tatil-sepeti
Savaş gemilerimiz KOBİ’lerin kızağından çıkıyor

Savunma sanayinde atağa kalkan Türkiye, savaş gemisi inşasında da önemli adımlar atıyor. Bu adımlarla birlikte Türk askeri gemi inşa sektörü, bir yandan denizlerin savunmasını güçlendirdi, bir yandan da 3 milyar dolarlık ihracat kapasitesine ulaştı. Yüzde 70 yerlilik oranıyla inşa edilen askeri gemilerin gizli kahramanları ise KOBİ’ler. KOBİ’ler, askeri gemilerin üretimindeki parçaların yüzde 48’inin tedarikini sağlıyor. Savaş gemilerimizin önemli parçaları yerlileşerek bir anlamda KOBİ’lerin kızağından çıkıyor. HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL İlk yerli sondaj gemisi Fatih’le ve tamamen yerli kaynaklarla gerçekleştirilen sondaj çalışmalarının ardından Zonguldak açıklarında doğalgaz bulunduğuna dair müjdeli haber gelmişti. Güney Kore’de inşa edilen, ancak envantere alınarak millileştirilen Fatih’in ardından gözler Türkiye’nin gemi inşa sektörüne çevrildi. 10 ÜLKEDEN BİRİYİZ Tersane sayısını son 18 yılda 37’den 82’ye çıkaran Türkiye, ticari gemilerin yanı sıra askeri gemiler de inşa eder duruma geldi. Türkiye bir savaş gemisini tasarlayan, inşa eden, proje ve inşa kontrolü ile idamesini gerçekleştiren 10 ülke arasında yer alıyor. İHRACAT DA YAPILIYOR Milli Gemi Projesi (MİLGEM) kapsamında inşa edilen korvet sınıfındaki gemilerde 50’den fazla yerli firmaya iş imkânı sağlanırken, ilk milli amfibi gemisi TCG-BAYRAKTAR’ın gizli kahramanı ise KOBİ’ler oldu. Yüzde 70.6 yerlilik oranıyla yapılan amfibi gemisinde KOBİ’lerin sanayi katılım payı yüzde 48 olarak kayıtlara geçti. Savunma Sanayii Başkanlığı’nın açıkladığı verilere göre askeri gemi sektöründe, geçtiğimiz yıl 3 kıtada 9 ülkeye 139 deniz platformu ihraç edildi. Bu da 3 milyar dolarlık bir ihracat tutarı olarak hazineye aktarıldı. İLK ADIM 2011’DE Türkiye, yerli imkânlarla ilk defa 2011 yılında bir askeri amaçlı gemi üretti. MİLGEM kapsamında üretilen ilk gemi olan ve denizaltısavar korvet özelliği taşıyan TCG-HEYBELİADA’yı, 2013 yılında üretilen TCG-BÜYÜKADA takip etti. Türk Deniz Kuvvetleri envanterinde radar görünüşlülüğü en düşük gemi olan bu ikinci geminin ardından 2018 yılında TCG-BURGAZADA ve 2019 yılında TCG-KINALIADA Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine dahil oldu. Proje kapsamında üretilen gemilerden farklı olarak hava savunma kabiliyeti de olan 4 geminin daha inşa edilmesine yönelik çalışmalar devam ediyor. Projelerde yüzde 70 yerlilik sağlanırken, söz konusu askeri gemilerin üretimi için 50 yerli firma ile de işbirliği yapılmıştı. EN BÜYÜK PLATFORM Türkiye’nin ilk yerli çok maksatlı amfibi (LHD) olan TCG ANADOLU’nun da inşa sürecinde sona gelindi. Askeri gemi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde bulunan en büyük deniz platformu olacak. ANADOLU, tam donanımlı 8 helikopteri bulundurabilecek ve 1 tabur tam donanımlı askeri istenilen bölgeye sevk edebilecek. Çok amaçlı amfibi hücum gemisi olan ANADOLU, 1 amfibi taburunun iletişim, muharebe ve destek araçlarına ihtiyaç duymadan istenilen bölgeye çıkartma yapabilmesini sağlayacak. Ayrıca içinde 8 deniz çıkarma aracı bulunacak. Gemi içinde bir askeri hastaneye de ev sahipliği yapacak. 