tatil-sepeti
Akdeniz’de ilk sondaj bu ay

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Türkiye’nin ilk sondaj gemisi Fatih, bu ay Akdeniz’de ilk sondajını gerçekleştirecek” dedi. Fatih’in, Antalya açıklarında çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Bakan Dönmez, “İnşallah, ikinci gemiyi de yakın bir zaman içerisinde filomuza katacağız. Özellikle Akdeniz’de uluslararası hukuktan kaynaklı kaynaklarımızı sonuna kadar koruyacağız. Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemimiz de Türkiye Petrollerine ait uluslararası sahalarda sismik çalışmalarına devam edecek” dedi. Bakan Dönmez, 9. Türkiye Enerji Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında Türkiye’nin sadece cari açığın kapatılması anlamında değil, enerji teknolojilerinde de önemli adımlara imza attığını ve enerjide başlatılan AR-GE dönüşümünün Türkiye’yi önemli bir üretim üssü haline getireceğini söyledi. ÖZEL SEKTÖR ELİYLE Türkiye’nin yerli kaynaklarını maksimum seviyede kullanmak zorunda olduğunu ifade eden Dönmez, bu kaynakların özel sektör eliyle yatırıma dönüşmesi için gerekli çalışmaları yaptıklarını vurguladı. Bakan Dönmez, bu kapsamda ilk Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) güneş ve rüzgar ihalelerini geçen yıl gerçekleştirdiklerini ifade ederek, dünyanın en büyüklerinden biri olacak 1,200 megavatlık offshore (denizüstü) rüzgar enerjisi YEKA ihalesi için tekliflerin 23 Ekim’e kadar alınacağını hatırlattı. YENİ İHALEYE DAVET Bin megavatlık YEKA GES-2 projesi için geçen hafta ilana çıkıldığını dile getiren Dönmez, "Batarya depolama sistemi için ayrı bir ihale ve yol haritası düzenlemeyi kararlaştırdık. Türkiye’ye yatırım yapan hiçbir yatırımcı kaybetmedi, bundan sonra da kaybetmeyecek. Yerli ve yabancı yatırımcılarımızı yeni YEKA yatırımlarına davet ediyorum. Gelecek 10 yılda hem rüzgar hem de güneş enerjisinde 10’ar bin megavatlık kapasiteyi hayata geçirmeyi planlıyoruz” diye konuştu. Dönmez, yerli kömürde de benzer ihale modellerinin gerçekleştirildiğini ve çevreye duyarlı yeni nesil termik santrallerin hayata geçirilmesi için önemli çalışmaların olduğunu aktardı. YATIRIM VE TASARRUF Enerji verimliliğinin Türkiye’nin enerji politikalarında önemli bir yer tuttuğuna dikkati çeken Dönmez, “2023 yılına kadar yaklaşık 10 milyar dolarlık yatırımın karşılığını 2033’e geldiğimizde yaklaşık 30 milyar dolar olarak geri alacağız. Türkiye’de enerjinin uygun sunulması israf edileceği anlamına gelmez” dedi. NÜKLEER ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR Bakan Dönmez, Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili çalışmaların aralıksız sürdüğünü söyledi.Nükleer santrallerin Türkiye’nin enerji sepetindeki en önemli bileşenlerden biri olacağını ve 2023’te Akkuyu’da ilk reaktörün işletmeye alınmasının planlandığını aktaran Dönmez,Sinop Nükleer Santrali’nde fizibilite ve inceleme çalışmalarıyla birlikte üçüncü nükleer santral için de Çin şirketiyle ilgili görüşmelerin sürdüğünü anlattı. DOĞALGAZ DEPOLAMA HACMİ Doğalgazda da depolama çalışmalarının devam ettiğini ifade edenDönmez, temel hedefin 2023’e kadar yıllık gaz tüketiminin asgari yüzde 20’sini depolayacak kapasiteye ulaşmak olduğunu vurguladı. Dönmez, gelecek hafta önemli bir yatırımın hayata geçirileceğini, yıllık 10 milyon ton işleme kapasitesine sahip STAR Rafineri’nin açılışının planlandığını bildirdi.

