Yoğun katılımla sektörel zirveye dönüşen toplantıda konuşan İTO Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, sektöre herkesin girebileceğini belirterek, “Elbette gelsin projeye yatırım yapsın. Ancak işin inşaat uygulamasına soyunmasın. Bu işin uzmanları var” uyarısında bulundu. Toplantıda markalı inşaat projelerinde Anadolu’daki fırsata dikkat çekildi.
HABER: ADEM ORHUN
İstanbul Ticaret Odası İnşaat ve Gayrimenkul İhtisas Komitesi 22. toplantısı İTO’nun Merkez Binası’nda gerçekleştirildi. Konut inşaatından altyapıya, inşaat malzemelerinden emlak müşavirlerine kadar sektörün bütün kanatlarını bir araya getiren toplantıda sektördeki daralma masaya yatırılırken, çözüm için öneriler de paylaşıldı.
Toplantı İTO Başkan Yardımcısı İnşaat ve Gayrimenkul İhtisas Komitesi Başkanı Murat Kalsın’ın konuşmasıyla başladı. İTO’nun üye sayısının 422 bin 500 olduğunu kaydeden Kalsın, “81 meslek komitemizin sekizi inşaatla ilgili. Sektör çok büyük, üye sayımız 78 bin” dedi.
Toplantıda, İstanbul’da yapı stokunun yükseldiğine dikkat çekilirken, mega şehirde satış rakamları fazla kıpırdamadığı belirtildi. Anadolu’da projelerin büyük satış rakamlarına ulaştığına dair paylaşımların haklılığını vurgulayan Gökhan Murat Kalsın “Fırsatlar Anadolu’da. Acaba biz bunun yeteri kadar farkında değil miyiz?” diye konuştu.
SEKTÖREL FAALİYETLERİMİZ
Kalsın, İTO Meclis Üyelerinin dekatıldığı toplantıda sektörel çalışmaları şöyle anlattı: “Tüm sektörlerin çatı kuruluşu olarak sektörlere destek olmak amacıyla çalışıyoruz. Geçen 4.5 yılda birçok toplantı, araştırma ve çalıştay yaptık. Birçok sektörel fuara iştirak ettik. Fransa’daki MIPIM’e özellikle yoğunlaştık. Toplantılarımızda ise birçok sorun tespit ettik. Gayrimenkul sektörü için 2023 Stratejik Eylem Planı adıyla bir rapor hazırladık. Zaten faaliyetlerimizi takip ediyorsunuzdur. Gazetemizden olsun, web sayfamızdan olsun görebilirsiniz.”
UYGULAMAYA GİRMESİNLER
Sektöre girip, yatırım yapanların durumuna da değinen Kalsın, şunları söyledi: “Sanayici kazandığı parayı nereye yatıracak? Tabi ki gayrimenkul kârlı bir sektör. Bırakalım yatırsın. Çünkü beraberinde 200-300 sektörü etkiliyor. Gelsin yatırım yapsın, arsa alsın, projeye yatırım yapsın, fakat müteahhitliğe; inşaat uygulamaya soyunmasın. Bu işin uzmanı var. Yılların eğitimi var, mühendisliği mimarlığı var. Bu iş senin işin değil demeliyiz diye düşünüyorum. Belki bunu iyi anlatmamız lazım.”
Bu vesileyle inşaat ve gayrimenkul diye iki ayrı çatı oluşturduklarını belirten Gökhan Murat Kalsın, şöyle devam etti: “Bununla ilgili alt komisyon oluşturduk. Bu sektörlerin tarifinin iyi yapılması, yatırımcıların da doğru yönlendirilmesi için. Çok iyi bir tarif yapılması lazım. Yatırımcı direkt işin uygulamasına; müteahhitliğe soyunduğu için çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz.”
KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNEMLİ FIRSAT
Dr. Feyzullah Yetgin / Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı: Gayrimenkul, Türkiye’nin gayri safi milli hasılasında yüzde 30-35 paya sahip. İhtiyaçlar hiyerarşisi içinde vazgeçilmezlerden birisi. Fakat özellikle planlama anlamında ihmal edilmiş bir sektör.
Bütün aktörlere önemli görevler düşüyor. Özellikle kentsel dönüşüm konusundaki fırsatı kaçırmamayı hepimizin el birliğiyle sağlamamız gerekiyor.Nedir bu fırsat, akıllı binalardan yeşil binalara kadar konuştuğumuz bütün ideal unsurları bu dönüşüm süreci içine katmalıyız. 10-20 yıl sonra şunları eksik yapmayalım diye birlikte yola çıkmalıyız. En azından bundan sonra yapacağımız yapıların planlama nosyonuyla, dayanıklı ve insan unsurunu gözeterek yapılması gerekiyor.
