tatil-sepeti
Evde çalışmanın püf noktaları

HABER: MÜGE BİBER Kurumsal hayatın içinde çalışanların bir kısmı; işyerini sosyalleşmek, sosyal ağlar kurmak için fırsat olarak görüyor. Bazıları da ekip çalışmasını seviyor ve motive olmak için çalışma arkadaşlarından ilham alıyor. Bazıları ise tek başına olduğunda yeterince öz disiplin sağlayamıyor. Bu nedenle uzaktan çalışmak onlara cazip gelmiyor. Koronavirüs ile konu artık tercihten öte bir zorunluluk halini aldı. Çoğu şirket ve kurum, çalışanların hayatını göz önünde bulundurarak evden çalışma sistemine geçti. Uzmanlar, daha önce uzaktan çalışma sistemiyle tanışmamış olanlar için daha verimli olmak adına birkaç küçük detay veriyor. SINIRLARINIZI BELİRLEYİN Bir şirkette çalışıyorsanız çalışma saatlerinizin belirlenmiş olması ve evden çalışırken buna uymanız gerekir. Ofise gidilen saatte evde işe başlayıp, ofisten çıkış saatinde işi bitirmek en önemli noktalardan biri. Evden çalışanların oturduğu koltuk ve masanın uygun olması, klavyenin bilekler ve kolun alt kısmını yere paralel şekilde tutmaya uygun bir yerde bulundurulması önemli. Evde başkaları varsa rahatsız edilmeyeceğiniz bir köşe belirlemelisiniz. SOSYAL BAĞLARI KOPARMAYIN Evden çalışırken gün boyu kimseyle konuşmama ihtimali var. Bu da insanda izolasyon hissi yaratır. Bunun için mesajlaşma veya e-posta gönderme yerine telefonu alıp konuşmayı tercih etmek gerekir. Gün boyu tek başına çalışırken konuşmanın olumlu etkisi olacak, kişiyi canlandırıp daha verimli kılacaktır. Evden çalışmaya yönelen bazı işletmeler bunun için tedbir olarak her gün video konferans yapma yoluna gidiyor. İş için olduğu gibi sosyal bağlantıları kaybetmemek açısından da bu yararlı bir yöntem olabilir. MUTLAKA GİYİNİN Uzmanlara göre, sabah bir duş alıp giyinmek ruh halini güçlendireceği gibi kişiyi psikolojik olarak da işe hazırlar. Özellikle evden video konferans için bağlanmak gerektiğinde iyi giyinmiş olmanın işe yaradığını söyleyenler de var. Ama resmi giyinmek gerekmeden, sadece çalışma havasına girmek için bile uyku ve dinlenme ile bağlantılı gördüğümüz pijamalardan kurtulup bir pantolon ve tişört giymek de işe yarar. ARANIZA MESAFE KOYUN Aynı evi paylaştığınız kişilerle hangi saatlerde çalıştığınızı, ne zaman boş vaktiniz olduğunu açıklarsanız mesaide rahatsız edilme ihtimaliniz de o kadar azalır. Örneğin, “Bugün 08.00’le 17.00 arası çalışacağım. Fakat öğle yemeğinde boş vaktim olacak” diyebilirsiniz. Gözden uzak, rahat edebileceğiniz bir yerde çalışmak ve mümkünse bulunduğunuz odanın kapısını kapalı tutmak da sizi dış etkenlerden uzaklaştıracaktır. AVANTAJA ÇEVİRİN Uzaktan çalışanlar işyerine ulaşmak için bilet veya benzin almak gibi masraflardan kısa süreliğine kurtuluyor. Bununla birlikte kuru temizleme, iş kıyafetleri ve öğle yemeği gibi konularda da daha az harcama yapıyorlar. Bunların hepsi önemli miktarda tasarruf etmek anlamına geliyor. Dışarı çıkılamayan bugünlerde işe başlamadan önce veya bittikten sonra mutlaka evinizi havalandırın. Balkon varsa size iyi gelebilecek bir müzik veya kitap ile balkonda hem dinlenin hem de kafanızı boşaltın. Ayrıca günün belli saatlerinde işe ara verip spor ve egzersiz yapmayı ihmal etmeyin. EVDE ÇOCUĞU OLANLAR NE YAPMALI? Herkesin evde olduğu bu dönemde en zor görev ise anne babalara düşüyor. Çalışan anne babalar bir yandan çocukların isteklerini yerine getirirken, bir yandan da çalışmak için çaba sarfediyor. Uzmanlar, bu aileler için de bazı öneriler sunuyor. Örneğin çocuğun yaşına uygun bir puzzle verilebilir ve onunla 20-30 dakika vakit geçirmesi istenebilir. Bu sürede anne ve baba işleri ile ilgilenirken çocuk da puzzle yaparak işini yapmış oluyor. Ancak çocukların odaklanma sürelerini göz önünde bulundurmak önemli. Mesela anne veya baba iki saatte bir ara veriyorsa çocuğun puzzle'a iki saat odaklanması mümkün değil. 