09 Ekim 2018 Salı

‘En zorunu geride bıraktık’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27. Dönem 2. Yasama Yılı’nın açılışı dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda milletvekillerine hitap etti. Erdoğan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak ülkenin yönetiminde sorumluluk sahibi olduğu tüm dönemlerde, ekonominin her zaman özel önem verdiği konu olduğunu söyledi. KESİNTİSİZ MÜCADELE “Türkiye’yi 3.5 kat büyütürken ve zenginleştirirken, bundan milletimizin her kesiminin faydalanmasını sağladık. Çalışan, yatırım yapan, üreten, ihraç eden, istihdam oluşturan bir ülke olarak adeta yepyeni bir kalkınma modeli ortaya koyduk” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinden geçtiğimiz bu kesintisiz mücadele dönemi, bize daha güçlü olmamız gerektiğini bir kez daha göstermiştir” mesajını verdi. ABD YÖNETİMİNE MESAJ Verilen mücadeleye destek olanların millet tarafından el üstünde tutulduğunu belirten Erdoğan, ­şöyle konuştu: “Ekonomide içinden geçtiğimiz hassas dönem, herkes açısından çok daha büyük bir imtihan, çok daha büyük bir ayrıştırma vesilesi haline dönüşmüştür. Türkiye’nin ekonomi konusunda ihtiyacı olan reformların neler olduğunu en iyi biz biliyoruz. Ancak bir süredir yaşadığımız ve kurdaki yükselişin sebep olduğu hadiselerin, ülkemizin ekonomik gerçekleriyle, eksikleriyle ilgisi olmadığı çok açıktır. Amerikan yönetimi, aramızdaki siyasi ve hukuki sorunları, diyalog yerine tehdit ve şantaj diliyle çözmeye çalışmak suretiyle bu yanlış yola girmiştir. Güya bize bedel ödetmeyi amaçlayan bu yöntem, aslında en büyük zararı, orta ve uzun vadede Amerika’ya vermektedir. Çin ve Avrupa Birliği başta olmak üzere pek çok ülkeyle adeta bir ticaret savaşına tutuşan Amerika, Türkiye’ye yönelik ekstra uygulamalarıyla güvenilirliğini iyice yitirmiştir.” YEP ÖNEMLİ BİR ADIM Türkiye ekonomisinin, tehditlerle ve saldırılarla yıkılmayacak kadar güçlü olduğunu, kurdaki yükselişin yol açtığı belirsizliğin yavaş yavaş ortadan kalktığını belirten Erdoğan, “Bütçe disiplininden en küçük bir taviz vermiyoruz. Ülkemizin uluslararası piyasalardaki görünümünü güçlendirecek adımları birer birer atıyoruz” dedi. Türkiye’nin kimseden para talep etmediğini, tüm çabanın, uluslararası sermayenin ülkede yatırım yapmasını sağlamak olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bunun için gereken her türlü desteği ve güvenceyi veriyoruz. Ekonomimizin dengelerini, finanstan yatırımlara kadar her alanda tahkim etmeye yönelik programları dikkatle hayata geçiriyoruz. Yeni Ekonomi Programı (YEP) bunun en önemli adımlarından biri” diye konuştu. SIKINTILARI BİLİYORUZ Sanayicinin, tüccarın, esnaf ve sanatkârın, tarım sektörünün, ücretli kesimin yaşadığı sıkıntıları çok iyi bildiklerini ifade eden Erdoğan, “Enflasyondan, faizlerden, döviz kurundan bunalan, işini çevirmekte zorlanan herkesin yaşadıklarını yakından takip ediyoruz. Bankacılık sektörünün hareket alanının daralmasından kaynaklanan finans sıkışıklığının yol açtığı zincirleme sorunların öneminin ve aciliyetinin de farkındayız. Tüm bu sıkıntıların çözümüne yönelik hazırlıklarımız, çalışmalarımız var” değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “En zorunu geride bıraktık, inşallah bundan sonra her şey daha kolay olacak. Bugüne kadar nasıl her sıkıntıyı milletimizle kol kola, omuz omuza vererek aştıysak, bugünleri de inşallah aynı şekilde geride bırakacağız. Çıktığımız bu uzun ve zorlu yolculukta Meclisimizle, siz değerli milletvekillerimizle birlikte yürüyecek, mücadeleyi birlikte verecek, başarıyı birlikte yakalayacağız.” FIRSATÇILARA MEYDAN YOK “Hiçbir sanayicimizi, tüccarımızı, çalışanımızı, vatandaşımızı vicdan ve ahlak yoksunu tefecilerin, iyi günde ortaya çıkıp kötü günde kaybolan fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden, gereken her türlü tedbiri alıp uygulayacaklarının da altını çizerek şöyle konuştu: “Dengeleme, disiplin ve değişim üzerine kurulu yeni bir ekonomi programı hazırladık. Kredi imkânlarını genişletip kolaylaştıracak, yatırımları teşvik edecek, üretime, istihdama ve ihracata öncelik verecek bir ekonomi anlayışıyla Türkiye’yi yeniden yükselişe geçirmekte kararlıyız. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını, ülkesine ve yönetimine güvenmesini istiyorum.”

