tatil-sepeti
Mobilya ihracatçıları ham madde sorunlarını Ticaret Bakanlığı'na iletti

İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği'nden yapılan açıklamaya göre, Ticaret Bakanlığı ev sahipliğinde çevrim içi gerçekleşen "Mobilya Sektörü İhracatı ve Girdi Tedariki" konulu toplantı,İstanbul, Ege, Akdeniz ve Orta Anadolu mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatçı birlikleri ile sektörde faaliyet gösterensivil toplum kuruluşlarını ve firma temsilcilerini bir araya getirdi. Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Özgür Volkan Ağar'ın da katıldığı toplantıda, Türkmobilya sektörünün ihracat kanalında yaşadığı güncel gelişmeler ve ihracatı artmak için neler yapılabileceği hususunda görüş alışverişinde bulunuldu. Türkiye'nin MDF üretiminde dünya ikicisi, yonga levha üretiminde ise dünya dördüncüsü olduğunu kaydeden ihracatçılar,salgınnedeniyle mobilya ve beyaz eşya tüketiminde dünya genelinde yaşanan artışın MDF ve suntalam tedariğinde sorun oluşmasına neden olduğunu, busorunun minimize edilmesi için MDF ve kontrplak ihracatına kısıtlama getirilmesinive iç piyasaya verilen miktarın artırılması önerisini dile getirdi. Toplantıda, petrokimya ürünlerinin yüzde 12'sinin Türkiye'den, yüzde 88'inin ise AB ve Çin'den karşılandığına işaret eden mobilyacılar,sünger ve boya malzemelerinde yaşanan fiyat artışının önüne geçmek için petrokimya tesislerine yatırım yapılmasını istedi. TOMRUK İHRACATI KAYDA TABİ OLSUN İhracatı kayda tabi olan tomruğun basit işlem görmek suretiyle ihracının kayda tabi olmadan yapılabildiğinin dile getirildiği toplantıda, Ticaret Bakanlığı'nın bu konuda önlem alması gerektiği karara bağlandı. Öte yandan ham madde tedarikiiçin lojistik hatların, deniz, hava ve karayolu olarak kurulmasıoldu. İşletme finansmanı konusunda Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Özgür Volkan Ağar'a "Firmaların işletme kredi faizleri makul seviyeye çekilerek kısa ve orta vadeli yatırımlar ivedilikle başlamalı." talebi iletildi. SEKTÖRLE ARAMIZDAKİ İLİŞKİ İHRACAT SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRIYOR Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Özgür Volkan Ağar, toplantıya ilişkin yaptığı değerlendirmede,dış ticaret fazlası veren mobilya sektörünün ülke ekonomisine ve istihdamına ciddi katkı sağladığını bildirdi. Bakanlığın bu sektöreözel önem gösterdiğini kaydeden Ağar, "Bakanlık ile sektör arasındaki dinamik ilişkiiş ve ihracat süreçlerinin daha hızlı ve verimli yürümesini sağlıyor." ifadesini kullandı. Ağar, toplantıların devam etmesi vemarttaikincisinin yapılmasıricasında bulundu. TÜRKİYE'NİN MOBİLYA İHRACAT POTANSİYELİ 10 MİLYAR DOLAR İstanbul Mobilya,Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç ise, toplantı kapanışında yaptığı konuşmada,şu açıklamalarda bulundu: "Mobilya sektörü hammadde tedarikçisi paydaşları ile büyüyen bir sektör olup bu nedenle de sektördeki ölçek sorununun bir an önce çözüme kavuşması gerekmektedir. Aynı zamanda da fırınlanmamış hiçbir kereste ürününün ihracatı yapılmamalıdır. Türkiye mobilya sektörünün 10 milyar dolar ihracat potansiyeli mevcut.Bugün burada gerçekleştirdiğimiz bu toplantıyı bir milat olarak kabul edip düzenli bir şekilde tekrarlamalıyız. Bu sayede her sene mobilya ihracatımız var olan ihracatın üzerine artı 1 milyar dolar gelecek şekilde artacaktır." Güleç,27 Nisan-2 Mayıs'ta Avrupa'nın en büyük mobilya fuarının İstanbul'da iki merkezdeeş zamanlı gerçekleştirileceğini belirterek, bu fuarın Türk mobilya sektörününgücünü göstermesi veyeni iş bağlantıları oluşturması için son derece önemli olduğunu bildirdi.

