Güneş, elektronları ışık hızına yakın hızlara çıkararak Güneş Sistemi’ni ‘Güneş Enerjili Elektronlar’ (SEE) adı verilen parçacıklarla dolduruyor. ESA’nın Solar Orbiter uzay aracıyla yapılan gözlemler, bu parçacıkların kökenini doğrudan takip etmeyi mümkün kıldı.
İKİ FARKLI OLAY
Araştırma, iki tür SEE olayını doğruladı: Güneş parlamalarıyla ilişkili ‘dürtüsel’ olaylar ve koronal kütle atımlarıyla (CME) bağlantılı ‘kademeli’ olaylar. Almanya Leibniz Astrofizik Enstitüsü’nden Alexander Warmuth, bu ayrımın ancak Solar Orbiter’ın çok sayıda olayı farklı uzaklıklardan gözlemlemesiyle netleştiğini belirtti.
GECİKMENİN SEBEBİ
Bilim insanları, elektronların uzaya salınması ile tespit edilmeleri arasındaki gecikmenin nedenini de aydınlattı. ESA araştırmacısı Laura Rodríguez-García, elektronların uzayda türbülansla dağıldığını, bu yüzden gecikmenin hem salınım hem de tespit sürecinden kaynaklanabildiğini ifade etti.
UZAY HAVASI İÇİN KRİTİK
ESA’nın proje bilimcisi Daniel Müller, Solar Orbiter’ın beş yıllık gözlemleriyle eşsiz bir veri tabanı oluşturulduğunu vurguladı. Müller, CME’lerle ilişkili olayların çok daha fazla yüksek enerjili parçacık içerdiğini ve bu nedenle uzay havası tahminlerinde belirleyici olduğunu söyledi.
ESA, Vigil ve Smile gibi yeni görevlerle bu çalışmaları daha da ileri taşımayı hedefliyor. Vigil, 2031’de fırlatılarak Güneş’in yan tarafını gözlemleyecek; Smile ise Dünya’nın güneş fırtınaları karşısındaki savunma mekanizmasını inceleyecek.