13 TANK KAPASİTESİ Askeri gemi inşasında parlayan bir diğer yıldız da ilk amfibi gemisi konumundaki TCG-BAYRAKTAR olmuştu. BAYRAKTAR’da yüzde 70.6 yerlilik oranı sağlanırken, yerli sanayi katılımı içinde yüzde 48’lik KOBİ katılımı da dikkat çekmişti. Tamamen Türkiye’de inşa edilmiş yerli ve milli amfibi tank çıkarma gemisi özelliğinde olan BAYRAKTAR, kendi sınıfında dünyanın en büyüğü olma özelliğini taşıyor ve bir tabur askerle 13 tankı sevk etme kapasitesine sahip. Gemide 15 tonluk genel maksat helikopterinin iniş ve kalkışı için de bir platform bulunuyor. Serinin ikinci gemisi TCG-SANCAKTAR da benzer özelliklerle 2018 yılında envantere katılmıştı. 2027’DE TAMAMLANACAK Milli askeri gemi inşa projesinde bir diğer adım da Yeni Tip Denizaltı Projesi. Bu projeyle de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacına binaen, havadan bağımsız tahrik sistemli 6 adet denizaltının milli kaynaklarla yapımına başlandı. Bu denizaltıların emsallerine göre denizaltında kalma süreleri daha uzun olacak. Serinin ilki olan Pirireis’in 2022’de tamamlanmasının ardından 6. denizaltının da 2027’de hizmete alınması öngörülüyor. GEÇEN YILA GÖRE ARTIŞ Tersane kapasitesi artan Türkiye’de son dönemlerde aynı zamanda tek parçada inşa edilebilecek gemi tonajı da 16 bin DWT’den (detveyt ton) 180 bin DWT’ye çıktı. Ayrıca Türkiye’deki toplam tonaj kapasitesi 2019 yılında, 2002 yılındaki 550 bin DWT’den 4.51 milyon DWT’ye yükseldi. Türkiye Armatörler Birliği verilerine göre Türkiye’ye, haziran ayında 72 gemi siparişi verildi. Bu rakam, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38’lik bir büyüme demek. Siparişlerde en büyük payı kuru yük gemisi alırken; bunu tanker, yüksek teknoloji ile donatılmış LNG gemisi (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz), LPG, kargo ve konteyner gemileri takip etti. BAKIM ONARIM ÜSSÜ Türkiye aynı zamanda bölgesinin gemi bakım onarım üssü olma özelliği de taşıyor. Sektör, 2013’te 15 milyon 755 bin DWT olan bakım onarım kapasitesini geçtiğimiz yılsonu itibarıyla 22 milyon 500 bin DWT’ye çıkardı. Türkiye, gemi geri dönüşümü konusunda da önemli kapasiteye sahip. AB Komisyonu geçtiğimiz yıllarda 1 milyon ton gemi geri dönüşüm kapasitesi olan Türkiye’nin tesislerinin AB geri dönüşüm listesine girmesi halinde, Türkiye haricinde hiçbir ülkenin AB bayraklı gemileri geri dönüştüremeyeceğini açıklamıştı. Ayrıca Türkiye geçtiğimiz yıl petrol platformlarının geri dönüşümünde tercih edilen tek ülke olarak kayıtlara geçti. UÇAK GEMİSİ DE İNŞA EDELİM Milli askeri gemi alanında bunlara ek olarak 2011 yılında TCG-ALEMDAR isimli Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi de inşa edilmişti. İstanbul Tersanesi’nde üretilen ALEMDAR, her türlü