12 Şubat 2021 Cuma

EPDK'den dağıtım yatırımlarını ve ilçelere gaz ulaştırılmasını hızlandıracak adım

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) yapılan açıklamaya göre, 2019'da 40 ilçe ve beldeye, 2020'de ise 39 ilçe ve beldeye doğal gaz arzı sağlandı. Böylece, geçen yıl sonu itibarıyla 81 il, 589 ilçe ve beldeye doğal gaz ulaştırıldı. Doğal gaz dağıtım şirketlerinin geçen yıl sonu itibarıyla yaptıkları yatırım 26,84 milyar liraya yükselirken, toplam doğal gaz dağıtım şebekesi uzunluğu 153 bin kilometre oldu. Doğal gaz abone sayısı 17,2 milyona, doğal gazdan yararlanan nüfus ise yaklaşık 54,5 milyona çıktı. Doğal gazın şehrine ulaştığı nüfus ise 67,7 milyon oldu. EPDK'nin 11 Şubat tarihli toplantısında, Eskişehir'in Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçeleri, Elazığ'ın Sivrice ilçesi ve Çanakkale'nin Çardak beldesi, doğal gaz dağıtım bölgesi lisans kapsamına dahil edilerek yatırım programına alındı. YATIRIM SÜREÇLERİ KOLAYLAŞACAK, GAZ DAHA FAZLA İLÇEYE ULAŞACAK EPDK kararıyla lisans kapsamı içindeki ilçelerin de nüfus kriterini sağlaması halinde yatırım programına alınabilmesi sağlandı ve yeni dönemde ilçelerin dağıtım lisans bölgesi dışında olma kriteri kaldırıldı. Ayrıca, şehir besleme hatlarının yapım prosedürü kolaylaştırıldı. Daha önce şehir besleme hattı yatırımlarıBoru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) tarafından münhasıran veya BOTAŞ ile ilgili dağıtım şirketi tarafından müştereken yapılırken, Cumhurbaşkanı Kararı'nda bu yatırımların ya BOTAŞ ya da ilgili dağıtım şirketi tarafından münhasıran gerçekleştirilmesi hükmü getirildi. Böylece, "müşterek yapım uygulaması" yürürlükten kaldırılarakyatırımların daha da hızlandırılması sağlandı. EPDK aldığı son kararla şehir besleme hattıyatırımlarının kim tarafından yapılacağına ilişkin mesafe kriterini 5 kilometreolarak belirledi. 5 kilometre üzerindeki ilçelerde BOTAŞ, 5 kilometreve altındaki ilçelerde ise dağıtım şirketleri şehir besleme hattı yatırımını yapacak. Aynı zamanda nüfus verilerinin temin edilmesine ilişkin prosedür değiştirilerek yatırım süreçlerinde zaman kaybının önüne geçildi.

