tatil-sepeti

Enerji ihtiyacı artan ülkeler, kaynakları daha verimli kullanmak için enerji teknolojilerini geliştirmeye devam ederken, enerji depolama teknolojileri arasında yer alan bataryaların maliyetlerinin azalması ve yaygınlaşması öngörülüyor.


 

Telefon, bilgisayar, elektrikli araçlar gibi modern dünyanın temelini oluşturan cihazların güç sağlayıcısı konumunda bulunan bataryaların rolleri, rüzgar ve güneş enerjisinin yaygınlaşmasıyla artıyor.

 

Yüksek kapasiteye sahip bataryalar yenilenebilir enerjisinin ürettiği elektriği depolamak için kullanıldığında, ev ve iş yerlerine güç sağlayabilen sınırsız elektrik kaynağı olabileceği değerlendiriliyor.

 

“İSPANYA’DA ELEKTRİK ŞEBEKELERİNİN YÖNETİMİ DEPOLAMA TEKNOLOJİLERİYLE KOLAYLAŞIYOR”

 

İspanya merkezli Acciona Energia Şirketi İnovasyon Projeleri Müdürü Asun Padrós, elektrik şebekelerinde yenilenebilir enerji yatırımlarının artmasıyla oluşan üretim dengesizliklerinin giderilmesi ve şebeke kalitesinin artırılması için elektriğin depolanması gerektiğini ifade etti.

 

İspanya'da elektrik şebekelerinin yönetimini kolaylaştırmak için depolama teknolojilerine başvurulduğunu dile getiren Padrós, şöyle konuştu: "İspanya'nın 2030'a kadar yenilenebilir enerjiden elektrik üretimini yüzde 81'e ulaştırma hedefi bulunuyor. Bulunduğumuz Navarra bölgesi rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerjinin oldukça yoğun kullanıldığı bir bölge. Burada iki farklı teknolojiye ait depolama teknolojilerinin kullanıldığı bir deney sahası bulunuyor. Birinci teknolojiyi 2017'de, diğerini 2020'de kurduk. Birisi lityum iyon batarya, diğeri ise ultra kapasitör dediğimiz bir teknoloji. Burada depolama süreçlerini deniyoruz. Ayrıca know-how geliştirip, gelecekteki ticari kullanımlarda ihtiyaç duyulacak talebin görülmesi ve denenmesini gözlemliyoruz. Fiyatlar şu an için pahalı görülüyor. Teknolojik gelişmelerle fiyatların düşeceğini ve bu teknolojinin daha da yaygınlaşacağını düşünüyoruz."

 

"ENERJİ TEKNOLOJİLERİNE TEPKİ, YETERLİ BİLGİYE SAHİP OLMAMAKTAN KAYNAKLANIYOR"

 

Acciona Energia Şirketi Sosyal Etki Müdürü Roberto Sanesteban ise deneysel sahanın bulunduğu köyde yaşayan insanların enerji teknolojilerinin bölgelerine kurulumlarına ilk etapta tepki gösterdiklerini, ancak zamanla bu algının değiştiğini anlattı.

 

Kırsalda yaşayan insanların tepki göstermesinin en büyük nedeninin bu teknolojiler hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları olduğunu dile getiren Sanesteban, şunları kaydetti: "Çoğu zaman kavramsal yanılgılar içeren dedikoduların olduğunu görüyoruz. Örneğin, sağlıklarını olumsuz yönde etkileyeceği ya da tarımsal verimi azaltacağı yönündeki önyargı kaynaklı. Bu teknolojinin yerel halkı nasıl etkileyeceğini bilmiyorlar ya da bir inşaat yapılması halinde işletme, onarım gibi süreçlerin kendilerini etkilemesinden endişe duyuyorlar. Böyle bir durumda, ilk yapılması gereken yerel halkla konuşmak, proje hakkında detaylı bilgi vermektir. 'Türbinler nerede konumlandırılacak, düzenleme nasıl olacak, yollar nereden geçecek?' gibi bilgiler olmalı. Bu tarz detaylar projenin başarılı şekilde yönetilmesi için çok önemli."

 

Kırsal bölgelerde bu teknolojinin anlaşılmasını kolaylaştırmak ve onlar için bir tehdit olmadığını anlatmak için köylülerin kendilerine güvenmesini sağladıklarını vurgulayan Sanesteban, firmaların teknoloji kurulumlarını gerçekleştirdiği yerlere tarım ve hayvancılıkla ilgili destekler verildiğini dile getirdi.

