Siyah ‘maya’ kullanarak değersiz atıklardan yenilebilir plastik üretildiAlmanya’da yeni kurulan biyoteknoloji girişimi Biophelion, endüstriyel atıkları yüksek değerli ve sürdürülebilir malzemelere dönüştüren çığır açıcı bir yöntem geliştirdi. Jena merkezli şirket, Leibniz Doğal Ürün Araştırmaları ve Enfeksiyon Biyolojisi Enstitüsü’nden (Leibniz-HKI) filizlenen bir yan kuruluş olarak yapılandı ve Federal Çığır Açan Yenilikler Ajansı SPRIND’in “Dairesel Biyoüretim Yarışması”ndan aldığı ilham ve ivmeyle yola çıktı. Girişimin yaklaşımı, küresel CO₂ salımlarının yaklaşık yüzde 5’inden sorumlu kabul edilen kimya endüstrisinin karbon ayak izini azaltma potansiyeli nedeniyle dikkat çekiyor.
KARBON DÖNGÜSÜ KAPANIYOR
Geliştirilen süreç, maya benzeri siyah bir mantarın (black yeast–like fungus) uç koşullara uyum sağlayan metabolik esnekliğinden yararlanıyor. Bu mikroorganizma; biyoetanol üretimi, şeker işleme ve kağıt imalatı sırasında yüksek miktarda ortaya çıkan karbon açısından zengin atık akımlarını parçalayıp yararlı bileşiklere dönüştürüyor. Böylece, gömülü karbonun CO₂ olarak atmosfere kaçması engelleniyor; kirlilik üretime geri kazandırılan bir kaynağa dönüşüyor.
ÜÇ STRATEJİK ÜRÜN
Biophelion’un tanımladığı ürün sepetinde geleceğin ambalajları için biyobazlı bir polyester, gıda endüstrisinde halihazırda kullanılan yenilebilir polimer pullulan ve geliştirme aşamasında yeni bir yüzey aktif madde bulunuyor. Bu portföy, geleneksel kimyasal proseslerin aksine daha düşük enerji girdisi ile zararlı yan ürün üretimini minimize eden temiz ve döngüsel bir biyoteknolojik hat üzerinde şekilleniyor.
YENİ KULLANIM ALANLARI
Girişim, mevcut pazar uygulamalarına ek olarak yeni kullanım senaryolarını da araştırıyor. Ekip, pullulanın 3B baskı (additive manufacturing) için bir malzeme olarak değerlendirilmesi üzerinde çalışıyor. Böylece hızla büyüyen katkı üretimi pazarlarında petrol bazlı plastiklerin ikamesi hedefleniyor. Uzun vadede plan; pullulandan 3B yazıcıyla biyoreaktör üretip, mantarın hem nihai ürünü hem de kendi üretim ortamını “in-situ” oluşturabildiği tam döngülü bir biyoekonomi mimarisi kurmak.
DETERJANLARA BİYO ALTERNATİF
Yüzey aktif maddelerin deterjan ve bulaşık deterjanları gibi seri üretim uygulamalarda yaygın kullanımı, bu bileşiklerin atık su yoluyla çevreyi kirletmesi sorununu büyütüyor. Biophelion’un biyolojik olarak üretilen ve kolayca parçalanabilen yüzey aktif madde adayları, ekolojik ayak izini belirgin biçimde düşürmeyi amaçlıyor.
EKOSİSTEMLE ENTEGRE
Girişim, Jena Beutenberg Kampüsü’ndeki BioInstruments Merkezi’nde, Leibniz-HKI’ye yürüme mesafesinde konumlanıyor. Bu yakınlık, süreçlerin ölçeklendirilmesi ve mantar temelli hatların optimizasyonu için sürekli bilimsel iş birliği olanağı sunuyor. Enstitü Direktörü Dr. Axel Brakhage, kurumun katılımcı ortak olarak girişime eşlik etmeyi sürdüreceğini; ekibin üst düzey bilimsel yetkinlik ve girişimcilik cesareti ile öne çıktığını vurguladı.
STRATEJİK İVMELENME
Biophelion’un gelecekteki CEO’su Lara Regestein, SPRIND çatısı altında sağlanan içerik, finansman ve stratejik mentorluk sayesinde projenin hız kazandığını belirtirken; kurucu ve gelecekteki CTO Till Tiso, özellikle pullulan ve yeni yüzey aktif madde hattıyla “bugün henüz düşünülmeyen uygulamaların” kapısını araladıklarını, yeşil kimyada yeni bir sayfa açmayı hedeflediklerini kaydetti.