tatil-sepeti
10 TURCORN çıkarmak mümkün

* İTO’nun, girişimciliğin desteklenmesi amacıyla kurduğu Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin (BTM) Fulya’daki üç bin metrekarelik yeni yerleşkesi açıldı. Açılışa katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “2023 stratejimize koyduğumuz en az 10 Turcorn, bir milyar dolar üzerinde değerlemeye sahip Türk Unicorn hedefi uzak bir ihtimal değil” dedi. * İTO Başkanı Şekib Avdagiç de “2017’de 30 startup ve 100’e yakın girişimciyle yola çıktık, bugün 300’den fazla startup ve 1000’e yakın girişimcimiz var. İlk Turcorn’ların adresi olma hedefine, her geçen gün bir adım daha yaklaşıyoruz. 2023’e kadar bu alanda Türkiye olarak en az iki elin parmakları kadar Turcorn’lar çıkaracağız” diye konuştu. İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından girişimciliğin desteklenmesi amacıyla kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin (BTM) Fulya’daki üç bin metrekarelik yeni yerleşkesi törenle açıldı. Törende konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bakanlık olarak merkezin kurulmasında aktif rol oynadıklarını hatırlatarak, proje bütçesinin yüzde 75’ininİstanbul Kalkınma Ajansı tarafından karşılandığını bildirdi. 26 MİLYON TL DESTEK Varank, “2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizin temel politika bileşenlerinden birini girişimcilik olarak belirledik.Fikirlerini ekonomik değere dönüştürmeyi başarmış çalışkan girişimcilerimiz var” dedi. Sundukları desteklerle girişimcilerin yanında olduklarının altını çizen Bakan Varank, bu desteklerin içinde yer alan ‘TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci Programı’ sayesinde geçen sene gençlerin,26 milyon TL destekten yararlandıklarını kaydetti. Varank, programın2020 çağrısınınhâlâ açık olduğunu anımsatarak,28 Şubat’a kadar başvurulabileceğini duyurdu. İKİ YENİ FON KOSGEB’in verdiği destek ve eğitimler hakkında bilgi veren Varank, yakın zamanda biri bölgesel kalkınma diğeri de teknoloji ve inovasyon alanında olmak üzere iki yeni fon kurduklarını hatırlatırken, toplamda750 milyon liralık bu fonlarla, firmalara uzun vadeli sermaye desteği sağladıklarını söyledi. Varank, bu mekanizmayla işletmelerin, faiz yükü altında ezilmesini engellemek istediklerine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Önümüzdeki dönemde, girişimcilik ekosisteminde yer alan paydaşların faydalanması için Türkiye Girişim Ekosistemi Platformu ve İnternet Sitesi’ni kuruyoruz. Bu platformda yatırımcılar tanıtılacak ve girişimcilerin kullanabileceği kaynaklar hakkında bilgi yer alacak. Erken dönem girişimciler için vergisiz veyakolay vergili dönem gibi uygulamaları geliştirmek istiyoruz. Girişimlerin başlangıç aşamasından, ölçeklenme aşamasına geçişlerinindaha sıkı takipçisi olacağız. Bu noktada özellikle, küreselleşme iddiası olan derin teknoloji tabanlı girişimleri pozitif ayrıştıracağız.” MELEK YATIRIMCI ARTACAK Varank, finansman kaynaklarını çeşitlendirmek içinmelek yatırımcı sayısı ve etkinliğini artıracaklarını, kitlesel fonlamanın kullanımını yaygınlaştıracaklarını aktardı. Teknoloji tabanlı girişimlerde Türkiye’nin çok büyük bir potansiyeli olduğuna dikkat çeken Varank, şunları kaydetti: “Dolayısıyla 2023 Stratejimize koyduğumuz en az 10 Turcorn, bir milyar dolar üzerinde değerlemeye sahip Türk Unicorn hedefi uzak ihtimal değil. Ülkemizde girişimciliğiyüzde 90 oranında kamu destekliyor.Özel sektörün debu alana daha fazla yönelmesi,ilgi göstermesi, risk alması,yatırım yapması lazım.” Varank, bir taraftangirişimcilerin kendisinidaha iyi anlatması, yurtiçi veyurtdışından yatırım çekmeye odaklanması gerektiğini, diğer taraftan daözel sektörün, girişim sermayedarlığına yönelmesi, keşfedilmemiş potansiyeli ekonomiye kazandırması gerektiğini söyledi. Varank, konuşmasını şöyle tamamladı: “Yeni alanlara yönelen, trendleri belirleyen, iç ve dış pazarlardaki boşluklara odaklananstartuplar geleceğin kazananları olacak. BTM de startupları, girişimleri, harekete geçirme, cesaretlendirme ve yönlendirme konusunda oldukça kritik bir fonksiyon üstlenecek.” 300’DEN FAZLA STARTUP VE 1000’E YAKIN GİRİŞİMCİ VAR İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, göreve geldikleri günden bu yanaBilgiyi Ticarileştirme Merkezi’ne ağırlık verdiklerini belirterek, Türkiye’nin sıçrama yapmasının ancak girişimci fikirlerine sahip çıkmasıyla mümkün olacağını söyledi. Türkiye’ninbeyinlerine sahip çıkılması, onların geliştirilmesi ve önlerinin açılması gerektiğini belirten Avdagiç, şunları söyledi: “Bunu yapabilirsek, yenilikçi fikirlerin endüstriye hızla etki ettiği bir çağda, bizim büyük bir başarı ortaya koymamız mucize değil.Biz de İTO olarak BTM ile bu konuda, üzerimize düşeni yapıyoruz. Artık BTM, yenilikçi fikir sahiplerine, projelerini hayata geçirmede gerekli tüm bileşenleri sunan bir startup merkezi.” TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜĞÜ BTM’nin, açılışı yapılan yeni mekanındaki mevcut fiziki kapasitesiyle, girişimci