Karahantepe'de tarihi keşif: 12 bin yıllık insan yüzlü dikili taş bulundu

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Taş Tepeler Projesi kapsamında Karahantepe'de yapılan kazılarda, 12 bin yıl öncesine ait ve üzerinde ilk kez insan yüzü betimlenmiş bir T biçimli dikili taş bulunduğunu duyurdu.

Giriş: 06.10.2025 - 12:00
Güncelleme: 06.10.2025 - 12:00
Karahantepe'de tarihi keşif: 12 bin yıllık insan yüzlü dikili taş bulundu

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Karahantepe’de gerçekleştirilen son kazılarda, ilk kez insan yüzü betimli bir T biçimli dikili taş gün yüzüne çıkarıldığını duyurdu.


Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen Taş Tepeler Projesi kapsamında 2025 yılı kazı çalışmaları 10 ayrı alanda sürüyor. Bu alanlardan biri olan Karahantepe’de gerçekleştirilen son kazılarda, ilk kez insan yüzü betimli bir T biçimli dikili taş gün yüzüne çıkarıldı.


12 BİN YIL ÖNCESİNDEN GELEN YÜZ 

Göbeklitepe ve çevresinde bulunan T biçimli dikili taşların üzerlerindeki kol ve el kabartmaları, uzun süredir bu taşların insanı sembolize ettiği düşüncesini güçlendiriyordu. Karahantepe’de ortaya çıkarılan bu yeni buluntu ise, ilk kez bir T biçimli dikili taş üzerinde insan yüzünün işlenmiş olmasıyla Neolitik dönem araştırmalarında yeni bir dönüm noktası olarak nitelendiriliyor.


Dikili taşın üst kısmında yer alan yüz betimi; keskin hatları, derin göz çukurları ve küt biçimli burnuyla Karahantepe’de daha önce bulunan insan heykelleriyle benzer bir üslup taşıyor. Bu keşif, Neolitik insanın yalnızca teknik ustalığını değil, kendini ifade etme biçimini ve soyut düşünme gücünü de ortaya koyuyor.


İNSANI SEMBOLLEŞTİREN İLK ANLATIM 
T biçimli dikili taşların çatı taşıyıcısı olmanın ötesinde sembolik bir anlam taşıdığı uzun süredir kabul ediliyordu. Ancak bu keşifle birlikte, bu taşların yalnızca insanı temsil etmediği, ilk kez yüz hatlarıyla insanın kendisini doğrudan betimlediği de anlaşıldı.


TAŞ TEPELER: İNSANLIK TARİHİNE AÇILAN KAPI 
Yaklaşık 12 bin yıl öncesine uzanan Taş Tepeler Projesi, insanlığın yerleşik yaşama geçiş sürecini ve inanç dünyasındaki dönüşümünü belgeleyen en kapsamlı arkeolojik girişimlerden biri. Anadolu’nun güneydoğusunda yürütülen çalışmalar, insanlık tarihinin bilinen en erken dönemlerine dair yeni bilgiler sunmaya devam ediyor.