Dünya tarihinin önemli komutanlarından ve devlet adamlarından biri olan Napolyon'un "Eğer dünya tek bir devlet olsaydı, İstanbul başkent olurdu" dediği şehir İstanbul, doğum gününü kutluyor.


 

Yenikapı'da bulunan kalıntılardan anlaşıldığına göre tarihi 8 bin 500 yıl önceye dayanan şehir, binlerce yıl boyunca Byzantion, Konstantinopolis, Konstantiniyye, Asitane, Darülhilafe ve Dersaadet gibi onlarca isimle anıldı.

 

İstanbul'da ilk olarak Küçükçekmece Gölü civarında, Neolitik ve Kalkolitik dönemi insanların yaşadığı düşünülüyor. Dudullu yakınlarında Alt Paleolitik Çağ'a, Ağaçlı yakınlarında ise Orta Paleolitik Çağ ile Üst Paleolitik Çağ'a özgü aletlere rastlanıldı. 2008'de Marmaray tüp geçidi kazıları sırasında Cilalı Taş Devri'ne, Anadolu Yakası'nda Fikirtepe'de yapılan kazılarda da Bakır Çağı'na, Kadıköy'de ise Fenikelilere ait kalıntılar bulundu.

 

İSTANBUL 11 MAYIS 330 YILINDA KONSTANTİNOPOLİS İSMİYLE KURULDU

 

Milattan önce 7. yüzyılda Yunanistan'da Megara'dan yola çıkan Kral Byzas, Sarayburnu'nda bir Yunan koloni yerleşmesi olarak Byzantion'i kurdu. Kente Roma İmparatorluğu hakim olunca 324–330 yılları arasında Byzantion, Roma kenti model alınarak kapsamlı ve yoğun bir imar faaliyetiyle baştan inşa edildi. Kent, 11 Mayıs 330 tarihinde törenlerle kutsanarak, Roma İmparatorluğu'nun yeni başkenti olarak dünyaya ilan edildi.

 

I. Konstantinus tarafından imparatorluğun yeni başkenti olarak seçilen şehir, kurucusunun adıyla Konstantinopolis olarak anıldı ve Geç Antik dünyanın merkezi haline geldi. Şehrin kuruluşunda şu anda Sultanahmet Meydanı olan alanda başlayan törenler, Konstantinus Forumu bugünkü adıyla Çemberlitaş Meydanı'nda devam etti.

 

Bu olay, bugün bir dünya megapolisi olan İstanbul kentinin tarihindeki dönüm noktası oldu. Bu tarihten sonra modern tarihçiler tarafından Bizans diye adlandırılacak olan Roma İmparatorluğu'na 1123 yıl boyunca başkentlik yapmış olan kent, 1453'ten 1923 yılına kadar 470 yıl boyunca da Osmanlı İmparatorluğu'na başkent oldu.

 

ROMA KENTİ KONSTANTİNOPOLİS DÖNEMİ

 

4. yüzyıl ortalarında kurulan Konstantinopolis, bir Roma kentinin karakteristik özelliklerini taşıdı. Kuruluşunda ilk olarak yeni başkentin sınırları belirlendi. Yaklaşık olarak bugünkü Cağaloğlu'ndan geçerek Sirkeci, Sarayburnu ve Sultanahmet'i içine alan Byzantion'un surları kaldırıldı. Kent batıya doğru 2,5 kilometre kadar genişletildi.

 

Konstantinopolis kentinin merkezini bugünkü Sultanahmet Meydanı çevresi oluşturdu. Şehir, 324-1453 yılları arasında Roma'nın doğusunun yönetim merkezi oldu. Bu dönemde yeni bir mimari yapıyla şehir, her bakımdan genişledi ve geliştirildi.

 

Yaklaşık yüz bin kişilik bir hipodromun (Sultanahmet Meydanı) yanı sıra limanlar ve su tesisleri yapıldı. O dönem dünyanın en büyük katedrali olan Ayasofya'yı 360'da kuran Konstantin, böylece Roma İmparatorluğu'nun dinini de Hıristiyanlık olarak değiştirdi ve Pagan Roma dinine inanan Batı ile ilk kopuş bu dönemde oldu.

 

Bizans İmparatorluğu, I. Theodosius'un ölümü ile başladı. 476'da Batı Roma yıkılınca, Batı Roma İmparatorluğu'ndaki Romalıların büyük bir çoğunluğu buraya göç etti ve Bizans İmparatorluğu'nun da başkenti böylece İstanbul oldu. 543'teki veba salgını sebebiyle nüfusun yarısı vefat etti. İmparator I. Jüstinyen şehri yeni baştan kurdu.