sayısıyla, sahip olduğu iş ağıyla, Türkiye’nin en büyük startup merkezi olduğunun altını çizen Avdagiç, dünyadakibenzer startup merkezleri arasında ise hatırı sayılır konumda olduğunu bildirdi. Avdagiç, Doha’da düzenlenen World Incubation Summit’te, UBI Global tarafından 700’den fazla kuluçka ve hızlandırma merkezi arasından ‘Dünyanın En Gelecek Vaad Eden Programı’ ödülüne layık görülmesinin, bunun bir göstergesi olduğunu aktardı. BTM’nin dünyada ilk defa bir ticaret odası tarafından kurulan startup merkezi olduğuna işaret eden Avdagiç, şunları söyledi: “Bunun sağladığı imkan ve desteklerle katılımcılarına önemli ayrıcalıklar sunuyor. BTM olarak girişimcilerden hisse veya ortaklık talep etmiyoruz. Hizmetlerimizi ücretsiz sunuyoruz. 2017’de 30 startup ve 100’e yakın girişimciyle yola çıkan BTM, tam 10 kat büyüdü. Bugün BTM’nin başta yapay zeka olmak üzere birçok sektörden kabul ettiği 300’den fazla startup ve 1000’e yakın girişimcisi bulunuyor.” YENİ HEDEF VE PROJELER Yeni mekanda yeni hedef ve projelere start verdiklerini dile getiren Avdagiç, “Gördüğümüz ilgi sebebiyle, Türkiye’den ilk çıkacak unicornların, ilk Turcorn’ların adresi olma hedefine, her geçen gün bir adım daha yaklaşıyoruz. 2023’e kadar bu alanda Türkiye olarak en az iki elin parmakları kadar Turcorn’lar çıkaracağız” diye konuştu. 13 GİRİŞİM PROJELERİNİ ANLATTI BTM’nin yeni yerleşkesinin açılışının ardından ‘Küresel Doğan Startuplar: Winglobal’ etkinliğinin ikinci ayağında yer alan girişimciler sahne aldı. 13 girişim, katılanlara ve yatırımcılara projelerini anlattı. Winglobal’de dereceye giren 5 startup ABD’deki Silikon Vadisi’ne gitme şansını elde edecek. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin üç bin metrekarelik yeni yerleşkesinin açılış törenine katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, İTO Başkanı Şekib Avdagiç ile birlikte Oda’nın haftalık ekonomi gazetesi İstanbul Ticaret’i inceledi. Açılış törenine Bakan Mustafa Varank ve İTO Başkanı Şekib Avdagiç’in yanı sıra İTO Yönetim Kurulu Üyeleri Münür Üstün, Bahadır Yaşık, Levent Taş, İbrahim Doğan Salman, Yakup Köç, Burhan Polat ve Oda meclis üyeleri de katıldı. Törende İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu yer aldı.

23 Ocak 2020 Perşembe

Sanatın kimyagerliği: Tombaklama

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Osmanlı ve Selçuklu maden sanatları içinde önemli bir yeri olan tombak sanatı, asırlardır kesintisiz olarak icra ediliyor. Asırlık kadim sanat günümüzde az da olsa usta yetiştirerek varlığını muhafaza ediyor. İslam kültüründe altın eşya kullanımının haram olduğu anlayışı sonucunda ortaya çıkan tombak sanatı, bakır bir eşyanın gram gram yapılan çeşitli karışımlarla altınla kaplanmasını ifade ediyor. ÖZEL HASSASİYET Tombaklama sanatının tarihçesi Selçuklu Devleti’ne kadar uzanıyor. Altının büyüleyiciliğinden vazgeçemeyen geleneksel Türk sanatı çareyi, altın kaplama eserler yapmakta buldu. Bu hassasiyet, yüzlerce yıl geleneksel Türk sanatının baş tacı olacak bir dalın doğmasına vesile oldu. TEHLİKELİ SANAT Asırlardır usta-çırak ilişkisi ile süre gelen tombak sanatı, günümüzde ise az sayıda çırakla birlikte yok olmadan varlığını devam ettiriyor. Tombak ustalarının bu kadar az sayıda olmasının nedeni ise bu sanat dalının bir dönem çok tehlikeli şartlar altında yapılıyor olmasıydı. Zira cıva, kükürt ve altın karışımıyla kaplanan bakır eşyalar, zehirli gazların solunmasına neden oluyordu. Bu nedenle tombak ustaları 45 yaşını bulmadan hayata gözlerini yumuyordu. Bir ömre bedel olan tombak, günümüzde tehlikesi daha azalmış şartlar altında icra ediliyor. GRAM ÖLÇÜLERİ Tombak sanatının en önemli özelliklerinden biri, tombaklama işlemi için gerçekleştirilen karışımın gram gram ayarlanıyor olması. Her bir eşya için özel ölçülerde karışım hazırlanıyor. Aynı zamanda bir kimyager edasıyla sanatlarını icra eden tombak ustaları, hazırladıkları karışıma bir gram fazla ya da eksik malzeme koyduklarında, tombaklama işleminden istedikleri verimi elde edemiyorlar. ÇIRAK YETİŞTİRİYOR Tombak sanatının sayısı azalan ustalarından biri de İsmail Bülbül. İsmail Bülbül, aynı zamanda bir kalemkâr ustası. Tombakladığı eşyaların üzerine ince ince nakış desenleri de işleyen Bülbül, usta-çırak ilişkisi ile kendini yetiştirmiş. Tombak ve kalemkârlığın nadir ustalarından biri olan Bülbül, sanat dalını elden ele devretmek için çırak da yetiştiriyor. Bülbül, aynı zamanda Yeni Camii Hünkâr Kasrı’nda ‘Kalemkârlık ve Tombak’ isimli bir sergiyi sanatseverlerle buluşturdu. Her iki sanatın da nadide eserlerini 25 Ocak’a kadar Yeni Camii Hünkâr Kasrı’nda görmek mümkün. USTAYA 1.700 KURUŞ Tombak sanatı, Osmanlı döneminde oldukça önemsenen bir sanat dalıydı. Tombaklama sanatı en basit eşyayı bile altının ışıltısıyla bir sanat eserine dönüştürüyordu. II. Mahmud’un eşi Pertevniyal Valide Sultan’ın; iki iskemleye mıhlanan yaldızlar için Tombakçı Bedros Efendi’ye bin 700 kuruş ödediği tarihe geçen kayıtlar arasında.