12 Şubat 2021 Cuma

Sigorta sektörünün prim üretimi 2020'de yüzde 19.3 yükseldi

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, sigorta sektörünün 2020 büyümesinden memnuniyet duyduklarını belirterek, "Sigortanın, deprem, sel, salgın gibi olağanüstü durumlar için var olduğunu anlatabilmek için tüm gücümüzle sigortalılarımızın yanında olmanın ve üzerimize düşeni yapmanın gururunu yaşıyoruz. Sektörümüz tüm paydaşlarıyla birlikte geride kalan yılda rüştünü ispat etti."açıklamasını yaptı. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) açıklamasına göre, Benli sigorta sektörünün 2020 yılı karnesini değerlendirdi. Birliğin, pek çok zorluğun bir arada yaşandığı 2020 yılında sigorta ve özel emeklilik sektörünün örnek uygulamalara imza atmanın haklı gururunu yaşadığını belirten Benli, yaşanan gelişmelerin sigorta farkındalığının artmasına önemli katkı sağlarkensektörün aldığı hızlı aksiyonların da yılsonu sonuçlarına da yansıdığını kaydetti. Deprem, sel ve dolu felaketleri gibi doğal afetlerin yanı sıra salgınlabirlikte yaşandığı 2020 yılının herkes için zor bir yıl olduğunu belirtenBenli şu ifadeleri kullandı: "Sigorta sektörü, vatandaşların risklerini teminat altına alarak yarına güvenle bakmalarını sağlıyor. 2020 yılında, sigortalı olmanın ne kadar önemli olduğunu, salgın gibi hiç beklemediğimiz risklerin bir anda tüm dünyayı nasıl da büyük ölçüde etkileyebileceğini gördük. Salgının ilk gününden itibaren devletimize ve milletimize destek vermek üzere pek çok adım atarak, sigortalılarımızın yanında olmak için var gücümüzle çalıştık. Teminat kapsamı dışında olmasına rağmen salgından kaynaklanan tedavi giderlerinin özel sağlık sigortası kapsamında karşılanması için harekete geçtik. Birliğimizin yayımladığı tavsiye kararlarıyla poliçelere ek süre sağladık; ödeme kolaylıkları getirdik. Yaşanan depremler ile yazın meydana gelen sel ve dolu felaketlerinde hızla hareket ederek hasar tespit çalışmalarını ve ödemelerini başlattık. 24 Ocak'ta Elazığ, Malatya ile 30 Ekim’de İzmir’de yaşanan depremlere ilişkin olarak 717 milyon TL, salgına ilişkin olarak ise 425 milyon TL’si hayat, 137 milyon TL’si sağlık branşlarında olmak üzere toplam 1 Milyar 279 milyon TL tazminat üstlendik; alınan aksiyonlar ve tavsiye kararları ile prim tarafında sağlanan desteğin toplamı ise 400 milyon TL oldu. Nihayetinde, sektör olarak tüm bu felaketlerde vatandaşlarımıza 1 milyar 679 milyon TL destek sağlamanın haklı gururunu yaşıyoruz." SİGORTAYA İLGİNİN ARTMASI SEVİNDİRİCİ Benli, sigortalıların mağduriyetlerini gidermek için tazminat ödemelerini en hızlı şekilde yaptıklarını belirterek, "Sigorta sektörü olarak önceliğimiz sigortalıların memnuniyetini sağlamak ve hayatlarını kolaylaştırmak olurken, vatandaşlarımızın sigortaya teveccühünün arttığını görmek ise bizleri çok sevindirdi. Bunun sonucunda sektörümüzün prim üretimi 2020 yılındabir önceki yıla göre yüzde 19,3 artış göstererek toplamda 82,6 milyar TL’ye yükseldi." bilgilerini verdi. Toplam içerisinde hayat dışı sigortacılığın prim üretiminin yüzde 17,7 artışla 68,1 milyar TL, hayat sigortacılığınınprim üretiminin ise yüzde 27 artışla 14,4 milyar TL olduğunu aktaran Benli, şunları kaydetti: "Başarı hikayesi yazmaya devam eden özel emeklilik tarafında da, emeklilik yatırım fonlarının büyümesi hız kesmeden sürdü. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin 31 Ocak 2021 tarihli verilerine göre BES ve otomatik katılımdaki toplam katılımcı sayısı 12,6 milyonu aşarken, devlet katkısı dahil toplam fon büyüklüğü yaklaşık 170 milyar TL’ye ulaştı. Bununla da kalmadı; vatandaşlarımız nezdinde sigorta farkındalığının artması yatırımcıların da ilgisini sektörümüz üzerine çekti. Sektörümüz şirketlerinin verdikleri güven sayesinde, BIST Sigortacılık Endeksi 2020 yılında yüzde 72’lik bir performans ile BIST endeksleri arasında en iyi performansı gösteren endeksler arasında yer aldı." SİGORTANIN ÖNEMİNİ ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ Benli, sektörün, şirketlerinden, acentelere, eksperlerinden, brokerlerine kadar tüm paydaşlarıyla özverili ve dayanışma odaklı bir yaklaşım sergilediğini ifade ederek, değerlendirmesini şöyle tamamladı: "Sigortanın, deprem, sel, salgın gibi olağanüstü durumlar için var olduğunu anlatabilmek için tüm gücümüzle sigortalılarımızın yanında olmanın ve üzerimize düşeni yapmanın gururunu yaşıyoruz. Sektörümüz tüm paydaşlarıyla birlikte geride kalan yılda rüştünü ispat etti. İyi günde ve kötü günde, uzun süreli bir paydaş olarak sigortayı vatandaşımıza daha görünür kıldığımız için mutluluk duyuyoruz. Bundan sonra da hem ülkemize hem vatandaşlarımıza katkı sağlamak için aynı şevkle çalışmaya ve sigortanın önemini anlatmaya devam edeceğiz."

