tatil-sepeti
Borsa için orta ve uzun vadeli beklentiler olumlu

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında artan vaka sayıları, aşı tedarikinde yaşanan sorunlar, salgının ekonomiye etkileri konusunda devam eden endişeler ve özellikle ABD'de hayata geçirilmesi planlanan teşvik paketine ilişkin belirsizlikler, küresel pay piyasalarında kar satışlarını beraberinde getirdi. Analistler, son bir haftada dünya borsalarındaki satıcılı seyrin Borsa İstanbul'u da etkilediğinibelirterek, dolar bazlı bakıldığında BIST 100 Endeksi'nin 200 sent civarında bulunduğunu, 2011'deki 500 sent seviyelerine göre oldukça iskontolu olmaya devam ettiğini söyledi. Yatırımcıların kar realizasyonu ile endeksteki düzeltme hareketlerinin sağlıklı olduğunu aktaran analistler, dün olduğu gibi zaman zaman bu düşüşlerin, stop-loss(zarar kes) satışlarındevreye girmesi ile çok sert olabildiğine işaret etti. Analistler, dönemsel olarak endekste ve hisse senetlerinde, bundan sonra da görülebilecek düzeltme süreçlerinde yatırımcıların panik olmamasının önemine dikkati çekerek, kredili ve gün içi işlemler konusunda temkinli olunması gerektiğini vurguladı. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), Türkiye ekonomisine ilişkin 2021 yılı büyüme beklentisini yüzde 6'ya yükselttiğini hatırlatan analistler, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının yılın ikinci yarısında Türkiye'nin döviz cinsinden kredi görünümü ve notu üzerindeki olası artırımlarının da yavaş yavaş potaya girebileceğini söyledi. Analistler, bunlarla birlikte küresel bazda devam etmesi beklenen genişleyici para ve maliye politikalarının görece riskli varlıklara talebi desteklemeye devam etmesinin beklendiğini, Türkiye'nin de getiri arayışındaki yatırımcılar için önemli bir liman olabileceğini aktardı. STRATEJİ RAPORLARINA GÖRE, ORTA VADEDEBORSADA YÜKSELİŞ EĞİLİMİNİN DEVAM ETMESİ BEKLENİYOR Aracı kurumların strateji raporları, 2021'de yabancı portföy akımlarının devam edebileceği, dolayısıyla Borsa İstanbul'da orta ve uzun vadeliyükseliş trendinin korunacağı tahminine yer verirken, Kovid-19 salgını ile ilgili gelişmelerin en önemli risk unsuru olarak kalmaya devam ettiğini ortaya koyuyor. 2021'de borsadarekorların devam edebileceği ve BIST 100 Endeksi'nde 1.800-1.900 seviyelerinin görülebileceği belirtilen strateji raporlarında, oynaklığı azalan Türk lirasının söz konusu hedeflere ulaşmada en önemli etkenlerden olacağı kaydedildi. Garanti BBVA Yatırım'ın Mali Piyasalar Stratejisi raporunda, TL'de bu yıl da değer kaybı beklense de TCMB'nin sıkı duruşunun etkisiyle bu değer kaybının enflasyonun altında olacağı, TL'nin bu yıl nominal olmasa dareel olarak değerleneceği vurgulandı. Öte yandan, Türk hisse piyasasında iskontolu görünümün devam ettiği belirtilenraporda, "7 Fiyat/Kazanç (F/K)" çarpanı bazında gelişen ülke borsalarına göre yüzde 58 daha ucuz olan BIST 100 Endeksi'nin, 5 yıllık ortalama iskontosunun ise yüzde 41 seviyesinde gerçekleştiği kaydedildi. Raporda, Türkiye'nin büyüme hikayesinin devamında, uzun süredir benzer ülke borsalarına göre geride kalmış olan hisse senedi piyasalarında alıcılı seyrin sürmesinin beklendiği aktarılarak,"Bu yüzden düzeltmeleri alım fırsatı olarak görmeye devam edeceğiz. BIST 100 Endeksi için hedefimiz 1.892 seviyesidir. 