hava şartlarında su altı ve üstü kurtarma operasyonları yapma özelliğine sahip. Yerli imkânlarla yapılan askeri gemiler arasında sahil güvenlik arama kurtarma gemisi, yeni tip karakol botları ve 2024’te hizmete girecek olan Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi (DİMDEG) de bulunuyor. Ayrıca istihbarat gemisi TCG-UFUK’un da bu yılsonunda hizmete girmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm bu çalışmalara ek olarak şu çağrıyı yapmıştı: “Buradan sesleniyorum, diyorum ki, gelin bir de artık şöyle bir, iki veya daha fazla uçak gemisi de inşa edelim. Herhalde yaparız değil mi? Çünkü denizlerde bu caydırıcılığa ihtiyacımız var.” UÇAK GEMİSİ ÜRETECEK GÜÇTEYİZ OSTİM Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek: Türkiye Akdeniz’de önemli savunma tehditleriyle karşı karşıyadır. Bu yüzden dışa bağımlı olmayan uçak gemilerine ihtiyaç duymaktadır. Öte yandan, uçak gemisi edinimi ‘imal et’ ya da ‘satın al’ şeklinde karşılanabilir. Savunma sanayinde satın al (ithal) doğru ve kalıcı bir karar olarak gözükmüyor. Dolayısıyla uçak gemisinin yerli inşası gerektiği ortaya çıkmaktadır. Gemi sanayi ‘ekonomik bağlantıları’ çok güçlü bir sektördür. Yani, gemi inşa sanayi diğer birçok sektörümüze (elektronikten malzemeye, enerjiden motor üretimine) ‘iş vermektedir.’ Asıl sorumuza gelecek olursak; Türkiye’de uçak gemisi inşası mümkündür. Savunma sektöründen, özellikle OSSA’dan aldığım bilgilere göre, Türkiye hâlihazırda LPD amfibi gemisini üretmektedir. Alt sistemlerdeki eksikler de düşünülerek eşzamanlı başlandığında 10-15 yıl içerisinde bir uçak gemisi yapılabilir. Temel sıkıntı güç ve tahrik grubu. Tahrik-motor ve güç grubu için Rusya ve Çin ile birlikte çalışılabilir. Nükleer santralleri kimle nasıl bir know-how transferi ile yaptığımız bu nedenle önemli bir tercih olmaktadır. Hem uçak gemisi hem de denizaltılar bu paket içinde düşünülmelidir. TURİSTİK GEMİ İNŞASINDA DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ Türkiye, turistik amaçlı gemi inşasında da yıldızı parlayan bir ülke konumunda. Dünya yat üretiminde 3. sırada olan Türkiye, özellikle süperyat olarak tabir edilen yat türünde dünya devleri arasında bulunuyor. Yat sektörü, yüksek ihracat rakamı ve istihdama sağladığı önemli katkı nedeniyle Türkiye ekonomisinin katma değerli sektörlerinden biri olarak biliniyor. Sektörde Şubat 2020 verilerine göre 3 bin 71 metrelik yat üretimi gerçekleşti. TANKER GEMİSİ SİPARİŞİ VERİLEN 7. ÜLKEYİZ Türkiye, yalnızca askeri amaçlı gemi inşasında değil, ticari ve ulaşım amaçlı gemilerin üretiminde de son yıllarda adından söz ettiriyor. Türkiye’de günümüzde 82 gemi yapım tersanesi bulunuyor. Gemi inşasında marka olma yolunda ilerleyen Türkiye’de 22 tersane de yapım aşamasında. Bununla birlikte 15 tersane için de yer belirlenmiş durumda. Özellikle kimyasal tanker yapımında dünya markaları arasında yer alan Türkiye, kimyasal tanker siparişi alan ülkeler arasında ise 7. sırada.

01 Eylül 2020 Salı

Aramaya Hora başladı, gazı milli gemi Fatih buldu

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Türkiye’nin denizlerdeki arama çalışmaları 46 yıl önce Norveç’ten kiralanan bir araştırma gemisiyle başladı. Türkiye’nin 1974 yılında Ege Denizi’nde kiralık Norveç gemisiyle başladığı ve Almanya hibesi HORA ile devam eden Mavi Vatan’daki araştırma çalışmaları, bugün envanterin yerli kahramanlarıyla Karadeniz ve Akdeniz’de devam ediyor. Türkiye’nin gurur kaynağı olan filonun temelinde ise envanterin ilk gemisi olan HORA’nın hikayesi yer alıyor. İşte Türkiye’nin kiralık gemilerle başlayan ve bugün milli kaynaklarla doğalgaz bulan sismik ve sondaj gemilerinin hikayesi: KİRALIK GEMİ Türkiye, denizlerde arama çalışmasına 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra karar verdi. Envanterde araştırma yapacak bir gemi bulunmadığı için Norveç’ten bir araştırma gemisi kiralandı. Ege’de araştırma için Türk bayrağını dalgalandıran kiralık Norveç gemisi, Norveç hükümetinin parası ödenmesine rağmen gemiyi geri çekmek istemesi nedeniyle yolculuğunu kısa kesmek zorunda kaldı. Türkiye, bunun üzerine yeni arayışlara girdi. 8 YILLIK SERÜVEN Çözüm ise Türkiye’nin envanterinde bulunan ve 2. Dünya Savaşı’nın ardından Almanya tarafından Türkiye’ye hibe edilen HORA isimli gemiyle bulundu. Bir zamanlar denizlerde arama kurtarma yapmak üzere tasarlanan HORA’ya sismik araştırmalar yapacak teçhizatlar monte edildi ve HORA’nın Ege Denizi serüveni başladı. İlerleyen yıllarda Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü envanterine kaydolan HORA’nın adı da MTA-1 SİSMİK 1 olarak değiştirildi. HORA değişen ismiyle beraber tam 28 yıl, yani 1976’dan 2004’e kadar Türk bayrağını Ege’de dalgalandırdı. SİSMİK ARAŞTIRMA Türkiye’nin envanterindeki ikinci sismik araştırma gemisi ise MTA-SELEN olarak kayıtlara geçer. 2011’de envantere katılan gemi, Türkiye’nin bütün denizlerinin kıyı çizgisinden itibaren derin kısımlarına kadar olan sığ alanların ayrıntılı taban yapısının ortaya çıkarılması için hâlâ görev yapıyor. Gemi, geçtiğimiz yıl Ege Denizi’nde sismik araştırma faaliyetlerinde bulundu. YAVUZ DOĞU AKDENİZ’DE TPAO ailesinin bir diğer üyesi de 2018 yılında satın alınan YAVUZ sondaj gemisi. 262.5 milyon dolara satın alınan YAVUZ, 20 Haziran 2019’da göreve başladı. Çift kuleli tasarıma sahip olan gemi; daha önce Tanzanya, Kenya, Malezya ve Filipinler başta olmak üzere farklı ülkelerde görev aldı. Dünya genelinde bu özellikleri taşıyan 16 gemiden biri olan YAVUZ, yüksek basınç altında ve boyu 6 metreyi kadar bulan dalgalarda dahi sondaj yapabiliyor. Gemi şu anda Doğu Akdeniz’de petrol arama çalışmaları yapıyor. MİLLİ KAYNAKTA MİLAT Türkiye’yi sevince boğan envanterin en ünlü kahramanı ise bu günlerde FATİH sondaj gemisi. Türkiye’nin ilk milli sondaj gemisi olan FATİH, 2017 yılında TPAO bünyesine dahil oldu. İlk çalışmasına 29 Ekim 2018’de Alanya-1 derin deniz kuyusunda başlayan denizlerin kahramanı, 20 Temmuz’da Zonguldak açıklarındaki ilk milli derin deniz sondajına başladı. Türkiye’nin göğsünü kabartan gemi, yaklaşık bir ay sonra 320 milyar metreküplük doğalgaz rezervini keşfetmesiyle denizlerin FATİH’i oldu. PETROLÜN KAHRAMANI Envanterin bir diğer gemisi de 2012 yılında satın alınarak Türkiye Petrol Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından işletilmeye başlanan BARBAROS HAYREDDİN PAŞA gemisi. Sismografik araştırma gemisi Dubai’de inşa edildi ve 2012 yılının sonlarında 130 milyon dolara satın alındı. Buzullarda da çalışma özelliğine sahip olan gemi, aynı zamanda çevreci özellikleriyle de ön plana çıkıyor. Gemi şu anda Gazimoğusa ve Lübnan arasındaki sularda petrol ve doğalgaz arama görevini icra ediyor. ORUÇ REİS GELİYOR Türkiye’nin sismik ve sondaj gemileri envanterinde göğsünü kabartan ilk gemi ise ORUÇ REİS oldu. Tedarik projesi MTA ve Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen ORUÇ REİS’in inşa faaliyetlerine 2012 yılında başlandı. ORUÇ REİS, tamamen yerli imkanlarla gerçekleştirilen inşa çalışmalarının ardından 2019 yılında görev aldı. Dünyadaki sismik araştırma gemileri arasında nadir bulunan özellikleriyle ön plana çıkan ORUÇ REİS, açık denizlerde iki üç boyutlu derin sismik araştırmaların yanı sıra denizlerdeki petrol, doğalgaz, kömür gibi doğal kaynakları da tespit edebiliyor. ORUÇ REİS şu anda Doğu Akdeniz’de görev yapıyor. YILSONUNDA Mavi Vatan kahramanlarının sonuncusu ise KANUNİ sondaj gemisi. Güney Kore’de tamamlanan gemi, bu yı TPAO tarafından 37.5 milyon dolara alındı. Martta Türkiye’ye gelen KANUNİ, 11 bin 400 metre derinlikte 3 bin metre sondaj açabiliyor. Şu anda bakımda olan KANUNİ, yılsonunda hizmete başlayacak ve Akdeniz açıklarındaki çalışmalara katılacak.

01 Eylül 2020 Salı

Doğu Avrupa’nın enerji marketi

HABER: ADEM ORHUN Karadeniz’de keşfedilen 320 milyar metreküplük doğalgaz rezervi, bu yıl denizlerdeki keşifler arasında en büyüğü. Devam eden araştırmalar muhtemel yeni rezervleri de ortaya çıkaracak. Bu durumda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi, net ihracatçı olma yolunda daha somut gelişmeler yaşanacak. Türkiye böylece talep ülkesi olmaktan çıkıp, kaynak ülkesi olacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in Karadeniz’deki sondaj çalışmaları hakkında yaptığı açıklamaların içinde en dikkat çekici olan konulardan biri de enerji piyasasıyla ilgili olanlardı. REKABETE AÇACAĞIZ Bakan Dönmez, yaptığı açıklamada, enerji piyasasıyla ilgili stratejiyi şöyle özetledi: “Hem ürettiğimiz hem ithal ettiğimiz doğalgazı rekabete açıp, ulusal ve uluslararası oyuncuların rekabet edebileceği ve günün sonunda, içerideki ve çevredeki tüketicilerin çok daha ekonomik fiyatlarla bu ürünü kullanabileceği bir altyapıyı oluşturuyoruz. Sadece Türkiye’deki tüketim olarak değil, özellikle Güneydoğu Avrupa’da gerçekleşecek doğalgaz ve elektrik ticaretinin de merkez üssü haline gelmeyi amaçlıyoruz.” OYUNCU SAYISI ARTACAK Nitekim, enerjide ‘daha çok yerli, daha çok yenilenebilir’ stratejisini uygulayan Türkiye, tedarik güvenliğini sağlamanın yanı sıra piyasa oluşturma hedefiyle de hareket ediyor. Buna göre, boru hatları, LNG gemileri ve yerli kaynaklardan elde edilen doğalgazın hem iç piyasaya hem Avrupa’daki tüketiciye ulaştırılması, bir borsa mantığıyla yürütülecek. Bu noktada Türkiye’nin hedefi; özellikle Güneydoğu Avrupa ülkeleri açısından bir dağıtım merkezi (hub) olmak ve doğalgazın günlük alınıp satılabildiği bir piyasa oluşturmak. Türkiye böylece bölgesinde enerjinin ticaretinin gerçekleştirildiği uluslararası bir borsaya sahip olacak. Karadeniz’de yeni rezervlerin devreye girmesi halinde Türkiye’nin bu hedef yolunda pozisyonu güç kazanacak. Bugün piyasanın, günlük alıp satımlarla borsa gibi işlediği bir sistemi, bölgesel olarak da işletmek için Türkiye’nin elinde artık güçlü bir koz var. Geçtiğimiz yıllarda uygulamaya konulan serbest tüketici sisteminde olduğu gibi artık bölge ülkelerindeki tüketiciler de tedarikini Türkiye’den yapabilecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın beş yıllık Stratejik Plan’ında piyasa kurma hedefleri dikkat çekiyor. Plana göre, ”Elektrik ve doğalgazda talep tarafı katılımı uygulamasına yönelik piyasa altyapısı oluşturulacak.” Bu hedef için yapılacak çalışmaların yıllık maliyetleri de tek tek hesaplandı. Yaklaşık iki yılı plana uygun şekilde ilerleyen stratejinin sonuçları 2023 sonunda görülecek. ALTYAPI VE DEPOLAMA Bakanlığın 2019-2023 yıllarına ilişkin Stratejik Planı’nda ‘Sürdürülebilir enerji arz güvenliği’ başlığı altında sıralanan hedefler, Türkiye’nin enerji konusundaki adımlarında ne kadar kararlı olduğunun da belgesi. Stratejik Plan’da Türkiye’nin orta ve uzun vadede bir doğalgaz ticaret merkezi konumuna gelmesi için milli enerji politikaları doğrultusunda çalışmaların hız kesmeden sürdürüleceği kaydedildi. Stratejik Plan’da yer alan hedefler arasında dikkat çeken bazıları şunlar: * Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik kurulu gücünün toplam kurulu güce oranı yüzde 59’dan yüzde 65’e yükseltilecek. * Doğalgaz ve elektrik altyapısı güçlendirilecek. * Petrol ve doğalgaz arama ve üretim faaliyetleri