15-20 dakikada bir, annenin veya babanın nöbetleşe ara vermesi ve çocukla vakit geçirmesi gerekiyor. Çünkü çocuğun anne ve babadan duygusal desteğe ihtiyacı var ve bunu alması gerekiyor. ŞİRKETLER GÜVENLİĞE DİKKAT ETMELİ Birçok şirket uzaktan çalışma için gönüllü olsa bile çok daha azı uygun siber güvenlik protokollerine ve altyapısına sahip. Pandemi ile mevcut sistem açıklarından fırsat sağlamaya çalışanlar, kimlik avı dolandırıcılıkları ve diğer saldırılar artıyor. Evden işini devam ettiren çalışanları, herhangi bir açık ağdan hedef alabiliyorlar. Tüm bu saldırı ve risklere önlem alınması adına bu ve gelecek dönemde işgücünün uzaktan yönetilmesi için siber güvenliğin sağlanması, ağların ve verilerin korunması şirketlerin ana gündeminde yer alıyor. İŞVEREN NASIL DAVRANMALI? Ekibi motive etmek, moralleri yüksek tutmak için iş harici telefon görüşmeleri yapılmalı. Çalışanların evdeki durumları gözetilerek iş gecikmelerine karşı anlayış gösterilmeli. Tüm ekibin bir arada olduğu görüntülü toplantılar düzenlenmeli. ONLİNE TOPLANTI PROGRAMLARI Koronavirüssalgını nedeniyle milyonların eve kapandığı şu günlerde evde çalışanların işverenlerle ve kendi aralarındaki koordinasyonunda sorun yaşamamasını isteyen şirketler, video konferans programları kullanmayı tercih ediyor. Bu programlardan en çok tercih edilenler ise şunlar: Skype: Görüntülü görüşme denilince ilk akla gelen uygulamalardan olan Skype, koronavirüs salgını ile iOS’undan Android’ine, Mac’inden Windows’una en çok indirilen uygulamalar listesinde ilk sıralara yükselmiş durumda. Uygulama en fazla 50 kişiyle sesli konferans veya video konferans yapılmasına imkan sağlıyor. Zoom: Geçen haftaya kadar çok az kişinin bilip kullandığı bir uygulama olan Zoom, şu anda hem dünyada hem de Türkiye’de uygulama mağazalarında ilk sıralara çıkmış durumda. Zoom, 100 kişiye kadar katılımla yüz yüze görüntülü toplantı yapma imkanı sunuyor. Uygulamanın ücretsiz versiyonunda grup toplantıları 40 dakika ile sınırlandırılıyor. Hangouts: Google tarafından geliştirilen anlık mesajlaşma ve görüntülü görüşme uygulaması Hangouts, (diğer adıyla Google Hangouts) iOS, Android uygulamalarının yansıra internet tarayıcıları Chrome, Internet Explorer, Safari, Firefox tarafından da destekleniyor. Grup sohbetlerinde en fazla 150 kullanıcının katılabildiği Hangouts’ta görüntülü görüşmelere ise en fazla 10 (Gmail, G Suite Basic) veya 25 (Business, Eğitim) kişi katılabiliyor. Messenger: Facebook’un anlık iletişim uygulaması Messenger, özellikle bugünlerde sanal da olsa sosyalleşmek için önemli bir seçenek. BİP: Turkcell’in iletişim platformu BiP uygulaması da görüntülü sohbetler için kullanılabilecek bir alternatif. iOS, Android ve web üzerinden erişilebilen bu uygulama ile 10 kişiye kadar yüksek çözünürlüklü (HD) grup görüntülü görüşme yapılabiliyor. Mobil, web ve tablet üzerinden konferans araması yapmaya olanak sağlayan uygulama, diğer operatörlerin kullanıcılarına da açık.

