Sektörün önde gelen sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri, 2024'ü değerlendirirken, 2025 beklentilerini paylaştı.
Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici, konut satış rakamlarının 2024'te önceki yılın üzerinde gerçekleşeceğini belirterek, ocak-kasım döneminde el değiştiren konut sayısının 2023'ün tamamını geçtiğini söyledi.
Aralık rakamlarının açıklanmasıyla 2024'e ilişkin konut satış adetlerinde önceki yıla göre yüzde 17-18 artış beklediklerini dile getiren Çekici, "Geçen sene hem deprem baz etkisi hem yüksek reel konut fiyatları gerçeği vardı, bu sene ise konutların değeri reelde neredeyse hiç artmadı, dolayısıyla satışların daha iyi olacağını özellikle son 5 ayın istatistikleri söylüyor. Türkiye konut pazarı Avrupa'da da birinci pazar, OECD ülkeleri içinde Amerika'dan sonra ikinci sırada." dedi.
Çekici, konutta kredi faizlerinin düşmesiyle daha fazla canlanma yaşanabileceğini kaydederek, yüksek faiz oranlarının konut alıcılarının yatırım yapma isteğini baltaladığını, doğru politikalarla gayrimenkulün tekrar en güvenilen yatırım aracı haline getirilebileceğini anlattı.
TCMB'nin ilk faiz indirimini geçen ay yaptığını anımsatan Çekici, "Piyasalar ve uzmanlar, bu indirimlerin devam edeceğini öngörüyor. Dolayısıyla faizlerin düşmeye başladığı bu süreçte konut satışlarının artacağını, öngörülebilir zeminin oluşmasıyla üretimin de hızlanacağını düşünüyoruz." diye konuştu.
KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ ŞART
Neşecan Çekici, Türkiye'nin konut krizine yönelik bütüncül bir politika benimsemesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konuyu sık sık her platformda tekrar ediyoruz. Uzun vadede, kentsel dönüşümün hızlandırılması ve konut sahipliği oranının tekrar yüzde 70 seviyelerine çıkarılması için kamu-özel işbirliği, hatta belli konularda iş bölümü şart. Çok disiplinli sektörümüzün birçok bileşeni, önemli bir düzeltme ve normalleşme dönemi yaşıyor. Gayrimenkul sektörü Türkiye ekonomisinin kalbidir. Bu her zaman böyleydi, yarın da öyle olacak. Sektörün nabzının daha sağlıklı atmasını sağlamak, ekonomide tekrar çarpan etkisi yaratmak için bazı yenilikçi önlemler, düzenlemeler gerekiyor."
Çekici, Türkiye'de yıllık konut üretimi ihtiyacının 800-900 bin olduğunu ancak şu anda bunun 500-600 bin civarında seyrettiğini dile getirerek, depreme karşı acil dönüştürülmesi gereken yüz binlerce konut bulunduğunu, ciddi bir bütünleşik konut politikasının acil koduyla Türkiye gündeminin üst sıralarında yer alması gerektiğini vurguladı.
Kamu, özel sektör, STK ve akademinin tek masada bir araya gelmeleri gerektiğini belirten Çekici, "Ortak akılla yeni yollar, yeni çözümler geliştirmeli, dünya ile entegre, kalıcı ve sürdürülebilir politikalar oluşturarak sektörümüzü canlandırmalı ve dolayısıyla toplumu içinde bulunduğu barınma krizinden çıkartmalıyız." ifadelerini kullandı.
KİRALARI YARI YARIYA DÜŞÜREBİLİRİZ
GYODER Başkanı Çekici, barınma sorununa çare olmak için GYODER Yeni Konut Modeli'ni kurguladıklarını anımsatarak, bu modelle kira fiyatlarını yarıya indirmeyi ve kentsel dönüşüme zemin hazırlamayı amaçladıklarını söyledi.
Kamunun kiraya veren konumunda olduğu bu modelde, arsa maliyetlerini düşürerek konut üretim maliyetlerini dengelemeye çalıştıklarını ifade eden Çekici, sözlerini şöyle tamamladı: "Devletin elindeki arsalar, gayrimenkul geliştiricilerine belli bir proje dönemi için ödünç verilirse ve kamu-özel işbirliği yöntemiyle seri bir üretim yapılırsa on binlerce konut inşa edilebilir. Arsa maliyeti sebebiyle oluşan fark kiraları yarı yarıya düşürüyor. Bu modelde, kullanıma açılacak arsalarda konutların üretilmesi sağlanırken, arsaların mülkiyeti de devlette kalıyor. Kamunun kiraya veren konumunda olduğu bu modelin finansmanını, sermaye piyasası enstrümanlarını da içine alan çeşitli senaryolarla destekledik. Yani finansman için de devlete yük olmuyoruz, devletten sadece arsa istiyoruz."
