip Şahin, iftar programında yaptığı konuşmada “Ramazan’ın ilk iftarında İTO’dayız. Burası büyük bir aile” şeklinde konuştu. Vali Şahin, bu vesile ile Oda’nın yeni yönetimini tebrik ederek başarılar diledi. İŞBİRLİĞİ İLE İLERLİYORUZ Vali Şahin, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Burada olan ve olamayan bütün arkadaşlarımızla, reel sektör temsilcilerimizle ve sivil toplum kuruluşlarımızla hep birlikte İstanbul’a hizmet edeceğiz. Çünkü İstanbul’a hizmet etmek, ülkemize ve insanlarımıza hizmet etmek demektir. Yükümlülüklerimizin başarıyla yürütülmesi anlamında Ticaret Odası ayağında gerçekten çok büyük destekler gördüğümüz İbrahim Çağlar kardeşimize de Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.” Kudüs ve Gazze’de yaşanan üzücü olaylara dikkati çeken Şahin, “Maalesef insanlık kendini ne kadar medeni ve ileri addederse addetsin görüyoruz ki, Ortaçağ’ı hatırlatan görüntüler yaşanıyor. Bunu da insanların gözünün içine baka baka icra ediyorlar” dedi. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç ise programda yaptığı konuşmada, “Ramazan, paylaşmanın ayıdır. Sadece ekmeği değil, acıları, mazlumun ahını da paylaşmanın çabasını taşıyoruz” dedi. Rahmet ayına girerken Gazze sınırında insanlığın ve dünya barışının katledildiğini vurgulayan Avdagiç, “Zulüm politikasını İstanbul Ticaret Odası olarak şiddetle kınıyoruz” diye konuştu. MAZLUM UNUTULMASIN İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, iftarda yaptığı konuşmada, “Müslümanların kendilerini düşünmeleri yeterli değil. Fakir ve garipleri de düşünmek zorunda. Üstelik diğer ülkelerdeki mazlumları da düşünmeli. Allah’a şükür, son zamanlarda Türkiye en iyi şekilde bunu yerine getiriyor” dedi.

25 Mayıs 2018 Cuma

İTO’nun yeni Genel Sekreteri Doç. Dr. Nihat Alayoğlu

Doç. Dr. Alayoğlu, 1964’te Sakarya’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi, İktisat Bölümü’nden 1990’da mezun olan Doç. Dr. Alayoğlu, 1994’te University of Glamorgan (İngiltere) - Business School’da İşletme Yüksek Lisans (MBA) programını tamamladı. Alayoğlu, 2005’te İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Ana Bilim Dalı - İnsan Kaynakları Bilim Dalı’ndan doktora derecesini aldı. Alayoğlu, 2000 - 2009 arasında sırasıyla Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Müdürü, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Sekreter Yardımcısı, Kalite Yönetim Müdürü ve Genel Sekreter olarak görev yaptı. 2009’da İstanbul Ticaret Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu’nda Öğretim Görevlisi olarak akademik hayata atılan Alayoğlu, 2011’de Yardımcı Doçent oldu. İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde ders veren Doç. Dr. Alayoğlu, 2012 - 2014 arasında ise üniversitenin Genel Sekreterliğini üstlendi. 2015’ten itibaren akademik hayatını İstanbul Medipol Üniversitesi’nde sürdüren Alayoğlu, 2015’te Doçent unvanını aldı. Alayoğlu’nun, “Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşma” başlıklı bir kitabı, çalışma alanları ile ilgili konularda yayınlanmış kitap bölümleri ve ulusal-uluslararası bilimsel bildiri ve makaleleri bulunuyor. Alayoğlu, evli ve iki çocuk babası.

