Her yıl 190'dan fazla dünya liderini ABD'nin New York kentinde bir araya getiren Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda, 1945’ten bu yana tarihi şekillendiren birçok karar alınırken, zaman zaman ilginç ve sıra dışı olaylar yaşandı.


 

Görüşmelerde kimi zaman tartışma yaratan ifadeler kullanılıyor, kimi zaman da 15 dakika olması gereken konuşmalar saatlerce sürüyor.

 

78 yıllık BM Genel Kurul görüşmelerinin ilgi çekici ve tartışmalı anları derlendi.

 

EN UZUN SÜREN KONUŞMA REKORU KÜBA LİDERİ CASTRO'NUN

 

BM Genel Kurulunda konuşmaların maksimum 15 dakika sürmesi istense de konuşmacının zamanı nasıl kullanacağına genellikle müdahale edilmiyor. Bu nedenle Genel Kurul'da bazı konuşmacıların kullandığı süre, dakikalar değil saatler sürüyor.

 

Eski Küba Devlet Başkanı Fidel Castro'nun 26 Eylül 1960'da yaptığı konuşma da bunlardan biri.

 

Genel Kurul'da yaklaşık 4,5 saat (269 dakika) konuşan Castro, bu konuşmada "(Dönemin ABD Başkan adayı John F.) Kennedy milyoner, cahil ve okuma yazma bilmeyen biri olmasaydı, köylülere karşı isyan edilemeyeceğini açıkça anlardı." ifadesiyle de tarihi anlardan birine adını yazdırdı.

 

CHAVEZ, BUSH’U “ŞEYTANA” BENZETTİ

 

Geçen 78 yıllık süreçte birçok sert tartışmanın yaşandığı Genel Kurul'da, liderlerin diğer ülke liderlerine hakarete varan sözler sarf ettikleri ve birbirlerini suçladıkları anlar da yaşandı.

 

Eski Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, 2006'da yaptığı konuşmada, kendisinden bir gün önce kürsüye çıkan eski ABD Başkanı George W. Bush için İncil'de şeytan ile ilişkilendirilen kükürde atfen, "Şeytan dün buraya geldi, bugün hala kükürt kokuyor." demesi ilginç anlardan biri olarak kayıtlara geçti. Chavez, Bush'un halefi Barack Obama döneminde ise kürsünün artık "kükürt kokmadığını" söyledi.

 

Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega'nın, 1987'de yaptığı konuşmada, ABD'yi Latin Amerika'da "isyancıları finanse etmekle" ve Nikaragua'da devlet başkanlığı yapan "Anastasio Somoza Debayle diktatörlüğünü desteklemekle" suçlaması, ABD delegasyonunun salonu terk etmesine yol açtı.

 

O dönem ABD'nin BM Büyükelçisi olan Vernon Walters, "Nikaragua halkı oturup onu dinlemek zorunda olabilir ama ben değilim." dedi.

 

GENEL KURUL’DAKİ DİĞER BAZI UNUTULMAZ KONUŞMALARDAN ÖRNEKLER

 

Belleklere kazınan konuşmalara ve bazen de gaflara sahne olan BM Genel Kurulunda en dikkat çekici anlardan biri, 2009'da dönemin Libya lideri Muammer Kaddafi'nin yaptığı yaklaşık 100 dakikalık konuşma oldu.

 

Kaddafi, BM Güvenlik Konseyine yönelik eleştirisini "Buna güvenlik konseyi denmemeli, terör konseyi denmeli." sözleriyle ifade etti.

 

Eski Uganda Devlet Başkanı İdi Amin de 1972'de yaptığı konuşmada, eski İngiltere Başbakanı Edward Heath'i övdükten sonra, onu Adolf Hitler'le kıyaslayarak büyük bir gafa imza attı. Amin, daha sonra yanlışını düzeltmek için "Hitler değil, Winston Churchill'i kastetmiştim. Heath, Churchill'e benziyor." ifadelerini kullandı.

