Trump yönetimi küresel ticaret savaşlarında tarifeleri bir silah olarak kullanmaya devam ederken; Çin, ekonomik baskılara karşı koymak ve çok kutuplu bir dünya düzenini teşvik etmek amacıyla BRICS ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) başta olmak üzere üst düzey diplomatik temaslar kuruyor.
Bu diplomatik yakınlaşmanın son örneği, Çin ve Brezilya arasında yaşandı. Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Brezilya Devlet Başkanı da Silva’nın Başdanışmanı Amorim ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Vang'ın, Çin'in Brezilya'yı ‘hiçbir gerekçesi olmayan tarifelerle yapılan zorbalığa karşı çıkmak’ konusunda desteklediğini ifade ettiği aktarıldı. Bu desteğin, ABD Başkanı Trump'ın Brezilya'ya yüzde 50 gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunmasının ardından gelmesi dikkat çekti. Amorim'in ise Brezilya'nın BRICS'i ileri taşıma konusunda Çin ile ortak çalışmaya istekli olduğunu vurguladığı belirtildi.
DİKKAT ÇEKEN DİPLOMASİ
Yakınlaşmanın bir diğer somut örneği ise Hindistan Başbakanı Modi'nin Çin'e yapacağı ziyaret olarak gösteriliyor. Rusya'dan petrol ithalatına devam etmesi gerekçesiyle çoğu üründe ABD'nin uyguladığı tarifeleri toplamda yüzde 50'ye çıkarması gerçeğiyle yüzleşen Modi, bu ayın sonlarında yedi yılı aşkın bir süredir ilk kez Çin'e giderek Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesine katılacak.
Geçen yıl ikili ticareti rekor kırarak 244.8 milyar dolara ulaşan Rusya, Çin'in yakın bir müttefiki olarak bu değişimin önemli bir parçası. Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı ile Putin arasında Moskova'da yapılan son görüşmelerde savunma teslimatları ve petrol ticareti ele alınırken, Putin'in Hindistan ziyareti olasılığı ilgiyle izleniyor.
Doç. Dr. Cihat Köksal
‘JEOTEKNOLOJİK PARÇALANMA’
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölüm Başkanı Doç. Dr. Cihat Köksal, Çin ile ABD arasındaki güç savaşının 2018'de ABD'nin yüksek gümrük tarifeleriyle somut bir boyut kazandığını belirtti. Köksal'a göre, Çin'in de karşılık vermesiyle süreç tam anlamıyla bir ‘ticaret savaşına’ dönüştü ve jeopolitik parçalanmadan jeoekonomik parçalanmaya geçildi. Pandemi dönemindeki çip krizinin ve ABD’nin 2022’de ileri teknoloji çiplerin Çinli firmalara satışını yasaklamasının mücadeleyi teknoloji alanına taşıdığını ifade eden Köksal, bu yeni dönemi ‘jeoteknolojik parçalanma’ olarak adlandırdı.
BRICS VE ASEAN İLE YANIT
Doç. Dr. Köksal, Çin'in; Brezilya ile biyoteknoloji ve uzay teknolojisi, Rusya ile savunma ve yüksek teknoloji, Hindistan ile yazılım ve yapay zeka, Güney Afrika ile de kritik maden tedariki konularında işbirlikleri geliştirdiğini belirtti. Köksal, Çin'in aynı zamanda ASEAN ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirerek ABD yaptırımlarının etkisini azaltmayı hedeflediğini de ekledi. BRICS ülkelerinin dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 45’ini ve küresel GSYH'nin (SAGP bazında) yüzde 35'ini oluşturduğunu hatırlatan Köksal, bu büyük potansiyele rağmen ileri teknoloji, coğrafi farklılıklar ve SWIFT sistemi ile dolara olan bağımlılık gibi nedenlerle Batı’dan tamamen bağımsız bir tedarik zinciri ağı kurmanın halen zorluklar barındırdığını ifade etti. Köksal, “Kısa vadede mevcut bağımlılıkların tamamen ortadan kalkması mümkün görünmüyor” dedi.
ABD'NİN ADIMLARI TETİKLEDİ
İş Yatırım Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Şant Manukyan ise mevcut durumu ‘karşılıklı hamleler’ olarak okumak gerektiğini vurguladı.
Çin-Rusya ilişkisinin gümrük vergileriyle ilgili bir konu olmadığını, daha derin ve stratejik bir temele dayandığını belirten Manukyan, “Sonuçta orada ABD’nin kurduğu veya hamisi olduğu düzeni hırpalamaya çalışan bir ortaklık var” dedi.
