Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Devlet Başkanı Şi, "1+10 Diyaloğu" toplantısı için Pekin'de bulunan uluslararası ekonomik örgütlerin başkanları ve direktörleriyle bir araya geldi.
Şi, burada yaptığı konuşmada, ülkesinin ABD ile diyaloğu sürdürmeyi, işbirliğini genişletmeyi ve farklılıklarını yönetmeyi, ikili ilişkilerini sağlıklı, istikrarlı ve sürdürülebilir doğrultuda geliştirmeyi istediğini belirterek, "Tarife savaşları, ticaret ve bilim teknik savaşları, tarihin eğilimine ve ekonominin ters, bunların kazananı olmaz." dedi.
Çin'in kendi işlerine odaklanacağını ve egemenliğini, güvenliğini ve kalkınma çıkarlarını kararlılıkla koruyacağını vurgulayan Şi, burada dışa açılma ve kalkınma kazançlarını dünya ile paylaşma iradesini sürdüreceğini ifade etti.
Şi'nin sözleri, ABD'nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump'ın 6 Aralık'ta ülkesinde NBC televizyonuna verdiği röportajda, Çin lideri ile 3 gün önce görüştüğünü açıklamasının ardından geldi.
Trump görüşmenin içeriğine dair detay vermezken Pekin yönetimi de görüşmeyi doğrulama ve yalanlamaktan kaçınmıştı.
Şİ, YENİ YÖNETİME MESAJ VERİYOR
Şi'nin sözleri, Pekin'in, ABD ile ilişkilerde gerilimden yana olmadığı ama Çin'e yönelik eylemlerine karşılık vermeye hazır olduğunun işaretini veriyor.
Trump'ın 20 Ocak'ta göreve başlamasıyla ABD ile Çin arasında yeni bir ticaret savaşının başlayacağı öngörülüyor. Trump seçim kampanyasında Çin'den ithal tüm ürünlere yüzde 60'a kadar gümrük vergisi getireceğini bildirmiş, seçildikten sonra yaptığı açıklamada da görevdeki ilk gününde Çin'den ithal tüm ürünlere başlangıç için yüzde 10 gümrük vergisi getireceğini duyurmuştu.
Öte yandan Çin de dün ABD'li çip üreticisi Nvidia hakkında, tekelleşme karşıtı düzenlemeleri ihlal ettiği gerekçesiyle soruşturma başlatmıştı. Çin'in adımı, Başkan Joe Biden yönetiminin çip sektöründe Çin'e yönelik açıkladığı en son ihracat kısıtlamalarına karşılık olarak yorumlanmıştı.
TİCARET SAVAŞI
ABD ile Çin arasında bir ticaret savaşının başlangıcı olarak görülen gelişmeler, dönemin Başkanı Trump'ın, iki ülke arasında ticaret açığını ve Pekin yönetiminin rekabete aykırı sanayi teşvik politikalarını öne sürerek 2018 yılında Çin'den ithal edilen çelik ve alüminyum ürünlerine ilave gümrük tarifesi getirme kararıyla başlamıştı.
Çin'in buna karşılık vermesi üzerine uluslararası kamuoyunda "ticaret savaşı" olarak adlandırılan, iki ülkenin yüz milyarlarca dolarlık dış ticaret alışverişleri için gümrük tarifelerini karşılıklı artırmasıyla tırmanan bir süreç yaşanmıştı.
Taraflar, 2019'da ticari anlaşmazlıkları geçici olarak askıya almaya karar verirken, müzakereler sonunda 2020'de "Faz 1" olarak adlandırılan anlaşmayla tarife artışlarının bir bölümü rafa kaldırılmıştı. Anlaşmayla ABD, Çin'den 550 milyar dolarlık ithalatın 250 milyar dolarlık kısmı için gümrük vergilerini kaldırırken 300 milyar dolarlık kısmına yönelik tarifeleri sürdürmüştü.
Trump, Çin ile ekonomik rekabette, daha çok ABD aleyhine olan dış açığına odaklanan, dış ticaret kalemlerinde gümrük vergilerini artırma tehdidiyle Çin üzerinde baskı kurmaya çalışan bir yöntemi benimsemişti.
Trump döneminde ayrıca Çinli telekomünikasyon şirketi Huawei ve ZTE'ye getirilen kısıtlamalar, Çin ordusuyla bağlantılı şirketlere "Çin askeri şirketi" tanımlaması getirilerek yaptırım uygulanması, daha sonra Başkan Joe Biden döneminde teknoloji güvenliği alanındaki daha geniş kapsamlı tedbirlerin öncüsü olmuştu.