12 Şubat 2021 Cuma

Yeni anayasa çalışmalarının yeni vizyon katacağına inanıyoruz

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "Yakında açıklanacağı duyurulan hukuk ve ekonomi reformu ile Cumhurbaşkanımızın çağrısını yaptığı yeni anayasa çalışmalarının Türkiye'ye yeni bir vizyon katacağına inanıyoruz."ifadesini kullandı. İTO'dan yapılan açıklamada, odanınşubat ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmasına yer verilen Avdagiç, yeni anayasa çalışmalarının daha güçlü, daha büyük Türkiye'ye giden yolu açacağını ifade etti. Avdagiç, "Yakında açıklanacağı duyurulan hukuk ve ekonomi reformu ile Cumhurbaşkanımızın çağrısını yaptığı yeni Anayasa çalışmalarının Türkiye'ye yeni bir vizyon katacağına inanıyoruz. Türkiye ilk defa anayasa değişikliği yerine, baştan sona sivil anlayışla yoğrulmuş bir anayasaya kavuşacaktır."değerlendirmesinde bulundu. Hukuk ve ekonomi reformunun iş dünyası için önemli bir umut kapısı olduğunu dile getiren Avdagiç, "Vergi uygulamalarına ilişkin köklü değişiklik beklentilerimizin olduğunu belirtmek isterim. Bugün şirket bilançolarının gerçeği yansıtmamasının önemli bir sebebi, yeniden düzenlenmesi gereken vergi uygulamalarıdır. Burada Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi, İcra-İflas Kanunu gibi pek çok kanun bütüncül bir yaklaşımla yeniden ele alınmalıdır."yorumunu yaptı. KİRA DESTEĞİNİNİSTANBUL İÇİN ARTIRILMASI BEKLENTİSİNDEYİZ Avdagiç, iş dünyasının hükümete taşıdığı destek ve tedbir taleplerinin birçoğunun kabul görüp uygulamaya konulmasından memnuniyet duyduklarını kaydetti. Salgın döneminde kiracılara, büyükşehir belediyelerinin bulunduğu yerlerde aylık 750 TL, diğer yerlerde ise aylık 500 TL kira desteği sağlandığını aktaran Avdagiç, hükumetin salgında işletmelere kira desteğini çok yerinde bulduklarını, ancak bu desteğin İstanbul için artırılması ve sadece esnaf ve gerçek kişi tacirlerle sınırlı kalmaması beklentisi içinde olduklarını kaydetti. Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) bir anda gözden kaybolmayacağını ama giderek arka plana düşeceğini dile getiren Avdagiç, "Birçok ülke aşılama çalışmasını başarılı şekilde yürütürken, 2021'de bütün dünyanın aşılanması fiilen imkansız. Buna rağmen şunu söylemek mümkün; aşı, dünya ve ülkemiz için tünelin ucundaki ışıktır. Şimdi bu ışığı takip edip aydınlığa çıkmak gerekiyor."ifadelerini kullandı. Son dönemde döviz kurundaki hızlı gerilemeye de değinen Avdagiç, istikrarlı ve alım gücü yüksek bir Türk Lirası’nın herkesin dileği olduğunu belirtti. Avdagiç, bununla birlikte döviz kurlarındaki hareketliliğin, tüccarında ihracatçınında fiyat tutturmada, dolayısıyla rekabette zorluklar yaşamasına neden olduğunu aktardı. Avdagiç, "Nasıl kidöviz kurlarında aşırı tırmanış, piyasa ve şirket bilançolarımız üzerinde tahribata neden oluyorsa, aynı hızla yaşanan değer kayıpları da tahripkar oluyor. Tıpkı tansiyonun bir inip bir çıkmasının insan bünyesini tehdit etmesi gibi, kurlardaki hareketlilik de ticarette riskleri yükseltiyor, piyasayı zorluyor. Ayrıcadüşmeye devam etmesi halinde döviz fiyatları dolara meyli tekrar alevlendirme tehlikesi barındırıyor. Bu, Döviz Tevdiat Hesaplarında beklenen çözülmeyi, ekonomi yönetimimizin üzerinde ısrarla durduğu ‘ters dolarizasyon’ açılımını da riske sokabilir."dedi. TL’Yİ REKABETÇİ BANTTA TUTMAYA ÖZEN GÖSTERMEMİZ GEREKİYOR Diğer taraftan TL’nin hızla değer kazanması ve değer kazanmaya devam etmesinin ihracat cephesinde de sıkıntılara yol açacağını aktaran Avdagiç, şu ifadeleri kullandı: “Döviz kurlarındaki hareketliliklerin, üretime