14 Nisan 2020 Salı

Ülkeler gıda için ‘TEDBİRLİ’

Devletler ise salgın için öncelikle sağlık ve tıbbi cihaz ürünlerinde olduğu gibi bazı tarım ürünlerinde de koronavirüs tedbirlerini alıyor. İç piyasaların arz ve tedarik güvenliği için bazı tarım ürünlerinde ihracat yasağı veya ön izin şartı getiriliyor. HABER: ŞEREF KILIÇLI Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgüt (FAO), Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) başkanları yaptıkları ortak açıklamada, koronavirüs krizi doğru bir şekilde yönetilmezse dünya çapında bir gıda kıtlığı riski oluşturabileceği konusunda uyarıda bulundu. İmzalanan ortak metinde, gıda stoku konusundaki belirsizliğin küresel pazarda sıkıntıya sebebiyet verebileceği ve ihracat kısıtlamaları dalgası oluşturabileceği değerlendirmesi de yapıldı. ÇALIŞANLARIN SAĞLIĞI Ortak açıklamada, “Covid-19 krizinin ortasında, özellikle gıda sıkıntılarının oluşmasını önlemek ve ticaretin olabildiğince serbestçe akmasını sağlamak için her türlü çaba sarf edilmelidir. Ülkeler, vatandaşlarının sağlığını ve refahını korumak için hareket ederken ticaretle ilgili her türlü önlemin yanında, gıda tedarik zincirinin bozulmamasını da sağlamalıdır” ifadelerine yer verildi. Ortak metinde, tarım ve gıda endüstrisi çalışanlarının hareketini engellemek, sınır geçişlerini uzatmak gibi kısıtlamaların, gıda bozulmalarına neden olduğu da belirtildi. Ayrıca, gıda üretim ve dağıtımında çalışanların hem kendi hem de başkalarının sağlığı için özellikle korunması gerektiği de vurgulandı. AVRASYA EKONOMİK BİRLİĞİ Küresel kuruluşların önerisinin aksine ülkeler öncelikle kendi iç piyasalarındaki arz ve tedarik zinciri güvenliğini sağlamak için gerekli gördükleri önlemleri alıyorlar. Rusya Federasyonu, Kazakistan, Ermenistan, Belarus ve Kırgızistan'ın oluşturduğu Avrasya Ekonomik Birliği, koronavirüs salgını (Covid-19) önlemleri kapsamında çok sayıda tarım ürününün ihracatını 30 Haziran'a kadar yasakladı. Birliğin organlarından Avrasya Ekonomik Konseyi'nin 31 Mart 2020'de gerçekleştirilen toplantısında un, soğan, sarımsak, pancar, çavdar, pirinç, karabuğday, darı, tahıllardan elde edilen ezme ve kepekli karışımlar, karabuğday yan ürünleri, karabuğdaydan hazırlanan gıdalar, ezilmiş ve ezilmemiş soya fasulyesi ve ayçiçeği çekirdeği ihracatının 10 Nisan'dan itibaren 30 Haziran'a kadar yasaklanması kararı alındı. UKRAYNA’DAN BUĞDAY KARARI Rusya hükümeti, ayrıca aldığı bir kararla, nisan-haziran ayları arasında tahıl ihracatını 7 milyon tonla sınırlanması için tarım bakanlığı önerisini de kabul etti. Rusya Tarım Bakanlığı, iç talebi karşılamak için 1.8 milyon tonluk stoğundan 1.5 milyon tona kadar tahıl satacağını da açıkladı. Ukrayna Ekonomi, Ticaret ve Tarım Geliştirme Bakanlığı da önceki hafta yaptığı yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın yerel pazarı aşırı talepten korumak için 1 Temmuz'a kadar karabuğday ihracatını yasakladığını bildirdi. Önemli bir küresel tahıl ihracatçısı