Kuantum ve yapay zekayla ‘ilaç’ gibi dönüşüm

Süper bilgisayarların bile yıllar sürecek hesaplamalarını dakikalara indiren kuantum teknolojisi, yapay zekayla birleşerek birçok sektörde devrim yaratıyor. Ar-Ge maliyetlerini düşüren, yeni keşifleri hızlandıran bu dönüşüm; finans, enerji, ilaç, lojistik ve savunma gibi stratejik alanlara da yayılıyor. Türkiye ise QuanT projesiyle küresel yarışta söz sahibi olmaya hazırlanıyor.

Giriş: 03.10.2025 - 09:41
Güncelleme: 03.10.2025 - 09:43
Kuantum ve yapay zekayla ‘ilaç’ gibi dönüşüm

Kuantum bilgisayarlar ile yapay zeka algoritmaları birleşerek ilaç sektörü başta olmak üzere birçok sektörde yeniliklere yol açmaya hazırlanıyor. Moleküler seviyedeki karmaşık hesaplamaların artık dijital ortamda ışık hızında yapılabilmesi için kuantum bilgisayarları geliştiriliyor. Yapay zeka ve kuantum teknolojileriyle yeni ilaç keşfi hızlanırken Ar-Ge maliyetlerini düşürdüğü gözlemlendi. Türkiye de bu teknolojik dönüşümde yerini almaya hazırlanıyor.


SÜPER BİLGİSAYARIN ÖNÜNDE

Süper bilgisayarlarla bile on yıllar sürecek işlemeleri dakikalar içinde çözme potansiyeline sahip olan kuantum bilgisayarlar, hesaplama gücünü bambaşka bir ölçeğe taşıyor. Bu teknolojinin en önemli avantajı, doğrudan kuantum fiziğinin temel prensiplerine dayanarak hesaplama yapabilmesi; yani moleküler ve atomik düzeydeki etkileşimleri birinci prensiplerden çok yüksek doğrulukla simüle edebiliyor. Yapay zeka ise büyük veri setlerini analiz edip öğrenme becerisiyle öne çıkıyor. Ancak özellikle kimya ve ilaç geliştirme gibi alanlarda kuantum düzeyindeki etkileşimlerin karmaşıklığını tam olarak modellemekte zorlanabiliyor. İşte bu noktada kuantum teknolojisi ve yapay zeka birbirini tamamlıyor. 


HANGİ ALANLARDA KULLANILIYOR?

Kuantum destekli yapay zeka (Quantum AI), klasik hesaplamanın sınandığı problemleri çözmek için benzersiz bir kapı aralıyor. Bu yaklaşım, inanılmaz bir hız kazandırmakla kalmıyor; daha önce çözümsüz görülen sorunları da gideriyor. Örneğin, geleneksel yapay zeka modelleri yeterli veri olmadığında isabetli sonuçlar üretemezken kuantum bilgisayarlar eksik veriyi simülasyonlarla tamamlayarak bu boşluğu doldurabiliyor. Kuantum hesaplama ile üretilen yüksek kaliteli sentetik ve moleküler veriler, yapay zeka modellerini eğitmek için kullanılabiliyor. Böylece AI algoritmaları çok boyutlu ve kompleks kimyasal uzayları daha etkin tarayabiliyor.


KUANTUM DOPİNGİ

Dünya genelinde ilaç keşfi ve geliştirme süreci hem maliyetli hem uzun. Yeni bir ilacın molekülden hastaya ulaşması ortalama 10-15 yıl sürerken, bu süreç 1 ila 4 milyar doları bulabilen dev bütçeler gerektiriyor. Üstelik klinik denemelere kadar gelebilen aday ilaçların yaklaşık yüzde 88’i onay alamıyor. Bu zorlu tabloda kuantum teknolojisi ile yapay zekanın işbirliği, ilaç endüstrisine önemli bir dönüşüm vadediyor. Kuantum hesaplama sayesinde araştırmacılar, bir ilacın hedef proteine nasıl bağlanacağını veya vücutta nasıl etkileşimler yaratacağını yüksek doğrulukla öngörebiliyor.

Dünyaca ünlü ilaç şirketi AstraZeneca, Amazon Web Services (AWS), IonQ ve NVIDIA ile işbirliği yaparak kuantum hızlandırmalı hesaplama yöntemiyle bir kimyasal reaksiyon simülasyonu gerçekleştirdi. Bu çalışma, küçük moleküllü bir ilacın sentezinde kullanılan reaksiyonun kuantum bilgisayar yardımıyla modellenebileceğini gösterdi. Yine bir diğer ilaç devi Boehringer Ingelheim, ilaç metabolizmasında kritik rol oynayan metalloenzimlerin elektronik yapısını kuantum bilgisayarlarla hesaplamak üzere PsiQuantum şirketiyle birlikte çalışmaya başladı. Bu sayede, klasik yöntemlerin ötesinde bir detay seviyesinde moleküler yapı hesaplamaları yapılabiliyor. Kuantum algoritmaları, yapay zekanın da yardımıyla doğru ilacı doğru hedefe yönlendirme konusunda insan kapasitesinin çok ötesinde bir tarama yapıyor.


