Yapay zeka, endüstriyel ve teknolojik anlamda gerçekleştirilen atılımlarla birlikte günümüzde birçok farklı sektör ve ortamda karar alma süreçlerinde yaygınlaşıyor. Özellikle yeşil dönüşüm hedefleriyle birlikte çok daha kompleks hale gelen ve yoğun bir şekilde dijitalleşen enerji sektörü için de yapay zekanın önemi arttı. Elektrik üretiminde yüzde 30’un üzerindeki payla sanayi ve elektrikli araçlar bu dönüşümde önde gidiyor. Enerji üretiminde ise en büyük pay, nükleer ve rüzgar santrallerinde olacak. Ancak bu dönüşüm ve yoğun elektrifikasyon büyük yatırımları gerektiriyor. Enerji uzmanları, bu dönüşümde başarının yapay zekanın etkin kullanımıyla sağlanacağını söylüyor.

DENGE SÜRDÜRÜLEMEZ
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, yapay zekanın enerjinin bütün alt sektörlerinde kullanılmaya başlandığını belirterek, özellikle elektrik sektörü ve bu sektördeki en önemli tüketim kalemlerinden biri haline gelmesi beklendiği için ayrı bir önemi olduğunu vurguladı. Akyener, yapay zeka teknolojilerinin artık enerji yönetiminde vazgeçilmez bir unsur haline geldiğini söyledi. Akyener, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynakların doğalgaz veya kömür gibi sürekli enerji sağlayamadığına dikkat çekerek, “Bu kaynaklar aç-kapa yapılabilen sistemler değil. Güneş belli saatlerde, rüzgar ise estiği zaman enerji üretebiliyor. Bu durum üretim ve tüketim dengesini yönetmeyi çok daha zorlaştırıyor” dedi.

AYRILMAZ ÜÇLÜ
Elektrikli araçların da enerji tüketimini ciddi biçimde artırdığına değinen Akyener, “Bir elektrikli aracın günlük tüketimi, bir hanenin aylık elektrik tüketiminin iki katına ulaşabiliyor. Bu da talebin zaman ve mekan açısından daha da dağınık hale gelmesine yol açıyor” diye konuştu. Enerji sisteminin bu karmaşık yapısının, depolama ünitelerinin entegrasyonu, arz-talep dengesi ve fiyat yönetimi gibi alanlarda güçlü yapay zeka modelleri gerektirdiğini vurgulayan Akyener, şöyle devam etti: “Yapay zeka olmadan sürdürülebilir bir enerji dengelenmesi artık mümkün değil. Her yeni elektrikli araç, her yeni yenilenebilir santral sistemi biraz daha karmaşıklaştırıyor. Bu nedenle dijitalleşme, depolama ve yapay zeka birbirinden ayrılmaz üçlü haline geldi. Türkiye de bu dönüşümün farkında. TEİAŞ’tan Enerji Bakanlığı’na kadar bu konuda ciddi çalışmalar yürütülüyor. Yapay zeka sadece elektrik alanında değil, petrol, doğalgaz ve yer bilimleriyle ilgili süreçlerde de etkin şekilde kullanılmaya başlandı. Ancak en kritik alan elektrik sektörü.”

ENERJİNİN BEYNİ OLDU
Enerji Uzmanı Altuğ Karataş da enerji üretiminin yenilenebilir kaynaklara yöneldikçe, sistemlerin daha değişken hale geldiğini, bu nedenle yapay zekanın enerji dengesinde kritik rol oynadığını söyledi. Karataş, “Güneş var ama bulut kapladı, rüzgar var ama durdu. Bu durumda arz ve talebi anlık olarak dengeleyebilmek için yapay zeka devreye giriyor. Artık enerji sistemlerinin beyni diyebileceğimiz bir noktadayız” dedi. Yapay zekanın üretimden tüketime kadar tüm enerji döngüsünü yönettiğini vurgulayan Karataş, sistemin sadece dengeyi sağlamakla kalmadığını, olası arızaları da önceden fark ederek sistemi kararlı tuttuğunu belirtti. “Yapay zeka veriyi analiz edip tahmin yapıyor, arz-talep dengesini optimize ediyor, karar verme hızını artırıyor” diyen Karataş, geleceğin enerji mimarisinin artık mühendislik kadar veri bilimiyle de şekilleneceğini kaydetti.

