Galaksi iplikçikleri, evrendeki bilinen en büyük yapılar arasında yer alıyor. Bu dev yapılar, farklı yıldız popülasyonlarına sahip galaksileri bir araya getiriyor ve galaksilere gaz enjekte ederek onların büyümesine ve evrimleşmesine katkı sağlıyor.
Büyük filament yapıları ancak yakın zamanda, nötr atomik hidrojen (HI) gözlemleri sayesinde ayrıntılı biçimde keşfedilmeye başlandı. Bu tür çalışmalar, düşük yoğunluklu kozmik gaz ile galaksilerin büyüme süreçleri arasındaki ilişkiyi anlamamız açısından kritik önem taşıyor.
14 GALAKSİLİK YAPI
İngiltere Cambridge Üniversitesi’nden Madalina N. Tudorache liderliğindeki ekip, MeerKAT Uluslararası Giga-Hertz Kademeli Galaksi Dışı Araştırma (MIGHTEE-HI) kapsamında bir dizi HI galaksisini tespit etti. Araştırmacılar makalelerinde, COSMOS alanında z = 0.03 kırmızıya kaymada 14 galaksinin iplik benzeri bir yapı oluşturduğunu belirtti.
Bu galaksilerin tamamı, 9.230-9.700 km/s arasında küçük bir geri çekilme hızı aralığında yer alıyor. Yaklaşık 5.5 milyon ışık yılı uzunluğunda ve 117.000 ışık yılı genişliğinde doğrusal bir dizilim sergiliyorlar.
BÜYÜK AĞ İÇİNDE
Gözlemler, söz konusu ipliğin aslında en az 49 milyon ışık yılı büyüklüğünde çok daha büyük bir kozmik ağ yapısının parçası olduğunu gösterdi. Bu ağın kalınlığı ise 2.6 ila 3.3 milyon ışık yılı arasında ölçüldü.
Araştırmalar ayrıca, 14 HI galaksisinin bu büyük filament yapısıyla güçlü biçimde hizalandığını ortaya koydu. Bu durum, galaksilerin açısal momentumunun büyük ölçekli kozmik yapılarla yakından bağlantılı olduğunu işaret ediyor.
DÖNEN DEV FİLAMENT
Ekip, galaksilerin ipliğin omurgası etrafında döndüğüne dair güçlü kanıtlar buldu. Bu keşif, yeni bulunan galaksi ipliğini şimdiye dek tespit edilmiş en uzun ve en büyük dönen yapılar arasına sokuyor.
ERKEN EVRİM SAHNESİ
Elde edilen bulgular, gökbilimcilere ipliğin evrim aşaması hakkında da bilgi sağladı. Araştırmacılar, filament boyunca HI galaksilerinin bolluğu ve galaksilerin düşük dinamik sıcaklıklarının, bu yapının evrende erken bir aşamada bulunduğunu gösterdiğini vurguluyor.
Çalışmada, kozmik madde akışının galaksiler üzerindeki izlerinin milyarlarca yıl boyunca korunduğu ifade ediliyor.