Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren Renlob yenilenebilir enerji teknolojileri, tarım ve enerji alanında yenilikçi çözümler geliştiriyor. Özellikle tek ve çift eksenli güneş takip sistemleri üzerinde yoğunlaşan şirket, enerji üretimini artırırken arazileri daha verimli kullanma üzerine odaklanmış. Renlob tarafından geliştirilen yazılım tabanlı kontrol ve arıza tespit altyapısı sayesinde cihazlar ek donanım olmadan uzaktan izleniyor, arızalar hızlı tespit ediliyor ve mobil uygulama üzerinden kolayca yönetiliyor. Şimdiden yurt içi ve yurt dışından talepler alan şirketin kurucularından İsmail Şahin, yaptıkları çalışmaları ve gelecek hedeflerini İstanbul Ticaret’e anlattı.
TÜBİTAK DESTEĞİ İLE KURULDUK
Şirketiniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Renlob’un temeli, üniversite yıllarında başlatılan 2209-a projesine dayanıyor. Şirket, TÜBİTAK 1512 desteğiyle kuruldu. Teknofest Girişim Programı’ndan alınan 500 bin TL hibe, bu yolculukta önemli bir adım oldu. Halen üç farklı merkezde kurulan, toplam 4 MW kapasiteli tek eksenli güneş takip sistemlerinin elektronik kart kurulumları tamamlanmış ve çatı GES projeleriyle ticari çözümler sunuluyor. Hedefimiz, sürdürülebilir ve yazılım odaklı enerji çözümleriyle global pazarda güçlü bir oyuncu olmak. enerjiye erişimi herkes için daha adil, kolay ve verimli hale getirmek için çalışmaya devam ediyoruz.
UÇTAN UCA ÇÖZÜM SUNUYOR
Ürün veya hizmetiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Renlob’un ana odağı, güneş enerji santralleri için geliştirdiğimiz tek ve çift eksenli güneş takip sistemleri. Bu sistemler panellerin gün boyu güneşe en uygun açıyla konumlanmasını sağlıyor ve enerji üretimini yüzde 22-25 oranında artırıyor. Bugüne kadar üç farklı noktada toplamda yaklaşık 4 MW kapasiteli sahaların kurulumunu yaptık. Bunun dışında fabrika, ev ve müstakil yapılar için çatı Ge-GES projeleri de gerçekleştiriyoruz. Bizim hizmetimiz sadece kurulumla bitmiyor. Tasarım, elektronik kart geliştirme, yazılım altyapısı, sistem entegrasyonu ve saha montajını kapsayan uçtan uca bir çözüm sunuyoruz. Geliştirdiğimiz yazılım tabanlı kontrol altyapısı sayesinde cihazlar uzaktan izlenebiliyor, arızalar hızla fark ediliyor ve sistemler mobil uygulama üzerinden yönetilebiliyor.
UZAKTAN TAKİP SİSTEMİ
Geleneksel yöntemlere göre avantajlarınız neler?
Güneş enerji santralleri çok geniş alanlara kurulduğu için sahadaki robotik cihazların sağlık durumunu takip etmek geleneksel yöntemlerle oldukça zordur. Gün içinde arıza yapan her bir cihaz başına ortalama 1.500-2 bin TL civarında üretim kaybı oluşur. Bu arızalar çoğu zaman 1-3 gün içinde fark edilip onarıldığından, tek bir cihaz için kayıp 9 bin TL’ye kadar çıkabilir. Onlarca cihazın çalıştığı büyük GES’lerde bu rakamlar ciddi boyutlara ulaşarak işletme maliyetlerini yükseltir. Bizim geliştirdiğimiz yazılım tabanlı kontrol altyapısı sayesinde sistemler ek donanım gerektirmeden uzaktan izlenebilir ve arızalar çok daha hızlı bir şekilde tespit edilebilir. Böylece üretim kayıpları azalır, bakım süreçleri hızlanır ve işletme maliyetleri düşer.
YAPAY ZEKA DESTEĞİ
Yapay zeka ya da makina öğrenmesi gibi ileri teknolojiler kullanıyor musunuz?
