tatil-sepeti

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, bugün gelinen noktada gayrimenkul sektörünün Türkiye'de ne kadar vazgeçilmez olduğunun bir kez daha görüldüğünü belirterek, "Her ne kadar küresel ekonomide yaşanan kriz ve Kovid-19 salgını nedeniyle üretim son dönemde azalsa da sektör yeniden eski günlerine dönme yolundadır." dedi.

 

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) tarafından, her yıl farklı bir temada düzenlenen GYODER Gayrimenkul Zirvesi'nin 17'ncisi gerçekleştirildi.

 

Bu sene "Rota Yeniden Oluşturuluyor" mottosuyla düzenlenen zirvenin kapanışında konuşan Gönül, sektörün ihtiyaçlarının tartışıldığı ve geleceğe dair rotasının çizildiği etkinlikte emeği geçenlere teşekkür etti.

 

Gönül, 2021'i güçlü büyümeyle tamamlayan Türkiye ekonomisinin, 2022 yılında da ekonomik büyüme gücünü korumaya devam ettiğini söyledi.

 

Geçen yıl Kovid-19 salgınının etkilerinin hafiflemesi ve küresel teşviklerin artmasıyla varlık talebinde yaşanan artışlardan etkilenen en önemli araçlardan birisinin gayrimenkul olduğunu dile getiren Gönül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bilindiği üzere 2-3 yıl öncesine kadar gayrimenkul sektörü arz fazlası bulunmakla ve gereğinden fazla kaynağın yönlendirilmesi ile itham edilen bir sektördü. Bugün gelinen noktada ise Türkiye gibi nüfusu genç bir ülkede sektörün ne kadar vazgeçilmez olduğu bir kez daha görülmüştür. Her ne kadar küresel ekonomide yaşanan kriz ve Kovid-19 salgını nedeniyle üretim son dönemde azalsa da sektör yeniden eski günlerine dönme yolundadır."

 

"İNŞAAT SEKTÖRÜ DOĞRUDAN 1,8 MİLYON KİŞİYİ İSTİHDAM EDİYOR"

 

İbrahim Ömer Gönül, inşaat sektörünün GSYH içindeki payının 2021 yılında yüzde 5,1, 2022'in ilk yarısında ise yüzde 4,4 olarak gerçekleştiğini vurgulayarak, aynı dönemlerde inşaat sektöründe doğrudan istihdam sayısının yaklaşık 1,8 milyon olduğunun görüldüğünü, yan sektörlerle birlikte bu sayının 6 milyon kişiye yükseldiğini aktardı.

 

Bu rakamların, gayrimenkul sektörünün Türk ekonomisi için hala ne kadar önemli olduğunu gösterdiğine dikkati çeken Gönül, "Mevcut durum itibarıyla arz sıkıntısının neden olduğu gerek satış gerekse kira fiyatlarındaki artışlar başta konut üretimi olmak üzere gayrimenkule olan talebin uzun süre devam edeceğini göstermektedir. Nitekim son dönemde devletimizin de başlattığı sosyal konut projesiyle bu açığı kapatma yolunda çok önemli adımlar atılmaktadır." diye konuştu.

 

"HALKA AÇIK 38 GYO'NUN TOPLAM PİYASA DEĞERİ 135,8 MİLYAR TL'YE YÜKSELDİ"

 

SPK Başkanı Gönül, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının (GYO) kuruldukları dönemden bu yana sektöre, gayrimenkul sektöründe kurumsallaşma, kayıt altına alma, profesyonel portföy yönetimi ve sağlıklı yapılaşma gibi olumlu katkılarda bulunduklarını anlattı.

 

Gayrimenkul yatırım fonlarının (GYF) sektöre katkılarına değinen Gönül, "Son dönemde GYO ve GYF'lerin kuruluşları ile ilgili Kurulumuza yapılan başvurularda yaşanan artış bunun bir göstergesidir." ifadesini kullandı.

 

Gönül, GYO ve GYF'lerin, sermaye piyasalarının sermayeyi tabana yayma fonksiyonunu desteklerken, gayrimenkul sektörünün kurumsal altyapısının genişlemesine katkıda bulunduğunu vurguladı.