2021'de demir çelik, telekom, perakende ve sağlık sektörlerinin öne çıkmasını bekliyoruz." değerlendirmesine yer verildi. Gedik Yatırım Strateji Raporu'nda,2021'e girerken global toparlanma beklentileriningüçlü seyrettiği belirtilerek, Kovid-19 aşılamasının genele yayılmasıylaglobal ekonomik aktivitede beklenen hızlı ve senkronize toparlanma ile tüm dünyada genişleyici para ve maliye politikalarının uygulamada kalmaya devam edeceği yönündeki beklentilerin risk iştahını artırdığı kaydedildi. Yurt içinde sıkı para politikası ve ekonomi politikalarındaki normalleşmenin TL'deki güçlenme eğilimini desteklediği vurgulananraporda, "BIST 100 Endeksi'ne ilişkin hedefimizi de1.350 puandan 1.750 puan seviyesine yükseltiyoruz. Yükseltilen endeks hedefimizdeki ana neden, azalan risk primi ve beklenenden daha iyi devam etmiş olan şirketlerin faaliyet performanslarıdır. Bu yıl için 2020'ye göre yüzde 25'lik bir net kar büyümesi, yüzde 18'lik faiz, amortisman ve vergi öncesi kar beklentimiz bulunuyor." denildi. BIST 100'DE HEDEF 1.900 SEVİYELERİ Deniz Yatırım Araştırma tarafından hazırlanan Strateji Raporu'nda da2021 için "olumlu bekleyişlerin sabırla şekilleneceği yıl" nitelendirmesi yapılırken, risklerin bulunduğu ancak nispeten dengeli olduğu vurgulandı. 5 yıllık ülke risk primi göstergesinin (CDS)geçmiş dönem ortalaması olan 200 baz puan seviyelerinde dengeleneceği tahminine yer verilen raporda, buna en önemli katkının, daha öngörülebilir patikada seyredeceğiöngörülen Türk lirası cephesinden gelebileceği belirtildi. Raporda, kısa vadeli riskler bir yana, uzun vadede Türk hisse senetlerine ilişkin olumlu beklentilerin devam ettiği vurgulanarak, "Oyun değiştirici ciddi bir faktör belirmedikçe hisse senetlerine olan ilginin yerel ve global bazda 2021'de desürmesi beklentisindeyiz. BIST 100 Endeksi için 12 ay vadede hedef fiyat seviyesini 1.900 puan olarak belirliyoruz." değerlendirmeleri yapıldı. Vakıf Yatırım tarafından "Kara Göründü" başlığıyla hazırlanan Strateji Raporu'nda isebu yıl yurt dışı yerleşiklerin TL cinsi menkul kıymetlere ilgisinin artacağı,ekonomi yönetiminin sadeleşen ve piyasa dostu politikalarının yanı sıra 2020 boyunca düşük kalan yabancı yatırımcı ilgisinin 2021'de oluşabilecek taleple avantaja dönüşeceği kaydedildi. Raporda, hisse senedi piyasalarındaki yükselişin sürmesinin beklendiği aktarılarak, şu değerlendirmelere yer verildi; "Bu yıl BIST 100 Endeksi'nin salgınla ilgili aşılama ve ilaç çalışmalarını takip ederekTL bazında yeni rekor seviyelere ulaşmasını bekliyoruz. Endeks hedefimiz1.803 seviyesi. Bu öngörümüzün yeni ekonomi yönetiminin piyasa dostu söylem ve uygulamaları, yabancı yatırımcılarınTL'de azalan oynaklık ve küresel düşük faiz ortamındaki getiri arayışlarıyla BIST'e geri dönmesi, TL bazında rekor seviyelerde olmamıza karşılıkendeksinbenzer ülke piyasalarına göre halen yüksek getiri potansiyeli sunması, yerli hisse senedi yatırımcı sayısınıngetiri arayışı ve halka arzlar yoluyla Borsa İstanbul'a girişlerindevamı gibi unsurlarla destekleneceği görüşündeyiz."

