Gerçeğin GPS’i: Merkezi olmayan doğrulama

Tartu Üniversitesi’nden bir araştırmacı, manipüle edilmiş içerikler, sahte GPS verileri ve dijital güvensizlik çağında, fiziksel varlığı merkezi otoritelere güvenmeden doğrulayabilen ‘merkezi olmayan Konum Kanıtı’ sistemini geliştirdi.

Giriş: 12.08.2025 - 10:11
Güncelleme: 12.08.2025 - 10:11
Gerçeğin GPS’i: Merkezi olmayan doğrulama

Tartu Üniversitesi’nden sektörler arası doktora araştırmacısı Eduardo Brito’nun geliştirdiği merkezi olmayan Konum Kanıtı (PoL) sistemi, dijital ortamda bir olayın nerede ve ne zaman gerçekleştiğini güvenli şekilde doğrulamayı mümkün kılıyor. Sistem, bireylerin sözlerine güvenmeden veya gereksiz kişisel veri ifşa etmeden kriptografik kanıt üretebiliyor.


YAPAY ZEKÂ TEHDİDİ

Son yıllarda yapay zekâ destekli sahte içeriklerin artışı, doğrulanabilir gerçekliğin önemini daha da öne çıkardı. Papa Francis’in beyaz Balenciaga mont giymiş gibi gösterildiği yapay fotoğraflar, küresel medyada milyonlarca kez paylaşılarak deepfake’lerin tehlikesini gözler önüne sermişti. Brito, bu tip manipülasyonların yarattığı güvensizliğin kendisine ilham verdiğini belirtiyor.


MERKEZİYETSİZ GÜVEN MODELİ

PoL sistemi, konum iddialarını doğrulamak için ‘tanık’ adı verilen yakındaki cihazların kriptografik imzasını kullanıyor. Bu doğrulamalar merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan üçüncü taraflarca kontrol edilebiliyor. Sistem, istemsiz tanıklık ve kitlesel gözetim riskini azaltmak için, yalnızca gerekli bilgileri paylaşan güvenlik önlemleriyle tasarlandı.

Gerçeğin GPS’i: Merkezi olmayan doğrulama


GENİŞ UYGULAMA ALANI

Teknoloji; medya içeriklerinin zaman ve yer doğrulaması, tedarik zinciri güvenliği, hukuki süreçlerde dijital mazeret sağlama ve güvenli vatandaş katılımı gibi birçok alanda kullanılabilir. Erken dönem benimsemenin özellikle içerik doğrulama ve lojistikte gerçekleşmesi bekleniyor.


GELECEKTEKİ HEDEF

Araştırma ekibi, sistemi ölçeklendirmek ve gerçek dünyada test etmek için çalışmalarını sürdürüyor. Brito, beş yıl içinde PoL’nin kullanıcı fark etmeden dijital güvenlik altyapısına entegre olabileceğini ve hukukta kabul görmüş kanıt niteliği kazanabileceğini öngörüyor. Protokolün açık kaynaklı olarak yayımlanması da şeffaflık ve topluluk denetimi hedefinin bir parçası.