HABER: DOÇ. DR. ÇİĞDEM NAS / İKV Genel Sekreteri

Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma sürecinde 2019 nihai karar yılı olacak. Ocak ayının ilk yarısında Başbakan Theresa May’in AB ile müzakere ettiği ayrılma anlaşması, Parlamento’da oya sunulacak. Son derece tartışmalı olan ve Brexit yanlıları ve karşıtlarınca da kıyasıya eleştirilen bu anlaşmanın Parlamento’dan geçmesi oldukça zor olsa da şimdilik tek alternatif olarak gözüküyor. Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması, anlaşma olsun veya olmasın 29 Mart’ta gerçekleşecek.

Bir erteleme olmaz ise Birleşik Krallık’ın bu tarihte AB’den anlaşma olmadan ayrılması bir kabus senaryosunu devreye sokabilir. Türkiye gibi AB ile gümrük birliği içinde olan bir ülke de dahil olmak üzere AB ve Birleşik Krallık arasındaki ticareti sekteye uğratacak bir gelişme olur. Kalan üç ayda bu senaryonun gerçekleşmemesi için iki tarafın da sağduyulu ve akılcı davranması ve arzu edilen değil de mümkün olan çözüm üzerinde uzlaşması gerekiyor.

TİCARET ORTAĞI

2017’de Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ikinci ülke Almanya’nın ardından Birleşik Krallık olmuştu. Türkiye 2001’den beri İngiltere’ye dış ticaretinde fazla veriyor. 2005’te 5.91 milyar dolar olan ihracatımız 2015’te 10.6 milyar dolara ulaştı. 2017’de yüzde 17.8’lik bir gerileme yaşanarak 9.6 milyar dolar ihracat, yüzde 22.8’lik bir artışla 6.6 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Türkiye lehine 3 milyar dolar dış ticaret fazlası verildi.

STA YAPILMALI

Böyle önemli bir ticaret partnerinin AB dışında kalması, gümrük birliğinin dışında da kalması anlamına gelecek. Birleşik Krallık’ın geçiş süresini de takiben AB’den tamamen ayrılmasının planlandığı 2020 sonunda, gümrük birliği ilişkisinin yerini alacak bir Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) iki taraf arasında vakit kaybetmeden uygulamaya koyulması ticari kayıp yaşanmaması için en önemli koşulu oluşturuyor. Ancak, Birleşik Krallık ile AB arasındaki yeni ilişkinin mahiyeti kesinleşmeden, Türkiye ile bir STA imzalanması mümkün değil. AB ile Birleşik Krallık arasındaki yeni ilişkinin belirlenmesini takiben Türkiye’nin de Birleşik Krallık ile STA’yı sonuçlandırarak uygulamaya koyması, ticari ve ekonomik ilişkilerimizin devamlılığı açısından büyük önem taşıyor.

ANKARA ANLAŞMASI

Birleşik Krallık’ın Brexit sonrasında AB üyesi iken taraf olduğu anlaşmalara taraf olmaya devam etmesi ya da üyelikten ayrıldıktan sonra Türkiye ile imzalaması beklenen STA’ya, Ankara Anlaşması hükümlerinin geçerli olmaya devam ettiği şeklinde bir hüküm eklemesi gibi durumlar haricinde, AB üyeliğinden ayrılması, AB üyesi iken taraf olduğu anlaşmalardan da ayrılması anlamına geliyor. Dolayısıyla, Birleşik Kralık’ın AB’den ayrılması, Türkiye ile AB arasındaki ortaklık ilişkisini düzenleyen Ankara Anlaşması’ndan da ayrılması demek olacak. Birleşik Krallık ile Türkiye arasında Brexit sonrası ilişkileri belirleyecek olan bir STA’nın ise Ankara Anlaşması benzeri haklar içermesi özellikle popülizmin ve yabancı düşmanlığının yükseldiği böyle bir dönemde oldukça zor gözüküyor.

