Fransa'nın Toulouse Üniversitesi'nde yapılan dikkat çekici bir araştırma, mikroplastiklerin akciğerlerimize düşündüğümüzden daha çok zarar verebileceğini ortaya çıkardı. Her gün, evden dışarı adımımızı dahi atmadan bir toz zerresinden bile daha küçük plastik parçacıkları soluduğumuz uzun zamandır malumumuz. Ancak araştırmanın bulguları, bu miktarın daha önce tahmin edilenden 100 kat fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Mikroplastiklerin varlığı, on yıllardır biliniyor; suyumuzu, gıdalarımızı, okyanuslarımızı, onları farketmemizden çok daha uzun süredir kirletiyorlar. Bu küçük plastik parçacıkları solunum sistemimize nüfuz etmekle kalmıyor, tahrişe ya da iltihaplanmaya yol açacak potansiyeli taşıyor.
SADECE OKYANUSLARDA DEĞİL
Mikroplastikler, kan dolaşımına karışabilen bisfenol A veya ftalatlar gibi toksik maddeler içeriyor. Araştırmalara her gün yenisi eklenirken mikroplastiklere ve içerdikleri katkı maddelerine uzun süreli maruz kalmanın solunum, endokrinoloji, üreme fonksiyonlarını bozabileceği, nöro-gelişimsel bozukluklar, kardiyovasküler hastalıklar ve kansere yol açabileceği düşünülüyor.
Mikroplastiklere yönelik genel yaklaşım, bu kirleticilerin çoğunlukla okyanuslarda ve endüstriyel alanlarda bulunduğuna yönelikti. Ancak bu çalışma, güvenli ve temiz olduğunu düşündüğümüz yerlerde bile aslında bu parçacıklarla çevrili olduğumuzu gösteriyor. Araştırmacılar, evlerimizde ve araçlarımızda maruz kaldığımız mikroplastik miktarını ölçebilmek için Raman Spektroskopisi adı verilen analitik bir teknoloji kullandı ve böylece bir mikrometreye kadar küçük mikroplastikleri dahi ölçmek mümkün oldu.
TAHMİNLERDEN 100 KAT FAZLA
Bilim insanlarının tespitleri endişe verici. Bir yetişkin evinden dışarı çıkmadan günde 10 ila 300 mikrometre çapında yaklaşık 3 bin 200 büyük mikroplastik parçacık ve 1 ila 10 mikrometre çapında 68 bin küçük parçacık soluyor. Araştırma ekibi, bu ölçümün özellikle küçük çaplı parçacık miktarına ilişkin yapılan tahminlerden 100 kat daha fazlasını ortaya koyduğunu belirtiyor. Araştırmacılar, solunan mikroplastik parçacıklarının akciğerlere nüfuz edebileceğini, bağışıklık sistemi sorunları yaratabileceğini ve organlara hasar verebileceğini düşünüyor.
Araştırma sonuçları, farkında olmadan çevremizi ve vücudumuzu ne kadar mikroplastiğe maruz bıraktığımızı gösteriyor. En önemlisi, bu durumun neden olabileceği zarara dikkat çekiyor. Güvenli iç mekanlar oluşturmak için kullandığımız malzemelerde yaptığımız seçimler büyük önem taşıyor.
BİR SU ŞİŞESİNDE 240 BİN MİKROPLASTİK PARÇASI
Tüm bu mikroplastikler evlerimize nasıl giriyor? Ev eşyaları, halılar ve kumaşlar gibi yavaş yavaş bozulan plastik nesnelerden koparak yayılıyorlar. Örneğin yakın zamanda yapılan bir başka araştırma, paketlenmiş bir şişe suyun 240 bin mikroplastik parçası içerdiğini gösterdi.