olan Ukrayna'da, fırıncılar ve un üreticilerinin koronavirüs yayılması durumunda ekmek fiyatlarının artmasını önlemek için hükümetten tahıl ve ilgili ürünlerin ihracatını sınırlamasını talep ettiği de aktarıldı. PİRİNÇ İHRACATI DA ETKİLENDİ Sırbistan Hükümeti de koronavirüs salgını nedeniyle buğday unu, ayçicek yağı ve beyaz şekerin ihracatını yasakladığını duyurdu. Kamboçya hükümeti, yerel gıda güvenliğini sağlamak için pirinç ihracatını yasaklayacağını ilan etti. Dünyanın üçüncü büyük pirinç ihracatçısı Vietnam’da da bu yönde bir çalışma yapıldığı kaydedildi. Hindistan’daki hükümet yetkilileri, pirinç tüccarlarının işgücü ve lojistik sıkıntıları nedeniyle yeni ihracat sözleşmeleri yapmadıklarını belirtti. Mısır Ticaret Bakanlığı, yerel arzı korumak için baklagillerin ihracatını üç ay süreyle durduracağını açıkladı. FAO GIDA FİYAT ENDEKSİ DÜŞTÜ Ülkeler kendi iç arz ve tedarik güvenliğini sağlamak için gıda ihracatında kısıtlamalara giderken diğer yandan küresel gıda fiyatlarında düşüş yaşanıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), koronavirüs pandemi ve petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle, dünya gıda fiyatlarının mart ayında keskin bir düşüş yaşandığını açıkladı. Hububat, yağlı tohumlar, süt ürünleri, et ve şeker sepeti için aylık değişiklikleri ölçen BM Gıda ve Tarım Örgütü, gıda fiyat endeksinin yüzde 4.3 düşüşle 172.2 puana indiğini kaydetti. FAO Kıdemli Ekonomisti Abdolreza Abbassian, fiyat düşüşlerinin büyük ölçüde arzdan değil talep faktöründen kaynaklandığını belirtti. Abbassian, talep faktörünün gittikçe kötüleşen ekonomik beklentilerden etkilendiğini de söyledi. TÜRKİYE’DE PATATES VE SOĞAN İHRACATI Türkiye de iç pazarında arz ve tedarik güvenliğini sağlamak bazı tarım ürünlerinin ihracatında düzenlemeler yaptı. Resmi Gazetede 7 Ocak 2020 tarihinde yayımlanan "İhracatı Yasak ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ" ile patates ve soğan ihracı ön izne bağlı mallar listesine eklendi. Hatırlanacağı üzere, 2018 yılında patates ve soğanda, iç piyasada arz açığı sonucu oluşan yüksek fiyat artışı nedeniyle tanzim satış uygulaması yapılmıştı. Patates ve soğan için alınan bu kararda, o dönemde yaşanılan sıkıntının tekrar etmemesi isteğinin etkili olduğu kaydediliyor. Nitekim, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli önceki hafta bu düzenlemeyle ilgili; “Soğan ve patateste geçen yıl yaşadıklarımızı yaşamıyoruz çünkü ihracatı ön izne bağlandı. Ucunu bıraktığınız zaman iç piyasada ihtiyacı karşılayamayacak bir sorun çıkabiliyor, sonrada ithal etmek zorunda kalabiliyorsunuz” açıklamasını yaptı. Konuyla ilgili yapılan değerlendirmelerde özellikle kuru soğanda en büyük ihracatçı bazı ülkelerde bu yıl iklimsel olumsuzluklardan kaynaklı üretim düşüşünün yaşandığı belirtiliyor. Türkiye’nin de arz açığı oluşmaması ve tüketici fiyatlarında dalgalanma yaşanmaması amacıyla bu tedbiri aldığı vurgulanıyor. LİMON İHRACATINA KORONA ÖNLEMİ Türkiye, patates ve soğanın ihracatı düzenlemesinin ardından limon ihracatı konusunda da düzenleme yaptı. Resmi Gazete’de 7 Nisan’da yayınlanan Ticaret Bakanlığı tebliği ile limon ihracatı da ön izne bağlandı. Kolonya yapımında da kullanılan, c vitamini deposu olan limonun yurtiçi arz güvenliğinin sağlanmasıyla fiyatların düşmesi bekleniyor. Ticaret Bakanlığı tebliğine göre, söz konusu ürünün ihracatına yönelik alınan önlem 31 Ağustos’a kadar geçerli olacak. Türkiye’nin koronavirüs pandemi dönemindeki tarım politikasının; öncelikle yurtiçi ihtiyacın karşılanması ve sürdürülebilir fiyatların uygulanması olduğu kaydediliyor.

14 Nisan 2020 Salı

Tarımsal üretime DEVLET GÜVENCESİ

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, hiçbir ürünü tarlada bırakmayacak şekilde tüm takipleri yapacaklarını belirterek, gerekiyorsa hepsini devletin satın alabileceğini söyledi. Bu yaklaşım, gıda tedarik zinciri için de güvence olarak görüldü. HABER: ŞEREF KILIÇLI Dünya koronavirüs salgınıyla mücadele ederken sağlık sektörüyle beraber tarım ve gıda sektörünün de kritik öneme sahip olduğunu yeniden hatırladı. Ülkeler gıda arzını korumak için de mücadele veriyorlar. Türkiye ise geçen yıl tarım ürünlerinde 18 milyar dolar ihracata karşılık, 12.7 milyar dolar ithalat yaptı. Yani 5.3 milyar dolar dış ticaret fazlası verdi. NET İHRACATÇIYIZ Ayrıca 193 ülkeye bin 827 çeşit tarımsal ürün ihraç etmesiyle de Türkiye tarımda net ihracatçı konumunda. Türkiye’nin tarımsal gayrisafi yurtiçi hasılası ise 48 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. 22 MİLYAR LİRA DESTEK Koronavirüs salgınına karşı mücadelenin tarım cephesinde Türkiye’nin yeterli imkânları var mı diye baktığımızda, 2020 bütçesinde tarımdaki destekleme ödemelerinin yüzde 36 artırılarak 22 milyar liraya çıkarıldığını görüyoruz. Ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin yüzde 54.6’sının tarımsal desteklere ayrıldığı da kaydedildi. Nitekim tarımdaki desteklemeler kapsamında mart ayında 3.5 milyar lira ödeme yapıldı. Nisan ayında da desteklerin süreceği 1 milyar 759 milyon lira ödemenin daha yapılacağı belirtildi. BORÇLAR ERTELENDİ Tarımsal üretimde destek ödemelerinin yanısıra düşük faizli kredi imkanı da verildi. Bu kapsamda çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nden kullanacağı krediler, yüzde 25 ila yüzde 100 oranlarında sübvanse edilecek. Hazineye ait tarım arazilerini kiralayan çiftçilere finansal destek sağlamak amacıyla nisan, mayıs ve haziran ayı kira ödemeleri 6 ay süreyle ertelendi. Çiftçilerin kredi borçlarında, risk merkezindeki siciline ‘mücbir sebep’ notu düşülmesi sağlandı. Vadesi nisan ve mayıs aylarında dolacak olan kredilerin anapara ve faiz tutarları 2 ay süreyle faizsiz olarak ertelendi. TOHUMDA HİBE DESTEĞİ Diğer bir önemli destek de ‘Bitkisel Üretimin Geliştirilmesi Programı’ oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı başlattığı bu projeyle; hububat, baklagil ve yağlı tohumlu bitkiler gibi