1,4 MİLYONU AŞACAĞINA KESİN GÖZLE BAKIYORUZ
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova da ilk yarısı durgun, ikinci yarısı ise hareketli bir yılı geride bıraktıklarını belirterek, "Aralık rakamlarının da açıklanmasıyla 2024'te konut satışlarının 1,4 milyonu aşacağına kesin gözle bakıyoruz." dedi.
Özellikle düşük ve orta gelire hitap eden markasız konutlarda anlamlı bir canlılık olduğunu dile getiren Kumova, "Faiz, borsa, altın ve kripto gibi yatırımlardan kazananlar, reel konut fiyatlarındaki düşüşü fırsat bilerek ve konut fiyatlarının artışa geçeceğini öngörerek alıma yöneldi." ifadelerini kullandı.
Kumova, "İnsanlar konuttaki fırsatın farkında ve birikimlerini konuta yönlendirmeye başladı. Konut üreticilerinin yaptığı kampanyalar ve vadelendirme seçenekleri de bu talebin canlanmasında çok etkili oldu. Ayrıca, konut yatırımcısı faizler her ne kadar yüksek olsa da konut fiyatlarının düşük olduğunu düşünerek ileri dönemlerde yapılandırma seçeneklerini de göz önüne alarak kredi kullanımına yönelmeye başladı ancak henüz ipotekli satışların payı düşük seviyelerde." diye konuştu.
ÜRETİMİ TEŞVİK EDECEK EKONOMİK ORTAM SAĞLANMALI
Ramadan Kumova, uzun süredir uygulanan faiz artırımlarının aralıkta sona ermesiyle konut kredi faizlerinde de indirimlerin başlayacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun şüphesiz olumlu etkileri olacaktır ancak bu indirimlerin devam etmesi gerekiyor. En az 6-7 ay üst üste devam eden faiz indirimleri satışlarla birlikte üretimi de hızlandıracaktır. 2024 sonuna doğru açıkladığımız KONUTDER Sektörel Beklenti Anketi'nde üyelerimizin yüzde 31,8'i önümüzdeki 6 ayda üretimin artacağını belirtirken, anketin bir önceki döneminde bu oran yüzde 0'dı. 2024'ün ikinci yarısından itibaren rakamların düzeliyor olmasını daha sağlıklı bir piyasaya yönelik umut verici gelişme olarak değerlendiriyoruz ancak kısa süredir esen bu olumlu rüzgarın da yanıltıcı olmaması gerektiğinin altını çiziyoruz."
Kumova, konut ihtiyacının ikinci el stokundan karşılanmaya devam ettiğini belirterek, buradaki tıkanıklığı gidermek adına konut üretimini teşvik edecek ekonomik ortamın sağlanmasının artık kaçınılmaz bir hal aldığını vurguladı.
Ramadan Kumova, "Buradaki gelişmeler doğrultusunda 2025'te konut arzında görece bir artış olacaktır ve raflarda bekleyen projeler yavaştan hayata geçirilmeye başlayacaktır ancak bu artışın limitli olacağını düşünüyoruz." dedi.
ARSA MALİYETLERİNİ DÜŞÜRECEK FORMÜLLER
KONUTDER Başkanı Kumova, sektörün önünde duran en büyük sorunların yüksek faiz, maliyet artışları, arsa teminindeki yetersizlikler ve hane halkının satın alma gücündeki düşüş olduğunu aktararak, faiz indirimlerinin başlamasıyla sürecin biraz da olsa iyileşeceğini ancak daha temel çözümlere ihtiyaç olduğunu söyledi.
Kredi faizlerindeki iyileşmeyle yeni üretimler için kaynak oluşturulabileceğini dile getiren Kumova, konut üretiminin önündeki en büyük engellerden olan arsa maliyetlerini düşürecek formüller üzerinde durulması gerektiğini vurguladı.
Kumova, kamu-özel işbirliğinin bu noktada en ideal çözümlerin başını çektiğini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı: "Yüzde 56,1'e gerileyen konut sahipliği oranı 2000'lerin başından bu yana en düşük oran olarak kayda geçti. 2000'lerin başında bu oran yüzde 70'li seviyelerdeydi. Son 17 yılda dar gelirlinin ev sahibi olma oranı yüzde 61'den yüzde 45'e gerilemiş durumda. TOKİ ile benzer bir model uygulanabilir, sabit gelirli ve dar gelirli vatandaşlarımızın barınma gereksinimleri karşılanabilir. Böylelikle TOKİ'nin üzerindeki yük hafifletilip kamu-özel sektörü işbirliğiyle sosyal konut ve erişilebilir konut üretiminin artırılması adına en ideal çözüm hayata geçirilmiş olur. Kamunun geliştireceği arsalar üzerinde özel sektörün imalat sürecinin tüm aşamalarını TOKİ kontrolü ve onayı ile yapabilir ve satış fiyatları da TOKİ ile geliştirici firma tarafından beraberce belirlenerek toplumun alt gelir gruplarına daha rahat konut üretebilir."