tatil-sepeti
Tataristan-Türkiye ticari ilişkileri güvenle büyüyor

Tataristan Yatırım Ajansı Başkanı Taliya Minullina, yurt dışında iş yaparken en önemli hususun güven olduğunu ve iş insanlarının sermaye yatırımlarını sağlama almak istediklerini söyledi. Tataristan ile Türkiye arasındaki güven bağının ikili ticaretin gelişmesinde anahtar rol oynadığını vurgulayan Minullina, "Ortak tarih ve kültüre sahibiz. Kolayca anlaşıyoruz. Bu da aramızdaki güvenin temelini oluşturuyor." dedi. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkeleri arasında en iyi ilişkiyi Türkiye ile kurduklarını ve en fazla yatırımı bu ülkeden aldıklarını ifade eden Minullina, şöyle konuştu: "Hemen her yıl Türkiye'yi birkaç defa ziyaret ediyoruz. Sadece İstanbul ve Ankara'ya değil, Denizli'ye, Antalya'ya, birçok şehre geliyoruz. Türkler, çok misafirperver. Her defasında kendimizi evimizde hissediyoruz. Bu ikili ilişkilerimizi sağlamlaştırmak ve bu güveni kazanmak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz." Türk iş insanlarıyla gerçekleştirilen iş birliklerinden başarılı sonuçlar çıkmasının da ilişkilerin derinleşmesinde güven kadar önemli rol oynadığına dikkati çeken Minullina, "Bu karşılıklı fayda sağlayan iş birliği hem Türk hem de Tatar halkını başarıya götürecek." değerlendirmesinde bulundu. TATARİSTAN'A EN ÇOK YATIRIM TÜRKİYE'DEN Minullina, Rusya'nın 85 federal bölgesinin bulunduğunu belirterek, Tataristan'ın Moskova'dan sonra ikinci büyük bölge olduğunu dile getirdi. Tataristan'ın Rusya dahil 79 ülkeden yabancı yatırım aldığı bilgisini veren Minullina, "Türkiye, 2,5 milyar dolarlık yatırımla bu ülkeler arasında birinci sırada yer alıyor." diye konuştu. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Tataristan'daki yatırımlara etkisine de değinen Minullina, şunları kaydetti: "İş insanları birçok alanda iş yapıyor, birinden kazandığını başka bir yatırıma dönüştürüyor, yeni iş kuruyor. Kovid-19 salgını sürecinde bekledikleri gelirleri elde edemediler. Bu nedenle de yeni yatırım yapmakta zorlandılar ancak hiçbir projeyi iptal etmediler." Minullina, bu süreçte ödemelerin ve finansman modellerinin yeniden yapılandırmasına yardımcı olduklarını, bazı projelerin ötelenmesinde kolaylık sağladıklarını söyledi. "YENİ İŞ BİRLİKLERİNE İMZA ATMAK İSTİYORUZ" AA'nın "Global İletişim Ortağı" olduğu "12'nci Kazan Summit 2021 Zirvesi"ne ilişkin değerlendirmede bulunan Minullina, etkinliğin yalnızca İİT ülkelerinden Rusya'ya yapılacak yatırımları artırmayı değil, aynı zamanda ticaret, kültür, turizm ve eğitim alanlarında iş birliğini de hedeflediğini anlattı. Minullina, her kesimin faydalanacağı bir platform oluşturmaya çalıştıklarını ifade ederek, "IIT, 57 ülkeden oluşuyor. Zirveye bu yıl 64 ülkeden katılım oldu. Bu da İslam veya IIT ülkeleri dışından da gelenlerin olduğunu gösteriyor. Onlar da İslam dünyasıyla iş yapmak için buradalardı. Bu da düzenlediğimiz etkinliğin ne kadar gerekli olduğunu gözler önüne seriyor." dedi. Zirveye ilginin bir önceki etkinliğe kıyasla salgına rağmen artış gösterdiğini söyleyen Minullina, bu yılki zirvede 4 bin 750 kişinin ağırlandığını bildirdi. Minullina, katılımcı sayısından ziyade kalitesinin önemli olduğuna dikkati çekerek, "Karar alıcıları, iş insanlarını ve girişimcileri buraya çekmek istiyoruz. Gelecek yıllarda Rusya ve IIT ülkelerinin başkanlarını da ağırlamayı ve yeni iş birliklerine imza atıldığını görmeyi hedefliyoruz." diye konuştu. "STRATEJİK ORTAK" VURGUSU Tataristan'ın hedeflerine de değinen Minullina, diğer ülkeler için stratejik ortak olmak istediklerini anlattı. Minullina, "Çalışmalar sadece bir yatırım projesinden ibaret olmamalı. Firmalarla ortak girişim (joint venture) kurabileceğimiz, birlikte eğitimler alabileceğimiz, stratejik planlar yapabileceğimiz bir stratejik ortaklık kurmalıyız. Artık eskisi gibi çalışmıyoruz." dedi.

10 Ağustos 2021 Salı

Japon uzmanlara göre nükleersiz dünya umudu 'gerçek dışı'

Atom bombalarına maruz kalmış tek ülke olmasına rağmen Japonya'nın TPNW'yi imzalamaya yanaşmaması dikkati çekerken, felaketin mağdurları "hibakuşalar" ülkelerinin anlaşmaya taraf olması gerektiğini savunuyor. Kyodo ajansına göre Japonya, nükleer tehdit olarak algıladığı Çin ve Kuzey Kore karşısında "ABD'nin nükleer şemsiyesine sığınarak" TPNW'yi imzalamak istemiyor. ABD ile ikili güvenlik ittifakının önemine değinen siyaset bilimciler, Japonya'nın TPNW gibi "yeni oluşumlara katılmaktansa", bölgedeki nükleer tehditlere karşı "caydırıcılığını artırması gerektiğini" söylüyor. BMGK ÜYELERİNE KARIŞMIYOR Mart 1970'te yürürlüğe giren, şimdiye kadar 190'dan fazla ülkenin yer aldığı Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması (NPT), nükleer silahlar ile ilgili teknolojilerin yayılmasını önlemeyi amaçlarken; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) daimi üyesi beş ülkenin nükleer silah sahibi olmasına ise karışmıyor. Ocak 2021'de yürürlüğe giren ve şu ana kadar 80'den fazla ülkenin imzaladığı TPNW ise nükleer silahlara sahip olunması, bunların geliştirilmesi, test edilmesi ve kullanılmasını yasaklıyor. "JAPONYA İYİ NİYET GÖSTERSE DE" Hitotsubashi Üniversitesi Uluslararası ve Kamu Politikaları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Nobumasa Akiyama, Japonya'nın TPNW'ye yaklaşımını AA muhabirine değerlendirdi. TPNW'nin "nükleer tabunun küresel norma dönüşmesiyle" anlam kazandığını kaydeden Nobumasa, ülkesinin Hiroşima ve Nagazaki felaketlerine maruz kalması sebebiyle TPNW'ye "duygusal anlamda sempatik" baktığını söyledi. Buna karşın Doğu Asya'daki "güvenlik koşullarının" göz önüne alınması gerektiğinin altını çizen Nobumasa, "Yalnız başına Japonya TPNW'ye katılarak nükleer silahsızlanmaya karşı 'iyi niyet' gösterse de bu 'nükleer silahsızlanma gerçekleştirilmiş' ya da 'diğer ülkeler de Japonya'yı takip edecek' anlamına gelmeyecek." dedi. Uzun vadede nükleer silahsızlanmanın ülkesi için faydalı olacağına inandığını kaydeden Nobumasa, "Çin ve Kuzey Kore'nin gelişen nükleer kapasite tehditlerini, Japonya'nın frenleyebilmesi zor." diye konuştu. ABD'nin "nükleer şemsiyesinin" Japonya için önemine dikkati çeken Nobumasa, "Kısa vadede nükleere bağımlılığı azaltmak, kasıtsız çatışmaları önlemek ve Çin ile Kuzey Kore'nin nükleer silahlarına karşı ABD-Japonya ittifakını korumak gerçekçi görünüyor." ifadesini kullandı. İSTİKRARLI CAYDIRICILIK Savunma Çalışmaları Ulusal Enstitüsü (NIDS) Savunma Politikaları Bölüm Başkanı Takahaşi Sugio, halihazırda yürürlükte bulunan NPT'nin "işlevselliğinin artırılması" gerektiğini söyledi. TPNW'nin ise "ihtiyatlı realist" ile "radikal idealist" yaklaşımlar arasındaki bölünmeyi artırdığını dile getiren Takahaşi, "Japonya'nın pozisyonu 'gerçek dışı vizyonlarla imaj' oluşturmaktansa, silahsızlanmaya adım adım ve gerçekçi yaklaşımlar sergilemektir." dedi. Çin ve Kuzey Kore kaynaklı nükleer tehditlerin ülkesi için "iki ana endişe kaynağı" olduğunu vurgulayan Takahaşi, Doğu Asya bölgesinde "silahsızlanmanın artık elverişli siyasi gündem olmaktan çıktığı" yorumunu yaptı. Takahaşi, "Doğu Asya'daki potansiyel düşmanlarının güç kullanma olasılığını en aza indirmek için Japonya 'istikrarlı caydırıcılığını' güçlendirmeli, bu da ABD ile savunma iş birliğini geliştirmesinden geçiyor." ifadesini kullandı. "PROAKTİF LİDERLİK" Hiroşima Eyaleti Barışı Teşvik Projesi Uluslararası İş Birliği Direktör Yardımcısı Nişizawa Mariko, "nükleersiz bir dünya" için Japonya hükümetinin TPNW'yi imzalaması gerektiğini söyledi. Nişizawa, "Japonya, TPNW'ye katılarak nükleer güce sahip ülkeler ile bu güce sahip olmayan ülkeler arasında köprü görevi taşımalıdır." dedi. Son yıllarda nükleer silahsızlanma müzakerelerinin ilerlemediğini anımsatan Nişizawa, "Yine de Japonya'nın, TPNW marjında göstereceği proaktif liderliğiyle kademeli olarak 'nükleersiz dünya' amacına hizmet etmesi gerekiyor." dedi. "BİRBİRİNİ TAMAMLAYICI" Konuya ilişkin Kyodo ajansına konuşan Japonya Atom Bombası ve Hidrojen Bombası Mağdurları Federasyonu (Nihon Hidankyo) Genel Sekreteri Tanaka Terumi de ülkesinin TPNW'de yer almamasını eleştirdi. 76 yıl önce bugün bombalanan Nagazaki'den kurtulan bir "hibakuşa" olan Tanaka, "Japonya hükümetinin TPNW'yi imzalamaması akılsız bir seçim." değerlendirmesinde bulundu. Tanaka, Mart 1970'te yürürlüğe giren 190'dan fazla ülkenin katıldığı NPT ile Ocak 2021'de yürürlüğe giren ve 80'den fazla ülkenin imzaladığı TPNW'nin "birbirini tamamlayıcı" iki anlaşma olduğunu anımsattı.

10 Ağustos 2021 Salı

Fed büyük bankalar için sermaye gereksinimlerini açıkladı

Fed'den yapılan açıklamada, toplam varlıkları 100 milyar dolardan fazla olan bankalar için belirlenen sermaye oranlarının 1 Ekim itibarıyla geçerli olacağı bildirildi. Asgari sermaye gereksiniminin yüzde 4,5 olduğunun belirtildiği açıklamada, stres sermaye tamponunun ise en az yüzde 2,5 olduğu kaydedildi. Fed'in stres testinin ardından belirlediği oranlara göre, Goldman Sachs yüzde 13,4 ile sermaye gereksinim oranı en yüksek banka oldu. Goldman Sachs'ı yüzde 13,2 ile Morgan Stanley izledi.

06 Ağustos 2021 Cuma

Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanı Reşetnikov: Rus ekonomisinde büyüme yavaşladı

- "Yıl sonu enflasyona ilişkin yüzde 5’lik tahmini de yükseltebiliriz" Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov, petrol üretimi ve hizmet sektörlerinde toparlanmanın henüz yaşanmadığını belirterek, “Ekonomide büyüme tahminlerinde ihtiyatlı davranıyoruz çünkü Rus ekonomisindeki büyümenin yavaşladığını gözlemliyoruz.” dedi. Reşetnikov, başkent Moskova’da gazetecilere yaptığı açıklamada, ülke ekonomisine dair değerlendirmelerde bulundu. Rusya Merkez Bankası tarafından uygulanan para politikasının sıkılaştırıldığını anımsatan Reşetnikov, “Bu Rus ekonomisi açısından bir dezavantaj. Merkez Bankası’nın faiz artırmasının ekonomik büyümeyi etkilemeyeceğini söylemek çok zor ancak bunun artılarını ve eksilerini değerlendiriyoruz.” diye konuştu. Rus ekonomisindeki toparlanmanın yavaşladığına işaret eden Reşetnikov, “Petrol üretim kısıtlamasına yönelik yaptığımız anlaşma nedeniyle sektör henüz toparlanmadı. Bunu hizmet sektöründe de görüyoruz. Ekonomide büyüme tahminlerinde ihtiyatlı davranıyoruz çünkü Rus ekonomisindeki büyümenin yavaşladığını gözlemliyoruz.” ifadelerini kullandı. Yıl sonu enflasyona ilişkin yüzde 5’lik tahminini de yükseltebileceklerini anlatan Reşetnikov, şöyle konuştu: “Şimdi her şeyi analiz ediyoruz, bir sürü yeni etkenimiz var. Bu etkenler arasında Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) nezdindeki üretim anlaşması ve Merkez Bankası’nın faiz kararı da bulunuyor. Bu nedenle enflasyon tahminini daha net bir hale getirmek istiyoruz.” Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı, temmuzda yayınladığı raporda, yıl sonu enflasyon oranı tahminini yüzde 4,3’ten yüzde 5’e yükseltmişti.