stratejik ürünlerde rekolte artışını sağlamak ve tarım arazilerinin etkin şekilde kullanılmasıyla tarımsal üretimin artırılmasını hedefliyor. Yazlık ekim yapılabilecek alanlarda ekimlerin kesintiye uğramaması ve tüm ekilebilir arazilerin üretime katılması için proje kapsamında belirlenen 21 ilde üreticilere tohumların yüzde 75'i hibe ediliyor. Proje kapsamında Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Bingöl, Çanakkale, Erzincan, Erzurum, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Muş, Nevşehir, Niğde, Samsun, Sivas, Tokat, Uşak ve Yozgat yer alıyor. GEREKİRSE TÜM ÜRÜNLERİ BİZ ALIRIZ Tarımda üretimin desteklenmesi kadar ürünün tarlada kalmaması yani satışı da önemli bir mesele. Devlet bu konuda da çiftçiye güvence verdi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, katıldığı bir televizyon programında hiçbir ürünü tarlada bırakmayacak şekilde tüm takipleri yapacaklarını belirterek, şu mesajı verdi: “Çiftçimizin ürünüm tarlada kalır endişesi olmasın. Yeter ki üretsinler! Geri kalanını da bize bıraksınlar. Gerekiyorsa ürünlerin hepsini de biz alırız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bize talimatı var.” Tüketicilerin de endişelenmemesi gerektiğinin altını çizen Pakdemirli, “Türkiye’de gıda arzıyla ilgili bir eksikliğin değil, fazlalığın olacağı görülüyor. Çünkü ülkelerin kendi içlerine kapanmasından dolayı tarım ihracatımız belli bir miktarda düşebilir. Et, süt ve yumurtada da bir eksiklik yok” dedi. TOHUMDA YERLİLİK ORANI YÜZDE 96 Türkiye tohum ihtiyacının yüzde 96’sını yerli tohumla karşılıyor. Tohum ticaretinde dünyada ilk 10’da yer alan Türkiye, 86 ülkeye de tohum ihracatı yapıyor. 922 tohum firması var. Bunlardan 861’i yerli, 40’ı yabancı, 21’i ise yerli-yabancı ortaklığı. Tohum üretimi 2019 yılında 1 milyon 134 bin ton olarak gerçekleşti. Bu yıl 1 milyon 250 bin ton üretim gerçekleşmesi hedefleniyor. Ülkemizin 7 bölgesindeki 61 araştırma enstitüsünde 1963'ten günümüze kadar yem ve tıbbi aromatik bitkilerde 766 çeşit, yerli sebzede 242 çeşit Milli Çeşit Listesi'nde yer alıyor. Ayrıca Ankara ve İzmir’de tohum gen bankaları mevcut. Gen bankalarında 3 bin 400 türe ait 105 bin 476 tohum örneği bulunuyor. e-TARIM İLE ENVANTER KAYIT ALTINDA Tarımdadijitalleşme konusunda da Türkiye önemli adımlar atıyor. e-tarım portalı ile mevcutta kullanılan e-çiftçi portalı daha kapsamlı hale getirildi. Sistem, kayıtlı bulunan 2 milyon 132 bin 698 işletme, 33 milyon tarım parseli, 80 milyon 101 bin 846 baş (büyükbaş ve küçükbaş) hayvan varlığı ve ürün çeşitliliği göz önünde bulundurulduğunda, dünyanın en kapsamlı tarım bilişim altyapıları arasında. Birçok desteklemeye ilişkin ön başvurunun da yapılabildiği sistemde, tarımsal alanda faaliyet gösteren çiftçi işletmeleri ile ilgili bilgiler yer alıyor ve bunlara bilgisayar ve mobil cihazlar üzerinden erişilebiliyor. Kullanıcılar işletmelerinde yer alan büyükbaş ve küçükbaş hayvanları ile ilgili doğum, ölüm, hastalık, satış