Son gelişmelere dikkat çeken Manukyan, ABD’nin Hindistan’a yönelik adımlarının ve Pakistan ordusunun üst düzey yetkililerini davet etmesinin Hindistan üzerinde bir etki yarattığını belirtti. Manukyan, “Bununla beraber Hindistan'da Modi’nin Rusya ziyaretini, Putin görüşmesini gördük” diye konuştu.
STRATEJİK REKABET VAR
Manukyan, bu yakınlaşmaya rağmen Hindistan ile Çin'in arasının hemen düzelmeyeceğini ve birbirlerine rakip olmayı sürdüreceklerini ifade ederek, “Günün sonunda, ABD’nin ittiği bir Çin görüntüsü var gibi gözüküyor” dedi.
Bu durumun geçici olabileceğini belirten Manukyan, “Hindistan, ABD’yi yumuşatmayı başarırsa Çin ekseninden çıkacaktır. Orada olmak istediğini zannetmiyorum. Dolayısıyla bunu biraz karşılıklı hamleler olarak okumakta fayda var” değerlendirmesini yaptı.
ASIL MESELE PAZAR
Manukyan, Batı'dan bağımsız bir tedarik zinciri kurma çabalarının devam ettiğini, ancak asıl konunun bu olmadığını vurguladı. Uzman isim, tedarik zincirlerinin Çin'den kaydırılmaya çalışıldığını ve Apple'ın daha fazla iPhone'u Hindistan'da üretmesinin bu yönde çarpıcı bir gelişme olduğunu söyledi.
Asıl önemli konunun pazar olduğunu belirten Manukyan, şöyle devam etti: “Asya’daki serbest ticaret anlaşmalarına imza atan ülkelere baktığınız zaman, konunun bütün ülkelerin aslında fazla vermesinden kaynaklandığını görüyoruz. Yani Japonya da fazla veriyor, Güney Kore de, Çin de, Malezya da. Dolayısıyla sıfır gümrüklü bir anlaşma olsun ama zaten kime satacaksınız? Talebi nereden bulacaksınız?”
Manukyan, Çin’in iç tüketimi destekleyecek reformlar açıklamadığı sürece ABD büyüklüğünde bir pazar yaratılmasının mümkün olmadığını ifade ederek, “Dolayısıyla tedarik zincirini kurmasına kurarsınız ama Çin, iç tüketimi destekleyecek gerçek anlamda reformlar açıklamadığı sürece, öyle bir pazar yaratılması çok fazla mümkün değil gibi gözüküyor. O yüzden ABD hâlâ diğer ülkeleri arkasına alabildiği takdirde avantajlı olan ülke diye düşünüyorum” dedi.
Doç. Dr. Uğur Yasin Asal
GÜÇ DENGESİ ARAYIŞI SÜRECEK
İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Uğur Yasin Asal, Çin ve ABD arasındaki güç dengesi yarışının, tarifeler ve gümrük uygulamaları çerçevesinde derinleşerek devam edeceğini öngördüğünü belirterek, “Çin ve ABD arasındaki küresel ticaret savaşları başta olmak üzere birçok alanda süren bu güç dengesi yarışının, tarifeler, uluslararası ticarete koyulan tarife dışı engeller ve yine gümrük uygulamaları çerçevesinde derinleşeceğini öngörebiliriz. Bu, birçok cephede devam eden bir güç dengesi arayışı. Dolayısıyla BRICS de tabii ki burada önemli bir alternatif olarak ortaya çıkar” dedi.
BRICS'İN KAPASİTESİ SINIRLI
Asal, BRICS'in önemli bir alternatif olmasına rağmen kapasitesinin sınırlı olduğuna dikkat çekti. Bu nedenle Çin'in uzun süredir ortaklıklarını çeşitlendirmeye çalıştığını ifade eden Asal, şunları söyledi: “BRICS üyesi ülkelerin, ABD’nin koyduğu bu tarife üstüne engelleri tek başına aşabilecek kapasitede olmadığını biliyoruz. Çin uzun yıllardır bu ortaklıkları çeşitlendirmeye ve yeni işbirliklerini artırmaya çalışıyor.”
GERGİNLİKLER SÜRECEK
Doç. Dr. Asal, hangi tarafın üstün geleceği yönünde bir öngörüde bulunmanın mümkün olmadığını, sonucu gelecekteki ticaret hacimleri, yatırımlar ve finansal işbirliklerinin belirleyeceğini belirterek, küresel piyasalardaki gerginliğin devam edeceğinin altını çizdi.