17 ŞİRKETLİK ORTAKLIK

İlaç Ar-Ge’sindeki kuantum ve yapay zeka, küresel ölçekte konsorsiyumları ve girişimleri de harekete geçirdi. Büyük ilaç firmalarının da bulunduğu 17 şirketlik QuPharm inisiyatifi, sağlık alanında kuantum ve yapay zeka uygulamalarını hızlandırmak üzere kuruldu. Yine birçok ilaç şirketi, kuantum teknolojisi öncüleriyle ortaklıklar kuruyor. Amgen şirketi Quantinuum’un kuantum sistemlerini kullanarak protein–ilaç etkileşimlerini incelerken, IBM ve Moderna hibrit kuantum-klasik hesaplama ile mRNA dizilimlerini başarıyla simüle etmeyi başardı. Biyoteknoloji firması Biogen ise nörolojik hastalıklara çare bulmak amacıyla 1QBit ile birlikte kuantum destekli molekül karşılaştırma projeleri yürütüyor. 


TÜRKİYE EŞGÜDÜMLÜ İLERLİYOR

Türkiye’de de kuantum teknolojisinde ilerlemeye eşgüdümlü devam ediyor. TOBB ETÜ’de geliştirilen QuanT kuantum bilgisayarı, Türkiye’yi bu alanda söz sahibi 15 ülke arasına soktu. Kasım 2024’te Ankara’da tanıtılan ‘QuanT’ adlı Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarı, önemli bir dönüm noktası oldu. Yetkililer, kuantum bilgisayarların hesaplama gücü sayesinde kriptografi, yapay zeka, ilaç geliştirme, enerji optimizasyonu gibi alanlarda çığır açacak çözümler üretilebileceğini vurguluyor. Özellikle QuanT’ın sağladığı altyapının, yerli kuantum algoritmaların geliştirilmesine zemin hazırlayarak Türkiye’yi bu kritik teknolojide söz sahibi yapması hedefleniyor.


KUANTUM İÇİN ÖZEL ÇAĞRILAR

Türkiye’de kamunun da öncülüğünde de kuantum teknolojileri ve yapay zeka entegrasyonuna yönelik ciddi Ar-Ge teşvikleri başlatılmış durumda. TÜBİTAK, 2025 yılında Ufuk Avrupa-Hassas Teknolojiler başlıklı bir çağrı ile Avrupa ülkelerindeki kurumlarla ortak projelere destek vermeye başladı. Bu çağrı kuantum hesaplama ve yapay zeka birleşimini kullanarak yenilikçi çözümleri hedefliyor. Türkiye’nin önünü açtığı başka bir alan ise yapay zekanın sağlık ve havacılık gibi kritik sektörlerde kullanımı. Havacılıkta daha verimli uçak parçalarının üretken yapay zeka ile tasarlanması veya tıp alanında genetik verilerden hastalık risklerini analiz eden yapay zeka uygulamaları gibi projeler destekleniyor.


DİĞER SEKTÖRLERE ETKİSİ

Kuantum teknolojisi ile yapay zeka birleşiminin oluşturduğu etki, sadece ilaç sektörü ile sınırlı kalmayacak kadar büyük. İşte diğer sektörlere etkisi

* Finans: Kuantum destekli yapay zeka, portföy optimizasyonu, risk analizi ve piyasa simülasyonları gibi devasa hesaplama gerektiren finansal işlemlerde kullanılıyor. Ayrıca kuantum teknolojisi, mevcut şifreleme yöntemlerini çözebildiği gibi yeni nesil kriptografi algoritmalarıyla finansal veriyi siber saldırılara karşı koruma altına alma özelliğine sahip.


* Lojistik: Tedarik zinciri yönetimi ve rota optimizasyonu gibi lojistik problemleri, binlerce değişkenin aynı anda değerlendirilmesini sağlıyor. Kuantum bilgisayarlar klasik algoritmaların günlerce sürecek hesaplamalarını kısa sürede yapabildiğinden, küresel lojistik ağlarında en verimli dağıtım planlarını gerçek zamanlı oluşturuyor.


 * Enerji: Elektrik şebekelerinin optimizasyonundan yeni malzeme keşfine, enerji sektörü hesaplama gücünü sağlayabiliyor. Kuantum ve yapay zeka sayesinde enerji üretim ve dağıtım ağlarını optimize etmek, talep tahminlerini hassaslaştırmak mümkün olacak.


 * Savunma: Savunma ve güvenlik sektörü, kuantum teknolojisinin stratejik öneminin en yüksek olduğu alanlardan. Kuantum tabanlı kriptografi ve iletişim, devletlerin gizli haberleşme ağlarını kuantum bilgisayar saldırılarına karşı koruma altına alacak yenilikler sunuyor. 


10 SENE SONRA BAŞKA BİR DÜNYA OLACAK

ComPro Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Keklik, “Kendi kuantum teknolojinize sahip olamazsanız kuantum esaretine maruz kalırsınız. Bu anlamda nükleer teknolojilerdeki üstünlük neyse kuantum teknolojilerindeki üstünlük de yarın o olacak” dedi. Keklik, kuantum teknolojisinin geniş bir yelpazede her şeye etki edebilecek bir kapasiteye sahip olduğuna değinerek, şunları kaydetti: “Siz belki doktorunuzdayken orada size özel ilaç üretilebilecek. Herkese çok uzak gibi geliyor ama değil. 10 sene sonra dünya başka bir yer olacak. Kendi kuantum teknolojinize sahip olamazsanız kuantum esaretine maruz kalırsınız. Bu anlamda da nükleer enerji ve nükleer teknolojilerdeki üstünlük neyse kuantum teknolojilerindeki üstünlük de yarın o olacak.”