tatil-sepeti
Pay piyasası yatırımcı sayısı 2 milyonu aştı

Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre 15 Ocak 2021 itibariyle pay senedi bakiyeli yatırımcı sayısı toplam 2 milyon 2 bin 873 kişiye ulaştı. 2020 başından itibaren pay senedi yatırımcı sayısı 786 bin 128 kişi arttı. 31 Aralık 2019 ve 15 Ocak 2021 tarihleri arasında pay senedi yatırımcı sayısındaki artış oranı yüzde 65 oldu. 2 milyon 2 bin 873 toplam tekil yatırımcı sayısının 1 milyon 990 bin 756’sı yerli, 12 bin 117’si yabancı yatırımcılardan oluşuyor. Yerli yatırımcı grubunun 1 milyon 984 bin 142’si bireysel, 6 bin 614’ü kurumsal yatırımcılardan oluşurken yabancı yatırımcıların dağılımında 9 bin 309 bireysel, 2 bin 808 kurumsal yatırımcı bulunuyor.

18 Ocak 2021 Pazartesi

Kamunun imalat sanayisi yatırımlarında en yüksek pay yine kimya sektörünün

2021 Yılı Yatırım Programı'na göre, 10 sektörü kapsayan imalat sanayi yatırımları için ayrılan ödenek geçen yıla kıyasla yüzde 56,6 artarak 1 milyar 601 milyon 873 bin liraya yükseldi. Bu 10 sektör içinde en fazla ödenek ayrılan sektör "kimya" oldu. Kimya sektörünün ödeneği geçen yıla göre yüzde 32,9 artışla 460 milyon 10 bin liraya çıktı. Kimya sektörü içinde en fazla kaynak tahsisi ise 324 milyon 916 bin lirayla Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğüne yapıldı. Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumuna 122 milyon 985 bin lira, Toprak Mahsulleri Ofisine 12 milyon 109 bin lira ödenek tahsis edilmesi öngörüldü. Ödenek büyüklüğü bakımından kimya sektörünü 315 milyon 175 bin lirayla gıda sektörü takip ederken, bu kapsamda en yüksek ödenek de 125 milyon 420 bin lirayla Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğüne ayrıldı. Üçüncü sırada yer alan KOBİ ve girişimcilik için tahsis edilen ödenek tutarı da geçen yıla kıyasla yüzde 70,9 artarak 170 milyon 583 bin liradan 291 milyon 593 bin liraya yükseldi. EN FAZLA ÖDENEK ARTIŞI STANDARDİZASYON VE KALİTE SEKTÖRÜNDE Ödenek artış oranları açısından bakıldığında ilk sırayı standardizasyon ve kalite sektörü aldı. Bu sektör için ayrılan ödenek 2020 yılına göre, yüzde 390 artarak 133 milyon lirayı geçti. Standardizasyon ve kaliteyi yüzde 195 artışla elektriksiz makineler sektörü izledi. En fazla ödenek düşüşü yüzde 33,2 ile elektrikli makine sektöründe olurken, demir çelik ve demir yolu taşıt sanayi sektörleri için ayrılan ödenek kısmen azaldı.

