Dünya genelinde nüfus artış hızı son yıllarda belirgin biçimde yavaşladı. Hatta bazı ülkelerde nüfus gerilemeye başladı. World Population Review 2024 yılı verilerine göre, tarihsel olarak ilk kez birden fazla büyük ekonomiye sahip ülkede nüfus düşüşü yaşanıyor. Bu eğilim, ülkelerin demografik yapısını kökten değiştirirken, işgücü piyasasından sosyal güvenlik sistemine kadar pek çok alanda endişelere yol açtı. ülkeler azalan nüfus sorununa karşı doğum teşviklerinden göç politikalarına kadar çeşitli önlemler alıyor.
KALABALIK ÜLKELERDE NÜFUS ALARMI
2024 sonu verilerine göre, bazı büyük ülkelerde nüfus net olarak azalıyor. Örneğin, nüfusu en kalabalık ülkelerden biri olan Çin, üç yıl üst üste nüfus kaybı yaşadı. Çin hükümetinin açıkladığı rakamlara göre 2024 sonunda ülke nüfusu bir önceki yıla göre 1.39 milyon kişi azalarak 1 milyar 408 milyona düştü. Böylece Çin, doğum oranlarının uzun süredir düşük seyrettiği Japonya, Güney Kore ve Doğu avrupa ülkeleriyle aynı kategoriye girdi. nüfus düşüşünün nedenleri de bu ülkelerde benzerlik gösteriyor: yaşam maliyetlerinin yükselmesi, genç kuşakların yüksek eğitim ve kariyer hedefleriyle evlilik ve çocuk sahibi olmayı ertelemesi ya da vazgeçmesi, düşük doğurganlık oranları ve göç hareketleri, ortak sorunlar olarak öne çıkıyor.
YENİ ADI YAŞLI KITA
Doğu asya’nın yanı sıra Doğu avrupa ülkelerinde de benzer bir tablo mevcut. Birleşmiş Milletler verilerine göre Doğu avrupa, dünyada nüfusu en hızlı azalan bölge. Genç nüfusun yurt dışına göç etmesi ve düşük doğum oranları sebebiyle Bulgaristan, Litvanya, Letonya gibi ülkelerde nüfus hızla geriliyor. Öte yandan, bölgedeki savaş tehlikesi ve asgari ücret farklılıkları almanya ve Fransa’ya göçü artırırken, diğer ülkelerin nüfusu azaldı. avrupa’nın güneyinde İtalya, yunanistan gibi ülkelerde de doğum hızları uzun süredir nüfusun kendini yenileme seviyesinin altında. Bunun sonucunda avrupa geneli yaşlı kıta olarak tanımlanıyor. azalan genç nüfus, fabrikalardan teknoloji sektörüne kadar çeşitli alanlarda nitelikli eleman ihtiyacını karşılamayı zorlaştırıyor. yunanistan’da küçülen nüfus ekonomi, sağlık ve emeklilik sistemi için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
ADIM ATMAYA BAŞLADILAR
nüfus düşüşünün olumsuz etkilerini azaltmak ve trendi tersine çevirmek isteyen ülkeler, bir dizi önlem uygulamaya koydu. Birçok ülke doğum teşvikleri ve aile destek paketleri ile doğurganlığı artırmaya çalışıyor. Çin, son yıllarda ailelere çocuk yapmaları için mali teşvikler sunmaya başladı. Çin, üç çocuğa kadar nakit ödeme yapılması ve konut masrafları için maddi yardım gibi adımlar attı, ancak bu tür teşviklerin etkisinin sınırlı ve geçici olduğu gözlendi. Japonya hükümeti ise durumu sessiz bir acil durum olarak nitelendirerek 2024’te çocuklu aileleri desteklemek üzere kapsamlı politikalar açıkladı. Japonya, uzun süredir uyguladığı ‘bebek bonusu’ gibi nakit destekleri artırırken, 0-3 yaş arası çocuk bakım masraflarının sübvansesi gibi programları genişletti.
AVRUPA’DA NÜFUS ÖNLEMLERİ
avrupa ülkeleri de 2024’te benzer adımlar attı. yunanistan, 20 milyon Euro’luk bir demografi destek programını uygulamaya başladı. Bu program kapsamında gebelik öncesi ücretsiz doğurganlık testleri, çalışan annelere çocuk bakımı için ek imkanlar ve maddi destek sağlandı. Çocuk yardımında artış, ailelere vergi indirimleri ve kamu çalışanı çok çocuklu ailelere tayin kolaylığı gibi teşvikler de devreye alındı. ayrıca yunanistan, üç çocuklu aileler için özel teşvikler (üniversiteye girişte ek puan, memuriyette memlekete tayin imkânı gibi) açıklayarak aileleri daha fazla çocuk sahibi olmaya özendirmeye çalışmalarını artırdı. Fransa, İtalya, İspanya gibi nüfusu durağanlaşan ülkelerde de 2024 yılında ailelere yönelik sosyal destekler artırıldı. Doğu avrupa’da Macaristan ve Polonya gibi ülkeler, halen yurt dışında yaşayan vatandaşlarının ülkelerine dönmesini teşvik edecek programlar üzerinde dururken, ailelere düşük faizli konut kredileri, vergi muafiyetleri gibi teşvikler sunuyor.