TÜRKİYE’NİN VAZGEÇİLMEZLİĞİ ARTIYOR

Birleşik Krallık, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına European Community Association Agreement (ECAA) denilen bir vize ile oturma ve yerleşme hakkı tanıyor. Bu hak ile Birleşik Krallık’a yerleşmiş bir T.C. vatandaşı 4. yılın sonunda süresiz oturma iznine hak kazanıyorken, bu yıl süresiz oturma hakkı askıya alındı. 2016 sonrasında, Ankara Anlaşması’nın sağladığı bu imkandan yararlanarak Birleşik Krallık’a yerleşmek için başvuranların sayısında önemli bir artış oldu. Bu arada Rusya ile karşı karşıya kalan bir AB’nin Türkiye gibi bir ülkenin üyeliğine de kuşkuyla yaklaşması beklenebilir. Bu sorunlar, Türkiye’nin AB için önemini ve Türkiye ile işbirliğinin vazgeçilmezliğini de artırıyor.
AB, kendi iç sorunlarına çözüm üretebildiği ölçüde daha etkili bir dış politika ve genişleme perspektifi sunabilir. Bu açıdan Türkiye olarak AB sürecini canlandırmaya yönelik adımları atmanın yanında, Brexit sonrası AB içindeki reform sürecini de yakından izlemek AB ile ilişkileri akılcı bir zeminde yürütmek için gerekiyor.

1 TRİLYON DOLAR ÇIKACAK

Brexit ile 800 milyar sterline yakın (1 trilyon dolar) değerde varlığın İngiltere’den çıkarak AB’deki finans merkezlerine geçeceği tahmin ediliyor. 2016’nın haziran ayındaki referandumla AB’den çıkma kararı veren İngiltere’de 222 finans şirketinin Brexit hazırlıklarını izleyen uluslararası danışmanlık şirketi Ernst&Young’a (EY) göre, kasım itibariyle 80 şirketin varlıklarını ve personelini bir AB merkezine taşımayı düşünüyor ya da buna karar vermiş bile. EY, Brexit durumunda finansal hizmet şirketlerinin diğer Avrupa ülkelerinde 2 bin kadar yeni pozisyon belirlediklerini ve en gözde merkezlerin Dublin, Lüksemburg, Frankfurt ve Paris olduğunu açıkladı.

16 Ocak 2019 Çarşamba

Etiketler : Dünya

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, küresel ekonomiye ilişkin büyüme beklentisini bu yıl için yüzde 2.4’ten yüzde 2.6’ya yükseltti. Türkiye ekonomisinin büyüme tahmini bu yıl için yüzde 2.8’den yüzde 3.5’e çıkarıldı.


 

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nun haziran sayısını “Para Politikası Yeni Bir Aşamaya Giriyor” başlığıyla yayımladı.

 

Raporda Avrupa’da toparlanma ihtimaline olan güven arttığı, Çin’in ihracat sektörü canlandığı ve Çin dışındaki gelişmekte olan piyasalarda iç talep daha güçlü bir ivme gösterdiği için küresel büyüme tahminlerinin yukarı yönlü revize edildiği aktarıldı.

 

Dünya ekonomisinin büyüme tahmininin 2024 yılı için yüzde 2,4’ten yüzde 2,6’ya çıkarıldığı kaydedilen raporda, küresel ekonominin 2025 ve 2026’da her iki yılda da yüzde 2,4 büyümesinin beklendiği kaydedildi.

 

ABD EKONOMİSİ KADEMELİ OLARAK YAVAŞLIYOR

 

Raporda, ABD ekonomisinin yavaşladığı ancak bunun kademeli olduğu ve ülke ekonomisi için büyüme tahmininin bu yıl için değiştirilmeyerek yüzde 2,1 seviyesinde bırakıldığı belirtildi. ABD ekonomisinin 2025'te yüzde 1,5 ve 2026'da yüzde 1,6 büyümesinin beklendiği aktarıldı.

 

Avro Bölgesi ekonomisinin büyüme tahmininin ise bu yıl için yukarı yönlü revize edildiği belirtilen raporda, bölge ekonomisinin büyüme tahmininin 2024 yılı için yüzde 0,6'dan yüzde 0,8'e çıkarıldığı kaydedildi. Raporda, Avro Bölgesi ekonomisinin 2025'te yüzde 1,5 ve 2026'da yüzde 1,4 büyümesinin öngörüldüğü belirtildi.

 

Raporda, Çin ekonomisinin de büyüme tahmininin bu yıl için yüzde 4,5'ten yüzde 4,8'e yükseltildiği, ülke ekonomisinin 2025'te yüzde 4,5 ve 2026'da da yine yüzde 4,5 büyümesinin öngörüldüğü aktarıldı.

 

KÜRESEL PARA POLİTİKASI DÖNGÜSÜ YENİ BİR AŞAMAYA GİRİYOR

 

Merkez bankalarının artık para politikasını gevşetmeye yöneldiğine işaret edilen raporda, ancak enflasyonun şaşırtıcı derecede kalıcı olmaya devam ettiği ve küresel faiz oranlarının gelecek 12-18 ay boyunca “daha sığ” bir hızda düşmesinin beklendiği ifade edildi.