18 Ocak 2021 Pazartesi

Salgından en fazla etkilenen sektörler için yol haritası hazırlanıyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yürüttüğü "COVID-19 Krizine Yanıt ve Dayanıklılık" Projesi kapsamında 26 kalkınma ajansı tarafından salgından en fazla etkilenen sektörlerin toparlanabilmesi için yol haritası hazırlanıyor. Proje koordinatörlüğünü yürüten Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) Genel Sekreteri Mustafa Çöpoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova'da faaliyet gösteren MARKA'nın, bölge kalkınmasına kuruluşundan bu yana 1200'den fazla projeyle katkı sağladığını söyledi. Bu süreçte yaklaşık 200 milyon lira destek sağlandığını ve 350 milyon liralık yatırım hacmi oluşturulduğunu aktaran Çöpoğlu, MARKA'nın bölge ihtiyaç ve yetkinliklerini gözeterek özgün projeler geliştirilmesi ve yenilikçi projelerin hayata geçirilmesine gelecek dönemde de destek vermeyi sürdüreceğini belirtti. Çöpoğlu, Japon hükümetince finanse edilen, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği (UNDP Türkiye) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ortaklığında yürütülen projede MARKA'nın, kalkınma ajansları adına koordinatörlük görevini üstlendiğini kaydetti. Bütün Türkiye'de uygulanan projenin MARKA'nın koordinatörlüğünde 26 kalkınma ajansının temsilciğiyle yürütüldüğünü dile getiren Çöpoğlu, geçen eylül ayında başlayan proje kapsamında saha çalışmalarının devam ettiğini anlattı. Çöpoğlu, projede salgın krizi kapsamında, otomotiv, gıda, makine, tekstil, lojistik ve turizmin kırılgan sektörler olarak önceliklendirildiğini vurgulayarak, "Sektör bazlı etki ölçümleri yapılmakta, yol haritaları geliştirilmektedir. Yeni ürün ve pazarlara yönelik araştırmalar yapılmaktadır. Ajansın içinde olduğu diğer bileşenler kapsamında da kriz sonrası ekonomik toparlanma için firmalarda ve yerel kurumlarda kapasite geliştirme ve genç işsizlere yetkinlik kazandırılması konularında çalışmalar bulunmaktadır" ifadesini kullandı. DESTEKLERİN BİLİMSEL BİR VERİYE DAYANARAK TESPİT EDİLMESİNE İMKAN SAĞLANACAK Projenin önemine değinen Çöpoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Salgından en fazla etkilenen sektörleri, bu sektörlerin sorunlarını ve salgın sonrasında bu sektörlerin tekrar toparlanabilmesi, tekrar ayağa kalkabilmesi için önemli bir çalışma yürütüyoruz. Sektör temsilcileriyle toplantılar yapıyoruz. Turizmle ilgili, lojistik sektörüyle ilgili, otomotiv sektörüyle ilgili yaptık. Çalışmaların bitiminde, sahadan aldığımız bilgiler, sahadan aldığımız öneriler toplanacak ve salgın sonrası hızlı bir şekilde bu sektörlerin toparlanabilmesi, bunlara verilecek destekler ve teşviklerle ilgili karar alıcılara bir altlık oluşturulacak. Krizden en fazla etkilenen sektörlerle görüşüyoruz. Bunların başında turizm, makina, otomotiv, lojistik sektörleri geliyor. Özellikle krizden sonra devletin bu kesimlere sağlayacağı desteklerin bilimsel bir veriye dayanarak tespit edilmesine imkan sağlanacak." Çöpoğlu, projenin bitiş tarihin mart ayı olarak belirlendiğini aktararak, "Halen salgını ağırlıklı olarak hissettiğimiz için belki birkaç ay sarkabilir. Nisan veya mayıs gibi projeyi tamamlayıp sonuçlarını bakanlığımıza bildireceğiz" dedi. Turizm sektörünü çok önemsediklerini vurgulayan Çöpoğlu, MARKA'nın yürüttüğü programlardan birinin de "Turizmde Destinasyon Yönetimi" olduğunu kaydetti. Çöpoğlu, salgının başladığı günden bu yana Doğu Marmara'da sanayi sektörüyle ciddi çalışmalar gerçekleştirdiklerini de belirterek, sanayicilerin sorunlarını ve onların taleplerini bölge bazında yaptıkları değerlendirme toplantılarında dinlediklerini sözlerini ekledi.