05 Ağustos 2021 Perşembe

Ticaret güçlü servis ve dağıtımla artar

Ticari ortaklıkta Türkiye’nin bir numara olmasının yanında doğrudan yatırımlarda henüz bu seviyelere ulaşılamadığına dikkat çeken Yazgan, ticaret hacminin artması için kültür-sanatta kalkınma planlarının gündeme gelmesi gerektiğini söyledi. Büyükelçi Yazgan, İTO gibi paydaşlarla bu kalkınmanın 5 yıllık bir plan ile yapılması önerisinde de bulundu. HABER: BARIŞ CABACI Türkiye, kara sınırına komşu olan Gürcistan’ın 2020’de ithalat yaptığı ülkeler arasında birinci sırada yer alıyor. Türkiye’nin Tiflis Büyükelçisi Fatma Ceren Yazgan, iki ülke arasındaki yaklaşık 2 milyar dolarlık ticaret hacmini korumak ve geliştirmek için neler yapılması gerektiğini İstanbul Ticaret’e anlattı. YATIRIMDA BİRİNCİ OLALIM Gürcistan’ın 1991’de bağımsızlığını ilan etmesiyle Türkiye ve Gürcistan arasındaki sosyo-ekonomi, kültürel ve siyasi ilişkilerin arttığını söyleyen Büyükelçi Yazgan, Gürcistan’ın 30 yıllık bir cumhuriyet olmasına rağmen köklü bir tarihi olduğunu söyledi. Gürcistan’ın yeni bir devlet olmasının avantaj olduğunu belirten Yazgan, pazar ekonomisine geçiş, kurumsallaşma, sermayenin birikimi ve çeşitlendirilmesi gibi birçok yönden gerekli adımların daha yeni atıldığını hatırlattı. Büyükelçi Yazgan, bu durumun Türkiye’yi ve yatırımcıları ilgilendirdiğini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Gürcistan’ın ticaret hacmi açısından baktığımızda Türkiye birinci ticaret ortağı ama birinci yatırım ortağı değil. Bu, aslında en önemli konu. Nasıl ticaret rakamlarında ilk sıradaysak yatırımda da bu payı artırmamız lazım. Bu yüzden iş insanları ekonomik avantajların çok olduğu Gürcistan’da bu fırsatları değerlendirmeli.” SÜRDÜRÜLEBİLİR TİCARET Türk ürünlerinin dünyadaki rakipleriyle başa baş yarıştığını söyleyen Büyükelçi Yazgan, Türk firmalarının ürünlerini daha iyi tanıtıp, arkasında daha sağlam durması gerektiğinin altını çizdi. İstanbul Ticaret Odası gibi paydaşlarla Türk ürünlerinin kalitesini tanıtma konusunda işbirliğine devam edeceklerini belirten Büyükelçi Yazgan, iki ülkenin ticaretinin artması için şu önerilerde bulundu: “Türk firmalarının sürdürülebilir ticareti düşünmesi lazım. Gürcistan’da gözlemlediğim en büyük sorun, firmaların bir ürünü satıp, o ürünün ticaretinin devamı için pek uğraşmaması. Bu güvenin sağlanması ve ticaretin sürdürülebilir olması için servis ve distribütör ağı oluşturulması gerekiyor. Ayrıca ürün hakkında oluşabilecek sorunların kısa sürede bertaraf edilmesi, ticaretin devam etmesinin nişanesi olacak.” TARIMDA ORTAKLIK İki ülkenin topraklarının oldukça verimli olduğuna dikkat çeken Büyükelçi Fatma Ceren Yazgan, “Örneğin Hollanda gibi ülkelerden çiçek ithal edilmesini anlamıyorum. Türkiye ve Gürcistan’ın toprakları o kadar verimli ki, burada ne ürün ekerseniz en iyi hasadı alabiliyorsunuz. Botanik sektörü başta olmak üzere ithalatı durdurabiliriz ve bunları iki ülkede üretebiliriz, yatırımları iki ülke arasında gerçekleştirebiliriz. Firmalar, iki ülkenin STA’larını, Gümrük Birliği anlaşmalarını ve lojistik konumlarını iyi değerlendirerek her sektörde yarı mamul ya da hammadde ortaklıklarını artırabilir” diye konuştu. Yaratıcı endüstriler sadece ekonomiye katkı sağlamıyor, aynı zamanda toplumları bir araya getiriyor ve kültürel yakınlıkları ortaya çıkarıyor. Bu endüstriler, Türkiye’nin komşu ülkelerle