09 Ekim 2018 Salı

Ekmek fiyatında artış yok

İstanbul Valisi Vasip Şahin, kent genelinde 1 lira 25 kuruşa satılan ekmek fiyatında bir değişiklik olmayacağını söyledi. Vali Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Mevlüt Uysal, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ve İstanbul Esnaf Odaları Birliği Başkanı Faik Elmas ile birlikte yaptığı açıklamada, ekmek fiyatının değişmemesi yönündekarar alındığını kaydetti. Ülkenin içinden geçtiği ekonomik dalgalanma döneminde, tüketicilerin alım gücüyle ilgili zaman zaman birtakım beklentilerinin olduğunu ifade eden Vali Şahin, şunları söyledi: “Hem Esnaf Odaları hem de Ticaret Odası’nın yapmış olduğu toplantılar neticesinde bir karara varıldı. İstanbul’da 2016’nın başından beri 250 gramlık ekmek, 1 lira 25 kuruştu. Bu noktada 250 gramlık ekmek fiyatında herhangi bir değişiklik yok.” UYGULAMADA BİRLİK İstanbul’da faaliyet gösteren fırıncıların bazılarının Esnaf Odaları, bazılarının ise Ticaret Odası üyesi olduğunu dile getiren Şahin, şöyle devam etti: “Dolayısıyla Esnaf Odaları’na kayıtlı olanlar 2016 yılında belirlenen fiyatlarla satışa devam ediyordu. Aynı şekilde Ticaret Odamız da yaptığı toplantılarla nihai karar olarak Esnaf Odalarımızla birlikte aynı noktada buluştu. 250 gramlık ekmeğin 125 kuruş, 200 gram olanın da bir lira olması konusunda uygulama birliğine ulaşmış olduk.” Vali Şahin ayrıca, “Tüketiciyi aldatmaya ya da onlara fahiş fiyatla hizmet vermeye çalışan üretici ya da satıcılarımızla ilgili denetim mekanizması çalıştırılacak” dedi. HALK EKMEK DENGE İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ise Halk Ekmek olarak üretim yaptıklarını söyledi. Uysal, yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Halk Ekmek’te üretimden maksat hem fiyatlarda dengelemeyi sağlamak hem de tüketiciye kaliteli, sağlıklı ekmek ulaştırmaktır. Kapasite olarak günlük 2 milyon ekmek çıkarabiliyoruz. Toplamın yüzde 5’i, 10’u oluyor. Talep geldikçe bunu artırabiliyoruz. Şu anda bizde 250 gramlık ekmek fiyatı 75 kuruş. Rekabet yapmıyoruz. Kamu hizmeti yapıyoruz. İnanıyoruz ki, açıklanan fiyatlar esnafımızı zor durumda bırakmayacak.” ÜRETİCİDEN FEDAKÂRLIK İTO Başkanı Şekib Avdagiç de konuyla ilgili olarak sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda şunları kaydetti: “İki yılı aşkın süredir un fiyatları, işçilik ve enerji fiyatlarındaki artışlara rağmen ekmek üreticisi İTO üyelerimiz, büyük bir fedakârlıkla bu dönemde ekmek fiyatlarını artırmayarak önemli bir duruş sergiliyor.”

