Küresel enerji dönüşümünün 2030 vizyonu: 1500 gigavat kapasite

Küresel enerji dönüşümünde öne çıkan elektrik depolama sektöründe 2030'a kadar 1500 gigavat kapasite hedefleniyor. 2030 hedefinin yakalanabilmesi için piyasanın, depolamanın sunduğu tüm hizmetleri tanıyacak şekilde yenilenmesi ve yatırımcı güvenini artıracak mekanizmaların devreye alınması gerektiği vurgulanıyor.

Giriş: 16.10.2025 - 14:04
Güncelleme: 16.10.2025 - 14:04
Küresel enerji dönüşümünün 2030 vizyonu: 1500 gigavat kapasite

Küresel doğal gaz yatırımlarıyla eşit seviyeye yaklaşan batarya yatırımlarının, gelecek yıllarda öne geçmesi bekleniyor.  Küresel enerji dönüşümünde öne çıkan elektrik depolama sektörü, 2030'a kadar öngörülen 1500 gigavatlık kapasite hedefiyle kritik bir döneme giriyor. Bu alanda yatırımlar hızla artsa da piyasa mekanizmalarındaki boşluk, bu teknolojinin gerçek potansiyeline ulaşmasını engelliyor.


Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen Enerji Depolama Konferansı'nda "Supercharging Battery Storage" girişiminin hazırladığı “Elektrik Depolamanın Değeri" raporu değerlendirildi.


Buna göre, temiz enerji dönüşümünün kritik unsurlarından biri olarak öne çıkan elektrik depolama teknolojileri, dünya genelinde hızla artan yatırımların odağı haline geldi. Bu kapsamda, 2030'a kadar 1500 gigavat depolama kapasitesine ulaşılması hedefleniyor. Bu rakam, 2023'teki mevcut kapasitenin yaklaşık 6 katına karşılık geliyor.


ENERJİ DEPOLAMA YATIRIMLARI SON 10 YILDA KATLANDI
Rapora göre, enerji depolama yatırımları son 10 yılda katlanarak arttı. Özellikle lityum-iyon bataryaların maliyetinde yaşanan yüzde 90'lık düşüş, projelerin finansal fizibilitesini güçlendirdi. Batarya yatırımları, bugün itibarıyla küresel doğal gaz yatırımlarıyla eşit seviyeye yaklaşırken gelecek yıllarda bu kalemi aşması bekleniyor.


Depolama sistemleri, yalnızca arz-talep dengesini sağlamakla kalmıyor, şebeke esnekliği, frekans düzenlemesi ve acil durumlarda kesintisiz enerji temini gibi kritik işlevler üstleniyor. 2030'a kadar enerji sektöründeki karbon emisyonu azaltımlarının yüzde 60'ının batarya çözümleriyle ilişkili olacağı öngörülüyor.


YÜKSEK SERMAYE MALİYETLERİ
Bununla birlikte rapor, ekonomik boşluğa da dikkati çekiyor. Depolamanın teknik faydaları hızla artarken mevcut piyasa mekanizmaları bu hizmetleri yeterince değerli kılmıyor. Yüksek sermaye maliyetleri ve belirsiz gelir akışları, yatırımcıların projelere temkinli yaklaşmasına yol açıyor. Almanya, Birleşik Krallık ve Kanada gibi ülkeler yeni düzenlemelerle bu açığı kapatmaya çalışıyor.


Uluslararası örnekler de depolamanın ekonomik ve çevresel katkılarını ortaya koyuyor. Almanya'da büyük ölçekli batarya depolama projelerinin 2050'ye kadar 12 milyar avroluk ekonomik fayda sağlayacağı, 2030'da ise 6,2 milyon ton karbondioksit emisyonunu önleyeceği hesaplanıyor. Rapora göre, İspanya'da ise 16 gigavatsaat kapasiteye sahip Alcantara 2 hidroelektrik projesi, yenilenebilir entegrasyonu için "dev batarya" işlevi görecek.


Raporda, 2030 hedefinin yakalanabilmesi için piyasanın, depolamanın sunduğu tüm hizmetleri tanıyacak şekilde yenilenmesi, tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi ve yatırımcı güvenini artıracak mekanizmaların devreye alınması gerektiği vurgulanıyor.