tatil-sepeti

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU

Dış pazarlardaki dalgalanmalara yeni pazarlar bularak mevzi koruyan ayakkabı sektörü, iç pazarda ise vadelerin uzamasından ve taklit ürünlerden yakınıyor. Sektördeki kayıt dışı üretimin tüketici sağlığını tehdit ettiğini söyleyen sektör temsilcileri etkin takip ve ağır ceza talep ediyor.

İstanbul Ticaret Odası Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi Komitesi Başkan Yardımcısı Süleyman Gürsoy, sektörde yaşanan sorunlar karşısında yeni arayışların ve alternatif çıkış yolunun bulunması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “2015 yılını birçok firma olumsuzluklarla geçirdi. Ancak karaları bağlayacak değiliz. Çünkü ayakkabı ve saraciye ürünleriyle ile ilgili dünyada yetkin birkaç ülkeden biriyiz. Kapasitemiz, kabiliyetimiz ve hedef olarak belirleyebileceğimiz birçok pazarın yanı sıra iç piyasada her geçen gün daha da güçleniyoruz.”

PAZAR ÇEŞİTLİLİĞİ

Böyle zor zamanlarda müşterilerini doğru yönlendirip, iyi asiste eden firmaların sonunda kazanan firmalar olacağını vurgulayan Gürsoy, şöyle devam etti: “İşte bu yüzden kur yükselmeleri ve risk algılarının bu kadar kârdan götürdüğü bir ortamda seneyi büyüyerek kapattık. Tüm yumurtalar bir sepete olmamalı ilkesince pazar ve ödeme koşulları çeşitliliğini sağlayan firmalar, tüm iniş çıkışlı dönemlerden kendilerini koruyabilir. Dünyanın birçok yerinde istikrarsızlık var. Ancak bu ilânihaye böyle devam edemez. Koşullar düzeldiğinde kapasite ve know-how olarak hazır olursak çok büyükişler yapacağımızı şimdiden söyleyebilirim.”

ORJİNALİNİ GEÇTİ

Komite Üyesi Berke İçten, özellikle ‘çakma’ ürünler olarak tanımlanan taklit ve merdiven altı üretilen ürünler için ciddi tedbir alınmasını istedi. İçten, bu ürünlerin haksız rekabet oluşturduğu gibi insan sağlığı için de tehlikeli olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Piyasada özellikle spor ayakkabıda çakma ürünler hatta orijinalinden bile fazla satılıyor. Ağırlıkla yasa dışı yollarla ülkemize yurt dışından gelen bu tarz ürünlerin bir kısmı da yurt içinde merdiven altı diye tabir edilen atölyelerde, hiçbir kaydın olmadığı, tüketici sağlığını hiçe sayan malzemeler kullanılarak üretiliyor. Hiçbir açıdan kontrole tabi değiller.
Aleni bir şekilde tezgâhlarda sergilenir ve toptan pazarlanır hale geldi. Bu tarz ürünlerin yurda girişinde ve yurt içinde üretiminde, dağıtımında ve satımında daha ciddi takibin yapılması gerekir. Cezalar da caydırıcı olmalı. Bu durum 2023 hedefleri doğrultusunda markalaşma ve inovasyona yatırım yapan firmalara da ciddi zarar veriyor.”

YENİ PAZAR ARIYORUZ

Meclis Üyesi Ender Yazıcıoğlu, Rusya ve Irak pazarının durmasından sonra değişik ülkelerden aktarma, yeni pazar arayışları ile sektörün ufkunun açıldığını söyledi. Sektörün AB nezdinde iyi bir alternatif üretici görülmesi nedeniyle hasarı çabuk atlattıklarını vurgulayan Yazıcıoğlu, şunları söyledi: “2016’nın daha iyi olması için çalışıyoruz. Hedeflerimiz doğru. Ama petrolün ve doğal hammadde fiyatlarının bu kadar düşmüş olması, Rusya, Suudi Arabistan ve Irak gibi ülkelerde gelir azalmasına ve para daralmasına neden oldu. Alım gücü düştü. Piyasada nakit akışı kalmadı. Tedirginlik ve korku ile tasarruf etme isteği oluşunca ihracat da azaldı. Ayakkabıda da can suyu ihracat. İç piyasa 2016’da canlansa bile riskin arttığını düşünüyorum. Üretici büyüyemiyor, sermayeyi tüketmiş, krediye ulaşmak çok pahalı. Ürün üzerinde iç piyasada görünmeyen, dile getirilemeyen bir fiyat farkı, pahalılık var. İthalatçı da dışarıdan vazgeçmiyor.”

