tatil-sepeti

Savunma sanayinde atağa kalkan Türkiye, savaş gemisi inşasında da önemli adımlar atıyor. Bu adımlarla birlikte Türk askeri gemi inşa sektörü, bir yandan denizlerin savunmasını güçlendirdi, bir yandan da 3 milyar dolarlık ihracat kapasitesine ulaştı.

Yüzde 70 yerlilik oranıyla inşa edilen askeri gemilerin gizli kahramanları ise KOBİ’ler. KOBİ’ler, askeri gemilerin üretimindeki parçaların yüzde 48’inin tedarikini sağlıyor. Savaş gemilerimizin önemli parçaları yerlileşerek bir anlamda KOBİ’lerin kızağından çıkıyor.

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

İlk yerli sondaj gemisi Fatih’le ve tamamen yerli kaynaklarla gerçekleştirilen sondaj çalışmalarının ardından Zonguldak açıklarında doğalgaz bulunduğuna dair müjdeli haber gelmişti. Güney Kore’de inşa edilen, ancak envantere alınarak millileştirilen Fatih’in ardından gözler Türkiye’nin gemi inşa sektörüne çevrildi.

10 ÜLKEDEN BİRİYİZ

Tersane sayısını son 18 yılda 37’den 82’ye çıkaran Türkiye, ticari gemilerin yanı sıra askeri gemiler de inşa eder duruma geldi. Türkiye bir savaş gemisini tasarlayan, inşa eden, proje ve inşa kontrolü ile idamesini gerçekleştiren 10 ülke arasında yer alıyor.

İHRACAT DA YAPILIYOR

Milli Gemi Projesi (MİLGEM) kapsamında inşa edilen korvet sınıfındaki gemilerde 50’den fazla yerli firmaya iş imkânı sağlanırken, ilk milli amfibi gemisi TCG-BAYRAKTAR’ın gizli kahramanı ise KOBİ’ler oldu. Yüzde 70.6 yerlilik oranıyla yapılan amfibi gemisinde KOBİ’lerin sanayi katılım payı yüzde 48 olarak kayıtlara geçti. Savunma Sanayii Başkanlığı’nın açıkladığı verilere göre askeri gemi sektöründe, geçtiğimiz yıl 3 kıtada 9 ülkeye 139 deniz platformu ihraç edildi. Bu da 3 milyar dolarlık bir ihracat tutarı olarak hazineye aktarıldı.

İLK ADIM 2011’DE

Türkiye, yerli imkânlarla ilk defa 2011 yılında bir askeri amaçlı gemi üretti. MİLGEM kapsamında üretilen ilk gemi olan ve denizaltısavar korvet özelliği taşıyan TCG-HEYBELİADA’yı, 2013 yılında üretilen TCG-BÜYÜKADA takip etti. Türk Deniz Kuvvetleri envanterinde radar görünüşlülüğü en düşük gemi olan bu ikinci geminin ardından 2018 yılında TCG-BURGAZADA ve 2019 yılında TCG-KINALIADA Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine dahil oldu. Proje kapsamında üretilen gemilerden farklı olarak hava savunma kabiliyeti de olan 4 geminin daha inşa edilmesine yönelik çalışmalar devam ediyor. Projelerde yüzde 70 yerlilik sağlanırken, söz konusu askeri gemilerin üretimi için 50 yerli firma ile de işbirliği yapılmıştı.

EN BÜYÜK PLATFORM

Türkiye’nin ilk yerli çok maksatlı amfibi (LHD) olan TCG ANADOLU’nun da inşa sürecinde sona gelindi. Askeri gemi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde bulunan en büyük deniz platformu olacak. ANADOLU, tam donanımlı 8 helikopteri bulundurabilecek ve 1 tabur tam donanımlı askeri istenilen bölgeye sevk edebilecek. Çok amaçlı amfibi hücum gemisi olan ANADOLU, 1 amfibi taburunun iletişim, muharebe ve destek araçlarına ihtiyaç duymadan istenilen bölgeye çıkartma yapabilmesini sağlayacak. Ayrıca içinde 8 deniz çıkarma aracı bulunacak. Gemi içinde bir askeri hastaneye de ev sahipliği yapacak.