18 Ocak 2021 Pazartesi

Kovid-19 hikayesinin başladığı Çin salgın yılında güven ve itibar kaybetti

"Dünyanın üretim motoru" şeklinde nitelendirilen Çin'de, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ortaya çıkmasının ardından halihazırda korumacılık önlemleriyle zorda olan küresel ticaret büyük bir darbe alırken, ülkenin 2021'de en büyük avantajının dijitalleşme ve inovasyon çalışmaları olduğu, en büyük mücadeleyi ise dünyada oluşan alternatif tedarik kanalları konusunda vereceği belirtiliyor. Çin'in Vuhan kentinde Aralık 2019'da ortaya çıkan Kovid-19 salgınının, kısa sürede diğer kent ve ülkelere yayılması üzerine Dünya Sağlık Örgütü, "acil durum" ilan etti. Bu süreçte Çinli yetkililer çok sayıda tedbiri hızlı bir şekilde hayata geçirirken, Çin, eşi görülmemiş bir salgınla mücadeleyi de ilk deneyimleyen ülke oldu. Kovid-19 konusunda şeffaf olmadığı ve zamanında diğer ülkeleri bilgilendirmediği gerekçeleriyle birçok eleştiriye maruz kalan Çin'in, salgınla mücadelede izlediği yol ve tecrübe aktarımı kritik rol oynadı. Buna karşın salgın sürecinde Çin'e güvenin önemli ölçüde sarsıldığı ve ülkenin itibar kaybına uğradığı yapılan anketlerle ortaya konuldu. Çin'de hayata geçirilen önlemlere bakıldığında, virüsün ortaya çıkmasının ardından ilk önce Hubey'deki çok sayıda kent kapatılırken, ülke içinde metro, otobüs, feribot gibi toplu ulaşım araçları ve taksi hizmetleri durduruldu. Salgın nedeniyle eyalete binlerce sağlık personeli takviyesi yapıldı, yeni karantina alanları inşa edildi ve hastalığın kısa sürede teşhis edilmesini sağlayan hızlı test kitleri geliştirildi. Toplu etkinlik ve toplantıların iptal edildiği, eğitime ara verildiği bu süreçte, fabrikaların durması nedeniyle yaşanan ekonomik kayıplar birçok teşvik ve tedbirin alınmasını beraberinde getirdi. Geçen yılın şubat ayından itibaren Çin'de ekonomik faaliyete ilişkin açıklanan veriler, ülkenin tarihi bir daralma ile karşı karşıya kalacağına, bu durumun küresel ekonomiye yansımasının ise sert olacağına ilişkin ilk sinyalleri verdi. İmalat endeksi, ocak ayında bulunduğu 50 seviyesinden şubatta 35,7'ye gerileyerek derin bir daralmaya işaret etti, hizmet sektörü endeksi ise 54,1'den 29,6 ile rekor seviyelere indi. Tüm bunlar yaşanırken ABD Başkanı Donald Trump'ın virüs konusunda Çin'i suçlaması, küresel ekonomiye ilişkin belirsizlikleri artırdı ve ticaret savaşı endişelerini yeniden gündeme taşıdı. Çin, salgınla mücadelede en önemli başarısını ise ülke içi kaynaklı vaka sayısını sıfıra düşürdüğü Mart 2020'de aldı. Aynı tarihlerin birçok ülke için salgınla mücadelenin başlangıcı olması dolayısıyla ibrenin tersine döndüğü bir sürece girildi ve yurt dışı kaynaklı vakaları engellemek adına Çin'e yabancıların girişi yasaklandı. Gelinen noktada, Çin'de bu yılın şubat ayı itibarıyla günlük vaka sayısının artışa geçtiği, bu kapsamda Şunyi semtinde acil durum ilan edildiği, aşı vurulan kişi sayısının ise 12-15 milyon civarında bulunduğu belirtiliyor. Kovid-19'un ortaya çıktığı Çin'de bugüne kadar 89 bine yakın vaka tespit edildi, 4 bin 635 kişi hayatını kaybetti. ÇİN MERKEZ BANKASI Dünya ticaretinde gerek üretim gerekse lojistik anlamda önemli bir paya sahip olan Çin'de yılın ilk çeyreğinde iç ve dış faaliyetlerin durma noktasına gelmesi, ülke ekonomisini sert bir şekilde sarsarken, domino etkisi yaratarak tüm dünyada da önemli kayıplara neden oldu. Özellikle geçen yılın ocak ayında Çin Yeni Yıl tatili sürecinin karantina ile geçmesi, turizm, perakende ve seyahat iptalleri nedeniyle havacılık sektörüne yaklaşık 1 trilyon yuan zarar ettirdi. Bu süreçte kapalı olan ve 3 Şubat 2020'de açılan Çin borsası da yaklaşık iki haftalık tatilin ardından koronavirüs endişelerinin fiyatlanmasıyla açılışta yüzde 9'a yakın değer kaybetti ve bir yılın en düşük seviyesine geriledi. Piyasadaki panik havasını dağıtmak için Çin Merkez Bankası (PBoC), piyasaya 1,2 trilyon yuan (173,8 milyar dolar) likidite enjekte etti. Banka ayrıca, 7 günlük ters repo faiz oranını yüzde 2,50'den yüzde 2,40'a ve 14 günlük oranını yüzde 2,65'ten yüzde 