Gökbilimciler, ultra parlak kızılötesi galaksiler (ULIRG’ler) kataloğuna dikkat çekici yeni bir ekleme keşfettiler. ULIRG’ler, Güneş’in parlaklığının bir trilyon katından fazla ışık saçabilen ve yılda bin Güneş kütlesine varan hızlarda yıldız üretebilen kozmik güç merkezleri olarak tanımlanıyor. Aşırı enerji çıkışlarıyla bilinen bu galaksiler, yıldız ve galaksi evrimini anlamada kilit rol oynuyor.
BEKLENMEDİK KEŞİF AN
Son keşif, daha çok Yonca Yaprağı olarak bilinen H1413+117 kuasarının gözlemleri sırasında beklenmedik biçimde gerçekleşti. İlk olarak 1984’te tespit edilen ve yaklaşık 11 milyar ışık yılı uzaklıktaki bu ünlü kuasarın hemen arkasında, bugüne dek görünmeyen bir ULIRG saklıydı. Natsuki H. Hayatsu liderliğindeki ekip, ALMA radyo teleskobuyla Yonca Yaprağı’nı incelerken, parlak kuasarın arkasına gizlenmiş, klasik optik teleskoplarla görülemeyen yeni bir galaksiyi ortaya çıkardı.
OPTİKTE KARANLIK GALAKSİ
Araştırmacılar, nesneyi önceki araştırmalarda tespit edilemeyen ‘optik olarak karanlık’ bir galaksi olarak sınıflandırıyor. Cloverleaf’ten yaklaşık altı yay saniyesi uzakta ve kırmızıya kayması 3,39 olan bu kaynak, evrenin erken dönemlerine yerleştiriliyor. Moleküler gaz kütlesi 40–230 milyar Güneş kütlesi aralığında tahmin ediliyor ve merkezinde yaklaşık 100 milyon Güneş kütlesinde bir kara delik barındırdığı değerlendiriliyor. Bu ölçek, galaksinin oldukça büyük ve dinamik bir sistem olduğuna işaret ediyor.
TOZLA ÖRTÜLÜ DEV
Gökbilimciler, yeni ULIRG’nin muazzam miktarda enerji yaydığını belirledi: X ışınlarında saniyede yaklaşık 400 tredesilyon (1x1042) erg ve kızılötesinde Güneş’in parlaklığının yaklaşık 2,8 trilyon katı. Buna karşın, sistem kalın toz ve gaz katmanlarıyla örtülü olduğu için optik dalga boylarında görünmezliğini koruyor. Ayrıntılı analizler, galaksinin moleküler gazının henüz kararlı bir duruma ulaşmadığını, yani gaz açısından zengin bir birleşmenin erken aşamasında olabileceğini ortaya koyuyor.
BİRLEŞME SENARYOSU GÜÇLÜ
Araştırmacılara göre, yeni bulunan ULIRG, büyük galaksilerin evriminde erken bir aşamayı temsil ediyor olabilir. Bu evrenin, sıcak, tozla kaplı bir galaksinin habercisi olabileceği, zaman içinde aktif bir galaktik çekirdek (AGN) oluşumuna ve nihayetinde yakın evrende görülenlere benzer eliptik bir galaksiye dönüşüme yol açabileceği öne sürülüyor. Bu yorum, yüksek parlaklık, yoğun toz örtüsü ve kararsız moleküler gazın bir arada görülmesiyle destekleniyor.
GAZIN DURUMU KRİTİK
Ekip, galaksinin mevcut durumunu ve gelecekteki evrimini tam olarak anlamak için moleküler gazına odaklanan ek, yüksek çözünürlüklü gözlemlerin şart olduğunu vurguluyor. Araştırmacılar, bu gazın hareketini, yoğunluğunu ve kimyasal bileşimini izleyerek sistemin gerçekten büyük bir birleşmenin erken aşamasında mı olduğu, yoksa galaksi gelişiminin daha olgun bir fazına mı geçtiği konusunda kesin kanıtlar elde etmeyi amaçlıyor.
YILDIZ OLUŞUMU VE AGN
Bilim insanları, bu optik olarak karanlık galaksinin hangi aşamada bulunduğunu (yoğun yıldız patlaması, bir kuasar ya da sıcak tozla örtülü bir galaksi) belirlemenin gaz durumunun anlaşılmasına bağlı olduğunu, özellikle yıldız oluşumunu besleyen yoğun moleküler gazın incelenmesinin kritik olduğunu belirtiyor. Bu yaklaşım, galaksinin yıldız oluşum verimliliği, toz ısınması ve AGN etkinliği arasındaki ilişkiyi aydınlatacak ve gelecekteki araştırmaların odak noktasını oluşturacak.