Kovid-19'un sanayiye etkisi masaya yatırılacak

Ana teması ‘Kovid-19 Pandemisinden Sonra Sanayinin Görünümü ve Politikalar’ olan Akıllı İktisadi Planlama ve Sanayi Politikaları Konferansı'nda, salgının dünya ekonomisi üzerindeki etkisi, ulusal ve bölgesel sanayi politikalarının rolü, sanayi politikaları ve kümelenme politikaları gibi yeni yaklaşımlar değerlendirilecek. OSTİM Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde, İstanbul Ticaret Üniversitesi, Yamaguchi Üniversitesi ve Ulusal San Martin Üniversitesi iş birliğiyledüzenlenenAkıllı İktisadi Planlama ve Sanayi Politikaları (SEPIP) Konferansı, 13-15 Ekim'de Ankara'da yapılacak. Konferans, OSTİM Teknik Üniversitesi yerleşkesinde ve online platform üzerinden gerçekleştirilecek. Çeşitli oturumlar ve akademik makale sunumlarının yer alacağı organizasyonun ana teması "Kovid-19 Pandemisinden Sonra Sanayinin Görünümü ve Politikalar" olarak belirlendi.Alt temalar arasında Kovid-19'un dünya ekonomisi üzerindeki etkisi, ulusal ve bölgesel sanayi politikalarının rolü, girişimcilik, yenilikçilik ve sanayi politikaları alanlarında akademisyenler ve iş insanlarının gerçek hayattaki deneyimlerini sunması, ekonomik kalkınmaya yönelik fiziki altyapı planlaması, sanayi politikaları ve kümelenme politikaları gibi yeni yaklaşımların değerlendirilmesi olacak. DÜNYANIN ÖNDE GELEN UZMANLARI YER ALACAK Planlamaya göre, SEPIP 2020 Konferansı, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede'nin açılış konuşmasıyla başlayacak, profesyonel iş insanlarının ve akademisyenlerin konuşmacı olarak yer aldığı oturumlar ve akademik sunumlarla devam edecek. Konuşmacılar arasında Parma Üniversitesi’nden Prof. Dr. Franco Mosconi, Ulusal San Martin Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gabriel Bezchinsky ve Prof. Dr. Guillermo Rozenwurcel, Chicago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Christopher Newport Üniversitesi’nden Prof. Dr. Travis Taylor gibi önde gelen iktisatçılar ile IBM CTO'su Dr. Ben Amaba, Stanley Black&Decker Direktörü Eren Yılmaz gibi iş dünyasından profesyonel isimler yer alacak. SEPIP 2020 Konferans programı ve konferansına ilişkin detaylı bilgiye "sepip.org" ve "sepip2020.ostimteknik.edu.tr" adreslerinden ulaşılabilecek.

10 Eylül 2020 Perşembe

Müze sayısı 2019'da 467'ye ulaştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılına ilişkin "KültürelMirasİstatistikleri"ni açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde müze sayısı geçen yıl 2018'e göre yüzde 3,5 artarak 467'ye çıktı.Bu müzelerin 199'u Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde, 268'i ise özel müze kategorisinde yer aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müzelerdeki eser sayısı, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 2,2 azalarak 3 milyon 263 bin 251 oldu. Bakanlığa bağlı müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı da aynı dönemde yüzde 24,4 arttı ve 35 milyon 48 bin 417 olarak kayıtlara geçti. Türkiye'de geçen yıl bakanlığa bağlı ücretli müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 18,2 artış gösterdi.Bakanlığa bağlı ücretli müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin sayısı 2019'da 21 milyon 873 bin 822, bunların toplam ziyaretçiler içindeki payı yüzde 62,4 oldu. Ücret ödenmeyen müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin sayısı 13 milyon 174 bin 595, bunların toplam ziyaretçiler içindeki payı yüzde 37,6 olarak hesaplandı. ÖZEL MÜZELERİN ESER SAYISI DA ZİYARETÇİSİ DE ARTTI Özel müzelerde mevcut eser sayısı da söz konusu dönemde yüzde 3,1 artışla 408 bin 649 oldu. Bu müzelere gelen ziyaretçi sayısı dayüzde 30,3artışla 16 milyon 258 bin 132 olarak kayıtlara geçti. Müzelerin sorumluluğundaki taşınmaz kültür varlıklarının sayısı ise geçen yıl 2018'ye göre yüzde 4 artarak 113 bin 137 oldu. Müzelerin sorumluluğu altındaki taşınmaz kültür varlıklarının en çok bulunduğu il 32 bin 68 ile İstanbul olurken, bu kenti 7 bin 393 taşınmaz kültür varlığıyla İzmir, 4 bin 585taşınmaz kültür varlığıyla Muğla ve 4 bin 422 taşınmaz kültür varlığıyla Bursa takip etti. Milli parkların sayısı 2019'da bir önceki yıla göre değişmezken, tabiat parkı sayısı yüzde 1,6 arttı. Aynı dönemdetabiat parkı alanınında yüzde 0,4 artış oldu. Geçen yıltabiat parkı sayısı 247'ye yükselirken, tabiat parkı alanı ise 106 bin 836 hektara yükseldi. Tabiat anıtı sayısı da bu dönemde yüzde 3,6 artarak 116, tabiat anıtı alanı ise yüzde 25,4 yükselerek 9 bin 390 hektar oldu.

09 Eylül 2020 Çarşamba

Geçen yıl doğan girişimlerin istihdamdaki payı yüzde 4.6

Türkiye İstatistik Kurumu, 2017-2019 dönemi girişimcilik ve iş demografisi verilerini yayımladı. Buna göre, Türkiye'de girişimlerin 2018'de doğum oranı yüzde 13,4 iken geçen yıl yüzde 13 olarak gerçekleşti. Geçen yıldoğan girişimlerin istihdamdaki payı yüzde 4,6'yı buldu. Girişimlerde en yüksek doğum oranı 2019'da yüzde 36,6 ile toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektöründe gerçekleşti.Bu sektörü sırasıyla yüzde 13,4 ile konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri, yüzde 11,3 ile imalat sektörleri takip etti. GİRİŞİMLERİN 2017'DEKİ ÖLÜM ORANI YÜZDE 12.2 Girişimlerin 2016'daki ölüm oranı yüzde 11,2 iken 2017'de bu oran12,2'ye yükseldi. 2017'de ölen girişimlerin istihdamdaki payı yüzde 4,2 seviyesindeydi. Girişimlerde en yüksek ölüm oranı 2017'de yüzde 36,5 ile toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektöründe kaydedildi.Bu sektörü yüzde 13,1 ile konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri, yüzde 12,3 ile ulaştırma ve depolama sektörleri izledi. HAYATTA KALAN GİRİŞİMLER Girişimlerden 2018'de doğanların yüzde 81,3'ü geçen yılhayatta kaldı.Girişimlerin 2017'de bir yıllık hayatta kalma oranı yüzde 80,2, iki yıllık hayatta kalma oranı yüzde 64,1 olarak gerçekleşti. İstihdama göre hızlı büyüyen girişimlerin oranı geçen yıl yüzde12,7, hızlı büyüyen genç girişimlerin (ceylan) oranı ise yüzde 2,1 oldu. Ciroya göre hızlı büyüyen girişimlerin oranı 2019'da yüzde 18,3, ceylan girişimlerin oranı yüzde 2,7 olarak kayıtlara geçti. İstihdama göre hızlı büyüyen girişimlerin geçen yıl yüzde 28,7'si imalat, yüzde 20,7'si toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı, yüzde 11,7'si inşaat sektöründe faaliyet gösterdi. Ciroya göre hızlı büyüyen girişimlerin 2019'da yüzde 30,2'sinin imalat, yüzde 22,1'inin toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı, yüzde 12,4'ünün inşaat sektöründe yer aldığı görüldü. İstihdama göre ceylan girişimlerin geçen yıl yüzde 25,8'i imalat, yüzde 14,8'i toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı, yüzde 14,6'sı inşaat sektöründe faaliyette bulundu. Ciroya göre ceylan girişimlerin 2019'da yüzde 25,2'si imalat, yüzde 19,2'si inşaat, yüzde 14,8'i toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektörlerinde faaliyet gösterdi. İHRACAT VE İTHALATTAKİ PAYLARI İstihdama göre hızlı büyüyen girişimlerin 2019'da ihracattaki payı yüzde 17,3, ithalattaki payı yüzde 15,3 oldu. Bu girişimlerin aynı yıl istihdam payı yüzde 15,6, ciro payı da yüzde 15,2 olarak kaydedildi. Ciroya göre hızlı büyüyen girişimlerin geçen yıl ihracatta payı yüzde 29,9, ithalatta payı yüzde 26,3, istihdamda payı yüzde 18,7, ciroda payı yüzde 27,6 olarak kayıtlara geçti. İmalat sanayisinde 2019'da doğan girişimlerin yüzde 63,7'si düşük teknoloji düzeyine sahip girişimler olurken, orta düşük teknolojiye sahip girişimlerin oranı yüzde 25,8, orta yüksek teknolojiye sahip girişimlerin oranı yüzde 9,7,yüksek teknoloji düzeyine sahip girişimlerin oranı dayüzde 0,8 olarak belirlendi. 2016 VE SONRASINDA KURULAN GİRİŞİMLERİN DURUMU Kuruluşu 2016 ve sonrası olan girişimlerin 2019'da ciro payı yüzde 12,3 oldu. Girişimlerden 1996-2000 yıllarında kurulanlar yüzde 17,4'lük ciro payına sahip oldu. Bu girişimleri yüzde 16,4 ile 1990 ve öncesi kurulan girişimler takip etti. 2016 ve sonrasında kurulan girişimlerin 2019'daki istihdam payı yüzde 17,1 olarak hesaplandı. En yüksek istihdam payına yüzde 17,6 ile 2011-2015 yıllarında kurulan girişimler sahip olurken, 1996-2000 yıllarında kurulan girişimlerde bu oran yüzde 16,2 olarak gerçekleşti. Kuruluşu 2016 ve sonrasında gerçekleşen girişimlerin geçen yıl ihracatta payı yüzde 7,4 olarak kaydedildi. İhracat paylarına göre 1990 ve öncesinde kurulan girişimler yüzde 21,6 ile en yüksek orana sahip olurken, bu girişimleriyüzde 19,5 ile 1996-2000 yıllarında kurulanlar veyüzde 16,9 ile1991-1995 yıllarında kurulanlar takip etti. Kuruluşu2016 ve sonrasında gerçekleşen girişimlerin 2019'da ithalattaki payı yüzde 4,2 oldu. İthalat paylarına göre 1990 ve öncesinde kurulan girişimler yüzde 35,3 ile en yüksek orana sahip oldu. 1996-2000 yıllarında kurulan girişimler için bu oran yüzde 17,4 ve 1991-1995 yıllarında kurulan girişimler için yüzde 13,2 olarak gerçekleşti.

