Enerji, endüstriyel üretimde olduğu kadar teknoloji için de kritik öneme sahip. Dijital dönüşümün yanı sıra yapay zeka (AI) teknolojileri geliştikçe enerji talebi artıyor. Yapay zeka operasyonları için gerekli olan veri merkezlerinin (data center) enerji yoğun olması da elektrik talebinin artışında önemli rol oynuyor. Çünkü enerji ihtiyacının karşılanacağı nükleer güç santrallerinin önemi de artıyor. Bu noktada Akkuyu başta olmak üzere Türkiye’nin nükleer santral projeleri, teknoloji yatırımlarının hızlanması için katalizör olacak.
VERİMLİLİĞİ VE GELİRİ ARTIRACAK
PwC’nin gerçekleştirdiği ‘Küresel CEO Araştırması’na göre, yapay zekaya maruz kalan sektörler, iş veriminde 4.8 kat daha fazla artış elde ediyor. İş veriminin artması ise ekonominin büyümesini ve yaşam standartlarının iyileşmesini sağlayan en önemli etken. Bu araştırmaya göre yapay zekayı kullanmaya başlayan şirketlerin CEO’larının yüzde 84’ü bu teknolojinin, verimi artıracağına inanıyor. Artan verim, işlerin hızlanmasının yanı sıra değer oluşturmak için yeni ve yapay zeka destekli yolların bulunacağı anlamına geliyor. Yatırımcılar da bu konuda CEO’larla hemfikir. PwC’nin ‘Küresel Yatırımcı Araştırması’na göre, yatırımcıların yüzde 61’i yapay zeka kullanımının artmasının, değer yaratmak için çok önemli olduğuna inanıyor. Bu kazançları elde etmek için ise daha fazla enerji ve sürdürülebilir tedarik gerekiyor.
VERİ MERKEZLERİNİN FONKSİYONU
Yapay zeka modellerinin geliştirilmesi ve dağıtılması, veri merkezleri üzerinden gerçekleştiriliyor. İşlemcilerin (CPU) ve grafik işlem birimlerinin (GPU) yanı sıra hızlandırıcılar, soğutma ve güvenlik sistemlerinin aktif olduğu bu veri merkezleri, megawattlar seviyesinde enerjiye ihtiyaç duyuyor. Yapay zeka kullanılan hızlandırılmış sunuculardaki elektrik tüketimi artışı, geleneksel sunuculardan çok daha fazla olacak. Bu enerjinin hem sürekli hem güvenli olması, kullanıcılar ve ticari faaliyetler için büyük önem arz ediyor. Bu durum, nükleer güç santrallerinin sürekli ve stabil şekilde sağladığı enerjinin önemini ortaya koyuyor. Buna paralel olarak yerli enerji kaynaklarına ve nükleer güç santrallerine sahip olan ekonomilerin avantajı artıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) raporuna göre, veri merkezleri için küresel elektrik tüketimi 2030 yılında 945 TWh’ye ulaşacak. Bu da toplam küresel elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 3’ü anlamına geliyor. Başka raporlar da benzeri rakamlara işaret ediyor. Goldman Sachs’ın raporuna göre, veri merkezlerinin enerji tüketiminin, üretken yapay zeka araçlarındaki hızlı artışla beraber 2030 yılına kadar yüzde 160 artması bekleniyor. Rapora göre, dünya çapındaki veri merkezleri, toplam enerjinin yaklaşık yüzde 1.5-2’sini tüketiyor, ancak bu oranın 2030’a kadar yüzde 3-4’e yükseleceği tahmin ediliyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE ÇEVRE
Nükleer santraller, karbon emisyonu problemi oluşturmadan 24 saat sürekli enerji sağlayabiliyor. Sürdürülebilirlik ve çevre kriterleri de nükleer enerjiyi yapay zeka ve veri merkezleri için güvenilir kaynak haline getiriyor.
ABD ve Avrupa’da, dev teknoloji şirketlerinin nükleer enerji hamleleri bu kaynağın önemini gösteriyor. Meta, yapay zeka faaliyetlerinin artan enerji ihtiyacını karşılamak için 20 yıllık bir nükleer enerji anlaşması imzaladı. ABD’nin en büyük nükleer operatörü Constellation Energy Corp. ile anlaşan Meta, 2027 yılından itibaren 20 yıl boyunca Illinois Nükleer Santrali’nden elektrik alacak. Bu nükleer kaynaklı enerji, Meta’nın ABD genelindeki veri merkezlerini desteklemek için kullanılacak. Ayrıca Amazon ve Google da küçük modüler reaktörlere yatırım yapacak.
