İsviçre ve Belçika'dan araştırmacılar, uzaydan Antarktika'ya düşen gök taşlarının küresel ısınma nedeniyle sulara gömülme tehlikesi altında olduğunu tespit etti.


 

The Washington Post gazetesinin haberine göre, İsviçre ve Belçika'dan araştırmacılar, yapay zeka, uydu görüntüleri ve iklim tahminlerini kullanarak, mevcut iklim koşulları altında Antarktika'nın gelecekteki durumuna ilişkin projeksiyon hazırladı.

 

Araştırmacılar, uzaydan düşerek Antarktika'daki buzulların içine hapsolan gök taşlarının küresel ısınma nedeniyle sulara gömülerek batma tehdidi altında olduğunu tespit etti.

 

Gök taşlarının sıcaklığa karşı hassas olduklarını belirten araştırmacılar, güneşe maruz kalan buzulların eriyeceğini ve böylece gök taşlarının buz kütlelerinden koparak kaybolacağını kaydetti.

 

Araştırmacılar, mevcut iklim koşulları altında yılda en az 5 bin gök taşının yok olacağını öngörüyor.

 

Araştırmaya öncülük eden bilim insanı Harry Zekollari, buzulların yok olmasıyla evrenin sırlarının da yok olacağını, bu yüzden gök taşlarının kurtarılması için verilen çabanın artırılması gerektiğini söyledi.

 

Antarktika, uzaydan en çok göktaşı düşen bölge olarak biliniyor.

 

Bugüne kadar Antarktika'da 48 binden fazla gök taşı keşfedildiğini kaydeden araştırmacılar, bu miktarın dünya genelindeki gök taşlarının yaklaşık yüzde 60'ına tekabül ettiğine işaret ediyor.

 

Araştırmanın sonuçları "Nature Climate Change" dergisinde yayımlandı.

28 Nisan 2024 Pazar

Müzehhibe Şeyma Çınar… Çeyrek asrı aşan sanat serüvenini aşkla buluşturarak yolda ve anda kalan bir ‘yolcu’ olarak tanımlıyor kendisini. “Bir hikayeniz olmalı, bir derdiniz…


Ki saçtığınız tohum bir gün topraktan başını çıkarabilsin” diyen sanatçı, Temaşa-i Tezhip ve Minyatür Sergisi’ni açtı. Çınar, online derslerle de Hindistan’dan Japonya’ya, Endonezya’dan  Polonya’ya kadar birçok ülkede Türk geleneksel sanatının temsilcilerini yetiştiriyor. 

 

SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Tezhip ve minyatür sanatına çeyrek asrını veren deneyimli sanatçı Şeyma Çınar’a göre sanat kişinin farkında dahi olmadan kişiye dokunan, ondaki fazlalıkları sağaltan bir ruh terbiyecisi. Çınar, sergi ve sanata dair tecrübelerini İstanbul Ticaret’e anlattı:


SABIRLA YARENLİK 

 

Tezhip sabretmeden icra edilemeyecek bir sanat gibi duruyor, öyle mi gerçekten?

 

Aslında sadece tezhip için söyleyemeyiz bunu. Sanatın her dalı sabırla yarendir. Yalnızca tezhip çok ince bir işçilik gerektirdiği için sabra biraz daha fazla ihtiyacınız olur. Devam edecek olanlar ilk üç haftada belli olur. Kalabalık başladığınız bir eğitimde üç haftadan sonra gerçekten isteklilerle buluşursunuz aslında. 

 

Siz hem eğitim veriyorsunuz hem yeni tasarımlar yapıyorsunuz. Sanatçı ve eğitmen kimliği arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? 

 

Bizim yeni şeyler söylememiz lazım. Elbette üstatların eserlerinden esinleniyoruz. Ancak sanatçı kimliğinizle yeni bir şeyler söylemek zorundasınız. Eğitici olmak başlı başına bir başlık. Yeni tasarımlar için biraz içe dönmek gerekiyor. Ancak kimi zaman eğitim verdiğiniz kişi ile kurduğunuz bir diyalog dahi ilham olabiliyor. 

 

İZ BIRAKMAK 

 

Sizin bu alandaki yolcuğunuz çeyrek asrı aştı sanırım…

 

Evet, 1998 yılında başladım bu yolculuğa. Alanında uzman, kıdemli hocalardan ders aldım. İlk olarak tezhiple yola çıktım, ancak sonra minyatürü de heybeme ekledim. 2005 yılından bu yana da eğitim veriyorum. 

 


Sanatçı tecrübelerini aktarmak istiyor değil mi? 

 

Bir alanda bir sevdanız varsa o alanda izler bırakmak istiyorsunuz. Benim için bunun en güzel yolu eğitim. Bir sürü yüreğe dokunup 

bir sürü izler bırakıyorsunuz. Çok büyük vesileler karşınıza çıkarıyor işin eğitim kısmı. 

 

EVDE YAPILAN YAPIŞTIRICI 

 

Bir de tabii altın kullanıyorsunuz…

 

Evet, altını ezerek ve onu seyrelterek boya kıvamına getiriyoruz. Tezhibin bir anlamı da altınla süslemek demektir zaten. Ayrıca önemli bir püf noktamız da zemine yapıştırmak için yapıştırıcımızı kendimiz yapmamız…

 


Neden?