09 Ekim 2018 Salı

Kapalıçarşı’nın nefes alan müzesi: Cebeci Han

Kapalıçarşı’daki hanlar arasında en muntazam plana ve çarşı dokusu içinde özel bir yere sahip olan Cebeci Han hakkında bildiklerimiz sınırlı. Aslında tartışmalı demek belki daha doğru olacak. Cebeci Han’ın bir kitâbesi olmadığından kesin inşa tarihini bilmiyoruz. Kimi kaynaklar bu durumdan yola çıkarak yapıyı bir bilinmezler bütünü olarak tanıtıp, mimarı, yapılış tarihi ve bânisi bilinmeyen bir han olarak betimlerken, pek çok kaynakta yapının bir Mimar Sinan eseri olarak kabul edildiğini görüyoruz. MİMAR SİNAN ESERİ İstanbul Köşe Bucak’ın bu haftaki konuğu olan Cebeci Han’ın aslında Mimarı Sinan eseri olduğuna dair kanıtlar kâfi miktarda. Farklı kaynaklardan yola çıkarak Cebeci Han’ın bânisinin Sultan Süleyman’ın damadı ve sadrazamı Rüstem Paşa olduğunu söylemek mümkün. Evet, kitâbesi olmayan yapının kesin inşa tarihini bilmek mümkün değil ama yapıdan Mimar Sinan’ın eserlerinin sıralandığı binalar kitabı Tezkiretü’l-Ebniye’de “Bet (Bat-Bit) Pazarı’nda Rüstem Paşa’nın Kebeciler Kervansarayı” şeklinde söz edildiğini görüyoruz. Bu da yapıyı 16. yüzyıla tarihleme imkânı veriyor. Rüstem Paşa’nın vakfiyesinde kervansarayın “Kehle Pazarı, Bat Pazarı”nda yer aldığına dair üç yerde adı geçiyor. NEDEN KİTABESİ YOK Kervansarayın yanı başında günümüze ulaşmayan bir mescid olduğu da kaynaklarda geçiyor. Söz konusu mescidin Ayvansarayi Hüseyin Efendi’nin Hadîkatü’l- Cevâmi’sinde adı geçen ama bugün ayakta olmayan Çaşnigir Mescidi olduğu yapıya dair verilen ayrıntılı bilgilerden anlaşılıyor. Hatta Hadîkatü’l-Cevâmi’ye bakılırsa Çaşnigir Mescidi de, yanında olduğu anlatılan odalar gibi Rüstem Paşa Vakfı’na dahilmiş. Peki, hanın neden bir kitâbesi yok? Aslında Rüstem Paşa’nın Tahtakale’deki camisinde ve Şehzade Camii’ndeki türbesinde de bir kitâbe olmadığı düşünüldüğünde handaki durum anlaşılır hale geliyor. Bu durumu Rüstem Paşa’nın şairlerle arasının açık olmasına bağlayan tarihçiler çıkıyor. Oysa bâninin ölümü sonrası inşa edilen ya da tamamlanan yapılarda inşaat kitâbesi olmamasına rastlanan bir durum. KUL CİNSİNDEN HIRVAT ASILLI VE ARİSTO AKILLI Cebeci Han’ın bânisi Rüstem Paşa, Osmanlı tarihinin ilgi çekici karakterlerinden ve en zengin devlet adamlarından biri. Rüstem Paşa hatırı sayılır serveti sayesinde imparatorluk coğrafyasının dört köşesinde çok sayıda eser bırakmış. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Rüstem Paşa’dan “Kul cinsinden Hırvat asıllı ve Aristo akıllı idi” diyerek bahsediyor. Rüstem Paşa’nın yaptırdığı Kebeci (Cebeci) Han’ın 100 ocak olduğunu söyleyen Çelebi, “Bosna ve Belgrad’ın zengin tüccarları buradadır” diyerek kervansaraydaki ticari hareketliliği de kendi üslûbunca tarif ediyor. Kervansaray, onu yaptıran Rüstem Paşa’nın adıyla değil “Kebeci” ve sonra aldığı şekliyle “Cebeci Hanı” olarak anılıyor. Cebe, savaşlarda darbelerden korunmak için giyilen örme çelik zırha verilen ad. Hanın üretim yapılan bölümlerinde bir zamanlar cebe yapıldığı, bu işyerlerinin özgün olarak bir ocak ve bacayla inşa edildiği biliniyor. CEBECİ HAN’IN DÜNÜ BUGÜNÜ Bir zamanlar tüccarların konakladığı, uzun yollardan gelenlerin ağırlandığı Cebeci Han’ın odaları bugün birer ticarethane. Dükkanlar, atölyeler, hediyelik eşya satıcıları, bakırcılar, kumaşçılar ve daha niceleri handa faaliyet gösteriyor. Çeşit çeşit, renk renk ürünlerin satıldığı han, dükkân sahiplerinin ya da kiracıların bireysel çabalarıyla ayakta duruyor. Cebeci Han, yüzyıllar içinde özgün bütünlüğünü yitirirken yaşayan bir mekân olması sayesinde yıkılıp yok olmaktan da kurtulmuş. Günümüzde hana çirkin bir keşmekeş hâkim. Cebeci Han’da ilk büyük tahribat 1701 yangınında yaşanmış. Zamanın şairi bu felaketi; “Kebeciler Hanı dirsen bir metin binâ iken Yandı kibrit taşı gibi içi taşı döküldü” dizeleriyle anlatmış. Bu afetin ardından yapının büyük ölçüde yıkıldığı 1894 depremi gelmiş. Bu ve benzeri tahribatların ardından defalarca onarıldığı bilinen yapı 1970’lere gelindiğinde oldukça kötü durumdaymış. Bakımsızlıktan ve kötü kullanımdan dolayı viraneye dönüşen han, esnafın çabasıyla 1981 yılından itibaren toparlanmaya başlamış. Düzenlenip, temizlenen han dükkânlara dönüştürülmüş ve zamanla müşterilerin uğrak yeri olmaya başlamış. Cebeci Han’ın günümüze özgün olarak ulaşan son parçaları da zorlukla ayakta duruyor. Ana cephenin tuğla-derz dokusu yer yer görülüyor. Yapının bütünüyle ayakta kalan tek özgün kemeri ise kaderine terk edilmiş durumda. Dükkan sahipleri açıkta duran bu kemerin her kuvvetli rüzgârda zarar gördüğünü ve parça parça döküldüğünü söylüyor. Can-lı, nefes alan bir müze olan Cebeci Han, kapsamlı bir restorasyonu hak ediyor.