22 Ocak 2020 Çarşamba

CatchMe ile mizah ve rekabet bir arada

HABER: TUĞÇE ÖZKUŞ Alışılmışın dışında bir sosyal medya uygulaması olan CatchMe ile kişiler başka hesaplar üzerinden paylaşım yaparak, paylaşım yaptıkları konuyla ilgili eğlenceli bir meydan okuma gerçekleştiriyor. Projenin kurucusu Halim Pehlivan ile CatchMe uygulamasını ve ileriye dönük hedeflerini konuştuk. Projenizden kısaca bahseder misiniz? Projeniz nasıl ortaya çıktı, bir hikayesi var mıdır? Uygulamamız CatchMe, alışılagelmişin dışında bir sosyal medya uygulaması. Diğer sosyal medya uygulamalarındaki gibi bir profil oluşturuyorsunuz fakat kendi oluşturmuş olduğunuz profilden paylaşım yapamıyorsunuz. Sadece izin vermiş olduğunuz arkadaşlarınız, sizin profilinizden paylaşım yapabiliyor. Arkadaşınızın profilinde de siz paylaşım yapmış oluyorsunuz. Bununla birlikte paylaşım yaptığınız arkadaşınızın bir cevap hakkı doğuyor ve bu bir düelloya dönüşüyor. Sadece düello değil uygulamanın içerisinde çok fazla farklılık katacağımız özellikler de olacak. UYGULAMA FİKRİ Projenin ilginç bir çıkış hikayesi var. 10 yıl süren uzun soluklu ve yorucu bir uçuş hayatına veda ettikten sonra Dalyan’a yerleştim. O dönem çocukluk arkadaşlarım, aynı zamanda sektörlerinde profesyonel olan Aytaç ve Sertaç ziyarete geldiler ve bir uygulama yapmak istediklerini söylediler. DOĞAL PAYLAŞIM Sosyal mecralara baktığımda, insanların olduğundan ziyade, olmak istedikleri şekilde kendilerini paylaşması ve buradaki yapaylık zihnimi daha çok tırmalamaya başladı ve fikir aklıma böyle geldi. Herkes doğal halini kendi sosyal medyasından paylaşma cesaretini bulamasa da bunu önceden izin vermiş olduğu arkadaşları yapabilir ve bu bir düelloya dönüşebilirdi. Sektörlerinde profesyonel olan Burak ve Muhannad’ı da alıp 5 kişilik bir ekip olduk. Uygulamamız yakın bir zamanda AppleStore’dan ve AndroidStore’dan indirilebilecek. KLİŞELERDEN FARKLI Projenizi ve projenizin yenilikçi yönünü anlatabilir misiniz? Yenilikçi yönümüzün kesinlikle klişe haline gelmiş sosyal medya paylaşımlarına son verecek olmamız. Her birimizin listesinde aslında gerçek halini bildiğimiz fakat farklı bir profil yansıtmaya çalışan insanlar var öyle değil mi? İnanın bu profiller artık birçok kullanıcı tarafından hoş karşılanmıyor ve yapay duruyor. Biraz mizah, fazlaca doğallık ve düelloyla kullanıcıların hem kendileriyle yüzleşmesini hem de eğlenmesini sağlamak istiyoruz. İnsan psikolojisi üzerine analizler yaptık. İsim hakkı, telif, tasarım, prototip konularına yoğunlaştık ve şu an yazılım aşamasındayız. Müşteri profiliniz kimlerden oluşuyor? Sosyal medya kullanan herkesi hedefliyoruz aslında. Bireyselin dışında uygulamamızda grup oluşturma seçeneği de olacağı için öğrencilerden kalabalık ofis çalışanlarına, sosyal medya tutkunu kalabalık ailelere kadar geniş bir hedef kitlemiz var. İnsanların birbirlerini yakalayıp paylaşım yapması ve düelloya girmesi, bunu da aynı zamanda bilindik gruplar içinde yapmalarının insanlara keyifli zamanlar yaşatacağı kanaatindeyiz. ÜNLÜ KARAKTERLER İnanılmaz derecede heyecan veren bir hedefimiz daha var: Dünya üzerindeki rekabetçi markaları ve markalaşmış karakterleri uygulamamızın içerisine dahil edebilmek. Örneğin dünyaca ünlü bir markanın yeni çıkarmış olduğu bir ürünü güzel bir görsel ile rakibinin hesabından paylaşması veya yine dünyaca ünlü bir şefin sınırlı bir süre ve malzemeyle yapabildiklerini diğer ünlü bir şefin hesabından paylaşıp düelloya davet etmesi heyecan verici olmaz mı? BTM’NİN DESTEĞİ BTM’de bulunmak projenize ne gibi katkılar sağladı? BTM ile İstanbul Ticaret Odası’na erişebilmek bizim için çok önemli. BTM’nin startup projelerine vermiş olduğu destek tartışılamaz. İş geliştirme, kurumsallık ve sahne sunumları konusunda profesyonel anlamda altın değerinde bilgiler edindik. BTM’nin sağladığı ofisler sayesinde toplantılarımızı daha verimli şekilde yapabiliyoruz. Her anlamda harika bir kurum olduğunu söyleyebiliriz. Kendinizi nerede konumlandırmayı düşünüyorsunuz? Türkiye’de sosyal medya kullanımı oldukça yüksek. Dünya genelinde de her 10 kişiden 9’unun sosyal medya kullandığını düşünürsek, global anlamda yüksek bir noktaya gelmemiz hayal olmamalı. Günümüzde artık insanoğlu daha sabırsız ve yeniliğe açık. Güncel bir tasarım ve farklı konseptimizle insanların ilgisini çekeceğimizi düşünüyoruz.

21 Ocak 2020 Salı

e-Rekabete yakın takip

Rekabet Kurumu; önümüzdeki 5 yılda denetim, uygulama süreçlerini daha hızlı ve etkin şekilde sonuçlandıracak. Kurum bu kapsamda delil elde etme yöntemlerindeki etkinliğini artıracak. Rekabet Kurumu böylece uygulamada daha önalıcı (proaktif) yaklaşımları hedefliyor. Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, İstanbul Ticaret’in sorularını yanıtladı. Türkiye’nin yanı sıra, dünyadaki gelişmeleri de yakın takipte olduklarını vurgulayan Birol Küle, “Sadece şikayetler üzerine değil, resen de inceleme kararı alıp, rekabet karşıtı uygulamaların üzerine gidiyoruz” dedi. RÖPORTAJ: ŞEREF KILIÇLI e-Ticaret, küresel çapta etkinliğini her yıl artırırken dijital platformlardaki rekabet ihlalleri konusu da önemli bir tartışma konusu. Dünyanın değişik ülkelerindeki rekabet kurumları, aldıkları kararlarla “düzenleyici ve denetleyici” olma konumlarının yenilenerek süreceği mesajını açıkça veriyor. Ülkemizdeki mevcut durumu ve önümüzdeki dönemde izlenecek politikayı Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle ile konuştuk. - Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun 1994 yılında kabul edildi. Süreç içinde değişikliklere uğradı. Ancak dünya ekonomisi dijital odaklı bir dönüşüm yaşıyor. Türkiye’de de bunun etkilerini görüyoruz. Kanun’da kapsamlı bir değişiklik ihtiyacı var mı? Mevzuatla ilgili neler söylemek istersiniz? Ekonomide yaşanan dijital dönüşümü en yakından takip eden kurumlardan biriyiz. Genel olarak rekabet politikası ve hukuku bu dönüşümle baş edebilecek esneklikte. Kanunumuz da temel olarak piyasalardaki rekabeti koruyacak ilkelere ve araçlara sahip. Son dönemde verdiğimiz kararlar bunun açık bir göstergesi. Rekabet Kurumu olarak bu konuda dünyanın en etkin rekabet otoritelerinden biriyiz. Öte yandan dijitalleşmenin getirdiği yenilikleri, kararlarımıza ve ikincil mevzuatımıza yansıtıyoruz. Örneğin, Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz’da 2018 yılında değişiklikler yaptık. İnternet üzerinden yapılan satışlarda ve çevrimiçi platformların iş modellerinde sık karşılaşılan “En Çok Kayrılan Müşteri Şartı” uygulamasına yer verdik. YOL HARİTASI HAZIR - e-ticaretin etkisinin daha da artacağı dönemde Rekabet Kurumu nasıl bir misyon üstlenecek? Vizyonumuzu şekillendiren bazı güncel eğilimler var. Bunlardan ilki e-ticaretin artan rolü. Rekabet hukuku uygulaması da daha çok uluslararası boyut kazandı. Bu çerçevede önümüzdeki 5 yılda denetim ve uygulama süreçlerini daha hızlı ve etkin şekilde sonuçlandırmak için yeni yaklaşımlar geliştirmeyi, delil elde etme yöntemleri etkinliğini artırmayı, uygulamada daha önalıcı (proaktif) yaklaşımlar benimsemeyi ve uluslararası işbirliğini güçlendirmeyi hedefliyoruz. - Sektörel bazda bir değerlendirme olursa en çok hangi sektörlerde rekabetle ilgili sorun yaşanıyor? Rekabetin koşullarına en çok riayet eden sektörler hangileri? 2018 yılındaki soruşturmaların sayısı bakımından bilgi ve iletişim teknolojileri; ulaştırma, taşıt ve hizmetleri ile enerji sektörü ilk üçte. Verilen idari para cezalarının miktarı açısından ise sıralama enerji, bilgi ve iletişim teknolojileri ile yiyecek ve içecek hizmetleri şeklinde. HAKSIZ REKABET FARKI - Rekabetin olmamasının yanında haksız rekabet de bir sorun. İkisi arasındaki sınır, yani nerede başlayıp nerede bittiği günlük hayatta hep tartışma konusu. Hukuku, günlük hayatın diline aktardığımızda, sınır ve denge ne olmalıdır? Rekabet ihlali ile haksız rekabet halleri piyasanın işleyişini bozması, tüketicinin zarara uğraması ve hak edilmeyen kazançlar elde edilmesi bakımından birbirine benzer görünüyor. Ancak hukukumuzda yer buluşları, inceleme ve karar alma yöntemleriyle birbirlerinden çok farklı. Bu yüzden haksız rekabet ile rekabet ihlali kavramlarını da karıştırmamalıyız. Rekabet ihlali, teşebbüslerin aralarında anlaşarak veya çok güçlü teşebbüslerin olduğu durumlarda, tek taraflı davranışlarla pazardaki rekabetin sekteye uğratılması. Haksız rekabette ise genel olarak dürüstlük kurallarına ve ticari teamüllere aykırı şekilde rakipler hedef alınıyor. Tüketicilerin iradeleri sakatlanıyor. Örneğin kendi ürünü ile ilgili aldatıcı reklam yaparak rakiplerinin önüne geçirmek veya rakip ürünleri kötüleyerek aynı sonuca ulaşmak bu hallerden bazıları. Bu konu ise Rekabet Kurumu’nun görev alanına girmemekte. İHLALE RESEN İNCELEME - Geçtiğimiz yıl İtalyan Rekabet Kurumu iki dev küresel telefon üreticisine bazı güncelleştirmelerle telefonları planlı olarak yavaşlattıkları ve yeni telefon ihtiyacı oluşturdukları gerekçesiyle ceza vermişti. Türkiye’de de bu yönde şikâyetler geldi mi? Öncelikle bir konuya açıklık getirmek isterim. Rekabet Kurumu piyasaları oldukça yakından takip ediyor. Yalnız Türkiye’deki değil, dünyadaki gelişmelerde merceğimiz altında. Bunu neden söylüyorum? Çünkü Rekabet Kurumu sadece şikâyetler üzerine değil, re’sen, yani kendiliğinden de inceleme kararı alıp, rekabet karşıtı