 

Sanesteban, sözlerini şöyle tamamladı: "Yaptığımız şeylerden biri de köylülerin ihtiyaçlarını belirlemek, analiz etmek, onları destekleyecek bir proje yapmak. Mesela hayvancılıkla geçinenlere ya da tarımsal faaliyet yapanlara o konunun uzmanı getirilip bilgi aktarımı yapılıyor. Böylelikle verimi arttırıcı faaliyet geliştiriyoruz. Ya da büyük kentlere göç var, köy çekici bulunmuyor. Bu düşünceyi tersine çevirici uygulamalar yapıyoruz ve nüfusu korumaya gayret ediyoruz. Mesela bu bölgede zeytin çiftçiliği ile uğraşılıyor. Bunun ticareti konusunda bilgi sağlamak için uygun kişileri buluyoruz."

25 Mayıs 2024 Cumartesi

Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası'nda (KMKTP) standart altının kilogram fiyatı 3 milyon 75 bin liraya yükseldi.

Altın piyasasında en düşük 2 milyon 923 bin lira, en yüksek 3 milyon 80 bin lirayı gören standart altının kilogram fiyatı, gün sonunda yüzde 0,3 artışla 3 milyon 75 bin lira oldu. Standart altının kilogram fiyatı dün günü 3 milyon 66 bin 399,50 liradan tamamlamıştı.

 

EN FAZLA İŞLEM YAPAN KURUMLAR

KMKTP'de altında toplam işlem hacmi 2 milyar 687 milyon 928 bin 567,14 lira, işlem miktarı ise 878,70 kilogram oldu.

Tüm metallerde toplam işlem hacmi ise 3 milyar 117 milyon 214 bin 56,50 lira düzeyinde gerçekleşti.

Altın borsasında bugün en fazla işlem yapan kurumlar, Uğuras Kıymetli Madenler, İstanbul Altın Rafinerisi, Türk Ekonomi Bankası, NMGlobal Kıymetli Madenler ile Akbank olarak sıralandı.

 

Bugünkü işlemlere ilişkin veriler şöyle:

 

 

 

STANDART TL/KG           DOLAR/ONS

 

Önceki Kapanış 3.066.399,50     2.787,00

 

En Düşük            2.923.000,00     2.677,00

 

En Yüksek          3.080.000,00     2.809,00

 

Kapanış 3.075.000,00     2.677,75

 

Ağırlıklı Ortalama           3.062.997,46     

 

Toplam İşlem Hacmi (TL)            2.687.928.567,14             

 

Toplam İşlem Miktarı (Kg)          878,70  

 

Toplam İşlem Adedi       49         

17 Ekim 2024 Perşembe

Dünya Altın Konseyi (WGC), altının uzun vadede son 50 yılda enflasyonun önemli oranda üzerinde, küresel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) ile uyumlu bir getiri sağladığını açıkladı.

Dünya Altın Konseyi, "Altının uzun vadeli getiri beklentisi" başlıklı raporunu yayımladı.

Raporda, altının portföy riskini yönetmeye katkısının ve değer koruma özelliklerinin çok sayıda çalışmayla desteklenerek iyi bir şekilde belirlenmiş olduğu ifade edildi.

Altının portföy getirisine katkısının ise aynı şekilde belirlenmediğine işaret edilen raporda, “Altının uzun vadeli getirisini tahmin etmeye yönelik çerçeveler bulunuyor ancak bunlar, diğer varlık sınıflarına ilişkin sermaye piyasası varsayımlarıyla uyumlu, sağlam bir yaklaşımdan uzaktır.” yorumuna yer verildi.

 

DESTEKLEYEN MÜCEVHER VE TEKNOLOJİ SEKTÖRLERİ

Raporda, altının getiri beklentisine yönelik araştırmalar sonucunda, bu emtianın bir “değer saklama aracı” olarak tanımlandığı belirtilirken, söz konusu yaklaşımın bazı eksikler barındırdığı vurgulandı.

"Altın standardının” uygulandığı dönemlerden gelen verileri kullanmanın, altının performansı konusunda yanıltıcı sonuçlar çıkarttığı değerlendirmesine yer verilen raporda, uzun vadeli fiyatlara yalnızca finansal piyasalardan gelen talep üzerinden bakmanın da altının portföylerdeki ağırlığının daha az olduğu yanılgısına yol açtığı kaydedildi.

Raporda, altının uzun vadeli getiri hesaplamasına yeni bir yaklaşım sergilendiği, bunun sonucunda da altının uzun vadede son 50 yılda enflasyonun önemli oranda üzerinde, küresel GSYH ile uyumlu bir getiri sağladığının ortaya konduğu ifade edildi.

Altın alımlarını destekleyen mücevher ve teknoloji sektörleri, merkez bankaları, finansal yatırımlar, perakende külçeleri ve madeni paraların, mevcut teorilerin önerdiğinden çok daha fazla olduğunun vurgulandığı raporda, “Ayrıca, finansal piyasa yatırımcıları kısa vadede fiyat oluşumunu belirleme eğiliminde olsalar da uzun vadede daha az baskındırlar.” denildi.

17 Ekim 2024 Perşembe