benzer etnik yapılarını pekiştirirken, aynı zamanda ticari rakamlarına, yatırımlarına da doğrudan etki ediyor. Büyükelçi Yazgan, Türk dizi ve film içeriklerinin son dönemlerde Türkiye’nin en önemli markalaşma adımlarından olduğunu hatırlattı. Yazgan, şunları söyledi: “Yaratıcı endüstriler, ülkenin kalkınma planlarında önemli bir role sahip. İki ülkenin ekonomik yakınlaşmasından önce kültürel yakınlaşması gerekli. Türkiye ve Gürcistan’ın kültürü bu kadar yakınken karşılıklı olarak ne ressamlar, ne de şairler tanınıyor. Bunun için paydaşlar öncü olmalı. Kalkınmanın ticaretten önce gelmesi gerekir.” TURİZM ÜÇGENİ Büyükelçi Fatma Ceren Yazgan, Türkiye ve Gürcistan’ın benzer kültürleri olduğunu söyledi. Yazgan, iki ülke için çevre pazarlara yönelik şu öneriyi gündeme getirdi: “Jeopolitik konumun getirdiği dezavantajlar olduğu kadar avantajlar da var. Özellikle turizm konusunda bu avantajları iyi kullanmalıyız. Turizm açısından değirmenin daha hızlı dönmesi için AB ve Balkan ülkelerinde düzenlenen turizm üçgenini; Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan’da da oluşturmalıyız. Ayrıca bir kültür planlaması yapılmalı.” KALKINMA PLANI Yazgan, “İTO’nun, Tiflis Uluslararası Kitap Fuarı’na kurumsal katılımla katkı vermesi bizleri çok mutlu etti. Türkiye’nin 2022’de bu fuara ‘Odak Ülke’ statüsünde katılması, hem Türkiye hem Gürcistan hem de paydaşlar için önemli” dedi. Büyükelçi Yazgan, İTO’ya Gürcistan ile 5 yıllık kültürel kalkınma planı önerirken, iki ülke iş insanları için kültürel kalkınmanın ticaretten eşdeğer olması gerektiğini de söyledi. İTO’YA TEŞEKKÜR Büyükelçi Yazgan, İstanbul Ticaret Odası bünyesinde çıkarılan Gürcistan ve Gürcüler kitabının kültürel açıdan çok önemli olduğunu söyledi ve İTO ile Kitap İstanbul’a teşekkür etti. Yazgan, bunun gibi kültürel etkinliklerin devam etmesini de arzuladığını dile getirdi. GELECEK NESİLDEN UMUTLUYUZ Müzik kültürünün iki ülke için önemini vurgulayan Büyükelçi Yazgan, sektörel turizmin artması gerektiğini belirtti ve şöyle konuştu: “Özellikle alışveriş turizmi Gürcistan’da durma noktasına geldi. Diğer sektörlerde de turizmi geliştirmemiz gerekiyor. Sektörel turizmin artması için gelecek nesilden umutluyuz.” ÖNCE LİYAKAT, SONRA POZİTİF AYRIMCILIK Dışişleri Bakanlığı’ndaki kadın personel oranı yüzde 37’ye ulaşırken, son dönemde kadın büyükelçi sayısı da artıyor. HalihazırdaBakanlık genelinde görev yapan 257 büyükelçiden 64’ü kadın. Büyükelçi Yazgan, kadın diplomat sayısının artması ile ilgili sorumuzu da şöyle yanıtladı: “Türkiye’deki kadın büyükelçi sayısı diğer ülkelere göre oldukça fazla ve yerinde. Diplomaside pozitif ayrımcılık önemli. Sadece pozitif ayrımcılığı öne çıkararak ancak rakamları iyileştirmiş oluruz. O yüzden önce liyakat, sonra pozitif ayrımcılık istiyoruz.” DİPLOMASİ BİR TAKIM ÇANTASINA BENZİYOR Büyükelçi Fatma Ceren Yazgan, diplomasiyi ve diplomatları da bir araç-gereç çantasına benzetti. Yazgan, benzetmesini ise şöyle açıkladı: “Diplomasiyi sadece ticaret olarak düşünemeyiz, sadece ticaret ile de yürütemeyiz. Bu araç-gereç çantasının içinde ekonomi var; siyasi ve askeri konular var; genel jeopolitik, tarih, kültür ve kamu diplomasisinin yumuşak güç unsurları var. Bunların sıralaması, bir ülkenin uluslararası ilişkilerini de doğrudan etkiliyor. Bu takım çantasının farkında olmamız lazım.”

02 Ağustos 2021 Pazartesi