09 Ekim 2018 Salı

Ar-Ge ve inovasyonun kalbi İstanbul’da atacak

Mimar ve Mühendisler Grubu tarafından organize edilen MMG 3. Ar-Ge&İnovasyon Zirvesi ve Sergisi, 17-18 Ekim tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımının beklendiği organizasyon; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’nın himayesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın (SSM) desteği, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK, TOBB ve DEİK'in katkıları ile gerçekleştirilecek. İNOVATİF PROJELER MMG 3. Ar-Ge&İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’nde, Ar-Ge merkezleri, kalkınma ajansları, üniversiteler, teknoparklar ve organize sanayi bölgelerinde geliştirilen inovatif projelerin aynı platformda buluşturulması hedefleniyor. Projeler arasında sinerji ve etkileşim oluşturmak, projelerin yatırıma dönüşmesi ve ticarileştirilmesine katkıda bulunmak da yine organizasyonun hedefleri arasında yer alıyor. Organizasyonda, ayrıca çeşitli başlıklarda düzenlenecek oturumlarda konunun uzmanları, iş ve sanayi dünyası temsilcileri, akademisyenler ile kamu kurum ve kuruluşları yetkilileri ziyaretçilerle bir araya gelecek. 10 BİN ZİYARETÇİ 2017 yılında gerçekleştirilen etkinlikte, Ar-Ge merkezleri, kalkınma ajansları, üniversiteler, teknoparklar, savunma sanayi ve enerji firmaları başta olmak üzere birçok farklı sektör ve bölgeden 213 kurum ve kuruluş 500’e yakın inovatif proje sergilenmişti. Fuar, Ar-Ge ve inovasyon konularına ilgi duyan 10 binin üzerinde profesyonel tarafından da ziyaret edilmişti. Fuara yine yoğun bir katılım bekleniyor. Ayrıntılı bilgi için: www.argezirvesi.com0532 506 81 16

09 Ekim 2018 Salı