tatil-sepeti

Küresel piyasalarda, dün Fed Başkanı Jerome Powell'ın, faiz indirimi için ‘daha fazla iyi veri’ aradıklarını vurgulamasının ardından karışık bir seyir izlenirken, Powell'ın açıklamaları bugün de yatırımcıların odağında bulunmaya devam ediyor.


 

Dün ABD Senatosu'nda Fed'in Para Politikası Raporu'nu sunan Powell, enflasyonun yüzde 2 hedefine doğru sürdürülebilir şekilde hareket ettiğine dair daha fazla güven kazanana kadar politika faizini düşürmenin uygun olmayacağını belirtti.

 

Bu yılın ilk çeyreğine ait verilerin daha fazla güveni desteklemediğini aktaran Powell, "Ancak en son enflasyon verileri, mütevazı bir ilerleme daha gösterdi ve daha fazla iyi veri, enflasyonun yüzde 2'ye doğru sürdürülebilir şekilde hareket ettiğine dair güvenimizi güçlendirecektir." ifadelerini kullandı.

 

Powell, politika kararlarını toplantıdan toplantıya aldıklarını vurgulayarak, politika kısıtlamalarını çok erken veya çok fazla azaltmanın enflasyonda görülen ilerlemeyi durdurabileceğini veya tersine çevirebileceğini belirtti.

 

Yüksek enflasyonun karşı karşıya oldukları tek risk olmadığına işaret eden Powell, "Politika kısıtlamalarını çok geç veya çok az azaltmak ekonomik aktiviteyi ve istihdamı gereksiz yere zayıflatabilir." değerlendirmesinde bulundu.

 

POWELL'IN KONUŞMASI VE YARINKİ ENFLASYON VERİLERİ YATIRIMCILARIN ODAĞINDA

 

Analistler, Powell'ın açıklamalarının ardından piyasalarda karışık bir seyir izlendiğini ifade ederek, bugün Powell'ın Temsilciler Meclisi'nde yapacağı konuşmanın yanı sıra yarın açıklanacak enflasyon verilerinin de yatırımcıların odağına yerleştiğini söyledi.

 

Para piyasalarındaki fiyatlamalarda ise Fed'in eylülde ilk faiz indirimine gitme ihtimali yüzde 77'ye gerilerken, kasımda faiz indirimine başlama ihtimali de yüzde 79 oldu. Bankanın olası bir faiz indiriminin ardından aralık toplantısında ikinci kez faiz indirimine gitme ihtimali de yüzde 96 ile fiyatlanıyor.

 

Söz konusu gelişmelerin ardından ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi dün yüzde 4,30'a çıkarken, bugün de yüzde 4,31 seviyesinde bulunuyor.

 

Dün yüzde 0,2 artışla 105,1 seviyesinden günü tamamlayan dolar endeksi, şu sıralarda önceki kapanışının hemen altında seyrediyor.

 

Altının ons fiyatı ise yüzde 0,2 artışla 2 bin 367 dolardan alıcı bulurken, düşüş eğilimini üst üste dördüncü işlem gününe taşıyan Brent petrolün varil fiyatı yüzde 0,6 değer kaybıyla 84 dolardan işlem görüyor.

 

New York borsasında dün Nasdaq endeksi yüzde 0,14 artışla 18.429,29 puan ve S&P 500 endeksi yüzde 0,07 yükselişle 5.576,98 puandan günü tamamlayarak, kapanış rekorunu tazelerken, Dow Jones endeksi de yüzde 0,13 azalış kaydetti. ABD'de endeks vadeli kontratları yeni güne de karışık bir seyirle başladı.

 

Böylece Nasdaq endeksi üst üste altı işlem gününde kapanış rekoru tazelerken, S&P 500 endeksi de art arda beş işlem gününde de en yüksek günlük kapanış seviyesini yeniledi.

 

Avrupa borsalarında ise dün satıcılı bir seyir hakim olurken, Fransa'da genel seçimlerin ardından artan siyasi belirsizliğin bölge pay piyasaları üzerinde satış baskısı oluşturduğu göze çarpıyor.