 

Muhallebi dediğimiz bir yapıştırıcı yaparız ki, kimyasal olan bir şeyi sanatımızla buluşturmamaya gayret ederiz. Çünkü kimyasal yapıştırıcılar yüzyıllar boyu saklamaya müsait değildir. Tezhip sanatının özünde aslında böyle asırlarca yaşaması için mayalanan niyetler vardır. 

 

DALGA DALGA YAYILIYOR 

 

Yeni dönemde ilgi nasıl? 

 

Çok büyük, çok güzel bir ilgi ile karşı karşıyayız. Benim Türkiye’den yüzlerce öğrencimin yanı sıra yurt dışından çeşitli ülkelerden de öğrencilerim var. Pandemiden bu yana…

 

Nasıl başladı peki?

 

Pandemi sırasında üç ay gibi bir süre evlere kapandık. O dönemde ne yapabiliriz diye düşünürken çevrimiçi dersler hazırladım. Bir süre sonra İngilizce çevirmen ve alt yazı ile de bu dersleri vermeye başlayınca ilgi dalga dalga yayıldı. Hindistan’dan, Japonya’dan, Çin’den, Endonezya’dan sayamayacağım kadar öğrencim oldu. 

 

AFRİKA’DA TÜRK İZİ 

 

Sanat biraz dokunarak öğrenilen bir şey gibi… Çevrimiçi bu verim sağlanabiliyor mu? 

 

Öyle güzel yol alıyoruz ki inanın. Çok çok ilerleyen öğrencilerim var. İsteyen, inanan uzak ya da yakın fark etmiyor, heybesini doldurabiliyor. 

 

Türkçeye ilgi artıyor mu bu vesile ile? 

 

Evet, mesela Hindistan’dan bir öğrencim var. Her derste birer ikişer Türkçe cümle konuşuyor. Bu vesile ile hepsi ülkesinde birer kültür elçisi oluyor. Bağımız sürekli devam ediyor. Belli bir aşamaya gelenlere icazet veriyorum. Kendi ülkelerinde ders veriyorlar. Mesela Afrika’dan bir öğrencim ülkesinde bu sanat dalını ilk icra eden kişi olarak, kurumsal anlamda temsilci statüsüne 

yükseldi. 

 

TOHUM EKERİZ 

 

“Sanatçılar aslında tohum ekicilerdir. Belki kendisi göremez ama aşkla sanatını icra eden bir sanatçının tohumu er 

ya da geç başını topraktan çıkarır.” 

 

FARKINDA OLMADAN

 

“Tezhip ben dahi farkında olmadan bazı yönlerime dokunmuş. Şu an ruhuma tesir etmeyen müzikleri dinleyemiyorum. Bu alanda daha ince bir seçicilik kazandığımı gözlemliyorum.”

 

ZORLUKLA GELEN KOLAYLIK

 

“Sanatımı icra ederken özellikle İnşirah suresi dinlerim. Zorlukla beraber bir kolaylık ve bir işi bitirince başka bir işe koyulma… Sanat icra rutinim bu diyebilirim.”

 

GÜZELLE UĞRAŞMAK

 

“Tezhip ya da farklı bir sanat fark etmez. Sanatçı güzelle uğraştığı için ruhunu güzele ulaştırma yolunda bir yolcudur. Daima ve hiç bitmeyen bir yol, hep bir adım ileri taşıyan…”

 

KÜÇÜK YAŞLARDA EĞİTİM

 

“Geleneksel sanatlar eğitiminin daha küçük yaşlarda başlaması lazım. Neden ilkokul olmasın mesela. İran’ın bu alanda dünyada daha çok söz sahibi olmasının en önemli nedeni, kesintisiz olarak bu sanata emek veriyor olmalarıdır.” 

13 Mayıs 2024 Pazartesi

Türk sanatları arasında önemli yere sahip tezhip ve minyatür sanatının seçkin örnekleri; Temaşa-i Tezhip ve Minyatür isimli sergi ile Hünkar Kasrı’nda sanatseverlerle buluştu.


OSMAN KUVVET

 

Türk sanatları arasında önemli yere sahip tezhip ve minyatür sanatının seçkin örnekleri; Temaşa-i Tezhip ve Minyatür isimli sergi ile Hünkar Kasrı’nda sanatseverlerle buluştu. Tezhip ve minyatür sanatçısı Şeyma Çınar ve öğrencilerinin eserlerinden oluşan sergide; tezhip, hat ve minyatür sanatının seçkin örneklerini görmek mümkün. 

 

Açılışını İTO Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu’nun yaptığı sergiye; İTO Yönetim Kurulu Üyeleri Bahadır Yaşık ve İbrahim Doğan Salman’ın yanı sıra Meclis Üyeleri ve sanatseverler katıldı. 

 


Sanatın kişinin farkında dahi olmadan kişiye dokunan, ondaki fazlalıkları sağaltan bir ruh terbiyecisi olması mottosuyla çalışmalarını yapan sanatçı, Türkiye’de yetiştirdiği yüzlerce öğrencisinin yanında yurt dışında da çalışmalarını sürdürüyor.

 

Sergiyi, 2 Haziran’a kadar ücretsiz olarak gezmek mümkün.

13 Mayıs 2024 Pazartesi