uygulamaların üzerine gidiyor. Sorunuza gelince, bize bu konuda herhangi bir şikâyet gelmedi ama konuyu biz de yakından takip ettik. Bahsettiğiniz bu karar az evvel konuştuğumuz rekabet ihlali ile haksız rekabet farklılığına ilişkin güzel bir örnek. Bu konu 4054 sayılı Rekabet Kanunu kapsamında olmamakla birlikte, nitelik itibarıyla Türk Ticaret Kanunu kapsamında değerlendirilebilecek bir konu. Diğer bir deyişle dürüstlük kurallarına aykırı ticari uygulamalar söz konusu. Tabi bu durumda akıllara neden İtalyan Rekabet Otoritesi konuyu inceleyip para cezası verdi sorusu gelebilir. İtalyan Rekabet Otoritesinin görev ve yetkilerinin kapsamı bizden farklı olarak rekabet hukuku hükümlerinin yanı sıra, bizim kanunumuz kapsamı dışında olan ve sıklıkla karıştırılan haksız rekabete ilişkin uygulamaları da içeriyor. GOOGLE’DAN HUKUKA SAYGI BEKLENİYOR - Rekabet Kurumu’nun Google’a verdiği ceza çok tartışıldı. Oysa benzer soruşturma Avrupa Birliği ve Rusya’da da açıldı. Google, orada talepleri yerine getirdi. Bu tutum farklılığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Rekabet ihlalini oluşturan temel konu; Google’ın mobil cihaz üreticileriyle yaptığı sözleşmelerde getirdiği yükümlülüklerle, internet arama hizmeti sunan rakip teşebbüslerin ürünlerinin cihazlara yüklenmesini engellemesidir. Buna ilişkin ceza 2019’un başında verildi. Gündemde olan ceza ise, Google’ın ihlali ortadan kaldırması için kendisine verilen süre içerisinde yapması gereken düzenlemeleri yapmaması üzerine verilen cezadır. Kamuoyunun da bilgilendirildiği üzere, Google, Avrupa ve Rusya’da da benzer soruşturmalar geçirmiş ve buradaki rekabet otoriteleri tarafından da yaptırımlara maruz kalmıştır. Google bu soruşturmaların sonucunda ihlalin sonlandırılmasına yönelik gerekli adımları attı. Biz de Google’ın, diğer ülkelerde yaptığı gibi, Kurulumuz kararında yer alan yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmesini bekliyoruz. Kararımıza yönelik itiraz yolları da açık. Hukuk sistemimize saygılı her teşebbüs gibi Google’ın da, diğer ülkelerde göstermiş olduğu hassasiyeti Türkiye’de de göstereceğine ve kamuoyu tarafından algılandığı ve sizin de ifade ettiğiniz şekliyle bu tutum farklılığının da en kısa zamanda giderileceğine inanıyoruz. *** HER TÜRLÜ DİJİTAL OLUŞUMA SIKI TAKİP! Dijital piyasalarda ve e-ticaret kanallarında tüketicilerin nihai olarak tercihlerinin sınırlandırıldığını tespit ettiklerini belirten Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, her türlü dijital oluşumu sıkı takip edecekleri mesajını verdi. Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, haksız rekabet ve e-ticaret konusunda önemli açıklamalar yaptı. Küle, İstanbul Ticaret’in sorularına cevaplarını şöyle sürdürdü: - Rekabet ve haksız rekabet konusuna, e-ticaret özelinde neler söylemek istersiniz? Önümüzdeki dönemde, e-ticaret etkisini daha da artırdığında, konvansiyonel ticaretten daha fazla ihlaller yaşanabilir mi? Dijitalleşen ve bu doğrultuda dönüşüm yaşayan piyasalarda şirketlerin dün olduğu gibi bugün de rekabeti ihlal ederek veyahut haksız rekabet oluşturarak tüketicileri zarara uğratmaları muhtemeldir. Nitekim son yıllarda bizim almış olduğumuz kararlara bakıldığında dijital piyasalarda ve e-ticaret kanallarında tüketicilerin nihai olarak tercihlerinin sınırlandırıldığı, ürün ve hizmetlerin pazardaki olağan/rekabetçi fiyatlardan daha yüksek fiyatlara sunulduğunu tespit ettik ve bunlara 4054 sayılı Kanun kapsamında gerekli müdahalelerde bulunduk. Haksız rekabet açısından bakacak olursak, sahip olduğu ağ etkileri nedeniyle, dijital platformlar kullanılarak tüketicinin aldatılmasının, rakiplerin ürün ve hizmetlerinin kötülenmesinin de ihtimal dâhilinde olabileceğini düşünüyorum. Dijital dönüşüm kuşkusuz hayatımızın bir gerçeği ve biz de gelecek planlamalarımızı bu konu üzerine yoğunlaştırdık. Ancak sosyal bir varlık olan insanın olduğu her ortamda konvansiyonel ticaretin önemini koruyacağını belirtmemiz de yanlış olmayacak. AMAÇ TÜKETİCİ REFAHI - Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Dairesi’nin (UNCTAD) 2019 Dijital Ekonomi Raporu’nda, dünyada dijital ekonomiye yedi büyük markanın hakim olduğuna ve dijital harcamaların yaklaşık yüzde 50’sinin sadece iki ülkeye gittiğine dikkat çekilmişti. Rekabetin geleceği açısından bu durum neleri ifade ediyor? Söz konusu istatistiklere bakıldığında ilk etapta, teknolojiye yatırımın günümüz dünyasında ve ekonomisinde olmazsa olmaz bir unsur olduğu göze çarpmakta. Bunun yanında aynı istatistikler, dijital piyasalara yön veren az sayıda ülke ve şirket olduğunu, yeni gelişmekte olan bu alanın oldukça yoğunlaşmış olduğunu göstermekte. Ancak bu durum, dijital piyasaların gerek rekabet hukuku düzenlemeleri gerekse diğer hukuk düzenlemeleri açısından kuralsız bir şekilde yönetileceği anlamına gelmemekte. Tüketici refahını olumsuz etkileyecek her türlü yoğunlaşmanın ve kurallara aykırı hareket eden her türlü dijital