 

Seçimlerde, solcu Yeni Halk Cephesi 178 milletvekili çıkararak ilk sırayı alırken, onu 163 sandalye ile Macron ittifakı ve 143 sandalye ile aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) ittifakı izledi.

 

Fransa'da yeni meclis tablosu, hükümet kurmak için ittifaklar ya da partiler arasında koalisyon görüşmelerini zorunlu hale getirmesi siyasi belirsizliğin gündemin odağında kalmasına neden oluyor.

 

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's de dün Fransa'daki seçim sonuçlarının ülkenin kredi notu üzerinde olumsuz etki oluşturduğunu bildirerek, Fransa'da Yeni Halk Cephesi'nin galibiyetinin ardından kurulacak büyük bir koalisyonun, karar alma ve borç azaltma görevini daha da zorlaştıracağını ifade etti.

 

Öte yandan, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin belirsizlik devam ederken, banka yetkililerinin sözle yönlendirmeleri de yatırımcıların odağında bulunmaya devam ediyor.

 

Portekiz Merkez Bankası Başkanı ve ECB üyesi Mario Centeno, son açıklanan enflasyon verilerinin güveni artırdığını ifade ederek, "Eğer temel senaryo teyit edilirse bu yıl birkaç faiz indirimi daha beklemeye devam ediyorum." dedi.

 

Dün, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,66, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,56, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 1,28 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 0,53 azalış kaydetti. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar, yeni güne ise karışık bir seyirle başladı.

 

Asya pay piyasalarında ise Çin hariç pozitif bir seyir öne çıkarken, Çin'de açıklanan enflasyon verileri yurt içi talebin zayıflamaya devam ettiği sinyalini verdi.

 

Bugün Çin'de açıklanan verilere göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haziranda aylık yüzde 0,2 azalırken, yıllık yüzde 0,2 artışla beklentilerin altında kaldı.

 

Analistler, söz konusu verilerin ülkede ekonomik aktivitenin yavaşlamaya devam ettiğine işaret ettiğini belirterek, Çin'de deflasyon riskinin sıcaklığını koruduğunu ifade etti.

 

Öte yandan, dün Powell'ın açıklamalarının ardından dolar/yen paritesi yüzde 0,3 artışla 161,3 seviyesinden günü tamamlarken, şu dakikalarda parite önceki kapanışının yüzde 0,1 üzerinde 161,5'ten işlem görüyor.

 

Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,3, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,1 yükselirken Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,2 yükselirken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,4 geriledi.

 

Yurt içinde ise dün satıcılı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 0,62 azalışla 10.796,57 puandan tamamladı.

 

Dolar/TL, dün alıcılı bir seyir izleyerek günü önceki kapanışının yüzde 0,6 üzerinde 32,8731'ten tamamlamasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 32,9090 seviyesinden işlem görüyor.

 

Analistler, bugün yurt içinde sanayi üretimi ve işsizlik oranı, yurt dışında ise ABD'de toptan eşya stokları verilerinin yanı sıra Powell'ın Temsilciler Meclisi'nde yapacağı açıklamaların takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.700 ve 10.600 seviyelerinin destek, 10.900 ve 11.000 puanın ise direnç konumunda olduğunu kaydetti.

 

Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:

 

10.00 Türkiye, mayıs ayı işsizlik oranı ve sanayi üretimi

 

17.00 ABD, mayıs ayı toptan eşya stokları

 

17.00 ABD, Fed Başkanı Powell'ın konuşması

10 Temmuz 2024 Çarşamba

ABD, 5 Kasım seçimlerine hazırlanırken, ABD ilk kadın başkanı seçecek mi yoksa ikinci Trump dönemi mi yaşanacak sorusu gündemdeki sıcaklığını koruyor. Trump’ın ikinci kez ABD’nin 60’ıncı başkanı seçilmesi durumunda küresel piyasalar nasıl etkilenecek? IMF, bu konuda rapor yayınladı. İşte detaylar…

NECMİ UYSAL – İSTANBULTİCARETGAZETESİ.COM

 

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 5 Kasım'da 60’ıncı başkanını seçmeye hazırlanıyor. Seçim; 2020’nin rövanşı olarak tasvir edilirken, Başkan Joe Biden'ın yarıştan çekilmesi ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in adaylığını desteklemesiyle boyut değiştirdi.