 

Bu araçların, nitelikli gayrimenkullere yüksek miktarda sermaye gerektirmeksizin yatırım yapılmasını sağladığını anlatan Gönül, "Bunlar, likiditesi düşük olan gayrimenkullerin menkul kıymetleştirilerek, daha yüksek likiditeye sahip olmasını sağlamaktadır." bilgisini paylaştı.

 

Gönül, bu ve benzeri nedenlerle GYO modelinin özellikle son dönemde daha çok ilgi gördüğünü kaydederek, GYO'ların toplam piyasa değerinin 2021'de önceki yıla göre yüzde 75,3 artışla 95 milyar TL'ye yükseldiğini bildirdi.

 

GYO'ların halka arzlarından bahseden Gönül, şunları kaydetti: "Halka arzı gerçekleştirilen toplam 38 GYO'nun 2022'nin üçüncü çeyreğinde toplam piyasa değeri 135,8 milyar TL olmuştur. GYF'lerin toplam portföy büyüklüğü ise 2021 sonunda 14,8 milyar TL'ye ulaşmıştır. Ülkemizde giderek artan sayısıyla GYO ve GYF'ler ülkemizin lokomotif sektöründen birisi olan gayrimenkulün gelişimine önemli katkılar sağlamaktadır. Yatırımcıların güvenilir bir şekilde yatırıma ortak olmasını sağlamaktadır."

03 Kasım 2022 Perşembe

Etiketler : SPK Gayrimekul Sektör Üretim

TÜRKBESD'den yapılan açıklamada, Türkiye’nin önde gelen beyaz eşya ve küçük ev aletleri şirketlerini (Arçelik, Arzum, BSH, Dyson, Electrolux, Haier Europe, Miele, SEB, Silverline ve Vestel) temsil eden TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere bakıldığında 2022’de 6 ana üründe beyaz eşya ihracatı, adet bazında 2021’in aynı dönemine göre korundu. TÜRKBESD’e üye firmaların Türkiye satışları ise bu dönemde yüzde 5 düştü.

 

Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz yıl salgının etkisinin azalmasının ardından ertelenen taleplerin de satın almaya dönüşmesiyle yılın ilk 9 ayında tüm ürün gruplarında iç satış ve ihracatta yüzde 23’lük bir artış gerçekleşmişti. 2022’nin ise tüm dünyadaki ekonomik gelişmelere bağlı olarak daha zor bir yıl olacağını öngörmüştük. Eylül ayında ihracatımızın, 2021’in eylül ayı ile kıyaslandığında yüzde 4 arttığını, iç satışlarımızın ise aynı seviyelerde seyrettiğini görüyoruz. İç satışların ilk 6 aydaki düşüşün ardından, ağustos ve eylül aylarındaki kampanyaların da etkisiyle geçen yılki seviyeyi yakaladığını gözlemliyoruz. İç pazarın, ihracat üzerindeki olumlu etkilerini de izliyoruz. Eylül ayında ihracatımızdaki artış da buna işaret ediyor. Ülkemizin lokomotif sektörlerinden olan beyaz eşya sektörünün, tüm olumsuzluklara rağmen yılın son çeyreğinde toplam satışlarını artıracağına inanıyorum.”

 

Bu yılın 9 ayında TÜRKBESD üyesi firmalarının toplam satışlarının 25 milyon 378 bin 672 adet olduğunu belirten Dinçer, “Türkiye dünya beyaz eşya üretiminin yüzde 7’sini karşılıyor ve beyaz eşyada dünyanın en büyük ikinci üreticisi konumunda. Dünyanın en büyük beyaz eşya ihracatçısı ülkeleri arasında pek çok ürün için ilk 3’te yer alıyoruz. Sektörümüz 15 bin adet bayi, 3 bin 500 adet yetkili servisi, yan sanayisi ve tedarikçileri ile büyük bir ekosistemi temsil ediyor. Bu dönemde üretim tarafında, ihracatta rekabet gücümüzü etkileyebilecek gelişmelerle, Dijital Pasaport ve AB’nin Genel Veri Koruması Tüzüğü (GDPR) gibi sektörümüzü yakından ilgilendiren regülasyonları yakından takip ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