13 TANK KAPASİTESİ

Askeri gemi inşasında parlayan bir diğer yıldız da ilk amfibi gemisi konumundaki TCG-BAYRAKTAR olmuştu. BAYRAKTAR’da yüzde 70.6 yerlilik oranı sağlanırken, yerli sanayi katılımı içinde yüzde 48’lik KOBİ katılımı da dikkat çekmişti. Tamamen Türkiye’de inşa edilmiş yerli ve milli amfibi tank çıkarma gemisi özelliğinde olan BAYRAKTAR, kendi sınıfında dünyanın en büyüğü olma özelliğini taşıyor ve bir tabur askerle 13 tankı sevk etme kapasitesine sahip. Gemide 15 tonluk genel maksat helikopterinin iniş ve kalkışı için de bir platform bulunuyor. Serinin ikinci gemisi TCG-SANCAKTAR da benzer özelliklerle 2018 yılında envantere katılmıştı.

2027’DE TAMAMLANACAK

Milli askeri gemi inşa projesinde bir diğer adım da Yeni Tip Denizaltı Projesi. Bu projeyle de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacına binaen, havadan bağımsız tahrik sistemli 6 adet denizaltının milli kaynaklarla yapımına başlandı. Bu denizaltıların emsallerine göre denizaltında kalma süreleri daha uzun olacak. Serinin ilki olan Pirireis’in 2022’de tamamlanmasının ardından 6. denizaltının da 2027’de hizmete alınması öngörülüyor.

GEÇEN YILA GÖRE ARTIŞ

Tersane kapasitesi artan Türkiye’de son dönemlerde aynı zamanda tek parçada inşa edilebilecek gemi tonajı da 16 bin DWT’den (detveyt ton) 180 bin DWT’ye çıktı. Ayrıca Türkiye’deki toplam tonaj kapasitesi 2019 yılında, 2002 yılındaki 550 bin DWT’den 4.51 milyon DWT’ye yükseldi. Türkiye Armatörler Birliği verilerine göre Türkiye’ye, haziran ayında 72 gemi siparişi verildi. Bu rakam, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38’lik bir büyüme demek. Siparişlerde en büyük payı kuru yük gemisi alırken; bunu tanker, yüksek teknoloji ile donatılmış LNG gemisi (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz), LPG, kargo ve konteyner gemileri takip etti.

BAKIM ONARIM ÜSSÜ

Türkiye aynı zamanda bölgesinin gemi bakım onarım üssü olma özelliği de taşıyor. Sektör, 2013’te 15 milyon 755 bin DWT olan bakım onarım kapasitesini geçtiğimiz yılsonu itibarıyla 22 milyon 500 bin DWT’ye çıkardı. Türkiye, gemi geri dönüşümü konusunda da önemli kapasiteye sahip. AB Komisyonu geçtiğimiz yıllarda 1 milyon ton gemi geri dönüşüm kapasitesi olan Türkiye’nin tesislerinin AB geri dönüşüm listesine girmesi halinde, Türkiye haricinde hiçbir ülkenin AB bayraklı gemileri geri dönüştüremeyeceğini açıklamıştı. Ayrıca Türkiye geçtiğimiz yıl petrol platformlarının geri dönüşümünde tercih edilen tek ülke olarak kayıtlara geçti.

UÇAK GEMİSİ DE İNŞA EDELİM

Milli askeri gemi alanında bunlara ek olarak 2011 yılında TCG-ALEMDAR isimli Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi de inşa edilmişti. İstanbul Tersanesi’nde üretilen ALEMDAR, her türlü hava şartlarında su altı ve üstü kurtarma operasyonları yapma özelliğine sahip.

Yerli imkânlarla yapılan askeri gemiler arasında sahil güvenlik arama kurtarma gemisi, yeni tip karakol botları ve 2024’te hizmete girecek olan Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi (DİMDEG) de bulunuyor. Ayrıca istihbarat gemisi TCG-UFUK’un da bu yılsonunda hizmete girmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm bu çalışmalara ek olarak şu çağrıyı yapmıştı: “Buradan sesleniyorum, diyorum ki, gelin bir de artık şöyle bir, iki veya daha fazla uçak gemisi de inşa edelim. Herhalde yaparız değil mi? Çünkü denizlerde bu caydırıcılığa ihtiyacımız var.”

UÇAK GEMİSİ ÜRETECEK GÜÇTEYİZ

OSTİM Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek: Türkiye Akdeniz’de önemli savunma tehditleriyle karşı karşıyadır. Bu yüzden dışa bağımlı olmayan uçak gemilerine ihtiyaç duymaktadır. Öte yandan, uçak gemisi edinimi ‘imal et’ ya da ‘satın al’ şeklinde karşılanabilir. Savunma sanayinde satın al (ithal) doğru ve kalıcı bir karar olarak gözükmüyor. Dolayısıyla uçak gemisinin yerli inşası gerektiği ortaya çıkmaktadır. Gemi sanayi ‘ekonomik bağlantıları’ çok güçlü bir sektördür. Yani, gemi inşa sanayi diğer birçok sektörümüze (elektronikten malzemeye, enerjiden motor üretimine) ‘iş vermektedir.’ Asıl sorumuza gelecek olursak; Türkiye’de uçak gemisi inşası mümkündür. Savunma sektöründen, özellikle OSSA’dan aldığım bilgilere göre, Türkiye hâlihazırda LPD amfibi gemisini üretmektedir.