FIRSAT DALGASI OLARAK GÖRÜYORLAR
Ziya Altan Elmas / Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı: Gayrimenkul, herkesin aşkla şevkle yaptığı bir şey. Millet olarak bu işi seviyoruz. Bazen öyle ilginç şeyler görüyorum ki bu olsa olsa aşkla olur diyorum. İstanbul’da konut fiyatları son bir buçuk yılda yüzde 6.5 arttı. Fakat son bir buçuk yılda arsa fiyatları yüzde 35 yükselmiş. Bir yılda yüzde 20’den fazla eder. İstanbul’daki arsaların yüzde 85’i konut alanı olduğuna göre bu konutların fiyatı artmıyorsa arsaların fiyatı nasıl yüzde 35 artıyor? Herhalde aşkla oluyor. Seviyoruz bu işi. Bunun sonucunda da hep beraber kısırdöngüye giriyoruz.Birçok sektörden bir fırsat algısıyla buraya gelişler var. Kendi kendimizi yiyen tüketen bir mekanizma haline gelmeye başladı. Özellikle İstanbul’da bu anlamda sorun var.2012’den 2017’nin sonuna kadar, 5 yılda rakamlar şöyle bütün Türkiye’deki konut satışları, yeni ve ikinci el dahil olmak üzere 1 milyon 100 binden 1 milyon 410 bine yükseldi.
Bütün Türkiye’de büyüme var. Fakat İstanbul’da yerimizde saydığımızı görüyoruz. İstanbul’da 2012’de satılan konut 225 bindi. 2017’nin sonunda 238 bin. Beş yıldaki artış yüzde 5 bile değil. Dolayısıyla, İstanbul’da bir tıkanıklık var, arz fazlası var ve talep yetersizliği var. Fakat bunun yanında başka bir tarafa baktığımızda ise büyük fırsat var. Nedir o?
1 milyon 100 binin içinden İstanbul’u, yani 230 bini çektiğimizde 870 bin yapar. Bütün Anadolu 870 binlik bir pazar ve 300 bin büyümüş. Yani yüzde 40 büyümüş beş senede. Yani Anadolu’nun bütün illerinde fırsat var. Gayrimenkul sektörüne bir şey olduğu yok. Sektörün temel dinamikleri yüksek.
Ben böyle böyle baktığımda fırsatı Anadolu’da görüyorum. Bunu yeni görmüş değiliz. Bu çerçevede yatırımlarımızı, markalı üretimlerimizi, Antalya, İzmir, Bursa’ya doğru kaydırmaya çalıştık. Çok da doğru bir iş yaptığımızı görüyorum.
Fırsat Anadolu’da arkadaşlar. Belki 500-600 bin nüfusun üstündeki kentlere daha iyi bakmak lazım. Burada çok büyük bir potansiyel var, bir işgücü var, markalaşmış birçok firmamız var. Her birinin kapasiteleri var. Artık bu kapasiteleri Anadolu’ya açmakta fayda var.
YERLİNİN DEĞERİNİ BİLELİM
Ferdi Erdoğan / Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı: Müteahhitler bizim müşterilerimiz. Sektörümüzde 115 milyar dolarlık üretim ve ticaret hacmi var. Bunun 16-17 milyar doları ihracat.
Biz her ay endeks hazırlıyoruz. Ciro endeksi 100 bazın üstünde, sipariş endeksi 160’a ulaşmış durumda, üretim ve istihdam da iyi, dış ticarette beklenti de iyi fakat tahsilat endeksimiz kötü. Tek geriye giden o ve 50 baz puan civarında. Bunun anlamı şu satışımız iyi ancak ortada para yok. Para tahsil edemiyoruz.
Bu işin finansmanı ve tahsilat tarafı henüz doğru bir noktaya oturmuş değil.
Altan beye katılıyorum. İstanbul’da konut stoku oldukça yüksek.
Anadolu’da İzmir, Bursa, Mersin, Kayseri’nin yıldızı parlıyor.
İstanbul’da daha çok metrekaresi 10 bin TL ve üzeri olan konutlara yatırım yapılıyor. Fakat insanların esas ihtiyacı 5 bin TL ve altındakiler. Özellikle orta ve alt gelir grubunun konut ihtiyacını karşılayabileceği metrekaresi 2 bin 500 TL civarı olanlar. Biraz bu tarafa doğru bizim işlerimizin evrilmesi gerekiyor.
YERLİ MALZEME
Bir başka konu inşaat malzemeleri üretimi. Biz bu işi çok iyi yapıyoruz. Batı’nın standartları ile üretirken Doğu’nun fiyatlarıyla ihracat pazarlarında rekabet edebiliyoruz. Fakat 15-16 milyar dolar ihracat yaparken 10 milyar dolar ithalat var. Buradaki dengenin, Türkiye’nin uzmanlık alanı olan inşaat malzemeleri konusunda doğru yere evrilmesi gerekiyor. Burada bir zorlama gerektiği ortada. Burada müteahhitlerimize de çok büyük iş düşüyor.
