IMF’nin yeni raporunda, yapay zeka dönüşümünün, daha güçlü sosyal güvenlik ağlarını, eğitime yatırımı, ‘insan çalışanları’ destekleyecek ve eşitsizliği azaltacak vergi sistemlerini gerektireceği belirtildi.


 

Uluslararası Para Fonu (IMF), üretken yapay zeka teknolojilerinin verimliliği artırma ve kamu hizmetlerinin sunumunu iyileştirmede büyük bir potansiyele sahip olduğunu ancak dönüşümün hızı ile ölçeğinin iş kayıpları ve artan eşitsizlikle ilgili endişelere neden olduğunu, mali politikaların bunun iş gücü piyasası üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletebileceğini bildirdi.

 

IMF, "Üretken Yapay Zekanın Kazanımlarının Genişletilmesi: Mali Politikaların Rolü" başlıklı rapor yayımladı.

 

Raporda, üretken yapay zekanın, verimlilik artışını desteklemek ve kamu hizmetlerinin sağlanmasını geliştirmek için büyük bir potansiyele sahip olduğu ancak aynı zamanda büyük iş kayıpları ve artan eşitsizlik konusunda da "derin endişeler" doğurduğu aktarıldı.

 

Teknolojiyi ve yayılmasını insanlığa en iyi şekilde hizmet edecek şekilde yönlendirmek için mali politikaların nasıl kullanılabileceğinin ele alındığı raporda, üretken yapay zekadaki gelişmelerin doğası, etkisi ve hızı hakkındaki büyük belirsizlik göz önüne alındığında, hükümetlerin kendilerini hem işlerin olağan seyrinde devam ettiğine hem de son derece yıkıcı senaryolara hazırlayacak "çevik" bir yaklaşım benimsemeleri gerektiği vurgulandı.

 

DÖNÜŞÜMÜN ÖLÇEĞİ VE HIZI İŞ GÜCÜ PİYASALARI İÇİN RİSK OLUŞTURUYOR

 

Raporda, dönüşümün ölçeği ve hızının iş gücü piyasaları için risk oluşturduğuna dikkat çekilerek, otomasyon ve robotların, rutin görevleri içeren düşük ve orta beceri gerektiren işlerin yerini almış olsa da üretken yapay zekanın kabiliyetlerinin daha akıllı otomasyona uzandığı ve bilişsel mesleklerdeki iş kayıplarını artırabileceği ifade edildi.

 

IMF’nin raporunda, “Sonuç olarak, milli gelirde iş gücü gelirinin payı daha da düşebilir, gelir ve servet eşitsizliği daha da kötüleşebilir.” Değerlendirmesinde bulunuldu.

 

SOSYAL KORUMA VE VERGİ SİSTEMLERİNDE ÖNEMLİ İYİLEŞTİRMELER GEREKİYOR

 

Mali politikaların üretken yapay zekanın iş gücü piyasası üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletebileceğine işaret edilen raporda, kazanımların daha eşit bir şekilde dağıtılmasına yardımcı olabileceği kaydedildi.

 

Raporda, eğitim ve öğretim politikalarının da yeni gerçeklere uyum sağlaması, çalışanların geleceğin işlerine hazırlanmasına yardımcı olması ve yaşam boyu öğrenmeyi sunmak için daha iyi bir konumda olması gerektiği ifade edildi.

 

IMF yetkililerinin konuya ilişkin kaleme aldığı blog yazısında da yapay zeka dönüşümünün, daha güçlü sosyal güvenlik ağlarını, eğitime yatırımı, "insan çalışanlarını" destekleyecek ve eşitsizliği azaltacak vergi sistemlerini gerektireceği aktarıldı.

 

Yazıda, maliye politikasının üretken yapay zekadan elde edilen kazanımların ve fırsatların daha eşit dağılımını desteklemede önemli bir role sahip olduğu, ancak dünya çapında sosyal koruma ve vergi sistemlerinde önemli iyileştirmeler gerektiği belirtildi.

17 Haziran 2024 Pazartesi

ABD'de 30 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı yüzde 6,93'e gerilerken, mortgage başvuruları yüzde 0,8 arttı.


Mortgage Bankalar Birliği (MBA), 21 Haziran ile sona eren haftaya ilişkin mortgage verilerini açıkladı.

 

Buna göre, mortgage başvuruları geçen hafta, önceki haftaya kıyasla yüzde 0,8 artarak yükselişini 3. haftaya taşıdı.

 

Bu dönemde konut satın almaya yönelik başvurular yüzde 1 artarken, yeniden finansman başvuruları kayda değer bir değişim göstermedi.

 

Ülkede, 30 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı, geçen hafta yüzde 6,94'ten yüzde 6,93'e geriledi.

 

Aynı dönemde 15 yıl vadeli mortgage için ortalama faiz oranı da yüzde 6,47'den yüzde 6,46'ya indi.

 

MBA Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomist Yardımcısı Joel Kan, mortgage faiz oranlarının geçen hafta çoğunlukla düşük seyrettiğini ve 3 ayı aşkın sürenin en düşük seviyesini kaydettiğini belirtti.

 

Kan, bununla birlikte mortgage faiz oranlarındaki düşüşün borçların yeniden finansmanı için hala yeterli seviyede olmadığını aktardı.

26 Haziran 2024 Çarşamba

Japonya ve ABD'deki getiri farkının yüzde 5’in üzerinde olması yen üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, Japon para birimi dolar karşısında 1986'dan beri en düşük seviyesine geriledi.


Dolar/yen paritesi şu sıralarda yüzde 0,4 artışla en son Aralık 1986'da görülen 160,39 seviyesine çıktı.

 

Japon yeni yıl başından bu yana değer kaybetmeye devam ederken, dolar/yen paritesinin 160 seviyesini aşması Japon yetkililerin döviz piyasasına müdahalesine ilişkin spekülasyonları da artırdı.

 

Japonya'da Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Maliye Bakan Yardımcısı Masato Kanda, Japon yenine gerekirse 24 saat destek için müdahale etmeye hazır olduklarını dile getirmişti.

 

Kanda, kurdaki gelişmelerin ulusal ekonomiyi olumsuz etkilediğini vurgulayarak, "Spekülatif sebeplerle kurda aşırı oynaklık olması durumunda gerekli müdahaleyi yapacağız." değerlendirmesini yapmıştı.

 

Japonya Merkez Bankasının (BoJ), dolar/yen paritesi Nisan 2024’te 160 seviyesinin üstüne geldiği zaman para birimini desteklemek için döviz piyasasına müdahalede bulunduğu iddia edilmişti. Dolar/yen paritesi 29 Nisan’da 160,24 seviyesini test ederek Haziran 1986'dan bu yana ilk kez 160'ın üzerine çıkmıştı.

 

Ülkenin para birimindeki hareketlerin Japon otoritelerini harekete geçirirebileceği ifade edilirken, analistler, 29 Nisan'da görülen 160,24 seviyesinin ardından yaklaşık 60 milyar dolarlık rezerv satışının yapılmış olabileceğini belirtiyor.

 

Döviz piyasasında özellikle ABD ve Japonya arasındaki yüksek faiz oranı farkı, yenin dolar başta olmak üzere diğer para birimleri karşısında önemli ölçüde değer kaybetmesine yol açıyor.

 

Japonya bu yıl faiz oranlarını sıfır ila yüzde 0,1 aralığına yükseltmiş olsa da ABD'de yüzde 5’ün üzerinde olan faiz oranları yatırımcıların dolar varlıklarına talebini artırıyor.

 

Analistler, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan ABD ve Japonya arasındaki getiri farkının altında yatan dinamikler değişmediği müddetçe, Japon para biriminin baskı altında kalacağını vurguladı.

 

Dolar karşısında bir süredir gerileyen Japon yeninin Japon ihracat şirketlerinin karlarını destekleyerek birçok Japon şirketinin hisse fiyatlarının rekor seviyelere ulaşmasına sebep olduğunu aktaran analistler, buna karşın ihracat odaklı olmayan Japon şirketlerini ise maliyetler konusunda zor duruma soktuğunu bildirdi.

 

Yenin zayıflığı, Japon ekonomisini ve BoJ’un faiz oranı görünümünü nasıl etkileyeceğine dair soruları gündeme getirirken, son üç yıldır değer kaybeden Japon yeni, yıl başından beri dolar karşısında yüzde 12'nin üzerinde geriledi.

26 Haziran 2024 Çarşamba