2,55'e düşürdü. Banka, daha sonra piyasaya 400 milyar yuanlık daha likidite sağladı. PBoC, mart ayında da 1 yıl vadeli faizi 10 baz puan, 5 yıl vadeli faizi ise 5 baz puan indirerek sırasıyla yüzde 4,05 ve yüzde 4,75'e düşürdü. Salgın sürecinde "bekle-gör" politikasına diğer ülkelere göre daha sık başvuran PBoC, bazı bankalar için zorunlu karşılık oranlarının indirilmesi yoluyla 550 milyar yuan civarında uzun vadeli fon imkanı sağladı. Tüm aksiyonlarında piyasadaki likidite yeterliliğinin korunmasını önceleyen Banka, ihtiyatlı para politikasına başvurarak esnekliği de artırma kararı aldı. Banka, 20 Nisan 2020'de ikinci faiz indirimi kararı aldı ve 1 yıl vadeli temel kredi faiz oranını (LPR) 20 baz puan düşürerek yüzde 4,05'den yüzde 3,85'e çekti. Haziran ayı başında ise ekonomi açısından aşağı yönlü risklerle karşı karşıya olduklarını ancak para politikası için alan bulunduğu yönünde bir sözle yönlendirmeye giden Banka, 22 Haziran'daki toplantısında politika faizini yüzde 3,85'te bıraktı. DÜNYANIN RESESYONA GİRDİĞİ SÜRECİ, ÇİN STAGNASYONLA ATLATTI Mart ayı ortalarından itibaren Çin'de Hubey dışındaki çoğu işletme yeniden faaliyete geçti ve bu doğrultuda da imalat ile hizmet endeksleri yükselmeye başlayarak toparlanma sinyali verdi. Geçen yılın ilk çeyreğine ilişkin mayıs ayında açıklanan GSYH verileri, Çin ekonomisinin yüzde 6,8 ile 1992'den bu yana ilk kez daraldığını ortaya koydu. İlk çeyreğin ardından geride kalan süreç ise Çin ekonomisinde resesyondan (ekonominin iki veya daha fazla çeyrek boyunca daralması) ziyade, stagnasyon (ekonominin ortalamadan daha düşük büyümesi) yaşandığını kanıtladı. Bu durum, "ülke ekonomisinin dünya geneline kıyasla daha az hasar aldığı" şeklinde değerlendirmelerin yapılmasını da beraberinde getirdi. Nitekim ülke ekonomisi, geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3,2 ve üçüncü çeyreğinde ise yüzde 4,9 büyüme kaydetti. Böylece Çin ekonomisi, Kovid-19 sürecinde "V" tipi bir toparlanma sergilemiş oldu. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, 2019'da yüzde 6,1 büyüyen Çin ekonomisi, 2020 genelinde sadece yüzde 1,9 genişleyebilecek. Ülkenin bu yıl ise yüzde 8,2 ile ortalamaların üzerinde büyüme kaydetmesi bekleniyor. İHRACATTA 2020 SÜRPRİZ ARTIŞLA TAMAMLANDI Çin'in, Aralık 2019'da 237,7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen ihracatı, 2020'nin ocak-şubat döneminde 146,3 milyar dolara geriledi. Geçen yılın mart ayından itibaren toparlanan Çin'in ihracatı, nisanda yeniden 200 milyar doları aşarken, aralıkta 281,9 milyar dolarla rekor kırdı. Ülkenin 2020 ihracatı ise 2019'a kıyasla yüzde 3,6 artış kaydetti. Beklenenin aksine gerçekleşen ihracattaki artışa sağlık ürünleri ve maske üretimi önemli katkı sağlarken, ithalatta ise geçen yılın tamamında yüzde 14 düşüş yaşandı. Ülkenin ithalatı, Ocak 2020'de 149,8 milyar dolar olurken, takip eden aylarda dalgalı bir görünüm sergiledi. Mayıs ayında 144,1 milyar dolarla 2020'nin en düşük seviyesinde gerçekleşen Çin'in ithalatı, yılı ise 200 milyar doların üzerinde tamamladı. IMF tahminlerine göre, Çin'in 2021 yılında ihracatı yüzde 10 ve ithalatı yüzde 7,8 artış kaydedecek. İŞSİZLİKTE 2019 SEVİYESİNİN 2021'DE YAKALANACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR Yerel haber kaynaklarında, 2020'nin ilk çeyreğinde ülkede yaklaşık 5 milyona yakın kişinin işini kaybettiği belirtilirken, neredeyse 1,4 milyar nüfusa sahip ülkede işsizlik oranı 2019'da yüzde 3,6 düzeyinde gerçekleşmişti. Açıklanan verilere bakıldığında, geçen yıl ocakta yüzde 5,2 olan işsizlik oranı, şubatta yüzde 6,2'ye çıktı ve bu rakam 2020'nin en yüksek seviyesi olarak kayıtlara geçti. Nisandan itibaren kademeli düşüşle kasımda yüzde 5,2'ye kadar gerileyen Çin işsizlik oranının, 2021'de yeniden yüzde 3,6 düzeyine gerileyeceği tahmin ediliyor. Kamu borcunun milli gelir içindeki payının 2019'da bulunduğu yüzde 52,6 düzeyinden geçen yıl yüzde 61,7 seviyesine yükseldiği görülüyor. IMF tahminlerine göre, oranın 2021'de de yukarı yönlü trendini sürdürerek yüzde 66,5'e çıkması bekleniyor.

18 Ocak 2021 Pazartesi

Yatırım Programı'ndaki 3 bin 91 projeye 138.3 milyar lira ödenek

2021 Yılı Yatırım Programının Kabulü ve Uygulanmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete'nin mükerrersayısında yayımlandı. Programda, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kuruluşlar, KİT, özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşlar ve sosyal güvenlik kuruluşlarının projeleri yer aldı. Mahalli idarelerin ise yalnızca dış kredi ile finanse edilen projelerine programda yer verildi. 2021 Yılı Yatırım Programı hazırlıklarında 11. Kalkınma Planında yer alan temel politikalar, 2021-2023 dönemi Orta Vadeli Program ve Mali Plan'da yer alan politika ve öncelikler ile bütçe büyüklüklerinin dikkate alındığı görüldü. Yatırım Programı hazırlıklarında 11. Kalkınma Planı öncelikli sektörlerine yönelik kamu yatırımları öne çıktı. Proje bazında ödenek teklif ve tahsislerinde, devam eden projelerden en kısa sürede tamamlanabilecek projelere, yeni projelerde azami oranda seçici olunarak, ekonomik ve sosyal katkısı en yüksek ve acil hizmet ihtiyacını karşılayabilecek yatırımlara öncelik verildi. PROGRAMDA YER ALAN PROJELERE138,3 MİLYAR LİRAÖDENEK 2021 yılında kamu kurumları tarafından yürütülen 3 bin 91 projeye 138,3 milyar liraödenek tahsis edildi. Yatırım Programı kapsamında gerçekleştirilmesi planlanan138,3 milyar liralık yatırımın yüzde 67,5’inin Merkezi Yönetim Bütçesi kapsamındaki kuruluşlar, yüzde 31,5’inin KİT ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar, yüzde 0,9’unun döner sermayeli kuruluşlar ve sosyal güvenlik kuruluşları tarafından gerçekleştirilmesi programlandı. EN YÜKSEK PAYLAR ULAŞTIRMA-HABERLEŞME VE EĞİTİM SEKTÖRÜNE 2021 Yılı Yatırım Programı kapsamındaki yatırım ödeneğinden en yüksek payı yüzde 30,7 ile ulaştırma-haberleşme sektörü yatırımları aldı. Eğitim yatırımlarının payı yüzde 14,3, enerji yatırımlarının yüzde 12,2, madencilik yatırımlarının yüzde 10,4, tarım yatırımlarınınyüzde 8,7 ve sağlık yatırımlarının yüzde 7,5 oldu. İmalat, turizm, konut, içmesuyu ve kanalizasyon, teknolojik araştırma, çevre gibi diğer sektörlerin toplam payı ise yüzde 16,2 oldu. Merkezi Yönetim Bütçesi kapsamındaki kuruluşlardan en fazla yatırım ödeneği tahsis edilen kuruluşlar 15,1 milyar lira ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, 13,5 milyar lira ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, 13,1 milyar liraile Karayolları Genel Müdürlüğü, 11 milyar liraile Milli Eğitim Bakanlığı ve 8,6 milyar liraile Sağlık Bakanlığı oldu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yatırımları içinde Gayrettepe-İstanbul Yeni Havalimanı Metro Hattı, Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı gibi projelerle kent içi ulaşım ön plana çıktı. Diğer yandan DSİ’nin Türkiye genelinde devam eden tarımsal sulama yatırımlarına 8,4 milyar liraödenek tahsis edildi.

18 Ocak 2021 Pazartesi