 

Defalarca saldırıya uğrayan İstanbul, 1204'te 4. Haçlı Seferi'nde yağmalandı ve enkaz haline getirildi. Latinlerin dönemi 1261'de sona erdi. Bu dönemden sonra giderek gücünü kaybeden Bizans, Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1391'den sonra kuşatılmaya başlandı.

 

OSMANLI İMPARATORLUĞU DÖNEMİ

 

Bizans İmparatorluğu'nun çöküşü ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselişiyle, İstanbul'un kaderi bir kez daha değişti. 29 Mayıs 1453'te Fatih Sultan Mehmet'in fetihle sonuçlanan kuşatması, Orta Çağ'ın sonunu ve Osmanlı'nın yükselişini simgeliyordu. İstanbul, artık yeni bir çağın kapılarını araladı.

 

Osmanlı döneminde İstanbul hızla gelişti. Yüzlerce saray, çarşı, cami, okul ve hamam açıldı. Kiliseler camiye dönüştürüldü. 50 yıl içinde Yahudilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların uyum içinde yaşadığı dünyanın en büyük şehirlerinden birisi haline geldi.

 

Kent, Haliç'in üzerine köprü, Karaköy'e tünel, demiryolları, kentin içindeki deniz taşımacılığı, belediye örgütlerinin, hastanelerin kurulması gibi birçok yenilikle modern bir şehir halini aldı. 1918'de ise İtilaf Devletleri tarafından işgal edildi.

 

CUMHURİYET DÖNEMİ

 

İstanbul'un 2 bin 500 yıllık başkentlik dönemi, Cumhuriyet'le birlikte 29 Ekim 1923'te sona erdi. Ancak bu tarihten itibaren dünyanın en kalabalık, ekonomik ve kültürel açıdan en hareketli şehri olma yolunda ilerledi.

 

İstanbul, artık dünyaya birçok alanda entegre olmuş bir şehir haline geldi. Nitelikli iş gücü, kültür ve eğlence turizmi dendiğinde akla ilk gelen metropollerden biri oldu.

 

Bugün İstanbul'un toplam 39 ilçesi bulunuyor. Bu ilçelerin 25'i Avrupa Yakası'nda, 14'ü ise Anadolu Yakası'nda yer alıyor.

12 Mayıs 2024 Pazar

2025 yılında üniversitelere ayrılan 487 milyar liralık bütçede en yüksek payı 14,6 milyar lira ile Ankara Üniversitesi alırken, İstanbul Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi de öne çıkanlar arasında yer aldı.



 

 

 2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'dan (OVP) derlediği verilere göre, ülkedeki üniversiteler için 487 milyar 298 milyon lira ödenek ayrılması öngörüldü.

 

Ankara Üniversitesi, 2025 yılı için öngörülen 14 milyar 680 milyon 940 bin liralık bütçe ödeneğiyle, Avrupa Birliği Başkanlığı (6 milyar 797 milyon lira), İletişim Başkanlığı (6 milyar 155 milyon lira), Yargıtay (4 milyar 10 milyon lira), Sayıştay (3 milyar 259 milyon lira), Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı (3 milyar 113 milyon lira) ve Danıştay (2 milyar 389 milyon lira) gibi kurumları geride bıraktı.

 

İKİNCİ SIRADA İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAR

 

İstanbul Üniversitesi, 14 milyar 149 milyon 774 bin liralık bütçe ödeneğiyle Ankara Üniversitesinin ardından ikinci sırada yer aldı. Bu kurumu 13 milyar 938 milyon 766 bin lirayla Hacettepe Üniversitesi, 12 milyar 586 milyon 655 bin lirayla Ege Üniversitesi ve 12 milyar 314 milyon 502 bin lirayla Gazi Üniversitesi izledi.

 

Ödenek teklif tavanı en düşük üniversite ise 543 milyon 991 bin lirayla Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi oldu. Ödenek teklif tavanı düşük diğer üniversiteler ise 590 milyon 851 bin lirayla Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, 604 milyon 926 bin lirayla Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi şeklinde sıralandı.

 

Öte yandan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) için 1 milyar 123 milyon 426 bin lira ve Yükseköğretim Kalite Kurulu için de 63 milyon 422 bin lira ödenek öngörüldü.

