Otomotiv dünyası, elektrikli araçlara geçişle birlikte son yüzyılın en köklü dönüşümünü yaşıyor. Bu dönüşümün en çok hissedildiği alanların başında ise yan sanayi ve satış sonrası hizmetleri geliyor. Artık geleneksel içten yanmalı motor parçaları ve şanzıman sistemleri önemini yitirirken, sektörün merkezine batarya teknolojisi, elektrik-elektronik bileşenler ve yazılım tabanlı çözümler yerleşiyor. Batarya modülleri, paketleme ve soğutma sistemleri, yüksek voltaj kabloları, inverter ve konvertörler gibi yeni nesil parçalar yan sanayinin gündeminde. Aynı zamanda batarya entegrasyonu için yeniden tasarlanan şasi yapıları, darbe emici güvenlik sistemleri ve hafif gövde panelleri de sektöre yeni üretim alanları açıyor. Bu değişim yalnızca ürün bazında değil, hizmet tarafında da yenilikleri beraberinde getiriyor.
FIRSATLARLA DOLU
Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte şarj altyapısına yönelik talep katlanarak artıyor. Hızlı şarj istasyonları, ev tipi çözümler, batarya izleme yazılımları ve mobil uygulamalar üzerinden enerji yönetimi, otomotiv yan sanayi ve satış sonrası sektörü tamamen yeni bir iş ekosistemi oluşturdu. Bununla birlikte yüksek voltajlı sistemlerin bakım ve onarımı, batarya ömrü testleri, ikinci ömür uygulamaları ve geri dönüşüm hizmetleri gibi uzmanlık gerektiren alanlar, geleceğin en stratejik hizmet kalemleri arasında gösteriliyor. Genel tabloya bakıldığında elektrikli araçlara geçiş, satış sonrası sektörünü mekanik odaklı bir yapıdan, yazılım, enerji yönetimi, sürdürülebilirlik ve güvenlik odaklı bir yapıya dönüştürüyor. Bu süreç, otomotiv yan sanayi ve hizmet sağlayıcıları için sadece bir adaptasyon değil, yeni fırsatlarla dolu küresel bir yarış fırsatı da veriyor.
ÜLKELER HAREKETE GEÇTİ
Çin hem üretimde hem de yan sanayide açık ara lider. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ise batarya hücresi ve modülü üretimini yerli kapasiteyle artırma yarışında. O nedenle kritik hammaddelerin güvenli temini stratejik bir önem taşıyor. AB, yeni Kritik Hammaddeler Yasası ile lityum, nikel, kobalt gibi stratejik madenlerde kendine yetmeyi ve 2030’larda ihtiyacının önemli kısmını geri dönüşümden sağlamayı hedefliyor. Avrupa'da otomotiv ve enerji şirketleri, kullanılmış ev bataryalarını toplayıp ayrıştırıp, hammaddeyi geri kazanacak tesisler kurma yarışına girdi. Kuzey Amerika ve Asya’da da eski bataryaları işlemeyi amaçlayan yeni girişim ve ortaklıkların sayısı artıyor. Yüksek hacimli bu geri dönüşüm, ileride batarya hammaddesi tedarikinin önemli bir ayağı olacak.
1 MİLYAR DOLARI GEÇTİ
Türkiye de bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyor. AB’nin getireceği geri dönüşüm zorunluluklarına uyum ve bölgesel bir oyuncu olmak için adımlar atılıyor. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nın Batarya Geri Dönüşüm ve İkincil Kullanım Teknolojileri ön araştırma raporuna göre, Türkiye'de batarya üretim tesislerine yapılan yatırımlar 1 milyar doları geçti. Öte yandan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü de (MTA) geri dönüşüm için bazı adımlar atıyor.
YAN SANAYİDE KÖKLÜ DEĞİŞİM
Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Genel Sekreteri Emirhan Silahtaroğlu, elektrikli araçların otomotiv yan sanayinde köklü bir dönüşüm yarattığını söyledi. Silahtaroğlu, içten yanmalı motorlu araçlarda yaklaşık 5 bin parçanın bulunduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Elektrikli araçlarda kullanılan parça çeşitliliği çok daha farklı. Dijitalleşme ve araç içi yazılım tabanlı sistemlerin gelişimiyle birlikte geleneksel motor parçalarının önemi azalırken batarya ve elektrikli aksam parçalarının payı ciddi ölçüde artıyor. Piston, segman, supap, silindir kapağı ve enjeksiyon sistemi gibi kritik motor parçalarının yerini batarya modülleri ve paketleri alıyor. Bu tablo, otomotiv satış sonrası sektörü için yeni üretim fırsatları doğuruyor. Ayrıca batarya ve elektronik bileşenlerin soğutma ve termal yönetim sistemleri de öne çıkan alanlar arasında.”
