Türkiye genelinde kültürel üretimini desteklemek için yeni uygulamalar başlatan Kültür ve Turizm Bakanlığı, hem sinemaseverlere uygun fiyatlarla film izleme fırsatı sunuyor hem de tiyatro sektörüne rekor düzeyde maddi destek sağlıyor. Devletin yeniden canlandırdığı ‘halk matinesi’ geleneği, sadece nostaljik bir uygulama değil, aynı zamanda kültür ekonomisini güçlendirip sanatın erişilebilirliğini artırmayı hedefliyor.
HALK MATİNESİ GERİ DÖNDÜ
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, eylül ayında sinema salonlarında uygulanan 80 TL’lik bilet kampanyasının gördüğü yoğun ilgiden sonra ‘Her Çarşamba Sinema Günü’ kampanyasının kalıcı hale getirildiğini açıkladı.
Güven, uygulamanın 31 Aralık 2025’e kadar geçerli olacağını belirterek, “Bilet fiyatları ülke genelinde her çarşamba günü maksimum 120 TL olarak sabitlendi. Bu bir üst sınırdır; bazı salonlarda fiyatlar bunun da altında kalabilir. Bu adımla beraber hem sinema sektöründe pandemi sonrası yaşanan izleyici kaybının telafi edilmesi hem de genç kuşaklara düzenli bir sinema alışkanlığı kazandırılması hedefleniyor” dedi.
1 ALANA 1 BEDAVA
Güven, kampanyayı ‘kültürel sürekliliğin halkla yeniden buluşması’ olarak tanımlayarak, şöyle devam etti: “Halk matinesi, aslında sadece ucuz bilet değil; ortak bir hafızayı, birlikte film izleme duygusunu geri getiriyor. Kültür, seyirciyle çoğalır. Biz salonları doldurmak kadar kültürü paylaşmayı da hedefliyoruz. Bu uygulama, Eylül Sinema Festivali’nin oluşturduğu canlılığı tüm yıla yaymayı amaçlıyor. Ayrıca bazı markaların sponsorluğunda süren ‘1 Bilet Alana Diğeri Bedava’ kampanyası da izleyicilere ekonomik bir fırsat sunuyor. Bu gelişme, özellikle yerli film üretimini destekleyerek, sinema endüstrisinin ekonomik sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak.”
TİYATROLARA REKOR DESTEK
Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, tiyatro sektörüne sağlanan destek miktarını tarihin en yüksek seviyesine taşıdı. 2023-2024 sanat sezonunda 511 özel tiyatro başvuru yaptı; belgelerini tamamlamayan 35 tiyatro dışındaki 476 proje değerlendirildi. Böylece 304 profesyonel, 95 çocuk oyunu ve 77 geleneksel tiyatrodan oluşan bu projelere toplam 55 milyon TL destek sağlandı. Değerlendirmelerde tiyatroların sigortalı çalışan sayısı, salon kapasitesi, Türk oyun yazarlarının eserlerini tercih etmesi ve bir önceki sezon faaliyetlerinin kapsamı dikkate alındı.
YÜZDE 50 ARTIŞ
Bakanlık, 2025-2026 sezonu için desteği yüzde 49.56 artırarak 97 milyon 216 bin TL’ye çıkardı. Bu destekten yararlanmak için toplam 434 tiyatro başvurdu. Değerlendirmeye ise 400 proje alındı ve 379 özel tiyatro projesine destek verilmesi kararlaştırıldı.
Destek alan tiyatroların 236’sı profesyonel, 65’i çocuk, 78’i geleneksel tiyatro kategorisinde yer aldı. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, bu desteklerin tiyatro salonlarının sürdürülebilirliğini, istihdamın artmasını ve tiyatro sanatının kalkınmada öncelikli bölgelerde güçlenmesini hedefliyor.

KÜLTÜR POLİTİKASI SADECE ESTETİK DEĞİL
Senarist ve kültür eleştirmeni İbrahim Varelci, ‘Her Çarşamba Sinema Günü’ uygulamasının yalnızca bir indirim kampanyası değil, kültürel sürekliliğin yeniden inşası anlamına da geldiğini belirterek, şunları söyledi: “Devlet, halk matinesiyle bir tür kültürel hafızayı yeniden canlandırıyor. Sinemaya gitmek artık lüks değil, haftalık bir alışkanlık hâline gelebilir. Bu, kültürün yeniden kamusal bir alana taşınması demek. Tiyatro destekleri de aynı anlayışın devamı. 97 milyon liralık destek yalnızca ekonomik bir katkı değil, sanatın üretim zincirini ayakta tutan bir canlandırma politikası. Tiyatrolar, bir şehrin vicdanıdır. Destek miktarındaki artış, hem genç oyun yazarlarının hem de küçük sahnelerin nefes almasını sağlar.”
FİYATLAR AVRUPA ORTALAMASINI BİLE GEÇTİ
Uluslarası Sinema Derneği Başkanı Nazif Tunç ise bilet fiyatlarının Türkiye şartlarına göre oldukça yüksek olması nedeniyle halkın sinema salonlarından uzaklaştığını söyledi. “Eğer bir sanat dalı halk desteğini kaybederse, o sanat da zayıflar” diyen Tunç, şunları söyledi: “Sinemayı yeniden canlandırmanın yolu, Avrupa’daki ortalamanın bile üzerine çıkan bilet ücretlerini makul seviyelere çekmekten geçiyor. Yaklaşık 100 TL civarında sabitlenecek kalıcı bir fiyat politikası, halkın yeniden salonlara dönmesini sağlayabilir. Çünkü pahalı biletlerle seyirci dijital platformlara yöneldi. Artık kimse rahat koltuğundan kalkıp sinemaya gitmek istemiyor. Oysa ucuz ve sürekli bir bilet uygulaması, seyirciyi yeniden harekete geçirebilir, birlikte film izleme alışkanlığını geri kazandırabilir.”

SİNEMA OKURYAZARLIĞI YAYGINLAŞMALI
Tunç, sinemaya gitmenin, günümüzde izleyici için üç ayrı zorluk demek olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Yol katetmek, yol masrafına katlanmak ve pahalı bilet almak. Bu koşullar, seyirciyi evde kalmaya, filmleri dijital mecralarda izlemeye yöneltti. Oysa sinema yalnızca bir sanat değil, aynı zamanda bir sosyalleşme alanı. Bu nedenle bilet fiyatlarının düşürülmesi ve kalıcı bir ‘halk günü’ uygulamasının sürdürülmesi büyük önem taşıyor. Toplu taşımada olduğu gibi sinemada da devletin dengeleyici bir fiyat politikası izlemesi gerekir. Ayrıca ilkokuldan itibaren ‘sinema okuryazarlığı’ dersleriyle çocukların film bilinci güçlendirilmeli, büyük işyerlerinde çalışanlara sinema bileti teşvikleri sağlanmalı, gezici sinemalarla kırsalda film kültürü yaygınlaştırılmalı.”
ANADOLU ŞEHİRLERİ UNUTULMUYOR
İbrahim Varelci kültürel desteklerin yalnızca merkez şehirlerde değil, Anadolu’daki tiyatro topluluklarına da yöneltilmesinin önemini şöyle yorumladı: “Kültür, sadece İstanbul’da değil, Erzurum’da, Diyarbakır’da, Van’da da üretildiğinde ulusal bir anlam kazanır. Kalkınmada öncelikli bölgelere verilen destekler, Türkiye’nin kültürel bütünlüğünü güçlendiriyor. Devletin bu konuda attığı adımlar, kültür politikalarının sosyal adaletle birleştiği bir döneme işaret ediyor.”