Yakın gelecekteki hedeflerimiz arasında yapay zeka ile desteklenecek arıza tespit ve bakım planlama sistemleri, agrivoltaik uygulamalar, mikro mobiliteyle entegre hibrit çözümler ve hidrojen teknolojilerine yönelik projeler yer alıyor. Bu alanlarda Ar-Ge çalışmalarımızı sürdürüyor, enerjiye erişimi daha verimli, akıllı ve erişilebilir kılmak için adımlar atıyoruz. Ayrıca, yapay zeka destekli arıza tespit sistemleri, agrivoltaik çözümler, mikromobiliteyle entegre hibrit sistemler ve hidrojen teknolojilerine odaklanıyoruz. Ar-Ge kabiliyetimizi koruyarak ürünlerimizi daha akıllı, verimli ve sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyoruz.
YENİLİKÇİ ÜRÜNLER İLGİ GÖRÜYOR
Geliştirdiğiniz ürünün ticari geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?
Yenilenebilir enerji sektörü, güçlü bir büyüme eğrisinde ilerliyor. Ülke politikaları ve makro/mikro ekonomik koşullar değişse de Paris İklim Anlaşması’nda taahhüt edilen sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerji yatırımları artıyor. Mikro mobilite pazarı da bu büyümeye paralel olarak gelişiyor ve hem ulusal hem de uluslararası pazarlara yansıyor. Geliştirdiğimiz yenilikçi ürünler, sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda hem yurt içinde hem de yurt dışında ilgi görüyor.
YURT DIŞINDAN YOĞUN TALEP VAR
Hangi bölgelerden daha çok talep var?
Özellikle Balkanlar, körfez ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri’nden yoğun talep alıyoruz. Ana odağımız, Ar-Ge kabiliyetimizi koruyarak farklı ülke ve coğrafyalara uygun mekanizmalar tasarlamak ve aynı süreçte gerekli sertifikasyonları tamamlamak. Böylece ürünlerimizi bölgesel ihtiyaçlara göre uyarlarken, uluslararası pazara giriş için gereken teknik ve yasal gereklilikleri de karşılamış olacağız. regülasyon süreçlerini tamamladığımızda hem yurt içi hem de yurt dışı satışlarımızda global hedeflerimize bir adım daha yaklaşmış olacağız.
TEKNOPARK İSTANBUL’UN BİRÇOK ARTISI
Teknopark İstanbul’da yer almak hangi faydaları sağlıyor?
Teknopark İstanbul, bizim gibi Ar-Ge odaklı şirketler için ciddi avantajlar sağlıyor. En başta, gelir ve kurumlar vergisi muafiyetleri, SGK teşvikleri ve KDV istisnalarıyla finansal yükümüz azalıyor. Bu da geliştirdiğimiz teknolojilere daha fazla kaynak ayırmamıza imkan veriyor. Bunun yanında, modern ofis ve laboratuvar altyapısı sayesinde ürünlerimizi hızlıca tasarlayıp test edebiliyoruz. Mentorluk, eğitim ve yatırımcı buluşmaları da girişimlerin ölçeklenmesi için büyük kolaylık sağlıyor. Teknopark İstanbul’un uluslararası iş ağları da önemli bir artı. Balkanlar, Orta Doğu ya da Avrupa’daki teknoparklarla olan bağlantılar, ürünlerimizi farklı pazarlara açarken elimizi güçlendiriyor. Ayrıca üniversite işbirlikleri sayesinde hem akademik danışmanlara hem de yetenekli mühendis adaylarına ulaşmak kolaylaşıyor.
GLOBAL PAZARLARA AÇILMAK İSTİYORUZ
Renlob olarak hedefimiz sadece güneş takip sistemleri üretmek değil; enerjiye erişimi daha akıllı, daha verimli ve daha adil hale getiren çözümlerle global pazarda söz sahibi olmak. Türkiye’de edindiğimiz Ar-Ge gücünü ve mühendislik birikimini farklı coğrafyalara taşıyarak, yenilenebilir enerjinin geleceğine yön veren şirketlerden biri olmayı amaçlıyoruz. Uzun vadede, sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda sürdürülebilir teknolojiler geliştirerek yalnızca enerji sektörüne değil, iklim kriziyle mücadeleye de somut katkı sunan bir marka haline gelmek istiyoruz. Bugün dünya genelinde birçok yenilenebilir enerji girişimi unicorn ve decacorn seviyesine ulaşmışken, Türkiye’den henüz böyle bir başarı hikayesi çıkmadı. Biz, bu ihtimalin mümkün olduğuna inanıyoruz ve bu inanç bizi her gün daha iyisini yapmak için motive ediyor. Renlob olarak, bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmek ve Türkiye’den çıkan ilk global enerji teknolojileri markalarından biri olmak için çalışıyoruz.