Borsa İstanbul'da üçüncü çeyrek bilanço dönemi, beklentilerin büyük ölçüde karşılandığı, sektörel ayrışmaların belirginleştiği ve kademeli bir toparlanmanın sinyallerini verdiği bir tabloyla geride kaldı. Piyasa analistlerine göre, ikinci çeyreğe kıyasla operasyonel kârlılıklarda iyileşme görülse de yüksek finansman giderleri özellikle sanayi şirketlerinin net kârları üzerinde baskı oluşturmaya devam etti. Uzmanlar, olumlu bilançoların hisse fiyatlarına yansıması makroekonomik belirsizlikler nedeniyle gecikse de beklentileri aşan sonuçların 'en kötünün geride kaldığı' bir geçiş dönemine işaret ettiğini ve 2026 yılı için önemli bir umut ışığı olduğunu vurguluyor.
2026 İÇİN UMUT IŞIĞI OLDU
İnfo Yatırım-Yatırım Danışmanı Tunç Safa Altunsaray, üçüncü çeyrek bilanço dönemine ilişkin yaptığı değerlendirmede, ikinci çeyreğe göre toparlanmaların olduğunu ve olumlu bir dönem geçirildiğini belirtti. Beklentilerin altında kalabileceği düşünülen dönemin sonuçlarının pozitif olduğuna dikkat çeken Altunsaray, “Özellikle borsada ağırlığı yüksek olan şirketlerde gelen beklenti üzeri olumlu bilançolar, 2026 yılı için umut ışığı oldu diyebiliriz” dedi.
Sektörel bazda bankacılık ve sigortacılığın öne çıktığını ifade eden Altunsaray, “XBANK tarafında özel bankların beklenti üzeri bilançolar açıklamasının, genel görünüm açısından olumlu olduğunu söylemek mümkün. Sigortacılık tarafında primlerin güzel gitmesi ve yeniden değerlemelerin devreye gitmesi bilançoları olumlu etkiledi” diye konuştu.

REEL SEKTÖRDE FİNANSMAN BASKISI
Reel sektör bilançolarında kısmi toparlanmalar görülse de yüksek finansman maliyetlerinin ve rekabetin kâr marjlarını baskıladığını aktaran Altunsaray, bu durumun sanayi tarafında bilançoların baskılı gelmesine yol açtığını kaydetti. Altunsaray, bu sektördeki toparlanma için “Bu tarafın birazcık daha finansman maliyetinin düşmesiyle bilançoların toparlanacağını düşünüyorum” değerlendirmesini yaptı.
FİYATLARA NEDEN YANSIMADI?
Olumlu bilanço sonuçlarının henüz hisse fiyatlarına yansımadığını vurgulayan Altunsaray, “Bunun sebebi ise dezenflasyon süreci ile faiz indirim hızımızın yavaşlaması. Özellikle dezenflasyon sürecinin ve faiz indirimlerinin hızlanmasının fiyatlamaya hızlı yansıyacağını düşünüyorum” dedi.
Gelecek döneme ilişkin beklentilerini de paylaşan Altunsaray, “Gelecek bilançolarda enflasyon muhasebesinin etkisinin azalacağını düşünecek olursak toparlanmaların devam edeceğini, en kötünün ise 2. çeyrek bilançolarında kaldığını söylemek doğru olacaktır” dedi.
FİNANSMAN GİDERLERİ
İntegral Yatırım Ekonomik Araştırmalar Müdürü Seda Yalçınkaya Özer ise üçüncü çeyrek finansal sonuçlarının önceki çeyreklerden çok farklı ayrışmadığını belirterek, “Genel olarak finansman gideri baskısı devam etti. Enflasyon muhasebesi uyumu bazı şirketlerde daha fazla hissedildi” dedi.
Reel bazda kâr marjlarını koruyan şirketlerin yeniden güçlü tarafta ayrıştığını ifade eden Özer, bazı şirketlerin operasyonel verimliliğe verdiği hassasiyetle bilanço yapılarını güçlü kılmakta başarılı olduğunu kaydetti. Özer, “Özellikle maliyet yönetimi ile birlikte brüt kârlılığın daha güçlenmesi, dikkatimizi çeken unsur oldu” diye konuştu. Açıklanan finansallar üzerinden bir analiz de paylaşan Özer, “Tüm endeks dikkate alındığında cirosu, FAVÖK’ü, EFK’sı ve net kârını artıran 62 şirket var” dedi.