 

Ödenek teklif tavanları en yüksek 20 üniversite şöyle:

 

Üniversite        Ödenek Tavanları (TL)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ           14.680.940.000

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ        14.149.774.000

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ      13.938.766.000

EGE ÜNİVERSİTESİ       12.586.655.000

GAZİ ÜNİVERSİTESİ     12.314.502.000

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ  10.243.805.000

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ - CERRAHPAŞA            9.769.318.000

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ         9.507.278.000

SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ            9.127.841.000

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ          8.881.854.000

BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ            8.846.584.000

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ            8.301.814.000

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ      8.210.916.000

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ            7.859.052.000

MARMARA ÜNİVERSİTESİ       7.685.153.000

FIRAT ÜNİVERSİTESİ    7.567.213.000

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ            7.508.743.000

SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ            7.503.198.000

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ 7.245.506.000

DİCLE ÜNİVERSİTESİ   6.985.460.000

07 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : üniversite ödenek bütçe

TÜİK verilerine göre, Türkiye'deki müze sayısı 2023'te yüzde 7.1 artışla 606'ya yükseldi. Müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı ise 55 milyon 752 bin 208'e çıkarak yüzde 6.2'lik bir artış kaydetti.


 

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılına ilişkin "Kültürel Miras İstatistikleri"ni açıkladı.

 

Milli Saraylara ait istatistikler, Cumhurbaşkanlığına bağlı Milli Saraylar Başkanlığından 2023 yılından itibaren derlenmeye ve yayımlanmaya başlandı.

 

Buna göre, Türkiye genelinde müze sayısı geçen yıl 2022'ye göre yüzde 7,1 artarak 606'ya çıktı. Bu müzelerin 212'si Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde, 376'sı ise özel müze kategorisinde yer alırken, Milli Saraylar Başkanlığına bağlı 18 müze faaliyet gösterdi. Ören yeri sayısı ise 144 oldu.

 

Müzelerdeki eser sayısı, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 2,9 azalarak 3 milyon 900 bin 331 olarak kayıtlara geçti.

 

Bakanlığa bağlı müzelerdeki eser sayısı da bu dönemde yüzde 0,5 artarak 3 milyon 341 bin 162 olurken, özel müzelerdeki eser sayısı ise yüzde 32,5 azalışla 286 bin 334'e geriledi. Aynı dönemde Milli Saraylar Başkanlığına bağlı müzelerdeki eser sayısı yüzde 2,2 artışla 272 bin 835 oldu.

 

Bakanlığa bağlı müzelerdeki eserlerin yüzde 60,1'i sikke, yüzde 27,6'sı arkeolojik materyal, yüzde 6,6'sı etnografik materyal, yüzde 3,6'sı tablet oldu.

 

SİT ALANI SAYISI ARTTI

 

Müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 6,2 artarak 55 milyon 752 bin 208'e yükseldi. Ziyaretçilerin yüzde 54,7'si Bakanlığa bağlı müze ve ören yerlerini ziyaret etti.

 

Bakanlığa bağlı ücretli müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin sayısı 17 milyon 673 bin 661 olurken, bunun toplam ziyaretçiler içindeki payı yüzde 31,7'yi buldu.

 

Özel müze ziyaretçi sayısı da yüzde 22,5 artarak 18 milyon 236 bin 130'a, Milli Saraylar Başkanlığına bağlı müze ziyaretçi sayısı ise yüzde 5 yükselerek 7 milyon 27 bin 103'e çıktı.

 

Bakanlığa bağlı ücretli müze ve ören yeri ziyaretlerinden 2 milyar 666 milyon 691 bin 663 lira gelir elde edildi. Bakanlık tarafından satılan müze kartı sayısı 4 milyon 214 bin 303 oldu.

 

Taşınmaz kültür varlıklarının sayısı 2023'te bir önceki yıla göre yüzde 2,1 artarak 124 bin 671'e çıktı. Bu kültür varlıklarının en çok bulunduğu il 33 bin 869 ile İstanbul olurken, bu ili 7 bin 976 ile İzmir ve 4 bin 948 ile Muğla takip etti.

 

Toplam sit alanı sayısı 2023'te bir önceki yıla göre yüzde 4,9 artarak 24 bin 786'ya ulaşırken, sit alanlarının yüzde 97'sini arkeolojik sit alanları oluşturdu.

 

Milli parkların sayısı 2023 yılında bir önceki yıla göre değişmeyerek 48 oldu. Milli park alanı yüzde 0,2 azalışla 909 bin 158 hektara geriledi. Tabiat parkı sayısı yüzde 1,9 artarak 266 olurken, tabiat parkı alanı yüzde 0,3 azalışla 108 bin 36 hektar olarak kayıtlara geçti.

 

Tabiatı koruma alanı sayısı ise önceki yıla göre değişim göstermeyerek 31 olurken, tabiat anıtı sayısı yüzde 2,7 azalarak 110'a düştü.

06 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : kültür sanat örenYeri müze