başta denizlerde olmak üzere hızlandırılacak. * Depo kapasitesi artırılacak. AVDAGİÇ: BU BİR BAŞLANGIÇ İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, 21 Ağustos Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan doğalgaz müjdesini şöyle değerlendirdi: “Bu tarihi adım, Türkiye’nin zengin kaynaklarını etkili kullanımının başlangıcıdır. İş dünyası olarak inanıyoruz ki, bu doğalgaz rezervi Mavi Vatan’ımızın yeni zenginliğinin ilk keşfidir. Hayırlı olsun.” KAPASİTE VE DAĞITIM HEDEFLERİ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2019-2023 Stratejik Planı’na göre belirlenen diğer hedefler şöyle: * Doğalgaz iletim sisteminin günlük giriş kapasitesi 308 milyon metreküpten, 463 milyon metreküpe çıkarılacak. * Toplam doğalgaz yeraltı depolama kapasitesi 3.44 milyar metreküpten 2022’de 6, 2023’te 10 milyar metreküpe çıkarılacak. * Tuz Gölü Doğalgaz Yer Altı Depolama ve Kuzey Marmara Doğalgaz Depolama Tesislerinin kapasiteleri artırılacak. * LNG terminali ve FSRU yatırımları (yüzer LNG terminali) ile Türkiye’nin LNG giriş kapasitesi artırılacak. * Yerleşim yerlerinin yanı sıra teknik ve ekonomik olarak kriterleri sağlayan OSB’lerin doğalgaza erişimi sağlanacak. Özel sektör etkinliğini artırmalı Son yıllarda doğalgaz şebekesinin güçlendirilmesine yönelik önemli altyapı çalışmalarının yapıldığını belirten Deloitte Danışmanlık Enerji, Kaynaklar ve Sanayi Sektör Lideri Elif Düşmez Tek, “Yapılanlar, arz güvenliğinin yanı sıra doğalgaz ticaret merkezi olabilme yolunda önemli adımların atılmaya başlandığını gösteriyor” dedi. Tek, İstanbul Ticaret’e özel olarak yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti: “Önümüzdeki yıllarda yenilenecek olan doğalgaz kontratları ile birlikte daha dinamik bir doğalgaz piyasasına geçiş için önemli bir fırsat koridoruna girmiş bulunuyoruz. Bu fırsat koridorundan en efektif şekilde yararlanabilmek için çeşitli alanlarda bazı adımların da atılması bekleniyor. YENİ OYUN PLANI Enerji sektörünün genelinde yaşanan dönüşüm; arz, talep, fiyatlar ve sunulan hizmetler perspektifinden çok daha çevik olmayı gerektiriyor. Her ne kadar büyük kamu şirketlerinin güç ve etkinliği stratejik alanlarda önemini devam ettirse de özel sektörün varlığının ve etkinliğinin artırılması sektöre büyük değer katacaktır. Bu çerçevede özel sektörün doğalgaz tedarik ve ticaretinde etkinliği arttırılmalı, doğalgaz kontratlarının yenilenmesinde özel sektör oyuncularının ön planda olacağı bir oyun planı kurgulanmalı. Bunun yanı sıra şu adımların atılmasının önem arz ettiği kanaatindeyim: * Piyasa oyuncularının etkin ve öngörülebilir şekilde faaliyet gösterebilmesi için EPİAŞ bünyesinde faaliyet gösteren Organize Toptan Satış Piyasası (OTSP) işlem hacmi ve derinliği artırılmalı. * 2021 yılında devreye alınması planlanan Vadeli Opsiyon Piyasası planlandığı şekilde hayata geçirilmeli. * Sektör oyuncularının daha dinamik kararlar verebilmeleri ve işlem yapmalarına imkân tanıyacak bir kapasite platformu oluşturulmalı. * BOTAŞ’ın Sistem İşletmecisi rolü ilgili bağımsızlık kurallarını sağlayacak şekilde ayrıştırılması sağlanmalı ve ayrı bir tüzel kişilik altında yapılandırılmalı. Atılacak tüm bu adımlar ile arz güvenliğinin sağlandığı, doğalgaz fiyatlarının kamu desteğine ihtiyaç duyulmaksızın rekabetçi seviyelerde belirlendiği ve inovatif çözümlerin geliştirilebildiği güvenilir bir doğalgaz piyasasına erişebiliriz.”