SEKTÖREL AYRIŞMALAR
Bilanço döneminde pozitif ayrışan sektörlere de değinen Özer, şu değerlendirmeyi yaptı: “3. çeyrek bilanço döneminde perakende, telekomünikasyon ve sigorta sektörleri güzel bilançolar açıkladı. Otomotiv sektöründe ise çeyreklik toparlanma izlendi. Çimento sektöründe sınırlı bir toparlanma olurken, demir çelik ve beyaz eşya sektörü zayıf diyebileceğimiz sonuçlar açıkladı.”
Özer, piyasanın beklentileri aşan kârlılıklara rağmen durgun seyrini ise “Piyasada hem şirketlerin zayıf kâr dönemi hakim olurken hem de Merkez Bankası’nın faiz indirimi vitesini düşürdüğü fiyatlanıyor” sözleriyle açıkladı.
2025 yılının finansallar açısından zayıf bir yıl olarak kayıtlara geçtiğini belirten Özer, 2024 yılı ikinci çeyreğinde başlayan zayıf bilanço döneminin 2026'da sona ermesi beklentisini paylaştı. Özer, sözlerini şöyle tamamladı: “Merkez Bankası mart ayında faiz indirim döngüsüne başlasaydı muhtemelen 2026 yılı 1. çeyrek sonuçlarda çok daha güçlü bir toparlanma görecektik. Defter değerinin altında fiyatlanan sanayi şirketlerinin 2026 yılında iyi bir fırsat sunabileceğini düşünüyorum.”
TOPARLANMA VE GEÇİŞ DÖNEMİ
Marbaş Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Erdem Yıldız, üçüncü çeyrek bilanço döneminde iç dinamiklerdeki değişimle oluşan kademeli toparlanma sürecinin devam ettiğini belirtti. Enflasyondaki aşağı yönlü eğilim ışığında, bilançolar üzerindeki faaliyet gideri, finansman gideri ve net parasal pozisyon kaynaklı baskıların zayıfladığı bir dönemin geride bırakıldığını söyleyen Yıldız, “Bilanço beklentilerinde ise büyük ölçüde beklentilere paralel ya da üzerinde sonuçlar açıklandığını takip ettik. Sonuç olarak beklentiler dahilinde kademeli toparlanma sürecinin devam ettiğini ve geçiş dönemi içerisinde bulunduğumuzu görüyoruz” dedi.
KIRILGAN YAPI SÜRÜYOR
“2025 ikinci çeyrek itibarıyla sektörel anlamda en kötünün geride kaldığını izlerken üçüncü çeyrek bilançolarında da kademeli toparlanmanın etkilerini takip ettik” diyen Yıldız, buna karşın hem içeride hem de dışarıda PMI verilerinin hâlâ zayıf ve kırılgan yapının sürdüğünü gösterdiğini vurguladı. Yıldız, “Özetle ikinci çeyrek itibariyle en kötü geride kaldı demek mümkün fakat hâlâ sektörel toparlanmaların istenilen seviyelerde olmadığını da belirtmek isteriz” diye konuştu.

HANGİ SEKTÖRLER ÖNE ÇIKTI?
Bilanço döneminde ön plana çıkan sektörleri sıralayan Erdem Yıldız, bu ayrışmanın arkasındaki dinamikleri şöyle özetledi:
- Telekom: Güçlü ARPU büyümesinin devamı ve müşteri kazanımının güçlü sürmesi.
- Taahhüt: Backlog büyümesinin güçlü ve sürdürülebilir devam etmesi, döviz bazlı kârlılık kazanımı.
- Gıda perakende: Dezenflasyon sürecine rağmen sektörün diri kalması ve operasyonel anlamda büyümenin sürmesi.
- Enerji üretim: Özellikle kapasite artışına giden ve hikayesi olan şirketlerde artan enerji üretimi eşliğinde sürdürülebilir kârlılık.
- Sigorta: Hayat tarafının düşük baz etkisiyle canlanmaya devam etmesi ve hayat dışı özelinde iştahın sürdürülebilir hale gelmesi.
- Banka: Kamu öncülüğünde sektörde net faiz gelirlerinde düşük baz etkisiyle birlikte gözle görülür artışlar.
- Sağlık: TTB’nin bileşik yüzde 44 zammı çerçevesinde sağlık turizminin olumsuz etkisine rağmen iştahın artış göstermesi.
- Madencilik: Altın fiyatlarının yüksek seyretmesine karşın üretim maliyetlerinin yatay seyretmesi, tenör artışı ve üretim artışı.
Negatif tarafta ise
- Otomotiv yan sanayi: Satış fiyatlarının maliyet altında kalmasıyla birlikte brütte bile baskılı sonuçlar takip edildi.
- Enerji teknolojileri: İş ilişkilerinde ortalama 20 aya varan tamamlama gecikmesi finansallarda etkili oldu.