oluşumun sıkı takipçisi olduğumuzu ve olacağımızı belirtmek istiyorum. Öte yandan dijital ekonomiye ilişkin verilen çarpıcı rakamların, dünya ekonomisinde söz sahibi olabilmek için bizlere düşen ödevlere dikkat çektiğini ve bizim şirketlerimizin de inovasyona ve yeniliğe yatırım yaparak rekabetçiliklerini artırmaları ve uluslararası arenada kendilerine yer bulmaları hususunda teşvik edici olduğunu düşünüyorum. Rekabet Kurumu olarak, rekabetin etkin işlediği piyasalar tesis ederek şirketlerin antirekabetçi uygulamalara karşı korunmasını sağlarken, şirketlerin de teknolojiye yatırım yaparak gelişen bu piyasalarda yerlerini almaları ve bu yoğunlaşmaları onların ortadan kaldırmaları gerekiyor. ICF MARKA OLDU - Rekabet Kurumu, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Dairesi (UNCTAD) ile işbirliği içerisinde İstanbul Rekabet Forumu’nu Kasım 2019’da gerçekleştirdi. İstanbul Rekabet Forumu’nun (ICF) geleneksel hale getirme, İstanbul’u bu konuda küresel bir merkez yapma düşüncesi var mı, Forum ile ilgili değerlendirmeleriniz neler? Sizin de ifade ettiğiniz üzere, İstanbul Rekabet Forumu (İstanbul Competition Forum–ICF) 25-26 Kasım 2019 tarihleri arasında UNCTAD Rekabet ve Tüketici Politikaları Bölümü işbirliğinde İstanbul’da düzenlendi. ICF’e ülkemiz coğrafyasında yer alan 25’ten fazla ülkenin rekabet otoritesi, UNCTAD ve OECD temsilcileri, akademisyen ve diğer katılımcılarla birlikte yaklaşık 400 kişi katıldı. İki gün süren toplantıda “Dijitalleşme ve Rekabet Hukuku ve Politikası”, “Rekabet Hukuku Uygulamalarında Uluslararası Yardımlaşma” ve “Kartellere Karşı Etkin Uygulamalar” konulu paneller düzenlendi. Bu panellerin yanında ben de Arnavutluk, Kosova, Moğolistan, Fas gibi katılımcı ülkelerin rekabet otoriteleri başkanlarıyla 10’dan fazla ikili görüşme gerçekleştirdim. Böylelikle katılımcıların sadece rekabet hukuku bilgileri değil, Kurumumuz ve ülkemizle olan bağları da kuvvetlendirildi. ICF çerçevesinde gerçekleştirilen bir başka faaliyet ise Kuzey Makedonya ve Romanya rekabet otoritelerinin aralarında bir işbirliği anlaşması imzalamalarıdır. Bu bağlamda ICF sadece ülkemizin değil bölgemizdeki diğer ülkelerin de rekabet hukuku ve politikası alanında birbirleriyle olan ilişkilerini artırmak için bir platform işlevi gördü. Bu noktada ICF’in ülkemizin rekabet hukuku ve politikası alanındaki öncülüğünü tanımlayan bir marka haline geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Hedefimiz, oluşturduğumuz bu markayı ileriki yıllarda daha da etkin bir şekilde kullanarak ülkemizin rekabet hukuku ve politikası alanındaki etkinliğini artırmak suretiyle hem ulusal ekonomimizi hem de ülkemizin yer aldığı coğrafyadaki ülkelerin ekonomilerini daha rekabetçi hale getirerek bölgemizin ekonomik gelişmesine katkı sağlamak. Son olarak TİKA’ya da ICF’e verdiği katkıdan ötürü teşekkür etmek isterim. TİKA’nın desteğinin ICF’in bu yılki hedeflerine ulaşmasındaki rolü oldukça önemlidir ve ilerleyen yıllarda bu desteğin devam etmesi en büyük arzumuz. REKABETTE İSTANBUL FARKI Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, İstanbul Rekabet Forumu (ICF) ile gündeme giren bir başka konunun da İstanbul’u bölge ülkeleri açısından bir eğitim/işbirliği üssü haline getirmek olduğunu söyledi. Küle, “Bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor. Hedefimiz, önümüzdeki yıllarda İstanbul’u rekabet hukuku ve politikası alanında yeni fikirlerin üretildiği, mevcut literatüre katkı yapan çalışmaların yapıldığı ve diğer rekabet kurumlarının personelinin eğitildiği bir merkez haline getirmek. Bu konudaki gelişmeleri gerçekleştikçe sizinle paylaşmaktan zevk duyacağım” dedi.

21 Ocak 2020 Salı

Yarıyıl tatilinde çocuklar eğlenceye doyacak

İstanbul'daki çeşitli müzeler, lunaparklar, eğlence ve oyun alanları, karne almanın heyecanını yaşayan çocuklara, sömestirde unutulmaz bir tatil yaşatacak. 17 Ocak günü bir eğitim yarıyılını daha geride bırakan öğrenciler, iki hafta sürecek sömestir tatilinin başlamasının mutluluğunu yaşıyor. Öğrenciler, 2019-2020 eğitim-öğretim yılının ilk yarısını tamamlamanın verdiği huzurla tatili hem verimli hem de eğlenceli bir şekilde değerlendirmenin arayışı içine girecek. İstanbul'daki birbirinden eğlenceli müzeler, lunapark, oyun alanları yarıyıl tatilinde il dışına çıkmayacak öğrencilerin adresi olacak. Yarıyıl tatilinde İstanbul'da olacak öğrenciler için güzel vakit geçirecekleri bazı etkinlik merkezleri şöyle: İSTANBUL OYUNCAK MÜZESİ Şair ve yazar Sunay Akın tarafından kurulan İstanbul Oyuncak Müzesi'nde, 1700'lü yıllardan günümüze oyuncak tarihinin en gözde örnekleri sergileniyor. Akın'ın 20 yılda 40'ı aşkın ülkedeki koleksiyonerlerden, antikacılardan ve açık artırmalardan satın aldığı oyuncaklarla kurduğu İstanbul Oyuncak Müzesi, dünya tarihini daha eğlenceli, daha akılda kalıcı bir öğrenme yöntemiyle ziyaretçilere sunuyor. Uzay oyuncaklarının sergilendiği bölümde Ay'a ulaşma çabası, trenlerin bulunduğu