09 Eylül 2020 Çarşamba

Türkiye Sigorta ile sektörde yeni bir dönem başlıyor

Türkiye Sigorta’dan yapılan açıklamaya göre Ziraat Bankası, Halkbank ve VakıfBank’ın sigorta ve emeklilik iştiraklerinin Türkiye Varlık Fonu çatısı altında birleşmesi tamamlandı. Gücünü adından alan bu yapı, Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik isimleriyle hizmet verecek. Üretim ve karlılıkta sürdürülebilir liderlik ve küresel sigorta şirketi olma hedefiyle faaliyetine başlayan Türkiye Sigorta, ülke genelinde toplam 7 bin 100 dağıtım noktasında hizmet sunacak. Dev birleşme ile birlikte, Türkiye’de sigortacılık hizmetlerinin daha geniş kesimlere ulaşması ve istikrarlı büyümenin devamlılığı konusunda önemli bir misyon üstlenen Türkiye Sigorta, bankacılık dışı finansal sektör büyüklüğünün dünya ortalamasına ulaşmasına katkı sunmak üzere çalışmalarına eylül itibarıyla başladı. “Gücünü adından alan” Türkiye Sigorta’nın stratejik yol haritası, ülkemizdeki sigorta sektörünün küresel rekabette daha etkin bir noktaya taşınmasını, tüm dağıtım kanallarının daha etkili kullanılmasını, yenilikçi bir yaklaşımla bugüne kadar çözüm sunulmamış ihtiyaçlara özel ürünler geliştirilmesini ve sigortanın ekonomideki payını artırarak sektörün daha dinamik bir yapıya kavuşturulmasına katkı sağlanmasını içeriyor. LİDER TÜRKİYE’NİN LİDER KURULUŞLARINDAN BİRİ OLACAK Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Zafer Sönmez, Türkiye Varlık Fonunun, Türkiye’nin stratejik ve büyük ölçekli yatırımlarına öncülük yapma amacıyla kurulduğunu belirterek, “Yeni Ekonomi Planı’nda belirtilen, sigorta sektörünün penetrasyonunun artması, bankacılık dışı finansal sektörün payının yükseltilmesi, Türkiye’nin tasarruf bazının artırılması, bölgesel ve hatta küresel sigorta lideri bir şirket oluşturulması amaçlarıyla çıktığımız yolculuğumuzda bugün önemli bir dönüm noktasındayız” ifadelerini kullandı. Sönmez, gücü adında olan Türkiye Sigorta’nın, lider Türkiye’nin lider kuruluşlarından biri olacağını, bunun sözünü verdiklerini belirtti. Türkiye Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Benli ise müşteri, kanal ve çalışan deneyimini önceleyen bir anlayışın, söz konusu hedeflere ulaşmada temel anahtar olduğunun altını çizerek, Türkiye Sigorta bünyesinde, olası tüm süreçleri ve fonksiyonları yapay zekâ algoritmaları tarafından yönlendirilen, dijital yetkinliği yüksek bir yapı kurguladıklarını ifade etti. Benli, “Sigortacılığın temel ürünlerinde sektör liderliğini; finansal sigortalar, bakım sigortaları, dövizli BES gibi stratejik ürünlerde öncü rolü üstlenmeyi; modüler, ihtiyacın kadar kullan, telematik ve müşterinin tüm ihtiyaçlarının tek bir şemsiye poliçede kapsam altına alındığı yenilikçi ürünlerde ise sektörde yönlendirici rolü üstlenmeyi hedefliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. ÜLKEMİZE VE EKONOMİMİZE EN YÜKSEK KATKIYI ÜRETMEYİ AMAÇLIYORUZ Türkiye Sigorta olarak, tüm paydaşların katkılarıyla sigorta ve emeklilik sektörünün potansiyelini harekete geçirerek Türk sigortacılık ve emeklilik sektörünü dünyada hak ettiği konuma ulaştırmak için var güçleriyle çalışacaklarını kaydeden Benli, “Tüm hedeflerimize başarıyla ulaşacağımıza inancımız tam, çünkü Türkiye Sigorta olarak gücümüzü, adımızdan alıyoruz” açıklamasını yaptı. Benli, “Türkiye ekonomisinin gelişmesi ve güçlenmesi yolunda sigortacılığın stratejik önemi ve toplumsal faydasını görerek bu projeye imkân sağlayan ve desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen başta Cumhurbaşkanımız ve Bakanımız olmak üzere, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Varlık Fonu’nun değerli yöneticileri ve çalışanlarına şükranlarımı sunmak istiyorum” ifadelerini kullandı. Birbirinin ikamesi olan değil, birbirini tamamlayan müşteri potansiyeli, kanal-ürün dağılımı ve farklı alanlarda uzmanlıklara sahip kamu sermayeli altı köklü kurumun birleşmesi sayesinde çok güçlü sinerji alanları doğduğunu vurgulayan Benli, şöyle devam etti: "Türkiye Sigorta olarak bu sinerji alanlarından ülkemize ve ekonomimize en yüksek katkıyı üretmeyi amaçlıyoruz. Şirketimizin kuruluşunun, sektörün topyekun büyümesine ve gelişimine ivme kazandıracağına inanıyorum. Hedefimiz üretim ve kârlılıkta sürdürülebilir liderlik ve Türkiye dışında da faaliyetleri bulunan bir şirket konumuna ulaşmak.”