gibi durumlardaki bildirimlerini uygulama üzerinden yapabilirken, bu bildirim anlık Bakanlığın ilgili birimine ulaşıyor. Çiftçilerin zamandan da kazanmasına imkân sağlayan uygulamayla üreticiler sorunlarını ilçe müdürlüklerine gitmeden yetkililere iletebiliyor. BUĞDAY ÜRETİMİ YETERLİ Mİ? Türkiye’de, 2019 yılında 19 milyon ton buğday üretimi gerçekleştirildi. Ülkemizdeki 18.5 milyon ton tüketim baz alındığında, buğday üretimi kendi ihtiyacımıza yetecek düzeyde. Bununla birlikte ithalat, mamul madde ihracatına yönelik Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında yapılıyor. Buğday ithalatındaki en önemli gerekçe ise Türkiye’nin un, irmik, bulgur gibi ürün ihracatında dünyada 1'inci, makarna ihracatında ise 2'nci sırada olması sebebiyle bu alanlardaki ihtiyacın karşılanması olarak gösteriliyor. TÜRKİYE SAMAN İTHAL EDİYOR MU? Türkiye’de tarımda yeterlilik konusunda en çok gündem olan meselelerden biri de saman ithalatı. Durum nedir diye baktığımızda; 2019 yılı verilerine göre, Türkiye bin 953 ton saman ithal etti, karşılığında ise 85 bin ton ihracat yaptı. Bu kalemin içinde sadece saman yok. Yonca unu peletleri, diğer hayvan yemleri ve hububat kapçıkları da var. Yani Türkiye’nin saman ithalatı, saman ihracatının kırkta biri kadar. Toplam üretim ise 25 milyon ton olarak gerçekleşti.

14 Nisan 2020 Salı

Maksadı ihtiyaç değil spekülasyon olana yurtdışı swap imkanı kapandı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben'in bankalara ilettikleri talimatların uygulamasını yakından izleyeceklerini söylemesinin ardından BDDK'ya iş dünyasından destek geldi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, bu tarihi öneme sahip süreçte, kamu bankalarının reel sektörün yanında yer alırken, özel bankaların da taşın altına ellerini koymalarını beklediklerini söyledi. SPEKÜLATÖRLERE 'TL'DEN ELİNİ ÇEK' MESAJI Avdagiç, "BDDK'dan bankaların swap işlemlerine sınırlama kararı için BDDK spekülatörlere 'TL'den elini çek' mesajı verdi. Bu kararın küresel ölçekte koronavirüsün (Kovid-19) oluşturacağı tahribatla ilgili olduğunu da unutmamak gerek. Bu mekanizmanın daha sağlıklı biçimde işleyeceği günlere de yakında kavuşacağımıza inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu. İHTİYACI OLAN İÇİN TCMB'DEN SWAP İMKANI AÇIK Avdagiç, bankaların piyasa koşullarında swap imkanlarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), üzerinden sağlayabilmesinin mümkün olduğunu belirterek, "Maksadı ihtiyaç değil de spekülasyon olana yurtdışı swap imkanı kapandı. Ekonomi yönetimimiz bu fırsatı değerlendirmelerine müsaade etmeyecektir. BDDK, finansal kuruluşlara 'TL'yi KOBİ'ye ver, yurtdışına verip dolar alma' diyor" şeklinde konuştu. BDDK Başkanı Akben'in de yurtiçinde yapılacak swaplara yönelik herhangi bir kısıtlamanın söz konusu olmadığını kaydeden Avdagiç, "Dolayısıyla ihtiyacı olan için TCMB'den swap imkanı açık, spekülasyon peşinde koşana ise yurtdışından swap işlemleri kapalı" diye konuştu.