dönük yatırım tercihlerini etkilemesi bizim açımızdan kayıplar oluşturabilir. İthalatın ise tekrar ölçüsüzce artmasını tetikleyerek, yerli üretimi koruma çabalarının heba edilmesine neden olabilir. Dolayısıyla hem ara malında, hem de tüketim mallarında ithalatı makul düzeylerde sınırlamak için TL’yi rekabetçi bantta tutmaya özen göstermemiz gerekiyor. Ayrıca yüksek faiz düzeylerinin beraberinde getirdiği ani kur düşüşü, yabancı yatırımcıya kârlı bir çıkış fırsatı sağlıyor. Bundan kaçınmamız lazım.” İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ticari kredi faiz oranlarına da değinerek, "Reel sektör olarak enflasyonu önlemek adına faiz düzeyinde makuliyetten uzaklaşılmaması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü istihdamın sürmesi, yatırımların durmaması için işverenin finansman yükünün hafifletilmesi gerekiyor. Ticari kredi faizleri ortalaması 6 aylık sürede yüzde 20,45 düzeyine ulaştı. Bu da 2021’de iş dünyasının en çok mücadele vereceği alanın finansman olacağı anlamına geliyor."ifadelerini kullandı. Dünyada genişleyici maliye ve para politikalarının büyümeyi desteklemeye devam ettiği bir küresel konjonktürün yaşandığını kaydeden Avdagiç, Türkiye’de enflasyonla mücadele gereği sıkı para politikası uygulanırken, genişleyici maliye politikasını da ekonomi hayatiyetini korumak açısından kritik önemde gördüklerini bildirdi. KAPALI GİBİ OLAN, İŞ YAPAMAYAN İŞLETMELERİMİZ BULUNUYOR Şekib Avdagiç, restoranlar, kafeler, lokantalar, spor salonları, kültür sanat etkinlik işletmeleri gibi üyelerin halen kapalı durumda olduğunu, öte yandan kapalı gibi olan, iş yapamayan işletmelerin de bulunduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faaliyetleri kısıtlanan ve 2019 cirosu 3 milyon lira ve altı olan gerçek usulde vergilendirilen ticari işletmelere destek ödemesi yapılacağını açıkladığını anımsatanAvdagiç, şunları kaydetti: "Ayrıca 2 bin liradan az 40 bin liradan fazla olmamak kaydıyla destek ödemesi yapılacağı bildirildi. Bunun hem maddi açıdan hem de sektörlerimizi motive etmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Keza salgında faaliyetlerine ara verilen işyerlerinin gelir vergisi, stopaj, KDV beyannamelerinin verilme ve ödeme sürelerinin ertelenmesini talep etmiştik. Bunlar da Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ertelendi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Bakanlarımız Lütfi Elvan ve Ruhsar Pekcan’a teşekkür ediyoruz. Pandemiden en fazla etkilenen sektör olan hizmetler sektörüne yönelik desteklerin kapsamlı bir şekilde sürdürülmesi talebimizi bu vesileyle bir kez daha tekrarlıyoruz." Salgın engellerini tek bir kesimin değil kamu ve özel sektörün birlikte aşması gerektiğini dile getirenAvdagiç, "Tüm büyük kriz dönemlerinde olduğu gibi hükümetimizin özel sektörün varlığını en güçlü şekilde destekleyeceğine eminiz. Bugüne kadarki uygulamalar bu konuda bize cesaret veriyor."ifadelerini kullandı. PİYASA DENETİMLERİ TÜCCARI İŞ YAPMAKTAN ALIKOYMAYACAK DÜZEYDE OLMALI Avdagiç, piyasa denetimlerine de değinerek şunları aktardı: "Bu denetimleri doğru ve tüketiciyi koruyan bir anlayışın yansıması olarak görüyoruz. Bununla birlikte denetimlerin üreticileri suçlu göstermeden yapılması gerektiğine inanıyoruz. Diğer yandan bugün TÜFE ile ÜFE arasındaki yüzde 13,65’lik farkı yüklenmiş olan iş dünyamızın da fedakarlığını unutmamalıyız. Söz konusu makas son 18 yılın en büyük farkı.Yapılan denetimlerin tüccarı iş yapmaktan alıkoymayacak düzeyde olması ve serbest piyasa dinamiklerine zarar vermemesi gerektiğini düşünüyoruz."