29 Ocak 2021 Cuma

IMF: Küresel mali destek 14 trilyon dolara ulaştı

Uluslararası Para Fonu (IMF),MaliİzlemeRaporu'nu güncelledi. Kovid-19 salgınının kamu maliyesi için ciddi bir zorluk oluşturduğuna dikkati çekilen raporda, küresel mali desteğin Ekim 2020'den bu yana yaklaşık2,2 trilyon dolar artarak14 trilyon dolara ulaştığı kaydedildi. Raporda, küresel mali desteğin insan yaşamınınve geçim kaynaklarının kurtarılmasına katkıda bulunduğu, salgının tüketim ile üretim üzerindeki etkilerini hafiflettiği aktarıldı. Gelirlerin düşmesine neden olan ekonomik daralmayla birliktesöz konusu desteğin kamu borçlarında ve açıklarında artışa neden olduğuna işaret edilen raporda, küresel kamu borcunun 2020 sonunda GSYH'nin yüzde 98'ine ulaştığının tahmin edildi.Bu oran, Ekim 2019'da yayımlanan Mali İzleme Raporu'ndaki tahminlerde yüzde 84 olmuştu. Raporda, mali müdahalelerin finansmana erişimle şekillendiği belirtilerek, mali açıklar ve borçlardaki en büyük artışın gelişmiş ekonomilerde kaydedildiği aktarıldı. Tedavi ve aşılara erişim konusunda küresel iş birliğinin öneminin vurgulandığı raporda, "Savunmasız hanehalklarına ve işletmelereyönelik mali desteğin, toparlanma sağlam bir şekilde gerçekleşene kadar uygun bir şekildesağlanması gerekir." denildi. Raporda, maliye politikasının mali ve finansman risklerini yönetirken, sürdürülebilir bir toparlanmayı desteklemesi, yeşil, dijital ve kapsayıcı bir ekonomiye geçişi kolaylaştırması gerektiğinin altı çizildi. Ülkelerin kamu borçlarının GSYH'ye oranlarına ilişkin verilerin de yer aldığı raporda, Türkiye'de2020'de brüt kamu borç stokununGSYH'ye oranının yüzde 40,4 olduğu tahmin edildi. Bu oran, Ekim 2020'de yayımlanan raporda, yüzde 41,6 olarak öngörülmüştü. Ülkenin daha önce 2021'de yüzde 45,5 olması beklenen kamu borç stokunun GSYH'ye oranı ise yüzde 40,3 olarak revize edildi.