 

Raporda, küresel para politikası döngüsünün, faiz oranlarının yavaş ama yine de talebi kısıtlayacak seviyelere düşeceği yeni bir aşamaya girdiği aktarıldı.

 

Avrupa Merkez Bankasının (ECB) bu yıl iki kez daha faiz indirimi yapmasının öngörüldüğü belirtilen raporda, ABD Merkez Bankasının (Fed) eylül ayında faiz indirimine başlamasının ve aralık ayında bir faiz indirimi daha yapmasının beklendiği kaydedildi.

 

Raporda, merkez bankalarının özellikle yüksek hizmet enflasyonu ışığında para politikasını çok hızlı gevşetme konusunda temkinli davrandığı ifade edildi.

 

TÜRKİYE’NİN BÜYÜME BEKLENTİSİ BU YIL İÇİN YÜZDE 3,5’E YÜKSELTİLDİ

 

Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelere de yer verilen raporda, ekonominin bu yılın ilk çeyreğinde ihracattaki toparlanma, ithalattaki keskin düşüş ve hala güçlü olan iç talep nedeniyle tahminlerin üzerinde büyüdüğü aktarıldı.

 

Raporda, Türkiye ekonomisinin büyüme tahmininin bu yıl için yüzde 2,8'den yüzde 3,5'e çıkarıldığı bildirildi. Ülke ekonomisinin 2025'te yüzde 3 ve 2026'da yüzde 3,2 büyümesinin beklendiği kaydedildi.

 

Daha sıkı para politikası, daha yavaş kredi büyümesi ve maliye politikasının beklenen sıkılaşmasının bu yıl enflasyonun düşürülmesine yardımcı olacağı, önemli baz etkileriyle de temmuz ayından itibaren yıllık oranın düşmesine katkıda bulunacağı belirtilen raporda yıl sonu enflasyon beklentisinin 2024 için yüzde 43, 2025 için yüzde 23 ve 2026 için 18 olduğu kaydedildi.

17 Haziran 2024 Pazartesi

Çin, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden ithal domuz eti ve yan ürünlerine damping soruşturması başlattığını bildirdi.


 

Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Çin Hayvansal Tarım Birliğinin yerli endüstri adına yaptığı damping soruşturması başvurusunun kabul edildiği belirtildi.

 

Başvurunun soruşturma kıstaslarını karşıladığının ifade edildiği açıklamada, bu sebeple AB ülkelerinden ithal domuz eti ve yan ürünleri için damping soruşturması başlatıldığı kaydedildi.

 

Açıklamada, soruşturma kapsamında 1 Ocak ve 31 Aralık 2023 tarihleri arasında AB ülkelerinden ithal edilen ürünlerin incelemeye tabi tutulacağı, 2020 ile 2023 yıllarını kapsayan dönemde yerli endüstride yol açılan zararın tespit edileceği aktarıldı.

 

Soruşturmanın 17 Haziran 2025 tarihinden önce tamamlanması hedeflenirken, özel şartlarda 6 ay uzatılabileceği öngörülüyor.

 

AB'NİN SÜBVANSİYON SORUŞTURMASINI SONUÇLANDIRMASININ ARDINDAN GELDİ

 

Çin'in damping soruşturmasının, AB'nin Çin'den ithal elektrikli araçlara yönelik sübvansiyon soruşturmasını sonuçlandırmasının hemen ardından başlatılması dikkati çekti.

 

AB Komisyonu, Ekim 2023'te Çin'den ithal elektrikli araçlara sübvansiyon soruşturması başlatmıştı.

 

Komisyon, soruşturma sonunda Çin'den ithal elektrikli araçların büyük bölümüne geçici olarak ek yüzde 21 gümrük vergisi getirme kararı almıştı.

 

Öte yandan soruşturma kapsamında incelenen Çinli üreticilerden, AB makamlarıyla işbirliği yapan BYD'ye yüzde 17,4, Geely'e yüzde 20, işbirliği yapmayan SAIC Motor'a ise yüzde 38,1 ek gümrük tarifesi uygulanacağı bildirilmişti.

 

Geçici ek vergilerle normalde yüzde 10'luk standart tarife uygulanan elektrikli araçlar için olağan gümrük tarifesi yüzde 31'e kadar çıkarken Komisyonun, yeni vergileri üye ülkelere kabul ettirip kalıcı hale getirmesi için 4 ay süresi bulunuyor.

17 Haziran 2024 Pazartesi