bölümde ise Sanayi Devrimi, oyuncakların diliyle anlatılıyor. Aileyi bütün üyeleriyle kucaklayan müze, bu özelliği ile 3 kuşağın bir arada vakit geçirebileceği ve ortak mutluluğu paylaşabileceği bir mekan olduğu için de sömestir tatilinde görülmeye değer yerler arasında. VİAPORT TUZLA İstanbul'un yeni eğlence mekanlarından Tuzla'daki Akvaryum, Tema Park ve Aslan Park ile ziyaretçilerine geniş bir eğlence yelpazesi sunuyor. Dünyanın ilk iklim temalı akvaryumu olan Tuzla Akvaryum'da, farklı iklim kuşakları içerisinde yaşayan binlerce deniz altı canlısının yaşamlarını gözlemlemek mümkün. Eğitim ve eğlencenin bir araya geldiği Tuzla Akvaryum'da, 47 farklı temalı sergide 12 binin üzerinde deniz canlısı ve dev timsahlar ziyaretçilerini bekliyor. Çocuklar, biberonla Koi ve vatoz balığı besleme aktivitelerine katılabilirken, canlı türleri hakkında da rehberlerden bilgi alabilecek. Korsan Adası Tema Park'ta ise dünyanın en heyecan verici Roller Coaster'ları arasında olan fenomen Red Fire ile birlikte toplam 28 ayrı eğlence ünitesi yer alıyor. Tema Park, modern eğlence ünitelerinin yanı sıra klasik Türk lunapark kültürünü de yaşatıyor. Viaport'ta 8 dönüm alan üzerine kurulan Aslan Park ise ziyaretçilere, vahşi kedi türlerini çok yakından görme fırsatı sunuyor. ATATÜRK’E AYRILAN ÖZEL BÖLÜM Haliç'in kuzey yakasındaki Hasköy semtinde, yaklaşık 27 bin metrekarelik alana yayılan Rahmi M. Koç Müzesi, Mustafa Koç Binası, Tarihi Hasköy Tershanesi, Açık Hava Sergileme Alanı olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor. Müzede, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ayrılan bölüm başta olmak üzere, kara yolu ulaşımı, demir yolu ulaşımı, denizcilik, havacılık, tipo baskı atölyesi, yaşayan geçmiş, makineler, iletişim, bilimsel aletler, modeller ve oyuncaklar gibi çok sayıda kısım bulunuyor. Portsmouth Tersanesi'nde 1944'te inşa edilen TGC Uluçreis, Fenerbahçe Vapuru, tekne ile Haliç turları, nostaljik demir yolu seferi, müzede mutlaka görülmesi gerekenler arasında yer alıyor. Çocuklara yönelik DNA, astronomi, matbaa ve matematik gibi birbirinden farklı eğitimlerin de verildiği atölyelerin bulunduğu müzede, tüm ülkelere ve geçmişten günümüze tüm dönemlere ait endüstri ve mühendislikle ilgili objeler ve belgeleriyle çocukların beğenisini topluyor. MİNİATÜRK Antik Çağ'dan Roma'ya ve Bizans'a, Selçuklu'ya Osmanlı'ya kadar, bu topraklarda hüküm sürmüş ve iz bırakmış her medeniyetin kültürlerinden günümüze kalan zengin mimari mirası bir araya getiren Haliç'teki Miniatürk, masalsı bir yolculuğa çıkmak isteyen çocukları yarıyıl tatilinde de ağırlayacak. Binlerce tarihi eser arasından bilinirliğine, dönemini temsil yeteneğine göre Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilen İstanbul'dan 61 eser, Anadolu'dan 9 eser, Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğrafyasından 12 eserin 1/25 oranına küçültülmüş minyatür modellerinin yer aldığı Miniatürk, çocukların ilgiyle gezecekleri yerlerin başında geliyor. BARIŞ MANÇO MÜZESİ Şarkılarıyla yetişkinlerin olduğu kadar çocukların da gönüllerinde taht kuran Barış Manço'nun yaşadığı, eserlerini ürettiği ve Kadıköy Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülen Moda'daki evi de yarıyıl tatilinde ziyaretçilerini bekliyor. Barış Manço'nun bal mumu heykeli, Türkiye'nin adresini ezbere bildiği bu evin antresinin sağında, bestelerini yaptığı kuyruklu piyanosunun başında ziyaretçilerini karşılıyor. Sanatçının dünyanın farklı ülkelerinden topladığı cam eşyalar, sanat hayatı boyunca aldığı ödüller, yemek odası, kıyafet odası, "Adam olacak çocuk odası", kışlık ve yazlık bahçenin yer aldığı müze, çocukların merakla gezecekleri bir yer. UÇURTMA MÜZESİ Uçurtma Müzesi, Mehmet Naci Aköz tarafından 1986 yılından itibaren toplanan ve bugün itibarıyla 6 kıta, 33 ülkeden toplam 2 bin 500'den fazla ürünlük (uçurtma, yayınlar, malzemeler ve çeşitli objelerden oluşan) koleksiyonuyla Türkiye'nin ilk ve tek, dünyanın ise 18 uçurtma müzesinden biri. Aynı anda 200 öğrencinin kendi uçurtmasını kendisinin yapabileceği "Uçurtma Okulu" ve dünyanın ilk uçurtma kütüphanesi olan "Gülen Okumuş Uçurtma Kütüphanesi"ni de içinde barındıran müzede çocuklar, tiyatral ve interaktif bir anlatımla, görerek, dokunarak, uygulama yaparak ve rehber öğretmenleri dinleyerek eğlenceli ve kaliteli zaman geçirme imkanı buluyor. ÇİKOLATA MÜZESİ Esenyurt'taki Çikolata Müzesi, çikolataya düşkünlükleri dolayısıyla hiç kuşkusuz çocukların ilgiyle gezecekleri müzelerin başında geliyor. Bu müzede, çikolatadan yapılan Türk İslam sanatının şaheserleri, dünya sanatının başyapıtları, masal kahramanları, ünlü efsaneler, şelaleler yer alıyor. Müzenin ana salonunda, gerçek boyutlu çikolata ev, Nuh'un Gemisi, çikolatanın tarihini anlatan tablolar bulunuyor. İstanbul Salonu'nda, Galata Kulesi'nden Sultan Ahmet Camisi'ne, Kız Kulesi'nden 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne ve İstanbul'u temsil eden birçok