VADE UZUN SERMAYE YETERSİZ

Ayakkabı sektöründe en önemli sorunları arasında vadelerin ve sermaye yetersizliğinin olduğunu hatırlatan Yazıcıoğlu, sıkıntıları şöyle özetledi:

  • 20–24 ay vade ile ürün satıp, ihracat yapamıyorsanız, işçilik ve genel giderleri ödemek zor. Bankalar yüzde 16–18 arasında faiz istediği gibi kolay kolay da kredi açmıyor.
  • 1 milyon TL kredi karşılığı verdiğiniz ipotekler için 3-5 milyon TL varsa verebilirsiniz. O zaman özellikle emek yoğun sektörlerde düşük, hatta Almanya ve Japonya gibi ülkeler örnek alınarak yüzde 0 faiz düşünülmeli.
  • Bu sektörlerin ülkemize bıraktığı katma değeri, hammadde kaynaklarımızla, işçiliğimiz ile çalışan sayımız ile ölçmek gerekir.
  • İhracatın önü mutlaka açılmalı, siyasi ve politik alanlarda çözüm bulunmalı.
  • İçeride terör, ne olursa olsun bitirilmeli. Şu anda bu kadar cesur, korkusuz, adam sendeci olmamıza rağmen kalabalık caddeler, büyük alışveriş merkezleri boşa yakın.

26 Nisan 2016 Salı

Etiketler : Sektörel

Türkiye, farklı kaynaklardan doğal gaz tedarikiyle ‘Türk harmanı’nı oluşturmak için çalışmalarını hızlandırırken, BOTAŞ nisandan bu yana 4 farklı şirketle imzaladığı LNG tedariki anlaşmalarıyla 100 milyar metreküplük LNG atılımı yaptı.


 

Türkiye, doğal gaz altyapısına yaptığı yatırımlarla yıllık 80 milyar metreküp civarında gazı ulusal şebekeye verme kapasitesine ulaştı. Yıllık 50 milyar metreküp civarında gaz tüketen Türkiye, kapasite fazlası gazı doğal gaz merkezi olma hedefiyle ihracata yönlendiriyor.

 

Bu çerçevede geçen yıl Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) ile Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Moldova gibi ülkelerin ilgili şirketleri arasında gaz ihracatı anlaşmaları imzalanırken, doğal gazda Türk harmanı oluşturmak amacıyla kaynak çeşitliliği hedeflenerek nisandan bu yana 4 farklı şirketle sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarik anlaşması imzalandı.

 

BOTAŞ 2025-2035 yılları arasında doğal gaz temin etmek amacıyla Umman ile Ocak 2023'te bir LNG Tedarik Anlaşması imzaladı. Buna göre söz konusu ülkeden yıllık 1 milyon ton ( yaklaşık 1,40 milyar metreküp) kadar LNG ithal edilecek.

 

Şirketin mayıs ayında ise ExxonMobil ile vardığı Mutabakat Muhtırası kapsamında, ExxonMobil’in Türkiye'ye yıllık 2,5 milyon tona (yaklaşık 3,45 milyar metreküp) kadar LNG tedarik edebilmesi söz konusu.

 

BOTAŞ 2 Eylül'de Shell ile 18 Eylül'de TotalEnergies ile tedariki 2027 yılından başlamak üzere 10 yıllık LNG anlaşmaları imzaladı. Bu kapsamda, Shell anlaşmasında yıllık 4 milyar metreküp, TotalEnergies anlaşmasında ise yıllık 1,6 milyar metreküp doğal gazın önemli bir kısmı BOTAŞ tarafından ABD’deki üretim terminallerinden dolum yapılarak teslim alınacak, bir kısmı ise BOTAŞ’ın talebi doğrultusunda Türkiye veya Avrupa terminallerine teslim edilecek.

 

Söz konusu anlaşmaların toplamına bakıldığında adı geçen yabancı firmalardan anlaşma süreleri boyunca yaklaşık 100 milyar metreküpe kadar gaz temin edilebileceği öngörülüyor.

