Uluslararası bir araştırmacı ekibi, yapay zekanın gökbilimcilerin gece gökyüzündeki gök cisimlerini tanımlamasına nasıl yardımcı olabileceğini araştıran çığır açıcı bir çalışma yayımladı. Nature Astronomy dergisinde yer alan bu çalışma, yıldızları yutan kara delikler ve patlayan yıldızlar gibi gök cisimlerinin astrofiziksel incelemelerini yürütmek için YZ kullanma potansiyelini gözler önüne seriyor. Araştırmacılar, bu yöntemin geleneksel olarak gece gökyüzünü taramak için harcanan zaman ve kaynakları önemli ölçüde azaltarak astronomi alanını geliştirebileceğini umuyor.
YÜKSEK DOĞRULUK ORANI
Çalışma kapsamında, Google'ın büyük dil modeli (LLM) Gemini, üç farklı gece gökyüzü veri kümesi üzerinde test edildi: Pan-STARRS, MeerLICHT ve ATLAS. Temel amaç, LLM'nin bu üç görüntü kümesi sunulduğunda, mevcut veri kümeleriyle aynı doğruluk ve etkililik düzeyine ulaşıp ulaşamayacağını belirlemekti.
Araştırmacılar, Gemini'nin 15 örneği analiz etmesi için özel komut istemleri kullandı ve modele, gök cisimlerini ilgi düzeyine göre "İlgisiz", "Düşük ilgi" ve "Yüksek ilgi" olarak sınıflandırma talimatı verildi. Altı ay sonra, Gemini yeni algoritmalarla güncellendikten sonra bir takip analizi gerçekleştirildi. Sonuçlar dikkat çekiciydi: Gemini, ATLAS, MeerLICHT ve Pan-STARRS veri kümeleri için sırasıyla yüzde 91,9, yüzde 93,4 ve yüzde 94,1 gibi yüksek doğruluk oranları elde etti.
ÇIĞIR AÇAN GELİŞME
Oxford Üniversitesi'nde astrofizik profesörü ve çalışmanın ortak yazarlarından olan Dr. Stephen Smartt, 10 yıldan uzun süredir gökyüzü araştırmalarından elde edilen verileri hızla işleme sorununa odaklandıklarını ve bu süreçte sahte sinyallerden gerçek olayları ayıklamak zorunda kaldıklarını belirtti.
Dr. Smartt, yıllardır görüntü tanıma konusunda makine öğrenimi modelleri ve sinir ağlarını eğittiklerini, ancak büyük dil modelinin (LLM) göreve özgü eğitim yerine minimum rehberlikle kaynakları tanımadaki yüksek doğruluğunun "dikkat çekici" olduğunu ifade etti. Smartt, bu yöntemin ölçeklendirilmesi halinde astronomi alanında tamamen çığır açıcı bir gelişme olabileceğini ve yapay zekanın bilimsel keşifleri mümkün kılmasının bir başka örneğini teşkil ettiğini sözlerine ekledi.

ÇOK SAYIDA UYGULAMA
Bu çalışma, yapay zekanın astronomi ve gezegen bilimine hızla katkıda bulunduğu bir dönemde ortaya çıktı. Yapay zeka, gezegen dışı gezegen tespiti, astronomik veri analizleri, süpernovaların, hızlı radyo patlamalarının, gama ışını patlamalarının ve kütle çekim dalgalarının tanımlanması gibi çok sayıda alanda kullanılıyor. Örneğin, yapay zeka daha önce Dünya'dan yaklaşık 2.767 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve Kepler-90 sisteminde keşfedilen sekizinci gezegen olan Kepler-90i'nin keşfinde kullanılmıştı.
BİLİMSEL KEŞİFLER İÇİN
Gelecekteki uygulamalar arasında uzay hava durumu tahminleri, Ay ve Mars'ta otonom robotların kullanılması ve hatta mürettebatlı görevlerde astronotların daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olmak için YZ'nin kullanılması yer alıyor. Bu son çalışma, sadece yapay zekanın astronomi ve gezegen bilimindeki artan uygulamalarını göstermekle kalmıyor, aynı zamanda bilim insanı olmayan kişilerin de Gemini gibi ücretsiz çevrimiçi araçları kullanarak çığır açan bilimsel çalışmalara imza atabileceğini kanıtlıyor.