tatil-sepeti
tatil-sepeti

Davos öncesi açıklandı: İşte dünyanın önündeki 2025'in en büyük riskleri!

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Davos'ta toplantı öncesi Küresel Riskler Raporu’nu yayımlandı. Buna göre dünyada bu yıl için en büyük risk devlet temelli silahlı çatışmalar olarak görülüyor. Ayrıca aşırı hava olayları da uzun vadeli en önemli tehdit olarak dikkat çekiyor. WEF Genel Müdürü Dusek, rapora ilişkin ilişkin değerlendirmesinde, "Riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı" dedi.

Giriş: 15.01.2025 - 12:55
Güncelleme: 15.01.2025 - 12:55

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) her yıl Davos'ta düzenlenen Yıllık Toplantıları öncesi hazırladığı Küresel Riskler Raporu yayımlandı.

Rapor, Eylül-Ekim 2024 döneminde dünya çapında 900 risk uzmanı, politika yapısı ve sektör liderlerinin katıldığı, uzun ve kısa vadeli küresel risklerin analiz edildiği anketin sonuçlarını içeriyor.

Rapor, artan jeopolitik, çevresel, toplumsal ve teknolojik zorlukların istikrar ve gelişimi tehdit ettiği, giderek parçalanan küresel bir görünüm ortaya koyuyor. Bu yılki araştırma sonuçlarında ekonomik riskler daha az ön plana çıksa da toplumsal ve jeopolitik gerilimlerle bağlantılı olarak endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

 

KATILIMCILAR KÖTÜMSERE BİR TABLO ÇİZİYOR

 

Araştırmanın katılımcıları, dünyanın uzun vadedeki görünümüne ilişkin kısa vadeye kıyasla daha kötümser bir tablo çiziyor. Katılımcıların neredeyse üçte ikisi 2035'e kadar özellikle çevresel, teknolojik ve toplumsal zorlukların artmasına bağlı olarak daha çalkantılı ve fırtınalı bir küresel görünüm oluşacağını öngörüyor.

 

EN ÖNEMLİ 10 RİSK

 

Rapora göre, katılımcıların yüzde 23'ü bu yıl için en büyük riskin devlet temelli silahlı çatışmalar olduğunu düşünürken, en önemli 10 risk sıralamasında ikinci sırada aşırı hava olayları yer alıyor.

Bunları, jeo-ekonomik çatışma, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon, toplumsal kutuplaşma, ekonomik gerileme, yeryüzü sisteminde kritik değişiklikler, ekonomik fırsat eksikliği veya işsizlik, insan hakları ve sivil özgürlüklerin erozyona uğraması ve eşitsizlik takip ediyor.

 

JEOPOLİTİK GERİLİM VE DEZENFORMASYON İLK SIRADA

 

Gelecek iki yıla ilişkin riskler açısından ise yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon ikinci kez üst üste ilk sıradaki risk olmayı sürdürüyor. Bu durum, dezenformasyonun ulusal ve uluslararası bölünmeleri şiddetlendirmek suretiyle toplumsal uyum ve yönetişime yönelik tehditlerin altını çiziyor.

Aşırı hava olayları, toplumsal kutuplaşma, siber casusluk ve savaş da gelecek iki yıla ilişkin en büyük 10 risk arasında yer alıyor.

Katılımcıların yarısından fazlası gelecek iki yıl içinde dünyada istikrarsızlık beklerken, bu durum uluslararası işbirliğindeki parçalanmayı yansıtıyor.

 

UZUN VADELİ GÖRÜNÜMDE ÇEVRESEL RİSKLER EN BÜYÜK TEHDİT

 

Gelecek 10 yıla ilişkin uzun vadeli en büyük 10 risk arasında ise çevresel riskler ilk sırada bulunuyor.

Bunu biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistemin çöküşü, yeryüzü sisteminde kritik değişiklikler, doğal kaynakların azalması, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon, yapay zeka teknolojilerinin olumsuz sonuçları, eşitsizlik, toplumsal kutuplaşma, siber suçlar ve kirlilik takip ediyor.

Rapora göre, uzun vadeli projeksiyonlar küresel işbirliği mekanizmalarının artan bir baskıyla karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Katılımcıların yüzde 64'ü dünyadaki orta ve büyük güçler arasında rekabetin damgasını vurduğu parçalanmış küresel düzen öngörürken, çok taraflılık açısından ciddi zorlanma yaşanacağını düşünüyor.

 

HİÇ BU KADAR YÜKSEK OLMAMIŞTI

 

Eşitsizlik ve toplumsal kutuplaşma gibi riskler kısa ve uzun vadede öne çıkarken, yasa dışı ekonomik faaliyetler, artan borç yükleri ve stratejik kaynakların belirli bölgelerde yoğunlaşmasına ilişkin artan endişeler, gelecek yıllarda küresel ekonomiyi istikrarsızlaştırabilecek kırılganlıklar olarak görülüyor.

Bu kapsamda rapor, ülkelere istikrarsızlığı önlemek, güveni yeniden inşa etmek ve herkes için sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelecek sağlamak için diyaloğa öncelik verilmesi, uluslararası bağların güçlendirilmesi ve işbirliğinin teşvik edilmesi çağrısında bulunuyor.

WEF Genel Müdürü Mirek Dusek, raporun sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde, "Artan jeopolitik gerilimler, küresel güvenin zarar görmesi ve iklim krizi, küresel sistemi daha önce hiç olmadığı kadar zorluyor. Ülkeler arasındaki parçalanmaların ve artan risklerin damgasını vurduğu bir dünyada, liderlerin bir seçeneği var. O da işbirliğini ve dayanıklılığı teşvik etmek ya da artan istikrarsızlıkla yüzleşmek. Riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı." ifadelerini kullandı.