BATARYA SOĞUTMA ÖNE ÇIKYIOR
Silahtaroğlu, elektrikli araç batarya ekosisteminde Türkiye’nin henüz yolun başında olduğunu belirterek, batarya onarımı, geri dönüşümü, servis hizmetleri ve yedek parça üretimi gibi alanlarda hızlı yatırım ihtiyacına dikkat çekti. Silahtaroğlu, Türkiye’nin kurşun-asit bataryaların geri dönüşümünde güçlü bir altyapıya sahip olduğunu, ancak lityum-iyon bataryaların geri dönüşümünde henüz tam kapasiteye ulaşılmadığını belirtti. AB’nin Batarya Yönetmeliği kapsamında önümüzdeki yıllarda geri dönüşüm oranlarının zorunlu hale geleceğini hatırlatan Silahtaroğlu, bu durumun Türkiye’de yatırımların hızlanmasını zorunlu kıldığına dikkat çekti. Yedek parça üretimi açısından Türkiye’nin otomotiv satış sonrası sanayinde güçlü bir üretim üssü ve ihracatçı olduğunu vurgulayan Silahtaroğlu, sektörü şöyle değerlendirdi: “Elektrikli araçlara geçişte özellikle batarya soğutma sistemleri, kablo ve bağlantı elemanları ile batarya muhafaza yapılarında öne çıkıyoruz. Ancak batarya hücreleri, batarya yönetim sistemleri ve ileri kimya tabanlı bileşenlerde biraz daha yol kat etmemiz gerekiyor. Satış sonrası sektörü olarak parça üretimi açısından bazı alanlarda hazırız. Ancak batarya onarımı ve geri dönüşüm gibi ileri aşamalarda henüz başlangıç noktasındayız. Bu alanlarda hızlı yatırım, uluslararası işbirlikleri ve uzman işgücü yetiştirilmesi kritik öneme sahip.”
DİNAMİK YATIRIM VE RİSKLER
Emirhan Silahtaroğlu, batarya teknolojisinin otomotiv yan sanayi için hem önemli fırsatlar hem de ciddi zorluklar barındırdığını söyledi. Silahtaroğlu, elektrikli araçlara geçiş sürecinin batarya üretimi, paketleme, termal yönetim sistemleri, şarj ekipmanları ve güvenlik bileşenleri gibi yeni alanları gündeme getirdiğini belirterek, “Bu dönüşüm, otomotiv satış sonrası sektörü için yeni bir pazar ve büyüme imkanı sağlıyor” dedi. Devlet teşvikleri ve küresel regülasyonlarla desteklenen elektrikli araç dönüşümünün, batarya ekosisteminin uzun vadeli istikrarlı bir iş alanı olacağını gösterdiğini söyleyen Silahtaroğlu, “Yatırımların doğru teknolojiye yönlendirilmesi kritik. Aksi durumda yapılan yatırımlar kısa sürede değer kaybetme riski taşıyor. Özellikle lityum, kobalt ve nikel gibi kritik hammaddelerde dışa bağımlılık da maliyet ve tedarik riskleri oluşturuyor” dedi.
YENİ İŞ KOLLARI
OSS’nin verdiği bilgilere göre, otomotiv sektöründe elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte geleneksel mekanik becerilerin yerini yüksek voltajlı sistemler, batarya yönetimi ve güç elektroniği odaklı uzmanlıklar alıyor. Bu dönüşüm, sektörde yepyeni meslek alanlarını beraberinde getiriyor. İşte öne çıkan yeni meslekler:
* Yüksek voltaj teknisyenleri
* Batarya sistemleri uzmanları
* Elektrik motoru bakım teknisyenleri
* Yazılım mühendisleri (özellikle batarya sağlığı ve araçtan şebekeye enerji aktarımı odaklı)
* Veri analistleri
* Telematik uzmanları
* BMS mühendisleri (Batarya yönetim sistemleri)
* Enerji yönetimi yazılım geliştiricileri
* Şarj altyapısı teknisyenleri
* Batarya geri dönüşüm mühendisleri
* Çevre uzmanları (İkinci ömür uygulamaları ve geri dönüşüm için)
* Elektrikli araç güvenlik uzmanları
* Yangın ve risk yönetimi teknisyenleri