1.48’E KADAR GERİLEDİ
Türkiye ise 2024 yılını hâlâ nüfusu artan bir ülke olarak kapattıysa da artış hızı tarihsel olarak oldukça düşük. Türkiye İstatistik Kurumu (TüİK) verilerine göre, 2024’te Türkiye’nin nüfusu bir önceki yıla göre 292 bin 567 kişi artarak 85 milyon 664 bin 944 kişiye ulaştı. Bu artış, yıllık nüfus artış hızını binde 3.4 (yüzde 0.34) seviyesine getiriyor. Bu da 2023’te binde 1.1’lik artış hızına göre toparlanma ifade ediyor. TüİK verilerine göre, büyükşehirler dışında kalan bölgelerde nüfus kaybı dikkat çekerken, İstanbul gibi görece daha fazla göç alan kentler büyümeye devam etti. İstanbul nüfusu 2024’te 45 bin artışla 15.7 milyon oldu. Türkiye genelinde ise doğurganlık oranı da tarihi düşük seviyelere geriledi. TüİK verilerine göre, 81 ilin sadece 10’unda doğurganlık hızı nüfusun kendini yenileyebileceği seviyenin üzerinde. 2024 yılı itibarıyla nüfus artış hızı binde 3.4 olsa da doğurganlık hızındaki düşüş eğilimi devam ederse önümüzdeki yıllarda nüfus artışının daha da yavaşlaması ve durma noktasına gelmesi bekleniyor.
HER ALANDA DESTEK SAĞLANIYOR
Türkiye, nüfus artış hızındaki düşüşe ve yaşlanma trendine karşı son dönemde nüfusu artırıcı politikalara ağırlık veriyor. 2013 yılından bu yana uygulanan ‘Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması’ programı kapsamında aile hayatını destekleyici çeşitli tedbirler alındı. 2024 itibariyla doğurganlık hızının gerilemeye devam etmesiyle yeni ve daha kapsamlı teşvik paketleri uygulamaya kondu. Geçen yıl Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde Nüfus Politikaları Daire Başkanlığı kurulurken, Nüfus Politikaları Kurulu ve Aile Enstitüsü oluşturuldu ve 2025 yılı ‘Aile Yılı’ ilan edildi. Bu kapsamda alınan önlemler şöyle:
Aile ve Gençlik Fonu kuruldu ve bu sistem aracılığıyla gençlerin evlenmeleri ve çocuk sahibi olmaları hedefleniyor.
Evlenecek çiftlere 150 bin TL faizsiz evlilik kredisi (48 ay vadeli, ilk iki yıl geri ödemesiz) tüm Türkiye genelinde veriliyor.
Ayrıca ilk çocuk için 5 bin TL doğum yardımı (tek seferlik) uygulaması, 1 Ocak 2025 itibarıyla başlatıldı.
İkinci çocuk için aylık 1 bin 500 TL, üçüncü çocuk için aylık 5 bin TL destek ödemesinin, çocuk 5 yaşına gelene kadar sağlanacağı açıklandı.
GENÇ NÜFUS BİRÇOK SEKTÖRÜ ETKİLİYOR
Demografik baskının ekonomi ve toplumsal yapı üzerindeki etkilerini değerlendiren İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen, “Doğum oranındaki düşüş, yalnızca bir istatistik değil, ekonomik dinamizmin ve geleceğin rekabet gücünün zayıflamasına giden kritik bir kırılma hattıdır” dedi. Prof. Hepşen, nüfustaki değişimi ve çözüm önerilerini şöyle özetledi:
YATIRIM VE ÜRETİME ETKİSİ: Genç nüfus azaldıkça konut, otomotiv, teknoloji ve hizmet sektörlerindeki iç talep ivmesi zayıflıyor. Bu da yatırım iştahını geriletip büyüme potansiyelini aşağı çekiyor. Ülkeler demografik üstünlüğünü kaybettikçe yabancı yatırım nezdinde de çekiciliğini yitiriyor.
KUŞAKLAR ARASI DENGE: Kuşaklar arası denge bozuluyor. Kamu kaynakları yaşlı nüfusa daha fazla yönelirken, gençlerde adalet ve fırsat eşitliği algısı kırılıyor. Büyük kentlerde bireyselleşme ve yalnızlık artarken kırsal alan ekonomik olarak çökmeye başlıyor.
TOPLUMSAL YENİLENME: Bir toplumun kendini yenileme kapasitesi, rakamsal doğum teşviklerinden önce aile bilincinin çocukluktan itibaren sağlıklı biçimde inşa edilmesine bağlıdır.
GELİR VERGİSİNDE İNDİRİM: En düşük gelir grubundaki haneler bütçelerinin yüzde 33.2’sini konut ve kira, yüzde 30.4’ünü ise gıda ve alkolsüz içeceklere harcıyor. Bu oranlar, özellikle barınma tarafında hane halklarının ciddi bir destek ihtiyacını gösteriyor. Gelir vergisi sistemi çocuk sayısına göre yeniden kurgulanabilir. Gelir vergisinde çocuk sayısına göre kademeli indirim modelleri devreye alınabilir.