Çarşamba, 27 Kasım, 2024
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'ndan (TSKB) yapılan açıklamada, TSKB Ekonomik Araştırmalar Departmanı'ndan Can Yücel tarafından hazırlanan "Gıda Güvencesi: Soframızın Bugünü ve Yarını" başlıklı raporun sonuçları paylaşıldı.
Rapora göre, Türkiye'nin gıda güvencesinde OECD ortalamasının gerisinde bir performans sergilediğine dikkat çeken rapor, gıda güvencesinin sürdürülebilirliği esas alan politika adımlarıyla sağlanabileceğine işaret ederek, kalkınma finansmanı kuruluşlarının gıda güvencesini sağlamaya destek verme konusunda önemli rol oynadığını belirtiyor.
Türkiye'de gıda güvencesinin sağlanmasıyla birlikte, bağlantılı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında da gelişme kaydedilebileceğine vurgu yapan rapor, gıda güvencesinin kalkınma gündeminde, iklim krizi, su varlığı, toprak ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi diğer önemli kalkınma konularıyla kesiştiği noktaları da analiz ediyor.
Gıda güvencesinin, sürdürülebilirliği esas alan politika adımlarıyla sağlanmasının yalnızca açlıkla savaş konusunda değil, iklim krizinin etkileriyle mücadele, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, su kaynaklarının verimli kullanılması ve toprak bozulmasının önlenmesine ilişkin pek çok kalkınma temasıyla ortak noktası bulunuyor.
DÜNYADA YETERLİ BESLENEMEYEN KİŞİLERİN ORANI 2030'DA YÜZDE 9,8'E YÜKSELEBİLİR
İklim krizinin yıkıcı etkileri, temel tarım ürünlerinin rekoltelerindeki gerilemeyi tetiklemesi açısından tehlike oluşturuyor.
Dünyada kişi başı yıllık gıda tüketimi 2050'de 573 kilograma ulaşabilecek. Diğer yandan, bu rakamın iklim krizi etkileri dikkate alındığında 547 kilograma kadar gerileyebileceği belirtiliyor. Bir başka deyişle, tahminler dünyada kişi başı gıda tüketiminin iklim krizi etkisiyle yüzde 4,6 gerileyebileceğini gösteriyor.
Artan nüfus gelecek dönemde tarımsal ürünlere talebi artıracak ve yükselen talebe karşılık gittikçe azalan su kaynakları, gıda güvencesinin sağlanabilmesine karşı büyük bir risk faktörü oluşturuyor.
Türkiye, toplam çekilen suyun yüzde 84,9'unu, yer altı suyunun yüzde 67'sini tarımsal sulamaya ayırıyor. Bu durum içme ve kullanma suyunun yeterli olmadığı durumlarda kullanılmak için bir rezerv işlevi gören yer altı su varlığı için bir tehlike oluşturuyor.
Türkiye, OECD ülkeleri arasında toplam çekilen sudan en yüksek payı tarımsal sulamaya ayıran ülke olarak konumlanıyor. Toplam su tüketimi için çekilen suyun yüzde 84,9'u tarımsal sulama için kullanılıyor. Bu oran, AB üye ülkeleri genelinde kaydedilen yüzde 30,9 seviyesinin oldukça üzerinde yer alıyor.
Dünyada yeterli beslenemeyen kişi sayısının toplam nüfusa oranının 2030'da yüzde 9,8'e yükseleceği öngörülüyor.
Artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılayabilmek için 2050'ye kadar dünya gıda üretiminin yüzde 60, kullanılabilir su miktarının ise yüzde 15 artırılması gerekiyor.
24 Eylül 2021 Cuma
27 Kasım 2024 Çarşamba
27 Kasım 2024 Çarşamba
27 Kasım 2024 Çarşamba
27 Kasım 2024 Çarşamba
27 Kasım 2024 Çarşamba