 

İLK KADIN BAŞKAN SEÇİLECEK Mİ?

ABD ilk kadın başkanını mı seçecek, yoksa ikinci bir Donald Trump iktidarına yeşil ışık mı yakacak? ABD’de olduğu kadar dünyada da seçimler yakından takip edilirken, seçimlerin küresel ekonomiye etkisi üzerine de anketler ve çalışmalar devam ediyor. 

 

TRUMP SEÇİLİRSE KORUMACILIK ARTAR MI?

Son olarak Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) bir uyarı geldi. IMF’nin duyurusunda, ABD Başkan adaylarından Donald Trump’ın seçimi kazanması durumunda küresel korumacılığın daha da artacağı ve bu durumun küresel büyümeyi tehdit edeceği uyarısı geldi.

 

VERGİ ORANLARI YÜKSELİRSE…

IMF’nin son raporunda dünya ekonomisinin bu yıl ve önümüzdeki yıl yüzde 3,2 büyüme beklentisine yer verilirken, yüksek vergi oranlarının ülkeler tarafından uygulamaya konması durumunda 2025 yılının ikinci yarısından itibaren dünya ticaretine zarar vereceği ve 2025 yılında dünya ekonomik büyümesinde yüzde 0,8 ve 2026 yılında ise 1,3’lik düşüşe neden olacağı görüşü dile getiriliyor. 

Uyarının Trump’ın ABD’nin tüm ithalatlarında yüzde 20 ve Çin ürünlerinde ise yüzde 60 gümrük uygulanması çağrısında bulunması sonrası gelmesi dikkat çekici. 

 

24 Ekim 2024 Perşembe

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Ukrayna'ya 35 milyar Euro kredi verilmesini ve kredinin geri ödemesinin Rusya'nın dondurulmuş varlıklarının getirileriyle yapılmasını kabul etti.

Avrupa Birliği (AB) Konseyi, Rusya'nın dondurulan varlıkları ile Ukrayna'ya mali destek sağlanmasını içeren paketin üye ülkeler tarafından onaylandığını açıkladı.

Açıklamada, Ukrayna'ya 35 milyar avroya kadar istisnai makro finansal yardım kredisi sağlanacağı, kredinin geri ödemesinde ise Rusya'nın dondurulmuş varlıklarının gelecekteki getirilerinin kullanılacağı belirtildi.

Paket ile Ukrayna'nın acil finansman ihtiyacına destek olunmasının amaçlandığına işaret edilen açıklamada, AB'nin Ukrayna'ya vereceği kredinin finansmanı için gereken borçlanmanın ise Birlik bütçesi garantisinde olacağı kaydedildi.

G7 ülkelerinin liderleri, haziran ayında Rusya'nın dondurulmuş varlıklarından elde edilen karları teminat olarak göstererek Ukrayna'ya 50 milyar dolar (yaklaşık 45 milyar avro) kredi sağlanmasında anlaşmıştı.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasından bu yana Batı ülkeleri yaklaşık 300 milyar dolarlık Rus varlığını dondurdu. Bu tutarın yaklaşık 200 milyar doları AB ülkelerinde bulunuyor.

Dondurulan varlıklar, her yıl milyarlarca dolar faiz geliri sağlıyor. Başta ABD olmak üzere G7 ülkeleri bu geliri Ukrayna'yı desteklemek için kullanmak istiyordu.

Girişim kapsamında AB ve G7 ortaklarından Ukrayna'ya sağlanacak kredilerin geri ödemelerinde Rusya'nın dondurulmuş varlıklarının gelir akışı kullanılacak.

Bu hafta Avrupa Parlamentosu Genel Kurulunda onaylanan paket, AB Resmi Gazetesi'nde yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek.

24 Ekim 2024 Perşembe