29 Ocak 2021 Cuma

Türkiye ile Afganistan arasında ulaştırma alanında AR-GE'de işbirliği

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda düzenlenen imza töreni, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu veAfganistan Ulaştırma Bakanı Kudretullah Zeki'nin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantı marjında ayrıca, Kara Ulaştırması Karma Komisyonu 1. Toplantısı Tutanağı da teknik heyet başkanlarınca bakanların himayesinde imzalandı. Karaismailoğlu burada yaptığı konuşmada, dün 1. toplantısı düzenlenen Kara Ulaştırması Karma Komisyonu(KUKK)vesilesiyle iki ülkenin teknik heyetlerinindostluğayakışır şekilde çok verimli görüşmeler yaptığını,Türkiye'de kara yolu taşımacılığı sistemiyle ilgili bilgilerin paylaşıldığını aktardı. Afganistan tarafından gelecek talepler doğrultusunda her alanda bilgi ve tecrübe paylaşımına ve teknik işbirliği yapmaya hazır olduklarını belirtenKaraismailoğlu,"Afganistan'ın refahı ve kalkınması yolunda atılacak önemli adımları birlikte atmaya kararlıyız.Bu durumu destekleyecek yeni projelerle mevcut işbirliğimizi daha da geliştirebileceğimizi düşünüyoruz.Bugün imzalayacağımız AR-GEalanında işbirliği mutabakat zaptı ile de bu noktada önemli bir adım atmış olacağız." diye konuştu. KARA YOLARI, DEMİR YOLLARI İÇİN CİDDİ ŞEKİLDE ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR Afganistan Ulaştırma Bakanı Kudretullah Zeki iseTürkiye ve Afganistan'ın ekonomik her alanda birbirlerine bağlı iki ülke tek millet olduklarını belirterek,Türkiye'nin ve Türk milletinin her zamanAfgan halkının yanında olduğunu ve yardımını esirgemediğini, bunun için bütün milletvekilleriyle bugün burada olduklarını dile getirdi. Dünyanın ulaşım alanında hızla bağlantı kurmak için geliştiğini ifade eden Zeki, şöyle devam etti: "AB ve ABDbirbirlerinitransit alanında destekliyor. Biz Müslümanlar transport yollarını ve ticari ilişkileri geliştirerek İslam alemindeki ekonomi inkılabını neden getirmiyoruz? Bunun en büyük örneği Türkiye Cumhuriyeti'dir.Türkiye, Erdoğan önderliğinde gerçekleştirilen altyapı veüst yapı projeleriylehem içeride hem dışarıda İslam alemi içinörnek bir ülkedir. Bunları bilerek bugün buradayız. Sizin ve ekibinizin tecrübelerindenAfganistan'da da yararlanmak istiyoruz." Zeki, Afganistan'ınAvrupa'ya giriş çıkış ve AB bağlantıları için Türkiye'nin önemli bir geçiş noktası olduğunun altını çizerek,bu konuda görüşmelerinindevam ettiği bilgisini verdi. Afganistan'ın bütün sorunlarının medyadan görüldüğüne ve savaşların alt ve üst yapılarının geliştirilmesine engel olduğuna işaret eden Zeki, şunları kaydetti: "Kara yoları, demir yolları için ciddi şekilde çalışmalarımız devam ediyor. Bu konuda en iyi tecrübesi olan Türkiye'dir.15-20 yılda Türkiye'deki otoyollara bakarsanız, bunu gerçekleştiren ekibin ve hükümetin büyük bir başarı elde ettiğini görürsünüz.Bundan dolayı Erdoğan'ateşekkür ederiz. Bize teknik anlamda yardımcı olmalarını rica ediyoruz. Danışmanve teknik ekiplerinizi getirip bizim bakanlıktaki müdürlerimizle çözüm yollarını çıkaracağız. Afgan halkı için en büyük destek budur. Afganistan'ınkomşuları ve dünyayla bağlantısını nasıl kurabiliriz? Bunun için sizin tecrübelerinize ihtiyacımız var. Yeni nesiller IT ve akıllı ulaşım yolundaiyi teknik elemanlarımız var ama bunları sizin tecrübelerinizle birleştirirsek, Afganistan ulaştırma vetrasport alanında başarıya sahip olacak. İkili yardımlar ve işbirliğinin devam etmesini istiyoruz. Sizi de Afganistan'a davet ediyoruz,oradaki kardeşlerinizi yakından görün."

29 Ocak 2021 Cuma

AB, Kovid-19 aşısı ihracatını sınırlandıracak

Üst düzey Avrupa Birliği (AB) yetkilileri, AstraZeneca'nın Kovid-19 aşısı tedarikinde kesintiye gideceğini açıklamasının ardından AB ülkelerinden aşı ihracatına sınırlama getirecek bir mekanizmanın yarın başlatılacağını açıkladı. Buna göre, AB ileKovid-19 aşısı ön alım anlaşması bulunan firmaların AB ülkelerindeki tesislerinde üretilen aşılar diğer ülkelere izinsiz satılamayacak. İzin alınması için söz konusu şirketin bu aşamadayılın ilk çeyreğinde AB'ye sağlamayı taahhüt ettiği miktardaki aşıyı iletmesi gerekecek. İlaç firmaları, aşılarını AB dışındaki bir ülkeye ihraç etmek istediklerinde miktar ve gidecek ülkeyi içeren bir form doldurup tesisin bulunduğu ülkenin gümrük kurumuna gönderecek. Bu kurum aşı ihracatına izin verilip verilmeyeceği konusunda AB Komisyonu'na danışacak. Komisyon, şirketin aşı sözleşmelerinden kaynaklanan miktardaki üretimi sağlayıp sağlamadığına bakacak ve ilgili ülke gümrük kurumuna bilgi verecek. Söz konusu izin süreci başvurunun ardından 24 saat içinde tamamlanacak. Mekanizma şimdilik 2021'in ilk çeyreği içinuygulanacak. Gerekli görülmesi halinde mekanizmanın kapsamı aşı üretimindeki ham maddeleri içerecek biçimde genişletilebilecek veya süresi uzatılabilecek. AB AŞI ANLAŞMALARI AB, opsiyonlar dahil olmak üzere BioNTech-Pfizer ile 600 milyon, AstraZeneca ile 400 milyon, Sanofi-GSK ile 300 milyon, Johnson and Johnson şirketiyle 400 milyon, CureVac ile 405 milyon, Moderna ile 160 milyon doz aşı almak için sözleşme imzaladı ancak AB ülkelerinde aşılamaların yavaş ilerlediği eleştirileri yapılıyor. Komisyon, geçen hafta üye ülkelerindeki yetişkin nüfusun yüzde 70'inin 1 Haziran'a kadar aşılanması hedefi koymuştu. Aşı teslimatlarında yaşanacak gecikmeler sonucunda hedefin yakalanamaması ihtimali yüksek görünüyor. AB İLE ASTRAZENECA ANLAŞMAZLIĞI Oxford Üniversitesi'nin İngiliz-İsveç ilaç firması AstraZeneca ile geliştirdiği aşı onayı için Avrupa İlaç Ajansı'na (EMA) başvuru yapılmıştı. Aşının AB onayının bu hafta çıkması bekleniyordu. AstraZeneca ile AB arasında 400 milyon doz aşı için sözleşme geçen yaz imzalanmıştı. Aşının geliştirme sürecini hızlandırmak amacıyla AB'nin 336 milyon avro ön finansman sağladığı açıklanmıştı. Aşının bu hafta verilmesi beklenen onayından sonra AB içinde dağıtılması bekleniyordu. Ancak AstraZeneca'nın hafta başında AB'ye yılın ilk çeyreği için tedariki yüzde 60 eksik yapacağı açıklandı. AB tarafı ise kesintinin daha fazla olacağını belirtiyor. AB'nin 100 milyon doz beklerken bunun dörtte birini alabileceği ifade ediliyor. AB, İngiliz-İsveç şirketi AstraZeneca'nın eksik teslimatına tepki göstererek AstraZeneca'nın yükümlülüklerine uymasını istiyor. Şirket ise tedarik konusunda sözleşmede "en üst seviyede çaba gösterilmesi" yönünde bir madde bulunduğunu ve tedarik için en üst çabayı gösterdiğini savunuyor. AstraZeneca'nın AB içindeki fabrikalarda üretimin az olması nedeniyle birlik ülkelerine beklenenden az aşı dozu göndereceği haberleri üzerine AB yetkilileri, İngiltere'de bulunan ve üretimin fazla olduğu AstraZeneca fabrikalarından aşı gönderilmesini talep ediyor.