tarihi yapıtlara, Medeniyetler Salonu'nda ise dünya tarihinde yer almış Hitit, Antik Yunan, Bizans, Osmanlı devlet ve milletlerini sembolize eden tablolar ile geçmişe çikolata tadında yolculuk yapmak mümkün. Sanatçılar Salonu'nda aralarında Pablo Picasso'nun da bulunduğu, dünya sanatına yön veren sanatçılardan, Osman Hamdi Bey'in meşhur tablosu Kaplumbağa Terbiyecisi'ne kadar birçok eser ve sanatçının çikolatadan heykelleri bulunuyor. Türk Büyükleri Salonu'nda, Türk tarihine damga vuran Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Osman Gazi ve birçok önemli ismin çikolatadan büstleri yer alıyor. OYUNCAKLARIN DÜNYASINA YOLCULUK Yaklaşık 100 futbol sahası büyüklüğündeki 600 dönümlük arazi üzerinde kurulan İsfanbul, masalsı bir dünyaya yolculuk yapmak isteyen çocukları, yarıyıl tatilinde de bekliyor. Girişinde büyük bir şatonun yer aldığı İsfanbul, "Oyun Dünyası", "Efsaneler Dünyası" ve "Macera Dünyası" bölümlerinden oluşuyor. "Macera Dünyası" bölümünde, Adalet Kulesi (Tower Ride), Çılgın Nehir (Rafting Ride), Viking (Splash Coaster), Jetski, King Kong, 360, Maceraperest (Family Coaster), Nefeskesen (Roller Coaster), Hayal Perdesi gibi 50'den fazla ünite yer alıyor. Ahşap evleri, cumbalarıyla "Bir Zamanlar İstanbul Sokağı", eski İstanbul mahalle hayatını ve kültürünü yaşatıyor. Açık hava oyun parkı ise çocukların keyifli anlar geçireceği Minik Kaşifler, Atlıkarınca, Hayal Makinesi, Küçük Madenciler, Neşeli Çiftlik, Uçan Çocuklar, Mini Kule, Çarpışan Arabalar, Kahraman İtfaiyeciler, Minik Yarışçılar ünitelerinden oluşuyor. İSLAM BİLİM VE TEKNOLOJİ TARİHİ MÜZESİ Gülhane Parkı içerisinde saray sur duvarına bitişik Has Ahırlar Binası'nda yer alan İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi'nde, Müslüman bilim adamlarının astronomi, coğrafya, matematik, kimya, optik, tıp, mimari, savaş teknolojisi gibi alanlarda ortaya koydukları eserlerin model ve maketleri sergileniyor. Müze, toplam 570 alet, cihaz kopyaları, maket ve model koleksiyonu ile alanında Türkiye'de ilk. Astronomi, saat teknolojisi, denizcilik, savaş teknolojisi ve tıp bölümlerinin bulunduğu müzede, madenler, fizik, matematik-geometri, şehircilik ve mimari, optik, kimya ve son olarak da coğrafya ile ilgili harita ve çeşitli harita çizimlerinin sergilendiği bölüm bulunuyor. MADAME TUSSAUDS Dünyanın en ünlü bal mumu heykel müzesi Madame Tussauds'da, tarihi ve kültürel kahramanlar ile geçmişten bugüne sanat, spor ve siyaset dünyasının yaklaşık 60 ünlü ismi yer alıyor. Müzede, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde tarihi bir gezinti yapılırken, Türkiye'den birçok ismin yanı sıra çok sayıda uluslararası müzik, spor ve film yıldızının bal mumu heykellerini görmek mümkün. Müzede tarih ve liderler bölümünde Mustafa Kemal Atatürk, Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet, müzik bölümünde Zeki Müren, Madonna, Beyonce, MFÖ, Barış Manço, bilim ve kültür bölümünde Mona Lisa, Albert Einstein, Leonardo da Vinci, spor bölümünde Maria Sharapova, Rafael Nadal'ın da aralarında yer aldığı çok sayıda ünlünün heykeli bulunuyor. DOĞA VE CANLILARLA İÇ İÇE BİR TATİL Çocuklar için yarıyıl tatilini değerlendirebilecekleri bir başka seçenek ise doğa ve canlılarla vakit geçirebilecekleri etkinlik alanları. Deniz canlılarına ilgi duyan çocuklar, dünyanın en büyük tematik akvaryumu olan İstanbul Akvaryum'da, Karadeniz'den Pasifik'e uzanan toplam 17 tema ve yağmur ormanından oluşan güzergahta yolculuk yapabilecek. Kırmızı karınlı piranalar, limon köpekbalığı, Rus mersinleri, orfozlar, palyaço balıkları, gentoo penguenleri, çocukların İstanbul Akvaryum'da ilgisini çekecek canlılar arasında bulunuyor. Bir alışveriş merkezinin içinde yer alan Snowpark da İstanbul'un ortasında kayak keyfi yaşatıyor. Kayağın yanı sıra snowboard ve snowtubbing (kızak) yapılabiliyor. Profesyonel hocalardan ders alınarak, sıfırdan kayak öğrenilebiliyor ya da kayma deneyimi artırılabiliyor. Macera parkı Forestanbul da aileleriyle birlikte heyecan ve eğlence dolu bir gün geçirmek isteyen çocukları bekliyor. 13 metre yüksekliğindeki tırmanma duvarı, 14 metre yükseklikten ormanın içerisine doğru kayılan zipline, dev eğlence salıncağı, ağ parkuru, harita ve pusulaların izinde hedefe ulaşılan oryantiring parkurları, ziyaretçilerine spor ile iç içe bir eğlence imkanı sunuyor. LEGOLAND, ÇOCUKLARIN YARATICILIĞINI GELİŞTİRİYOR Legoland, İstanbul'da ailelerin 3-10 yaş arasındaki çocukları ile yaratıcılık dünyasını keşfedip eğlenebileceği kapalı eğlence merkezlerinden biri. Eğlence ve rengarenk lego parçaları ile dolu Legoland'da çocuklar, Space Missions'da uzayın derinliklerini, Miniland'da Galata Kulesi, Ayasofya, Sultanahmet Camisi, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ile İstanbul'un ve dünyanın simge haline gelmiş ünlü yapılarını keşfetme imkanı bulurken, uzmanından binaların, ilginç hayvanların ve güçlü kahramanların nasıl oluşturulduğunu öğrenebilecek.

17 Ocak 2020 Cuma