DEPOLAMADA DA ALGORİTMA DEVREDE
Enerji üretiminin yanı sıra depolama alanında da yapay zekadan yararlanıldığını söyleyen Karataş, bataryaların ne zaman dolacağının, ne zaman şebekeye enerji vereceğinin tamamen algoritmalar tarafından belirlendiğini vurguladı. Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte araçlar, evler, şarj istasyonları ve şebekeler arasında çift yönlü bir enerji akışı oluştuğunu belirten Karataş, hangi enerjinin nereye, ne zaman akacağının kararını da yapay zekanın verdiğini anlattı.
DÜNYA ÖRNEKLERİ DİKKAT ÇEKİYOR
Karataş, Google’ın yapay zeka tabanlı sistemlerle veri merkezlerinde soğutma enerjisini yüzde 30 azalttığını, Almanya’da bazı şehirlerin enerji tüketim tahminlerini yapay zekaya devrederek yatırım planlarını yeniden düzenlediğini hatırlattı. Karataş, “Biz de Türkiye’de enerji izleme sistemlerimizde yapay zekayı kullanarak işletmelere ‘enerjiyi nerede, ne zaman, neden harcıyorsunuz?’ sorusunun cevabını veriyoruz. Böylece sadece enerji verimliliğini değil, karar verme hızını da artırıyoruz” dedi.
DOĞRU KULLANILIRSA TASARRUF SAĞLAR
Altuğ Karataş, önümüzdeki dönemde yapay zekanın enerji sistemleri üzerindeki yükünün ciddi bir planlama gerektireceğini belirterek, şunları kaydetti: “Bu sadece daha fazla enerji üretmek anlamına gelmiyor. Veri merkezlerinin soğutma altyapısı, işlem verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı ve algoritma optimizasyonları gibi alanlarda da yatırım yapılması gerekiyor. Yani yapay zekanın büyümesi için enerjide eş zamanlı bir dönüşüm şart. Yapay zeka enerjiyi sadece hesaplamıyor, onu daha akıllı, verimli ve sürdürülebilir hale getiriyor. Geleceğin enerji dünyasında verimlilik sadece cihazlarda değil, algoritmalarda da sağlanacak. Bu yüzden ben yapay zekayı enerjinin ‘tüketeni’ değil, doğru kullanıldığında enerjinin ‘tasarruf ettireni’ olarak görüyorum.”
ETKİN TALEP YÖNETİMİ HAYATİ ÖNEMDE
TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, elektrik sektöründeki dönüşüm süreciyle ilgili şu bilgileri verdi: “Yenilenebilir enerjiye geçişle birlikte elektrik arzıyla ilgili çok daha karmaşık ve dağıtık şebeke yapısı oluşacak. Çünkü birçok farklı lokasyonda, günün her saati aynı oranda arz sağlayamayacak. RES ve GES projelerinin sürdürülebilir bir arz yapısı için yük yönetimi bir hayli zorlaşacak. Nükleer santraller her ne kadar yenilenebilir kaynakların getireceği zorlukları kısmen bertaraf edebilecek olsa da modüler ve mikro reaktör trendleri de sistemin daha dağıtık hale gelmesine yol açabilecek. Zamanla elektrik üretiminde kömür ve doğalgazdan vazgeçilmesi, bunun yanı sıra, iklim değişikliği sebebiyle HES potansiyelinin azalması, maksimum yük ihtiyacı olan zamanların yönetimini de bir hayli güçleştirecek. Bu durumda çok daha yoğun bir depolama yönetimi gerekecek. Öte yandan, etkin bir talep yönetimi de hayati öneme sahip. Özellikle sanayi sektörü talep saatlerini kontrol etmeye zorlanmak durumunda kalabilecek. Üretim ve depolama alanlarında artan kompleksite, sisteme bir de en önemli tüketim kalemlerinden biri olarak elektrikli araçların dâhil edilmesi neticesinde iyice karmaşık ve yönetimi güç bir seviyeye ulaşacak.”
GÜVENLİ ENERJİ ALTYAPISINA SAHİP VERİ MERKEZİ BÖLGELERİ KURULACAK
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Yapay Zeka Ekosistem çağrılarıyla kamu ve özel sektörde 45 projeyi desteklediklerini belirterek, şu bilgileri verdi: “10 milyar doları aşan yatırımların hayata geçeceği, güvenli enerji altyapısına sahip veri merkezi bölgeleri kuracağız. Önümüzdeki dönemde yapay zeka uzmanı yetiştirmeye yönelik eğitim programlarını yaygınlaştıracak ve kamunun sahip olduğu büyük veriyi değere dönüştürerek yerli yapay zeka çözümlerini hızlandıracağız.”