YERLİ ALIMI ÇOK ZAYIF
Osman Balta / Mimar ve Mühendisler Grubu Başkanı: Ülkemizde konut sektörü çok gelişmiş. İnsanlar da kazandıkları parayla nasıl ev sahibi olabilirim diye düşünüyor. Bu, sektör için çok önemli bir fırsat. Fakat grup olarak üzerinde yoğunlaştığımız bir konu var; yerli alım, imalat sanayisinde. Özellikle kamu ve özel sektör açısından çok zayıf.
Kamunun, büyük şehir belediyeleri ve bakanlıkların yerli alımı toplam alım içinde yüzde 10’u geçmiyor.
İnşaatın arsa, kaba iş ve ince iş maliyetinin yanı sıra içindeki maliyet de var. Isıtıcısından armatürüne kadar… Şartnameler dahi öyle düzenlendiği için bu malların yabancısı alınıyor.
İnşaat sektöründeki sivil toplum kuruluşlarının bu konuyu mutlaka gündemlerine almaları ve bakanlıklarla görüşerek yerli alımını artırmaya yönelik teşebbüste bulunmaları gerekiyor. Yönetmeliklerin ve şartnamelerin de buna uygun düzenlenmesi lazım.
SERTİFİKASYON SİSTEMİ OTURMALI
Hakan Gümüş / Gayrimenkul İçin Strateji Platformu Başkanı: Yaşadığımız sıkıntıların birçoğunun sebebi; sektördeki düzensizlikler. Bunları hem standarda oturtmanın hem sertifikasyon sistemine oturtmanın gerekliliği tartışılıyor. Bunları başarmak için de ‘gayrimenkul ve inşaat konseyi’ kurulması yönünde bir çalışma var. Yani kamunun da müsteşar düzeyinde temsil edildiği; bizim sektörümüzün, inşaat, emlak, değerleme, geliştirme sektörünün temsil edildiği bir ortam. Ayda bir toplanan, sektörün sorunlarını çözen, kamuyla paylaşan, yasal düzenlemeler yapan bir yapı kurulması için çalışılıyor. Bu çalışmada son aşamaya gelmek üzereyiz. Bizim satışta yaşadığımız sıkışma aslında sıcak para yetersizliğinden de kaynaklanıyor. Fakat burada uluslararası kurumsal büyük paranın Türkiye’ye girmesi için çok az şey yapıyoruz. Bizim evimizin temizlenmesi ve evimize misafir getirmemiz için, yatırımcı buraya geldiğinde hukuken rahat hissettiği, bir sorun olduğu zaman çözüldüğü bir ortam görmeli ki kurumsal yabancı yatırımcı Türkiye’ye girsin.Büyük kurumsal uluslararası parayı buraya çekebilmek için sektörümüzün uluslararası lobi çalışmasına da ciddi ve sistematik bir şekilde başlaması lazım. Sektör olarak bu işi sahiplenmeliyiz.
TEKNOLOJİ İŞİN İÇİNDE
Diğer bir konu gayrimenkul ve teknoloji. Bu sektörün gidişatı ve yönetimi dünya ölçeğinde başka şekilde olmaya başladı. Yapay zeka, büyük veri diye bir gerçeklik var ve bütün bunlarla yönetilen gayrimenkul süreçleri var. Yapay zekayla güncellenen imar planları tartışılıyor. Bildiğimiz emlak siteleri arkada çok ciddi büyük verilerle çalışıyor. Akıllı şehirler verimliliği önemsiyor. Kentlerimizde ufak tefek şeylere dokunsak bile milyon dolarlar seviyesinde tasarruf yapma imkanı var. Dolayısıyla teknolojinin de artık içine zerk edildiği bir sektör olduğumuzu bilmeliyiz.
KAVRAM KARMAŞASI GİDERİLMELİ
Abdullah Baysal / İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Genel Sekreteri:
Biz inşaatçı değiliz, konut yapı müteahhidiyiz. Bu söylemi doğru olarak geliştirmek zorundayız. Kavram kargaşası var. Tüketici açısından da sıkıntısını çekiyoruz. Bilimsel olarak tanım yapılması gerekiyor. Bunu yapabilirsek birçok sorunu kendiliğinden çözeriz. Kentsel dönüşüm kavramı da buna dahil.
Dernek olarak bir proje üretmeye karar verdik. Depreme dayanıklı pilot kentler. İçinde camisi okulu dahil sosyal unsurlar, her şey var. Hedefimiz orta gelirli kişiler için çözüm üretmek. Dernek olarak bu çalışmayı bilimsel anlamda da geliştirmeye çalışıyoruz. Bu proje için devletten de İstanbul'a 30-60 km mesafede olan bir yerin tahsis edilmesini istiyoruz.