25 Mayıs 2018 Cuma

Zamanı unutturan semt

İstanbul Köşe Bucak’ın bu haftaki konuğu, türlü güzellikleriyle sokaklarından geçenlere çeşit çeşit ihsanda bulunan bir Üsküdar semti, İhsaniye… İhsaniye’nin muhteşem manzaralarla süslü, sükûnet dolu sokaklarında hayran hayran dolaşırken döndüğünüz her köşe başında karşınıza çıkan tarihi yapılar dağarcığınıza kent tarihine dair yeni öyküler kazandırır. Hele sokaklarından biri vardır ki, Harem Korusu sırtlarından, asırlık ağaçların arasından görünen şahane Sarayburnu manzarasıyla yamaçlarından bakan gözlere yüzyıllar öncesinin İstanbul’unu gösterir. ÜSKÜDAR SARAYI Size yaşadığınız zamanı unutturan bu sokağın adı İhsaniye İskele Sokağı’dır ve bir zamanlar burada evler değil, Sultan Süleyman’ın inşa ettirdiği Üsküdar Sarayı’nın yapıları, bahçeleri yükselir. İnşa edildiği 16. yüzyıldan, III. Osman’ın tahta geçtiği 1754 yılına dek harap olan Üsküdar Sarayı, yeni sultanın iradesiyle yıktırılır ve açılan alan ile saray bahçeleri halka “ihsan” edilir. İşte semtin adı da bu “ihsan”dan gelir, olur “İhsaniye”. KENTİN ÖZEL MUHİTLERİNDEN III. Osman, üç yıllık kısacık saltanatında bu muhiti halka ihsan etmekle kalmaz, İhsaniye’ye iki de cami yaptırır. Fakat semtin etraflıca imarına ömrü vefa etmez ve bu iş halefi III. Mustafa’ya kalır. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren burada kurulan mahalle, günümüzde varlığını sürdürüyor ve dahası İstanbul’un ruhunu kaybetmemiş özel muhitlerinden biri olarak yaşıyor. İHSANİYE CAMİİ Sultan III. Osman’ın yaptırdığı İhsaniye Camii, küçük, ölçülü, sevimli bir mahalle camiidir. Yapının üzerinde gördüğümüz tamir kitabesi bize caminin bir zamanlar ahşap olarak inşa edildiğini, sonra yanıp harap olduğunu, Sultan Abdülaziz devrinde kagir olarak ihya edildiğini anlatır. Mermer bir mihrabı, ahşap bir minberi vardır. Öyle iddialı, gösterişli bir yapı değildir ama büyük ağaçların gölgelediği huzurlu avlusundan geçmek, içindeki tarihi eserlere göz atmak insana daima iyi gelir. KÜÇÜK İHSANİYE CAMİİ Küçük İhsaniye Camii ya da İhsaniye Mescidi olarak bilinen küçük ibadethane, III. Osman’ın İhsaniye semtinde inşa ettirdiği camilerin ikincisidir. Günümüze ulaşamayan yapı, yakın bir zamanda ihya edilip, ibadete açılsa da tarihi niteliğini maalesef yitirdi. İHSANİYE İSKELE SOKAĞI İhsaniye İskele Sokağı, “İstanbul’un en güzel sokaklarından biridir” dersem mübalağa etmiş olmam. Buradan göreceğiniz manzara dünyanın sayılı manzaralarından biridir. İskele Sokağı’na geldiğinizde İstanbul’un en güzel siluetlerinden birini karşınızda bulursunuz. Sokağı baştan başa yürürken küçücük bir kulübe göreceksiniz. İşte o, bir zamanlar aşağıdaki İhsaniye İskelesi’ne inenlerin biletlerinin kontrol edildiği kulübedir ve sokağın geçmişteki konumunu, adının nereden geldiğini hatırlatan yegane binadır. İhsaniye İskele Sokağı’ndan ağır adımlarla geçerken gözünüz sadece manzarada olmasın, yılların yorduğu ama zerafetiyle hâlâ göz dolduran eski ahşap konutlara göz atmayı unutmayın. HAREM KORUSU İhsaniye İskele Sokağı’nı deniz tarafından sınırlayan ve Selimiye semtine doğru uzayan Harem Korusu, sarp ve eğimli bir arazi üzerinde yer alan asırlık ağaçlardan oluşuyor. Yaklaşık 38 bin metrekarelik bir alana yayılan koruda anıt niteliğinde, koruma altına alınmış farklı türlerde çok sayıda ağaç bulunuyor. Hele içlerinde 310 yaşında anıt bir sakız ağacı (pistacia atlantica) var ki, İstanbul’un en güzel ağaçlarından biri. Yolunuz İhsaniye’ye düşerse sakın görmeden geçmeyin. Bir de temenni, koru civarında vakit geçirenler giderken çöplerini yanlarına alsa ve ağaçların etrafına atmasa ne güzel olur. İHSANİYE ÇEŞMESİ İhsaniye semtinin sokaklarında gezmeye gelenlere ihsan ettiği güzelliklerden bir diğeri çeşmeleridir. İhsaniye sokaklarında dolaşırken irili ufaklı çok sayıda çeşme ile karşılaşacaksınız. Bunların içinde biri var ki, muhitin adını taşır: İhsaniye Çeşmesi. İstanbul’un özel su yapılarından biriyle karşı karşıya olduğunuzu bir bakışta anlarsınız. Kitabesinin hattından mimarisine, kalem işi süslemelerinden yerleşimine, sıra dışı bir çeşmedir. Çeşme hakkında 1824’te yapıldığı hariç kesin bir malumata sahip değiliz. GAZANFER AĞA ÇEŞMESİ İhsaniye İskele Sokağı’ndaki en önemli yapılardan biri de III. Mehmed dönemi Darüssaade Ağaları’ndan Gazanfer Ağa’nın ruhu için yine bir Darüssaade Ağası Hafız İsa Ağa’nın yaptırdığı güzeller güzeli çeşmedir. Gazanfer Ağa, Saraçhane’deki meşhur Gazanfer Ağa Medresesi’nin bânisi, Sultanahmet’te Mimar Sinan’a kendi adını taşıyan medreseyi yaptıran Cafer Ağa’nın kardeşidir. Hatta Gazanfer Ağa, Cafer Ağa’nın 1557’deki ölümünün ardından medresenin inşaatını takip eden ve tamamlayan kişidir. AHMET ŞAKİR EFENDİ ÇEŞMESİ Bu sokakta ilerlemeye devam ettiğinizde bir çeşme daha çıkacak karşınıza; Ahmet Şakir Efendi Çeşmesi. 1907 tarihli bu çeşmeyi geçerken fark etmemeniz imkânsız. Artık suyu akmıyorsa da çeşmeden hayata akan güzelliği hemen hissedeceksiniz.

24 Mayıs 2018 Perşembe