Nadir Toprak Elementleri (NTE), elektrikli otomobillerden rüzgar türbinlerine, akıllı telefonlardan savunma ve uzay teknolojilerine kadar 200’ün üzerinde modern üründe kullanılıyor. Yüksek güçlü mıknatıslar, lazerler, radar ve sonar sistemleri yani İHA’lardan füzelere kadar birçok kritik parçada NTE kullanılıyor. Bu nedenle NTE, savunma sanayinde ön plana çıkarak, stratejik gücün unsuru haline geldi. Ülkeler NTE rezervlerine hakimiyet mücadelesine girdi. ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland ve Kanada’yı ABD’ye dahil etme isteği, bu mücadelenin en önemli göstergesi oldu.
ÇİN’İN HAKİMİYETİ
Dünyanın en büyük NTE rezervi ve işleme kabiliyetine sahip Çin ise Afrika ve dünyanın çeşitli bölgeleriyle yaptığı anlaşmalarla NTE’de hakimiyet sahasını genişletiyor. Çin’in nadir toprak elementlerine yönelik ihracat kısıtlamalarını artırması, Batılı savunma sanayi şirketlerini ciddi darboğaza sürüklüyor. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, küresel NTE pazarının yaklaşık yüzde 62’sini çıkarma ve yüzde 90’ını işlemede Çin tek başına lider. Bu durum, NTE’yi sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir güç unsuru haline getiriyor.
SAVUNMA ÜRÜNLERİNE YASAK
Küresel ölçekteki hakimiyet mücadelesi nedeniyle Çin hükümeti, NTE’lerin sadece sivil amaçlı kullanımına izin veriyor. İhracatçıların ürün veya üretim hattı fotoğrafları sunması talep edilirken, askeri uygulamaya dönük sevkiyatlar doğrudan engelleniyor. ABD’li bir drone üreticisi, Çin dışındaki alternatif tedarikçilerden NTE’den üretilen mıknatıs temin etmeye çalışırken iki aya varan gecikmeler yaşıyor. Jet motorlarında kullanılan NTE (samaryum elementi) ise piyasa değerinin 50-60 katına alıcı buluyor. Şirketler germanyum, galyum ve antimon gibi diğer stratejik elementlerin stoklarının da kritik seviyelere indiğini vurguluyor.
NTE İTHALATI VE YENİ KARARLAR
Çin’in kritik mineraller üzerindeki baskısı karşısında ABD yönetimi de karşı adımlar atıyor. ABD, 2027 itibarıyla savunma tedarikçilerine Çin kaynaklı nadir toprak mıknatıslarını kullanmayı askıya aldığını açıkladı. Çin’in kritik minerallerdeki hakimiyeti, ABD ve Avrupa’yı savunma tedarikinde zorluyor. ABD, 2027’den itibaren savunma sanayinde Çin kaynaklı nadir toprak mıknatıslarını kullanmayı durduracağını açıkladı. AB ise savunma bütçesini dört yılda 800 milyar Euro artırmayı planlarken, kritik mineral bağımlılığı ciddi bir stratejik zafiyet oluşturuyor. Modern füze ve radar teknolojilerinde kullanılan bu elementlerin ithalatına bağımlılık, Avrupa’nın yeniden silahlanma hedefini tehdit ediyor.
ALTERNATİF TEDARİKÇİ ARANIYOR
Diğer yandan ABD, Avrupa ve diğer ülkelerin NTE hammaddesi ve benzeri savunma sanayi ürünleri tedarikini güvenceye almak için yeni işbirliklerine yöneldi. Temmuz 2025’te Japonya ve AB, nadir element tedarikinde ortak kamu-özel işbirlikleri geliştirme kararı aldı ve Çin’e bağımlılığı azaltmak üzere ekonomik ortaklık anlaşması imzalandı. ABD ve Çin arasındaki görüşmeler sonucu, Çin’in uyguladığı nadir element ve mıknatıs ihracat kısıtlamalarını gevşetmesi yönünde bir anlaşmaya varıldığı açıklandı. Bu arada Hindistan, Şili ve Peru gibi ülkelerle kritik mineraller konusunda anlaşmalar için adım atıldı. Avrupa da 2030’a kadar kendi nadir element talebinin en az yüzde 10’unu kıta içinden çıkarma ve tedarikte hiçbir ülkeye yüzde 65’ten fazla bağımlı olmama kararı aldı.
EN BÜYÜK İKİNCİ REZERV TÜRKİYE’DE
Türkiye de nadir toprak elementleri konusunda son yıllarda oyun değiştirici bir konuma doğru ilerliyor. 2022’de Eskişehir’in Beylikova ilçesinde keşfedilen dev rezerv, yaklaşık 694 milyon tonluk nadir element cevheriyle Çin’den sonra dünyadaki en büyük ikinci NTE yatağı olarak kayda geçti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bu rezervin 17 elementten 10’unu çıkarma potansiyeli taşıdığını ve madenin yüzeye çok yakın olması sayesinde çıkarma maliyetlerinin düşük olacağını açıkladı.
GELECEĞİN ELEMENTLERİ NELER?
Dijital teknoloji, yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar, havacılık ve uzay gibi birçok sektörün vazgeçilmez girdilerinin nadir toprak elementleri olduğunu belirten Munzur Üniversitesi Nadir Toprak Elementleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Ceren Erüst Ünal, şunları kaydetti: “Periyodik tablodaki atom numaraları 57 (lantanyum) ile 71 (lutesyum) arasında değişen 15 lantanit ile benzer özelliklere sahip itriyum ve skandiyumdan oluşan 17 elementlik bu grup, stratejik önemiyle öne çıkıyor. Mıknatısların yüzde 28-32’si neodimyum, prasedmiyum ve disprosyum içeriyor. Dolayısıyla bu üç elemente yönelik talep son yıllarda başta yenilenebilir enerji ve e-mobilite olmak üzere birçok sektörde hızla artıyor. İngiltere, Kanada, Kore, Japonya ve AB ülkelerinin yayımladığı kritik hammadde listelerinde NTE, ekonomik değer ve arz riski bakımından en üst sıralarda yer alıyor.”
ÜRETİM VE KULLANIMDA ABD İKİNCİ
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) verilerine göre 44 milyon ton rezervle Çin’in ilk sırada yer aldığını, ABD’nin ise 1.8 milyon ton ile 7. sırada bulunduğunu hatırlatan Dr. Ceren Erüst Ünal, “Üretimde ise tablo farklı. ABD, 43 bin ton üretimle dünya toplamının yüzde 12.17’sini gerçekleştirerek ikinci sıraya yükseldi. Bu durum, ABD’nin yalnızca kendi rezervlerini değil, dış kaynaklardan elde edilen cevherleri de işlediğini gösteriyor. Bu nedenle ABD de AB de madencilik yatırımlarını artırmak, alternatif tedarik zincirleri kurmak ve işleme kapasitesini güçlendirmek istiyor. Türkiye gibi potansiyel üretici ülkeler de bu stratejik rekabette giderek daha önemli bir rol oynayabilir” dedi. ABD F-35 savaş uçağında yaklaşık 400 kilogram itriyum, terbiyum ve benzeri nadir element bulunuyor. Bu elementler, uçağın gelişmiş hedefleme ve diğer elektronik sistemleri için kritik bir rol üstleniyor.
TÜRKİYE KENDİ NTE’SİYLE KENDİ ÜRETİYOR
Türkiye’nin NTE rezervinin önemi sadece ekonomik değil, aynı zamanda savunma sanayindeki uygulamalarıyla da öne çıkıyor. Son yıllarda insansız hava araçları (SİHA/İHA) ve hassas güdümlü füzeler gibi teknolojilerde adından söz ettiren Türkiye, bu sistemlerin kritik bileşenlerinde NTE kullanıyor. Yerli İHA’ların elektrik motorlarında ve kamera stabilizasyon sistemlerinde kullanılan güçlü neodimyum mıknatıslar, bu araçların hafifliğini korurken yüksek güç üretmesini sağlıyor. Benzer şekilde, füze ve roket sistemlerinde güdüm ve kontrol için gereken jiroskop, sensör ve elektronik parçalarda nadir elementler (özellikle nadir toprak mıknatısları ve alaşımları) bulunmadan modern füze teknolojisini geliştirmek mümkün değil. Türk savunma sanayi şirketleri, Bayraktar TB serisi gibi İHA’lardan Cirit ve SOM gibi füze sistemlerine kadar pek çok platformda bu kritik malzemeleri kullanıyor.