 

 "ÜRÜNLERİN ‘DİJİTAL ÜRÜN PASAPORTU’ OLMASI ÖNGÖRÜLÜYOR"

 

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Semir Kuseyri ise AB Komisyonu’nun tasarım aşamasından günlük kullanıma, yeniden kullanım ve kullanım ömrü sonuna kadar tüm yaşam döngüleri boyunca AB pazarındaki ürünlerin çok büyük bir bölümünün çevre dostu, döngüsel ve enerji açısından daha verimli hale getirilmesini hedefleyen yeni kurallar çerçevesi "Sürdürülebilir Ürün Girişimi"ne dikkati çekti.

 

Kuseyri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tasarı kapsamında yasal düzenlemeye tabi olarak üretilen ilgili ürünlerin ‘Dijital Ürün Pasaportu’ olması öngörülüyor. Türkiye halihazırda AB’nin Genel Veri Koruması Tüzüğü (GDPR) kapsamında veri için güvenli kabul ettiği ülkeler arasında yer almıyor. Sektörümüzde elektrikli ev eşyalarının giderek dijital ve bağlantılı özellik kazanması ihraç ürünler açısından veri transferini zaruri hale getirmekte. Ticarette, veri koruması ve paylaşımında güvenli olmayan ülkeler aleyhine teknik bazı engellerle karşılaşılabilir. Bu çerçevede, GDPR’ın yurt dışına veri aktarılmasına yönelik hükümleri esas alınarak, “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda gerekli değişiklikler yapılması büyük önem taşıyor.”

 

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz da beyaz eşya sektörünün maliyetlerinin önemli bir kısmını yassı çeliğin oluşturduğunu aktararak, “Türkiye’deki sıcak sac üretim miktarı, sektörün talebini karşılayacak miktarda değil. Bu ürün özelinde alınan anti-damping kararı beyaz eşya sektörü dahil olmak üzere tüm imalat sanayini olumsuz yönde etkiliyor. Temel girdilerimizden biri olan yassı çeliğe yönelik gümrük vergilerinin liberalleşmesi ihracatın daha da önemli olduğu bu dönemde çok faydalı olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

 

"YAKIN ZAMANDA TÜM AVRUPA’DA GEÇERLİ OLACAK TEK BİR MEVZUATIN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ MUHTEMEL GÖRÜNÜYOR"

 

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı ise BM ve OECD tarafından yayınlanan ticaret ve insan haklarına ilişkin temel rehber ilkeleri doğrultusunda gündeme gelen Tedarik Zincirlerinde Durum Tespiti’ne değindi.

 

Konuyla ilgili olarak en son Almanya’da ilgili yasalaşma süreci tamamlandığını bildiren Özkadı, şunları kaydetti: "Yakın zamanda tüm Avrupa’da geçerli olacak tek bir mevzuatın yürürlüğe girmesi muhtemel görünüyor. AB’de 2022 yılında yasalaşma süreci başlatılan 'Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi' ve 'Zorla Çalıştırmaya İlişkin Regülasyon' tasarıları bu kapsamda atılan önemli adımlar olarak öne çıkıyor. İnsan hakları ve çevre hassasiyetleri göz önüne alındığında ülkemizde tedarikçi konumundaki şirketlerin gerekli hazırlıkları zamanında yapmaları, rekabette öne çıkmak açısından bir fırsat sunabilir.”

 

Toplantıda ayrıca, AB'nin pek çok sektörü etkileyecek düzenlemeler öngören, Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği de (Ecodesign for Sustainable Products Regulation-ESPR) gündeme geldi ve sürecin yakından takip edilerek, gerekli düzenlemelerin zamanında yapılmasının, AB ile Gümrük Birliği’nin verimli bir şekilde işlemesi ve ihracattaki rekabetçilik açısından son derece önemli olduğuna dikkat çekildi.

03 Kasım 2022 Perşembe

Etiketler : TÜRKBESD Beyazeşya Sektör İhracat