12 Şubat 2021 Cuma

Merkez Bankası rezervleri 95 milyar 519 milyon dolar oldu

TCMB tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. Buna göre, 5Şubat'ta MerkezBankasıbrütdövizrezervleri 999 milyon dolar artışla 54 milyar 366milyondolara çıktı.Brütdövizrezervleri, 29Ocak'ta 53milyar 367 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu dönemde altınrezervleri, 1 milyar 16 milyondolargerileyerek 42milyar 169 milyon dolardan 41milyar153milyondolara indi. BöyleceMerkezBankası'nın toplamrezervleri, geçen hafta bir önceki haftaya kıyasla 17 milyon dolar azalarak 95milyar 536milyondolardan95milyar 519milyondolara düştü. TCMBrezervleri tarihler itibarıyla şöyle (milyon dolar): Tarih AltınRezervleri BrütDövizRezervleri ToplamRezervler 31.01.2020 27.520 74.856 102.376 28.02.2020 30.411 77.414 107.825 27.03.2020 31.325 64.081 95.406 30.04.2020 34.786 51.457 86.243 29.05.2020 36.667 54.360 91.027 26.06.2020 38.821 51.417 90.238 30.07.2020 43.572 46.673 90.245 28.08.2020 43.042 41.594 84.636 25.09.2020 41.097 42.420 83.517 23.10.2020 43.265 45.086 88.351 27.11.2020 40.299 43.899 84.198 31.12.2020 43.241 49.965 93.206 29.01.2021 42.169 53.367 95.536 05.02.2021 41.153 54.366 95.519

12 Şubat 2021 Cuma