 

OTURUMLARIN AÇILIŞ VE KAPANIŞI İZLANDA TOKMAĞIYLA YAPILIYOR

 

İzlanda'nın, 1952'de BM Genel Kurul Başkanı'na oturumları açıp kapatmak, gündemi kabul etmek ve kararları oylamada kullanmak için tokmak hediye etmesinin ardından tokmak, Genel Kurul'un simgesi haline geldi.

 

İzlanda'nın hediye ettiği tokmak, 1960'da İrlandalı diplomat Frederick Boland'ın, eski Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Nikita Kruşçev'i sakinleştirmeye çalıştığı sırada yanlışlıkla kırıldı.

 

Olayın ardından, İzlanda'dan talep edilen yeni tokmak da 2005'te kayboldu, yerine yenisi getirilmek zorunda kalındı.

 

Genel Kurul açılış konuşmalarının Brezilya tarafından yapılmasının ardındaki gerçek

 

Brezilya, ev sahibi ülke ve BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi dahi olmamasına rağmen, her yıl BM Genel Kurulundaki yüksek düzeyli toplantıların düzenleneceği haftayı başlatan konuşmayı yapıyor.

 

Eski BM Protokol Şefi Desmond Parker, 1955'teki 10. BM Genel Kurulundan bu yana devam eden bu uygulamanın nedenini, "Eski zamanlarda, ilk konuşmayı kimse yapmak istemediğinde, Brezilya her zaman ilk konuşmayı yapmayı teklif ederdi. Böylece Genel Kurul'da ilk konuşma hakkını kazandı." şeklinde açıkladı.

 

Parker, konuşmacılar için liste açıldıktan sonra adını yazdırmakta hızlı davranan ülkenin konuşma sırasında öne geçtiğini aktararak "Hızlı olan kazanır." ifadesini kullandı.

 

Genel Kurul'da konuşma sırası alfabetik olarak gitmiyor. Brezilya'dan sonra söz alan ev sahibi ABD'nin ardından, konuşma sırası tüm üye devletler için temsil düzeyine, konuşma talebi bulunduğu zamana ve coğrafi denge gözetilerek diğer bazı kriterlere dayanıyor.

 

OTURMA DÜZENİNİN KENDİNE ÖZGÜ KURALI VAR, RESMİ SEREMONİ YOK

 

Genel Kurul'da oturma düzeninin de kendine özgü kuralı bulunuyor. Genel Sekreter, tüm üye devletlerin isimlerinin yer aldığı şapkadan rastgele bir üye devletin ismini seçiyor.

 

Seçilen ülke, sağ taraftaki ilk koltukta oturmaya hak kazanıyor ve ardından oturma düzeni alfabetik sıraya göre devam ediyor.

 

Parker, bunun amacının fırsat eşitliği ve eşit dağılımı sağlamak için herhangi bir ülkenin her yıl aynı yerde oturmasını engellemek olduğunu kaydetti.

 

Görüşmelere katılan çok sayıda lider ve delegasyon olduğundan resmi karşılama töreni yapılmasının mümkün olmadığını söyleyen Parker, Protokol ve İrtibat Servisi'nden bir ya da iki görevlinin devlet ve hükümet başkanlarını karşıladığını belirtti.

 

BM GENEL KURULUNDA YAŞAN DİĞER OLAY VE ENSTANTANELER

 

Endonezya, Malezya ile yaşanan anlaşmazlığın üzerine 1965'te BM'den ayrılmak için mektup sunan ilk ve tek ülke oldu.

 

Genel Kurul'un en küçük misafiri 2018'de dönemin Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern'in 3 aylık bebeği oldu.

 

Kovid-19 salgını nedeniyle BM Genel Kurulu tarihinde ilk kez 2020'de çevrim içi oturum düzenlendi.

 

Bu yıl 78'incisi düzenlenecek BM Genel Kurulu oturumunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk gün konuşma yapacak.

 

19-26 Eylül'de yapılacak oturuma 190 ülkeden üst düzey katılım olması bekleniyor.

19 Eylül 2023 Salı

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma