istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

Kozmik çarpışmaların kodları çözüldü

Nature’da yayımlanan uluslararası araştırma, kuantum fiziği ve yüksek hassasiyetli hesaplamalarla kara delik çarpışmalarını eşi benzeri görülmemiş doğrulukta modelledi. Soyut Calabi-Yau yapılarının ilk kez gözlemlenebilir evrende rol oynaması, teorik fizik ve astrofizik arasında yeni bir köprü kuruyor.

Giriş: 15.05.2025 - 14:47
Güncelleme: 15.05.2025 - 14:47
Kozmik çarpışmaların kodları çözüldü

Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, evrenin en ekstrem olaylarını açıklamada yeni bir teorik eşik ortaya koydu. Humboldt Üniversitesi Berlin’den Prof. Jan Plefka ve Queen Mary Londra Üniversitesi’nden Dr. Gustav Mogull öncülüğündeki uluslararası araştırma ekibi, kara deliklerin ve nötron yıldızlarının çarpışmalarını benzeri görülmemiş bir hassasiyetle modelledi. Elde edilen sonuçlar, yerçekimi dalgalarının anlaşılmasında önemli bir dönüm noktası oluşturuyor.


BEŞİNCİ DÜZEN HESAPLAMA

Kuantum alan teorisinden türetilen ileri düzey tekniklerle çalışan ekip, saçılma açıları, yayılan enerji ve geri tepme gibi gözlemlenebilir olaylar için beşinci Minkowski sonrası (5PM) düzeyi hesapladı. Bu düzey, teorik fizikte bugüne kadar ulaşılmış en ileri hesaplama basamağını temsil ediyor. Hesaplamalarda dikkat çeken unsurlardan biri, Calabi-Yau üç katlı periyotlarının beklenmedik şekilde ortaya çıkması oldu. Bu yapılar, sicim teorisi ve cebirsel geometri gibi matematiksel alanlarda kök salmış olup, daha önce yalnızca soyut matematik çerçevesinde ele alınıyordu. Artık bu geometrik formlar, evrendeki gerçek fiziksel süreçleri açıklamak için doğrudan kullanılıyor.


YENİ NESİL GÖZLEM ÇAĞI

Çalışma, yerçekimi dalgası gözlemevlerinin duyarlılığının giderek artmasıyla daha da önem kazanıyor. LIGO’nun gelişmiş fazları ve LISA gibi gelecek vadeden dedektörlerin yolda olması, teorik modellerde yüksek doğruluk ihtiyacını kaçınılmaz hale getirdi.


Bu kapsamda araştırmacılar, iki kara deliğin kütleçekimsel etkileşimi ve bu süreçte ortaya çıkan radyasyon, saçılma ve geri tepme gibi olguları modellemek için olağanüstü bir matematiksel ve hesaplamalı titizlikle çalıştı. Elde edilen sonuçlar, özellikle yüksek hızlı saçılma süreçlerini içeren ve klasik varsayımların artık geçerli olmadığı senaryolarda kritik rol oynayacak.


CALABİ-YAU SÜRPRİZİ

Berlin Humboldt Üniversitesi’nde doktora çalışmaları yürüten araştırmacılardan biri, Calabi-Yau yapıların bu bağlamda ortaya çıkmasının matematik ve fizik arasındaki etkileşime dair anlayışı derinleştirdiğini ifade etti. Bu içgörüler sayesinde, gözlemsel verilerin yorumlanmasında kullanılan şablonlar daha da hassas hale geliyor ve kütleçekim dalgası astronomisinin geleceği yeniden şekilleniyor.


YAVAŞ DEĞİL, HIZLI

Yeni modelleme, yalnızca yavaş hareket eden kara delik çiftlerine değil, aynı zamanda yüksek hızla çarpışan sistemlere de uygulanabiliyor. Bu sayede, klasik yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda bile doğruluk korunuyor. Kütleli cisimlerin ivmelenmesiyle ortaya çıkan kütleçekim dalgaları, bu tür ekstrem olayların ardından uzay-zamanda iz bırakıyor. Geri tepme etkisi olarak bilinen bu fenomen, dağılan kara deliklerin hareketini ve bu hareketin galaksi oluşumu üzerindeki potansiyel etkilerini daha iyi anlamamıza olanak tanıyor.

Kozmik çarpışmaların kodları çözüldü


HESAPLAMALI FİZİĞİN GÜCÜ

Araştırma kapsamında, Berlin’deki Zuse Enstitüsü’nde 300.000 çekirdek saatten fazla yüksek performanslı hesaplama gerçekleştirildi. Bu işlem gücü, fizikçilerin modelleme doğruluğunu artırmasında kritik rol oynadı. Yüksek hesaplama kapasitesi, daha önce çözülmesi olanaksız görünen denklemleri çözülebilir hale getirerek projenin başarısında belirleyici oldu.


SİNERJİNİN BAŞARISI

Araştırma ekibi, bu çalışmanın disiplinler arası iş birliklerinin bilimdeki zorlukları aşmada nasıl hayati bir rol oynayabileceğini gösterdiğini vurguluyor. Matematiksel teoriyle pratik hesaplamanın kesiştiği bu noktada, insan bilgisinin sınırlarına ulaşılabileceğini ortaya koyan bir örnek sunulmuş oldu. Ayrıca çalışmada kullanılan KIRA gibi araçların yalnızca teorik fizikte değil, çarpıştırıcı fiziği gibi farklı alanlarda da uygulanabileceği belirtiliyor.


SOYUTTAN SOMUTA

Elde edilen bulgular, sadece kütleçekim dalgası fiziğinde yeni ufuklar açmakla kalmıyor; aynı zamanda soyut matematikle gözlemlenebilir evren arasındaki mesafeyi de daraltıyor. Bu çerçevede Calabi-Yau yapılarının kullanımı, kuantum mekaniğinin karmaşık matematiği ile astrofiziğin makroskobik doğasını birleştiren yeni bir çağın başlangıcı olabilir.


Uluslararası araştırma iş birliği, çalışmalarını daha yüksek düzey hesaplamalara doğru genişletmeyi ve elde edilen sonuçları gelecek nesil kütleçekim dalgası modellerinde kullanmayı planlıyor.