13 Nisan 2020 Pazartesi

Avrupa Birliği'nden Türkiye'nin Otomobili'ne tasarım tescili

Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) mühendisleri ve tasarımcıları tarafından ortaya konan, fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde yüz Türkiye'ye ait, doğuştan elektrikli modüler araç platformu üzerine geliştirilmekte olan Türkiye'nin Otomobili, tasarım sürecinde önemli bir aşamayı daha tamamladı. Otomotiv endüstrisinin bir mobilite ekosistemine dönüşümüne öncülük ederek Türkiye'nin ilk küresel mobilite markası olmak amacıyla kurulan TOGG, Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Hakları Ofisi'ne (EUIPO) yaptığı tasarım başvuruları için tescil almaya hak kazandı. Geçerlilik süresi 5 yıl olan tescil haklarıyla birlikte, TOGG araçlarının tasarımlarının üçüncü şirketler tarafından tamamen ya da kısmen kopyalanmasının önüne geçildi. Öte yandan, TOGG'un askı sürecindeki Asya ve Amerika'daki tasarım tescil başvurularının da 2020 yılı içerisinde tamamlanması bekleniyor. TASARIM, 150 BİN SAATLİK ÇALIŞMA İLE ORTAYA ÇIKTI Türkiye'nin Otomobili, TOGG tasarım ve mühendislik ekiplerinin liderliğinde toplam 150 bin saatlik bir çalışma sonunda ortaya çıktı. Tasarım süreci kapsamında Türkiye'den ve dünyadan toplam 18 tasarım evi, TOGG'un belirlediği 6 farklı kriter ile objektif bir değerlendirmeye alındı. TOGG Tasarım Ekibi yaptığı değerlendirmede en yüksek skoru alan 3 tasarım eviyle sürece devam etme kararı aldı. Türkiye'nin Otomobili'nin tasarımını belirlemek için geniş kitlelerle otomobil satın alma davranışları araştırması gerçekleştirildi. Bu araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda hazırlanan tasarım kılavuzu, belirlenen 3 tasarım eviyle paylaşılarak 2 boyutlu tasarım yarışması sürecine geçildi. DÜNYADA KABUL GÖRECEK ÖZGÜN BİR TASARIM DİLİ ORTAYA KONDU Tasarım evi yarışması 4 aşamalı olarak toplam 6 ay sürdü. Bu süreçte 100'ün üzerinde farklı tema değerlendirildi ve tüketici araştırmalarında tespit edilen beklentiler tasarım evlerine geribildirim olarak bildirildi. Süreç tamamlandığında her tasarım evinden gelen bir dış ve bir iç tasarım çalışması geniş kitlelerle klinik çalışmalar yapılarak test edildi. Ortaya çıkan sonuç ayrıca TOGG Tasarım Ekibi tarafından endüstrileşmeye uygunluğu konusunda değerlendirildi. Bu aşamalardan sonra dünyanın en iyi tasarım evlerinden biri olan Pininfarina iş ortağı olarak seçildi ve 3 boyutlu tasarım aşamasına geçildi. Türk tüketicilerinin içgörüleri doğrultusunda TOGG Tasarım Ekibi ve Pininfarina tasarım evinin ortak çalışmaları sonucunda sadece Türkiye'de değil; dünyanın farklı coğrafyalarında da beğeni ile kabul görecek özgün bir tasarım dili ortaya kondu. SELÇUKLU ESİNTİLERİ KÜLTÜR MİRASIYLA BAĞINI VURGULUYOR Modern ve özgün tasarımında Anadolu topraklarının köklü simgelerinden biri olan laleden esinlenilen Türkiye'nin Otomobili'nin; yoldaki imzası olarak algılanacak ön ızgarasına, bütünsel şıklığı tamamlayan jantlarına ve iç mekan detaylarına modern bir incelikle lale figürleri işlendi. Selçuklu dönemi esintileri, Türkiye'nin Otomobili'nin coğrafyanın kültür mirasıyla olan bağını vurguluyor.

13 Nisan 2020 Pazartesi