01 Eylül 2020 Salı

Afete mücbir sebep ertelemesi

Sel felaketinin yaşandığı Giresun’da mükelleflerin vergi borçları, 29 Ocak 2021 Cuma günü sonuna kadar başvuru yapmaları ve gerekli şartları da taşımaları kaydıyla faiz alınmaksızın 24 ay süreyle taksitlendirilecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, meydana gelen son sel felaketi nedeniyle “Giresun’da sel tarihi itibarıyla mükellefiyet kaydı bulunanların, vergi kanunları uygulaması bakımından 22 Ağustos 2020 ile 30 Kasım 2020 tarihleri arasında mücbir sebep halinde olduğunun kabul edildiği” belirtildi. BANKALARDAN KOLAYLIK Öte yandan Türkiye Bankalar Birliği (TBB), Giresun’da sel felaketinden etkilenen vatandaşların bankalara olan borçlarının ödenmesi, ertelenmesi ve finansman olanağı sağlanması için gerekli kolaylıkların gösterilmesi konusunda üyelerine tavsiye kararı aldı. Bu kararla birlikte Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Giresun’daki sel felaketinden etkilenen vatandaşlara destek için finansman kolaylığı önlemlerini açıkladı. Buna göre, 1 Ocak 2021’e kadar Giresun’da yerleşik üye işyerlerinden yapılan alışverişlerde kredi kartı taksitlendirme süreleri iki katı olarak uygulanacak. KREDİLERE DÜZENLEME Konut, taşıt ve tüketici kredilerinin vadeleri ise hem yeni krediler hem de yeniden yapılandırmalarda yönetmelikteki sınırlara tabi olmaksızın ödemesiz dönemlerin uygulanması da dâhil olmak üzere bankalar ve banka dışı mali kuruluşlar tarafından belirlenebilecek.

01 Eylül 2020 Salı

Normalleşme desteği başladı

Covid-19 döneminde kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteğinden yararlanan işletmelerden, çalışmaya başlayanlar için uygulanacak normalleşme desteği başvuruları 24 Ağustos’ta başladı. Normalleşme desteği, kısa çalışma veya ücretsiz izinde geçen aylık ortalama gün sayısı ve asgari ücret üzerinden hesaplanan işçi ve işveren primi tutarında mahsuplaşma yoluyla verilecek. Destekten yararlanmak isteyen işverenler için SGK, bugünden itibaren başvuru ekranını kullanıma açacak. Prim belgeleri, 1-26 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, normalleşme desteğinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sektörel veya tüm sektörleri kapsayacak şekilde 6 aya kadar uzatılabileceğini söyledi.

01 Eylül 2020 Salı