Alt sistemlerdeki eksikler de düşünülerek eşzamanlı başlandığında 10-15 yıl içerisinde bir uçak gemisi yapılabilir. Temel sıkıntı güç ve tahrik grubu. Tahrik-motor ve güç grubu için Rusya ve Çin ile birlikte çalışılabilir. Nükleer santralleri kimle nasıl bir know-how transferi ile yaptığımız bu nedenle önemli bir tercih olmaktadır. Hem uçak gemisi hem de denizaltılar bu paket içinde düşünülmelidir.

TURİSTİK GEMİ İNŞASINDA DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ

Türkiye, turistik amaçlı gemi inşasında da yıldızı parlayan bir ülke konumunda. Dünya yat üretiminde 3. sırada olan Türkiye, özellikle süperyat olarak tabir edilen yat türünde dünya devleri arasında bulunuyor. Yat sektörü, yüksek ihracat rakamı ve istihdama sağladığı önemli katkı nedeniyle Türkiye ekonomisinin katma değerli sektörlerinden biri olarak biliniyor. Sektörde Şubat 2020 verilerine göre 3 bin 71 metrelik yat üretimi gerçekleşti.

TANKER GEMİSİ SİPARİŞİ VERİLEN 7. ÜLKEYİZ

Türkiye, yalnızca askeri amaçlı gemi inşasında değil, ticari ve ulaşım amaçlı gemilerin üretiminde de son yıllarda adından söz ettiriyor. Türkiye’de günümüzde 82 gemi yapım tersanesi bulunuyor.

Gemi inşasında marka olma yolunda ilerleyen Türkiye’de 22 tersane de yapım aşamasında. Bununla birlikte 15 tersane için de yer belirlenmiş durumda. Özellikle kimyasal tanker yapımında dünya markaları arasında yer alan Türkiye, kimyasal tanker siparişi alan ülkeler arasında ise 7. sırada.

01 Eylül 2020 Salı

Etiketler : Gündem

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,62 değer kaybederek 9.829,19 puandan tamamladı.






BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 61,81 puan azaldı, toplam işlem hacmi 88,4 milyar lira oldu.


Bankacılık endeksi yüzde 0,70, holding endeksi yüzde 0,35 değer kaybetti.


Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 2,72 ile finansal kiralama faktoring, en çok kaybettiren yüzde 2,62 ile ticaret oldu.


Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri, 20 Eylül haftasında bir önceki haftaya göre 2 milyar 842 milyon dolar yükselişle 156 milyar 392 milyon dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.


Bugün açıklanan verilere göre, ABD ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3 ile tahminler dahilinde büyüme kaydetti. Ülkede, ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı, 21 Eylül ile biten haftada 218 bine gerileyerek piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti.


Küresel piyasalar, açıklanan verilerin ABD ekonomisinin gücünü koruduğuna işaret etmesiyle pozitif seyrediyor.


Analistler, yarın yurt içinde dış ticaret dengesi, ekonomik güven endeksi, yurt dışında ise ABD'de kişisel gelir ve harcamalar, Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi, Avro Bölgesinde ekonomik güven endeksi, Çin'de sanayi karları, Japonya'da Tokyo TÜFE'nin takip edileceğini dile getirerek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9.800 ve 9.700 puanın destek, 10.050 ve 10.200 seviyelerinin direnç,  konumunda olduğunu kaydetti.

26 Eylül 2024 Perşembe

Ticaret Bakanlığı, bazı basın organlarında Türkiye ile İsrail arasındaki ticaretin devam ettiğine yönelik yer alan haberlerin "tümüyle yalan" olduğunu bildirdi.


 

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, bazı basın organlarında Türkiye ile İsrail arasındaki ithalat ve ihracat işlemlerinin devam ettiği yönünde asılsız ve manipülatif haberler yapılması üzerine 18 Eylül'de bu haberlerin yalan olduğuna dair gerekli izahatı yaptıkları hatırlatıldı.