09 Eylül 2020 Çarşamba

Tüketici giyimden kıstı, elektronik ve mücevhere yöneldi

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) anketine göre, ağustosta giyimden ve restorandan kısan tüketici; elektronik, mobilya ve mücevhere harcama yaptı. BMD açıklamasına göre, dernek, üyeleri arasında yaptığı anket çalışmaları ile perakende sektörünün nabzını tutmaya devam ediyor. BMD’nin ağustos ayı anketine göre hazır giyim mağazalarının ciroları temmuza göre gerilerken, elektronik, mobilya, beyaz eşya, spor ayakkabı ve markalı mücevher mağazalarının cirolarında önemli artışlar kaydedildi. KREDİ İLE KONUT VE OTOMOBİL TERCİH EDENLER BELİRLEYİCİ OLDU BMD Başkanı Sinan Öncel, ağustos ayı anketini dernek çatısı altındaki 416 markadan 325’ini bünyesinde barındıran 56’sı hazır giyim, 25’i ayakkabı olmak üzere toplam 123 üye firmanın katılımı ile gerçekleştirdiklerini belirterek,bazı sektörlerdeki markaların ağustos cirolarında temmuza göre gerileme olduğunu kaydetti. Öncel, şunları kaydetti: "Sezon sonu indirimlerinde AVM’lerde cironun yüzde 50’nin altında kaldığını beyan eden üyelerimizin oranı temmuzda yüzde 17 iken ağustosta yüzde 24’e ulaştı. Yani ağustosta her dört üyemizden biri, AVM’lerdeki mağazalarında yüzde 50 ciroyu tutturamadı. AVM’lerde yüzde 81’in üzerinde ciroyu tutturan firmalarımızın oranı ise yüzde 38’den yüzde 28’e geriledi. Cadde mağazalarında ise yüzde 81’in üzerinde ciro yapanların oranı yüzde 55’ten yüzde 49’a düştü. Perakende cirolarındaki kayıpta bir grup tüketicinin cazip krediler nedeniyle bütçesini konut ve otomobile ayırmasının da etkili olduğunu düşünüyoruz. Cirolarda asıl gerilemeyi BMD üyelerinin yarısından fazlasını oluşturan hazır giyim firmalarımızın verilerinde görüyoruz. AVM’lerdeki hazır giyim mağazalarında cironun yüzde 50’nin altında kaldığını beyan eden üyelerimizin oranı temmuzda yüzde 19 iken ağustosta yüzde 31’e ulaştı. Aynı dönemde cirosu yüzde 81’in üzerinde olan hazır giyim firmalarımızın oranı yüzde 49’dan yüzde 29’a geriledi. Caddelerde de mağaza ciroları yüzde 81’in üzerinde olan firmalarımızın oranı yüzde 57’den yüzde 45’e düştü." GİYİM MARKALARIMIZ AĞUSTOSU MUTSUZ GEÇİRDİ Öncel, ağustos ayında yurt içindeki hazır giyim mağazalarında ciro kaybına rağmen ihracat tarafında işlerin yolunda gittiğini ifade ederek,hazır giyimin temmuzda 1,8 milyar dolarla aylık ihracat rekorunu kırdığını, ağustosta da en çok ihracat yapan sektör olduğunu kaydetti. Öncel, "Biz bu başarıdan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Ancak