29 Ocak 2021 Cuma

'Sıfır Atık' ekonomiye 17 milyar liralık kazanç sağladı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, Sıfır Atık Projesi sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına almak, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir dünya bırakma amacını taşıyor. Dünya Bankası raporlarına göre; yılda 1,3 milyar ton olan evsel atık miktarının 2025 yılında 2,2 milyar tona ulaşması bekleniyor. Türkiye'de ise evsel atık miktarının 2023 yılında 38 milyon tona ulaşacağı öngörülüyor. Türkiye'deki evsel atıkların yüzde 52'sini organik atıklar, yüzde 6'sını plastik atıklar, yüzde 10'unu kağıt-karton atıkları, yüzde 4'ünü cam, yüzde 2'sini metal, kalan kısmı ise diğer atıklar oluşturuyor. Bu oranlara bakıldığında atıkların çok büyük bir kısmının değerlendirilebilir, geri kazanılarak hammadde olabilecek, yeni ürünlere dönüştürülebilecek atıklar olduğu görülüyor. Ancak değerlendirilebilir birçok atık yok oluyor. Sıfır Atık Projesi ile israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, atık oluşum nedenlerinin gözden geçirilerek, engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanması amaçlanıyor. Projenin, aşamalı olarak mahalli idarelerde kamu kurumlarında, limanlarda, havaalanlarında, otogarlarda, tren garlarında, eğitim kurumlarında, alışveriş merkezlerinde, hastanelerde, turizm tesislerinde ve büyük iş yerlerinde yani vatandaşın yoğun olarak bulunduğu, atık çeşitliliğinin fazla olduğu, kurumsal noktalarda uygulamaya geçirilmesi ve 2023'e kadar da bütün ülkeye yaygınlaştırılmasına çalışılıyor. 2023'de geri kazanım oranının yüzde 35'e ulaşması, 100 bin kişiye doğrudan istihdam, yıllık 20 milyar lira ekonomik kazanç, 400 bin binada ise sıfır atık yönetim sistemi kurulması hedefleniyor. HER 1 TON KAĞIDIN GERİ KAZANIMIYLA İSE 17 AĞAÇ KURTULACAK Geri dönüştürülen her bir ton cam için yaklaşık 100 litre petrolden tasarruf edilebilecek, yeni üretime kıyasla metal ve plastik geri kazanımı ile de yüzde 95 enerji tasarrufu sağlanabilecek. Her 1 ton kağıdın geri kazanımıyla 17 ağaç kesilmekten kurtarılacak. Sıfır Atık Projesi kapsamında uygulamanın başladığı 2017 yılından 2020 yılına kadar geçen süreçte yaklaşık 17 milyon ton değerlendirilebilir atık toplandı. Bu atıklardan 17 milyar liralık ekonomik kazanç sağlandı. Sıfır Atık Projesi başladığında yüzde 13 olan, geri kazanım oranı ise yüzde 19'a yükseldi. Ayrıca 315 milyon kilovatsaat enerji, 345 milyon metreküp su, 41 milyon metreküp depolama alanından da tasarruf edildi, 2 milyar ton sera gazı salımı önlendi. Proje ile 209 milyon ağaç kurtarıldı, 50 milyon varil petrol ile 397 milyon ton hammaddeden de tasarruf edilmesi sağlandı. BU YILIN HEDEFİ, 100 BİN KURUM VE KURULUŞUN SIFIR ATIK'A GEÇMESİ Uygulamanın başladığı 2017'den itibaren Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, TBMM ve 81 ildeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri başta olmak üzere Türkiye genelinde kamu kurum ve kuruluş binalarının 13 bini 2017-2018'de Sıfır Atık Yönetim Sistemini uygulamaya başlarken, bu rakam 2019'da 27 bine, 2020 itibarıyla da 76 bin kurum ve kuruluş binasına ulaştı. Bu yıl uygulamaya başlayacak kurum ve kuruluş sayısının 100 bine ulaşması hedefleniyor.

28 Ocak 2021 Perşembe