YENİ YATIRIMLARIN ÇEKİM MERKEZİ
Nükleer enerji, teknoloji firmalarının yanı sıra ülkelerin kalkınması için de büyük önem taşıyor. Türkiye’nin enerji tedarik güvenliğini sağlama adımlarının bir parçası olan nükleer santral projeleri, ülkeye birçok fayda sağlayacak. Bu yıl sonunda elektrik üretiminin başlayacağı Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ardından Sinop ve Trakya’da nükleer enerji santrali projeleri başlayacak. Her birinin, toplam ulusal kapasiteye yüzde 10 katkıda bulunması beklenen nükleer güç santralleri, üretim faaliyetlerinin tedarik güvenliğinin yanı sıra teknoloji yatırımları için de ihtiyacı karşılayacak. Ar-Ge merkezlerinin ve teknoparkların etkinliğini artıracak bu gelişmelerin, yeni küresel markaların doğmasını destekleyeceği belirtiliyor. Böylece güvenli ve istikrarlı kaynaklar, Türkiye’yi yüksek katma değerli yeni yatırımlar için çok daha çekici hale getirirken, bölgesinde lider ülke yapacak.
Üretken teknoloji kümeleri gelişir
Veri merkezleri operasyon yöneticisi Tolga Çivicioğlu, kesintisiz enerjinin teknoloji operasyonları ve yatırımlar için önemine dikkat çekti. Çivicioğlu, İstanbul Ticaret’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Nükleer güç santralleri (NGS), yalnızca enerji üretim tesisleri olarak değil, aynı zamanda çevrelerinde yeni nesil dijital altyapıların gelişmesi için stratejik merkezler haline geliyor. NGS’lerin bulunduğu bölgelerde/ülkelerde genellikle güçlü enerji iletim hatları, yüksek kapasiteli altyapı ve sanayiyle entegre olmuş yerleşimler yer alır. Bu da veri merkezleri gibi yüksek enerji ve bağlantı gereksinimi olan tesisler için fiziki olarak hazır bir zemin oluşturur. Buna ek olarak, nükleer enerji yatırımları genellikle uzun vadeli planlamalarla yapıldığı için sadece enerjiye değil, aynı zamanda güvenilir dijital altyapıya yatırım yapmak isteyen teknoloji firmaları için uzun vadeli öngörü sunar. Ayrıca bu bölgeler, zamanla bilgi teknolojileri, mühendislik ve veri bilimi gibi alanlarda uzman insan kaynağını da kendine çeker. Böylece, nükleer enerjiye sahip ülkeler sadece enerji merkezi olmakla kalmaz, aynı zamanda yapay zeka uygulamalarının geliştirilebileceği yaratıcı ve üretken teknoloji kümelerine dönüşebilir.”
AI’da bir sorgulamanın sarfiyatı ne kadar?
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, bir Google aramasında 0.3 watt-saat elektrik tüketilirken, bir ChatGPT sorgulaması 2.9 watt-saat elektrik tüketimine neden oluyor. Bu da yapay zeka sorgularının Google aramalarından yaklaşık 10 kat daha fazla enerji tükettiği anlamına geliyor. Görüntü üreten yapay zekaların tükettiği enerji miktarı da ayrı tartışmalara sebep oluyor. Görüntü merkezli yapay zeka uygulamaları, ürettikleri her görüntüde önemli oranda enerji tüketiyor. Teknoloji portali The Verge’de yer alan bilgilere göre, ortalama bir akıllı telefon şarj olmak için 0.012 kilowatsaat enerji tüketiyor. Üretken yapay zekayı kullanarak bir adet görüntü elde etmek bir telefonun şarj olması kadar enerji harcıyor.
Data center projelerinin üssü olmaya aday
Yapay zeka teknolojileri ilerledikçe, veri merkezlerinin (data center) sayısının ve kapasitelerinin katlanarak artması bekleniyor. Önde gelen teknoloji şirketleri, yapay zeka geliştirme ve dağıtımını desteklemek için veri merkezlerine yaptıkları yatırımları artırıyor. Bu eğilimin devam etmesi ve enerji tüketimini daha da artırması bekleniyor. Bu yatırımlarda geçmiş yıllarda olduğu gibi ABD ve Çin’in öne çıkması beklenirken, Trump 2.0 döneminde patlak veren tarife savaşlarının ve ayrıca bölgesel çatışmaların, yatırımların bir kısmını farklı ülkelere yönlendirebileceği tahmin ediliyor. Bu durumda da nükleer güç kaynağına sahip olan Türkiye lokasyon, bağlantılar, lojistik avantajlarıyla öne çıkıyor.