Almanya’da çığır açan bir araştırma, havacılığın geleceğini değiştirebilir. Münih Teknik Üniversitesi’nin (TUM) öncülüğünde yürütülen GreenCarbon projesi, fotosentetik mikroalglerden karbon fiber üretimini mümkün kılan yenilikçi bir yöntem geliştirdi. Bu yöntem, geleneksel olarak petrol türevi kimyasallarla yapılan üretimin yerine çevreci bir alternatif sunuyor.
YENİ ÜRETİM ZİNCİRİ
TUM’un Werner Siemens Sentetik Biyoteknoloji Kürsüsü’nden araştırmacılar, Fraunhofer IGB ile birlikte alglerin ürettiği yağları kimyasal süreçlerle gliserole, ardından da karbon fiber üretiminde kilit madde olan akrilonitrile dönüştürdü. Bu sayede, petrol türevlerine bağımlılık azaltılırken karbon emisyonları da ciddi şekilde düşürülüyor.
HAVACILIKTA İLK TEST
Projenin ortaklarından SGL Carbon, bu biyobazlı akrilonitrilden üretilen karbon fiberleri geleneksel yöntemlerle karşılaştırdı. Sonuç olarak mekanik dayanıklılıkta ve esneklikte hiçbir kayıp yok. Hatta Airbus, bu çevreci fiberleri bir araştırma helikopterinin bazı parçalarında test ederek başarılı bir ilk uçuş gerçekleştirdi.
GENİŞ UYGULAMA ALANI
GreenCarbon’un odak noktası havacılık olsa da potansiyel uygulama alanları bununla sınırlı değil. Rüzgar türbini kanatları, otomobil parçaları ve hatta spor ekipmanlarında da bu çevreci karbon fiberler kullanılabilecek. Üstelik üretim süreci, mevcut sanayi altyapısına kolayca entegre edilebilecek şekilde tasarlandı.
KARBON NEGATİF GELECEK
Mikroalgler, üretim sırasında doğal olarak CO₂ emdiği için bu yöntem, karbon fiber üretiminde ilk kez karbon-negatif bir döngü oluşturma potansiyeline sahip. Yenilenebilir enerji ile desteklendiğinde, çevresel etkiler daha da azalıyor.
ENDÜSTRİYEL GELECEK
Fraunhofer araştırmacılarına göre, süreç laboratuvar ölçeğinden endüstriyel ölçeğe taşınmaya hazır. Konsorsiyum, Federal Araştırma, Teknoloji ve Uzay Bakanlığı’ndan alacakları fonlarla süreci ticarileştirmeyi ve Avrupa’nın sürdürülebilir malzeme dönüşümüne liderlik etmeyi hedefliyor.