 

ANLAŞMALAR BÖLGENİN TEDARİK GÜVENLİĞİNE DE KATKI SAĞLIYOR

 

Petrol ve Doğal Gaz Platformu Derneği (PETFORM) Gaz Grubu Başkanı Gökhan Soruş, 2025'te sona erecek yıllık 21,75 milyar metreküp Rus gazı ve 2026'da sona erecek yıllık 10 milyar metreküp İran kontratı konusunda BOTAŞ'ın, gelecekteki tedarikleri güvence altına almak için girişimlerini sürdürdüğünü belirtti.

 

"Son imzalanan anlaşmaları incelediğimizde BOTAŞ’ın önümüzdeki dönemde bitecek Rusya ve İran kontratlarıyla birlikte tedarik kaynaklarını çeşitlendirmeye yöneldiği ve ilgili kontrat miktarlarının Türkiye'de ihtiyaç duyulmadığı durumlarda ise özellikle Güneydoğu Avrupa ülkelerine bu miktarı gönderebileceği esnek anlaşmaların olduğu görülüyor." ifadelerini kullanan Soruş, Türkiye'nin bölge için bir "gaz ticaret merkezi" olmayı hedeflediğinden dolayı gelecek yıl boru hattı anlaşmalarının bazılarının yenilenmesini beklediğini kaydetti.

 

Soruş, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye 'gaz ticaret merkezi' ana hedefiyle tüm tedarikçilerden gelecek kaynakları Türkiye'de fiyatlayarak bölgede ana aktör konumuna evrilebilir. Bu bağlamda, Türkiye son dönemde uluslararası boru hatları, LNG terminalleri ve yer altı depolama projeleriyle altyapısını oldukça güçlendirdi. İmzalanan LNG tedarik anlaşmaları Türkiye gaz portföyünün çeşitliliğini ve esnekliğini artıracak. Ayrıca BOTAŞ'ın anlaşma kapsamında yükleme limanında LNG alarak yeni LNG taşıma yetenekleri kazanacak olması da oldukça iyi bir gelişmedir. Bu tür anlaşmalar sadece ülkemizde değil, bölgede de tedarik güvenliğine önemli katkı sağlıyor."

 

Türkiye'nin özellikle yaz aylarında tam olarak kullanılmayan günlük 150 milyon metreküpün üzerinde yeniden gazlaştırma kapasitesine sahip olduğunu ve bu nedenle kapsamlı altyapılarını daha iyi kullanmak için daha fazla LNG sözleşmesi imzalamanın Türkiye açısından mantıklı olduğunu dile getiren Soruş, "Bu olumlu gelişmelerle birlikte, Türkiye gaz piyasasında özel sektör paydaşlarının da önümüzdeki dönemde ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayabileceğine inanıyorum." diye konuştu.

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : enerji doğalgaz LNG

Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE), temmuzda aylık bazda yüzde 3.42, yıllık bazda yüzde 41.6 artış gösterdi.


 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temmuz ayına ilişkin Tarım-GFE verilerini açıkladı.

 

Buna göre, endeks, temmuzda bir önceki aya kıyasla yüzde 3,42, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 20,65, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 41,6 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 43,76 yükseldi.

 

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 3,61, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 2,32 artış gerçekleşti.

 

Geçen yılın aynı ayına göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 39,82, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 53,06 yükseliş görüldü.

 

ALT GRUPLAR

 

Yıllık Tarım-GFE'ye göre 3 alt grup daha düşük, 8 alt grup daha yüksek değişim gösterdi.

 

Yıllık artışın en düşük gerçekleştiği alt gruplar, yüzde 22,84 ile tarımsal ilaçlar, yüzde 25,99 ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu. Buna karşılık, yıllık artışın en yüksek olduğu alt gruplar, yüzde 81,82 ile veteriner harcamaları, yüzde 76,22 ile diğer mal ve hizmetler olarak hesaplandı.

 

Aylık Tarım-GFE'ye göre 8 alt grup daha düşük, 3 alt grup daha yüksek değişim sergiledi.

 

Aylık en fazla düşüş gösteren alt gruplar yüzde 0,15 ile hayvan yemi, yüzde 0,93 ile veteriner harcamaları oldu. Aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar ise yüzde 12,37 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 4,85 ile diğer mal ve hizmetler olarak belirlendi.

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : tarım fiyat