UTİKAD Başkanı Bilgehan Engin, Türkiye’nin kara, hava, deniz ve demir yolu taşımacılığını bir arada yürütebilen coğrafi avantajına dikkat çekti. “Türkiye dört taşıma modunun da faal olduğu bir ülke. Deniz ülkesiyiz, önemli limanlara sahibiz, aynı zamanda hava kargo ve demir yolu taşımacılığında son yıllarda ciddi altyapı yatırımları yaptık,” dedi.
HAVA KARGO ÖNE ÇIKTI, DENİZ YOLU GERİLEDİ
Engin, hava kargo taşımacılığının 2024–2025 döneminde yüzde 2,5–3 büyüme kaydettiğini, Turkish Cargo ve İstanbul Havalimanı yatırımlarının sektörü güçlendirdiğini belirtti. Buna karşın deniz yolu taşımacılığında küresel talebin yavaşlaması ve Süveyş Kanalı’ndaki jeopolitik riskler nedeniyle gerileme yaşandığını söyledi.
“Tabiri caizse işi gücü bırakıp sadece Süveyş’e odaklanabiliriz, o derece önemli bir konu,” diyen Engin, kanal çevresindeki güvenlik ve geçiş maliyetlerinin tüm küresel lojistiği etkilediğini vurguladı.
2025 KOBİ’LER İÇİN ZORLU BİR YIL OLDU
UTİKAD Başkanı, 2025’in finansmana erişim açısından özellikle KOBİ ölçekli lojistik firmaları için zorlu geçtiğini dile getirdi. “KOBİ niteliğindeki aile şirketleri finansman, yeşil lojistik ve mevzuat yükleri nedeniyle ciddi baskı altında kaldı. Bu durum sektördeki sürdürülebilirlik çabalarını da etkiledi” dedi.
SURİYE VE IRAK’TAKİ GELİŞMELER TÜRK LOJİSTİĞİ İÇİN KRİTİK
Engin, Türkiye’nin lojistik yatırımlarını bölgesel istikrarla paralel yürüttüğünü belirterek Suriye ve Irak’taki gelişmelerin sektör için belirleyici olduğunu söyledi:
“Nasıl Irak’ta önümüzü daha net görebiliyorsak, Suriye’de de aynı tabloyu istiyoruz. Türkiye, Kalkınma Yolu Projesi gibi büyük altyapı planlarını bu istikrar üzerine kuruyor.”
ZENGEZUR KORİDORU YENİ TAŞIMA HATLARINI ŞEKİLLENDİRECEK
Engin, Zengezur Koridoru’nun devreye girmesiyle Hazar, Karadeniz ve Gürcistan merkezli yük trafiğinin Türkiye-Azerbaycan hattına kayacağını belirtti. “Bu koridor, Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanan Türk lojistik zincirini hızlandıracak. Çin ve Hindistan gibi üretim merkezlerinin yükleri de bu hat üzerinden Türkiye’ye taşınabilir” dedi.
2026’DA NAVLUNLAR ORTA SEVİYEDE, KAPASİTE KULLANIMI DÜŞÜK OLACAK
Engin, 2026’da lojistik sektörünü zorlu operasyonel koşulların beklediğini ifade etti:
“Dünya ticareti yavaşlıyor, taşıma kapasiteleri geniş ama doluluk oranları düşüyor. Bu da navlunların çok yüksek seyretmemesine, orta seviyede kalmasına yol açacak. Bu durum ihracat performansımızı da sınırlayabilir.”
“2026’DA ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK ARTIYOR”
Engin, yılın genelinde daha sakin bir jeopolitik tablo beklediklerini vurguladı:
“Jeopolitik konular oturdu diyebiliriz. Suriye’de nispi istikrar, Irak’ta devam eden süreç ve Rusya-Ukrayna krizinde çözüm iradesinin ortaya çıkması, 2026’yı daha öngörülebilir kılacak. Bu da planlama açısından lojistik sektörü için önemli bir avantaj sağlayacak.”