tatil-sepeti

HABER: ADEM ORHUN
Yunanistan, IMF’ye borcunu ödemeyen ilk gelişmiş ülke olarak tarihe geçti. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere kök söktüren kredi derecelendirme kuruluşları, Yunanistan’a oldukça bonkör davrandı.

Ancak 2010 yılından bu yana yaşananlar not kuruluşları için ders oldu. Fitch 30 Haziran’da IMF’ye borcunu ödemeyeceğini açıklayan Yunanistan’ın kredi notunu CC’ye yani ‘junk (çöp)’ derecesine düşürdü.

Söz konusu not kuruluşu 2010 yılı Nisan ayında Yunanistan’ın notunu BBB-’ye indirirken ‘yatırım yapılabilir’ seviyede tutmayı sürdürmüştü. Aynı tarihte Türkiye’ye verdikleri not ise spekülatif BB idi.

Fitch, Türkiye’ye 2012 Kasım ayında verdiği BBB- olan yatırım yapılabilir ülke notunu Yunanistan’a, ekonomisinin giderek kötüleştiği 110 milyar dolarlık ilk yardım paketi çıktığı 2010 yılında lâyık görmüştü.

BÜYÜYENE KÖTÜ NOT

Oysa Fitch, aynı dönemde üst üste büyüyen ekonomiye rağmen Türkiye’ye ‘yüksek riskli’ demek olan BB notunu vermişti. Sadece Fitch değil, diğer kredi notu kuruluşları S&P ve Moody’s de benzer bir not tablosu açıklamıştı.

Uzmanlar, “Eğer kredi kuruluşları Yunanistan’ı daha objektif ve dikkatli değerlendirselerdi bugünkü tablo ile karşılaşmazdık” diyorlar. Nitekim 2009’dan itibaren Yunanistan’a verilen uluslararası kredi notlarına bakıldığında bu durum açıkça görülüyor. Aynı dönemde bu notlar Türkiye’de tepkilere yol açmış ve haksızlık yapıldığı eleştirilerine yol açmıştı.

YUNANİSTAN’IN KREDİ NOT SEYRİ

2009
Ekim: A’dan A-’ya
Aralık: A-’den BBB+’ya
2010
Nisan: BBB+’dan BBB−’ye
2011
Ocak: BBB−’den BB+’ya
Mart: BB+’dan B+’ya
Temmuz: B+’dan CCC’ye
2014
Mayıs: B−’den B’ye
2015
Temmuz: CCC’den CC’ye
(‘temerrüt kaçınılmaz’dan önceki son not) * Fitch notlarıdır.

YUNANİSTAN EURO’DAN ÇIKARSA NE OLUR?

Georgia Üniversitesi Ekonomi Profesörü Jeffrey Dorfman, Yunanistan’da olası gelişmeleri Forbes’ta şöyle değerlendirdi: “Fikir oldukça basit. Yunanistan Grexit diye tabir edildiği şekilde Euro Bölgesi’nden çıkar ve drahmiye geri döner. Ülke bir drahminin 1 Euro’ya eşit olduğunu açıklar.

Sonra 300 milyar dolar değerinde drahmi basar. Bunun büyük bölümü de elektronik para şeklinde olur. 260 milyar doları ile Avrupa Merkez Bankası ve IMF’ye borcunu öder. Teknik olarak temerrütten kaçınmış olur. Yunanistan sonra kalan 40 milyar doları kullanır ya da bankalarına sermaye desteği yapar.

Bankalar açılır, vatandaş parasını serbestçe çeker. Yunanistan’ın kalan borç yükü cari mali politikalarla yönetilebilir. Büyük vergi artışlarına ya da kemer sıkma paketlerine ihtiyaç kalmadan yönetilebilir. Küçük drahminin devalüasyonu ve kabul edilebilir enflasyonla süreç yönetilebilir.”

AB LİDERLERİ ATİNA’DAN REFORM TEKLİFİ BEKLİYOR

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, acil yardım paketinin hazır olduğunu, ancak Yunanistan’ın ciddi ve güvenilir reformlar teklif etmesi gerektiğini söyledi. Euro Bölgesi liderler zirvesinde konuşan Hollande, “Teklifte bulunma görevi Yunanistan’da. Birlik gösterme sırası Avrupa’da.

Yunanistan’ın ciddi ve güvenilir reformlar teklif etmesi için bekliyoruz” dedi. Almanya Başbakanı Angela Merkel de, Yunanistan’ın bir anlaşma sağlayabilmesi için sadece birkaç günü kaldığını belirterek, “Yunanistan’ın yeni kredi alabilmesi için reformlar yapmaya kararlı olduğunu göstermesi gerekiyor” diye konuştu.

İSTATİSTİKLERDE HİLE ORTAYA ÇIKINCA GERÇEK ANLAŞILDI

Habertürk Gazetesi Yazarı Abdurrahman Yıldırım, “2009 yılında Yunanistan A notuna sahipken Almanya ile aynı faiz oranı üzerinden borçlanıyordu. Yani para sahiplerinin gözündeki itibarı Almanya ile aynıydı. Bunu sağlayan mekanizma da Euro bazında borçlanmaydı. Sonra istatistiklerde hilenin ortaya çıkmasıyla Yunanistan’ın gerçek durumu da görülmeye başlandı” diye konuştu.

OTORİTELER GERİDEN GELDİ

Kredi derecelendirme kuruluşlarının Yunanistan konusundaki pozisyonunu değerlendiren ekonomist Dr. Can Gürlesel, sistemin yeterince düzgün işlemediğinin görüldüğünü savundu.

“Kredi derecelendirme şirketlerinin bu konuda olayların arkasından geldiği söylenebilir. Riskleri eşzamanlı olarak fiyatlayamadılar” diyen Dr. Gürlesel, “Hem kredi derecelendirme kuruluşları hem mali piyasalarda benzeri durumu gördük. Mali piyasalarda nasıl olsa toparlanır, bir şey olmaz havası vardı. Kredi derecelendirme kuruluşları da aynı havaya girdi” şeklinde konuştu.

Gürlesel, Avrupa Birliği’nin diğer aktörlerine de dikkati çekerek, “Avrupa’nın siyasi ekonomik birliğine olumsuz etkileri olur diye notlama ve derecelendirme konusunda katı davranmadılar” dedi. “AB üyesi olmak yetmiyor” diyen Gürlesel, “Derecelendirmeyi gereğince yapmak, kredi verirken de ona göre davranmak gerekiyor” diye konuştu.

04 Ağustos 2015 Salı

Etiketler : Dünya