 

Buna rağmen, Türkiye ihracatının sekteye uğratılması yoluyla ekonomiye darbe vurmayı amaçlayan karalama kampanyasının sürdüğü dile getirilen açıklamada, "Ülkemizin kararlılıkla uygulamakta olduğu kısıtlama kararlarına karşın ülkemizden İsrail'e ürün gönderildiğine yönelik tamamen kötü niyetli ve spekülasyon amaçlı olduğu açık olan haberlerin kamuoyu vicdanını yaralamak ve devletimizin haklı duruşunu gölgelemek amacıyla yapıldığı ve İsrail'in kanlı siyasetinin bir tezahürü mahiyetinde olduğu aşikardır." ifadelerine yer verildi.

 

Açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler 79. Genel Kuruluna hitaplarındaki gibi daima mazlumun yanında, zalimin ve zulmün karşısında olan Türkiye'nin, acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması, rehine-mahkum takasının gerçekleştirilmesi, insani yardımların engelsiz ve kesintisiz olarak Gazze'ye ulaştırılması yönünde uluslararası düzeyde en üst perdeden temas ve çabalarını sürdürdüğü aktarıldı.

 

"GAZZE'YE EN FAZLA YARDIM GÖNDEREN ÜLKEYİZ"

 

Bu haklı duruşun bir yansıması olarak Türkiye'nin, hakkı haykırmaktan çekinmediği belirtilen açıklamada, şu değerlendirmeler yapıldı: "Ülkemiz, İsrail ile ticari işlemlerini tümüyle durdurmuş, bu konuda dünyada katliamı tenkit etmenin bir adım ötesine geçen ve proaktif bir adım atan tek ülke olarak mazlumun yanındaki dimdik duruşunu perçinlemiştir. Ülkemiz, ilk günden itibaren Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardım faaliyetlerini sürdürmektedir. 60 bin tonu aşan yardım miktarıyla Türkiye, Gazze'ye en fazla yardım gönderen ülke konumundadır. İsrail'in abluka altına alarak en temel ihtiyaçlarına erişimlerini dahi engellediği Filistinli kardeşlerimizin dünya ile arasındaki köprü vazifesi görmek amacıyla ülkemiz, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının onay verdiği ve Filistin topraklarındaki ihtiyaçlara yönelik sevkiyatı, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının kontrolünde ve Filistin varışlı olduğu teyit edilerek gerçekleştirmektedir. Bu malların münhasıran Filistin tarafından kullanıldığı, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığı tarafından da müteaddit defalar açıklanmış bulunmaktadır."

 

TÜRK BAYRAKLI 2 GEMİ DE FİLİSTİN'E İHRACAT YAPACAK

 

Açıklamada, İsrail ile ticaretin devam ettiğine yönelik mesnetsiz ve gerçeği yansıtmaktan uzak iddialar hakkında Bakanlık başta olmak üzere devletin çeşitli kademeleri tarafından defalarca açıklama yapılmış olmasına rağmen aynı yalanların basın organlarında yer bulmasının, bu haberlerin "kökü dışarıda olan şer odakları" tarafından kasıtlı olarak, ülke gündemini meşgul etmek ve ülkenin mezalime karşı güçlü ve sağlam tavrını gölgelemek amacıyla yayımlandığı ifade edildi.

 

"Bu şer odaklarının" asıl hedefinin, tüm ihracatı engelleyerek ülke ekonomisinin lokomotifi olan ihracatın önüne set çekmek olduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Yalan haberde İzmir Nemrut Limanı (Aliağa Gümrük Müdürlüğü) hareketli olduğu belirtilen iki gemiden Türk bayraklı BURAK DEVAL isimli geminin gideceği ülkenin Ürdün, gideceği limanın ise Akabe Limanı olduğu, geminin yükünün gideceği ülkenin ise ilgili ihracat beyannamelerinde Filistin olarak kayıtlı bulunduğu, Panama bayraklı MAYFAIR isimli geminin gideceği ülkenin Ürdün, gideceği limanın ise Akabe Limanı olduğu, geminin yükünün gideceği ülkenin ise ilgili ihracat beyannamesinde Filistin olarak kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir. İki geminin seyir güzergahları üzerinden yalan haber yapılmasının kamuoyunu yanlış yönlendirme amacı taşıyan, basın ahlakından uzak eylemler olduğu açıktır. İsrail'in bugüne değin yürüttüğü katliama sessiz kalarak ortak olan bu cenahın ülkemizin haklı duruşunu desteklemek yerine, bu tür kötü niyetli haberler üzerinden sözde duyarlılık gösterilerini kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz."

26 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : Ticaret bakanlığı İsrail ticaret yalan