ihracattaki artışa rağmen iç pazarda hazır giyim markalarımız ağustosu mutsuz geçirdi. İndirimlere ve kampanyalara rağmen hazır giyimden ve restoran harcamalarından kısan tüketici, cep telefonu, dizüstü bilgisayar ve televizyon gibi elektronik ürünlerle, beyaz eşya, mobilya, bisiklet ve scooteri tercih etti. Düğünlerin de markalı mücevher satışına büyük katkısı oldu. Elektronik, mobilya, mücevher markalarımız ağustosta hem AVM’lerde hem de caddelerde yüzde 100 ve üzeri ciroyu yakaladılar. Özellikle mobilyada büyük bir talep patlaması oldu" değerlendirmesini yaptı. TURİST HARCAMALARI 10-12 MİLYAR DOLAR CİVARINDA KALACAK Öncel, hazır giyimin ağustosta fiyatı en çok düşen ürün grubu olmasına rağmen satışların gerilemesinde salgın sürecinde tüketim alışkanlıklarının değişmesinin de etkisi bulunduğunu kaydetti. Evden çalışmanın yaygınlaşmasına paralel olarak takım elbise ve ofis kıyafetleri satışlarının düştüğünü bildiren Öncel, şöyle devam etti: "Perakende sektörünün cirosuna turist harcamaları önemli katkı sunuyor. Ülkemiz geçen yıl turizmden 34,5 milyar dolar döviz geliri elde etmişti. Salgın nedeni ile bu yıl turist sayısında çok ciddi bir daralma var. Temmuzdan itibaren az da olsa turist gelmeye başladı. Ancak en iyimser tahminle bu yıl turist harcamalarının 10-12 milyar dolar civarında kalacağı öngörülüyor. 2019’un üçte birini bile bulamayacak yabancı harcamaları perakende sektörünün beklentilerinin çok uzağında. Burada bir kez daha altını çizmek istiyorum. Mevcut koşullarda cirosu yüzde 80’in altında kalan mağazalar için ciro kirasından başka bir seçenek bulunmuyor. Ciro kirası aynı zamanda tüm taraflar için en adil çözüm olarak görünüyor." DEVLETİMİZİN ÖNLEMLERİ SAYESİNDE BUGÜNE KADAR GELDİK Sinan Öncel, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de perakendedeki dalgalanmanın bir süre daha devam edeceğini öngördüklerini belirtti. Kiralamalarda yıl sonuna kadar KDV ve stopaj indiriminin ardından Kısa Çalışma Ödeneği’nin iki ay daha uzatılmasının sektör için büyük avantaj olduğunu aktaran Öncel, kamu destekleri sayesinde Türkiye’de ABD ve Avrupa’dakine benzer bir iflas dalgasının yaşanmadığını hatırlattı. Öncel, "Devletimizin bu önlemleri sayesinde bugüne kadar geldik. Ancak markalarımızı ciddi olarak tehdit eden ‘yeni koşullar’a karşı ivedilikle bazı AVM’lerde kiracılara detaylı bilgi verilmeyen keyfi ortak alan işletme gideri uygulamasına son verilmesi ve kira güncellemeleri gerekiyor" diye devam etti.

09 Eylül 2020 Çarşamba