Çin'in ABD politikasında değişim: Karşı yaptırımlar

FATİH OKTAY

Giriş: 17.12.2024 - 07:20
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

Biden yönetimi, Çin’in çipler ve yapay zeka alanlarındaki teknolojik gelişmesini yavaşlatmaya yönelik üçüncü yaptırımlar paketini geçtiğimiz günlerde açıkladı. Çin tarafı, Biden ve öncesindeki yönetimler tarafından uygulamaya konan engelleyici yaptırımlara şimdiye kadar doğrudan bir tepki vermemişti; bu sefer karşı yaptırımlar geldi.

Trump döneminde iyice görünür hale geldiyse de ABD’nin Çin’in teknolojik gelişimini engellemeye yönelik çabaları bu dönemle sınırlı değil. ABD yönetiminin bu amaca yönelik kullandığı araçlar arasında çeşitli kara listeler, önemli yer tutuyor. İçine alınan kişi ve kuruluşlara ABD’li kişi ve kuruluşların ürün, teknoloji, hizmet, bilgi sağlamasını yasaklayan ‘Entity List’ bunların başında geliyor. Trump döneminde 384 Çinli kuruluş; firmalar, araştırma kuruluşları, üniversiteler bu listeye alınmıştı. Öncesinde Obama döneminde 117 Çinli kuruluş listeye alınmıştı, sonrasında Biden döneminde de kısa bir süre öncesine kadar tam Trump dönemindeki kadar yeni Çinli kuruluş bu listeye girmiş bulunuyordu. Dahası, 2022 sonlarında Biden yönetiminin açıkladığı yaptırım paketi, Çinli herhangi bir kuruluşa yeni nesil entegre devre çipler ve bunların üretiminde kullanılacak araç, malzeme, teknoloji, hizmetlerin verilmesini yasaklıyor; yani tüm Çin’i belli ürünler için kara listeye alıyordu. Üstelik bu, yalnız ABD’lileri değil, üretiminde ABD kaynaklı teknoloji kullanılan tüm üçüncü kaynaklı ürünleri de kapsıyordu. Biden yönetimi, bu yaptırımları geçtiğimiz yılın sonlarında açıkladığı ikinci bir yaptırım paketi ile daha da sıkılaştırdı.

 

MİNERAL ÜRÜNLERE SINIRLAMA

Geçtiğimiz günlerde bir üçüncü paket de geldi. Yeni paket Çin’e satılabilecek çip üretiminde kullanılan cihazların sınırını daha da daraltıyor. Öte yandan, yasaklı ürünlere, yapay zeka sistemlerinde kullanılan yüksek bant genişlikli bellek çipleri ekleniyor. Paket, üçüncü ülke üreticilerine de üretiminde doğrudan ABD teknolojisi değil, ABD kaynaklı herhangi bir girdi kullanılıyorsa yaptırımlara uyma zorunluluğu getiriyor. Bunlara ek olarak kara listeye 140 kadar yeni Çinli kuruluş eklenerek Trump dönemi rakamının epey üzerine çıkılıyor.

Çin tarafı da ilk defa olarak buna belli mineral ürünlerinin ABD’ye ihracatına sınırlamalar getirerek cevap verdi. Buna göre galyum, germanyum, antimuan mineral ürünleri ve süper sert malzemelerin ABD’li silah sanayi firmalarına satışı yasaklanıyor, diğer ABD firmalarına satış ise ihracat iznine bağlanıyor. Bunlar yanında grafit ürünlerinin ABD’ye satışına kısıtlamalar getiriliyor. Galyum ve germanyum yüksek performanslı, özellikle askeri amaçlar için tercih edilen çiplerin üretimi yanında gece görüş gözlükleri gibi askeri araçların üretiminde kullanılıyor. Antimuan ve süper sert malzemeler ise ağırlıklı olarak zırhlar, zırh delici mermiler gibi askeri ürünlerde kullanılıyor. Grafit ürünlerinin şu günlerdeki ana kullanım alanı elektrikli otomobil bataryaları; her araçta 50-60 kilo grafit kullanılıyor.

Tüm bu mineral ürünlerinin ana üreticisi Çin, buna karşılık ABD’nin üretimi yok veya çok alt düzeyde ve ihtiyacını ağırlıklı olarak Çin’den karşılıyor. Çin, dünya antimuan üretiminin yaklaşık yarısını gerçekleştiriyor; ABD’nin üretimi yok ve ihtiyacının üçte ikisini Çin’den karşılıyor. Dünya sentetik grafit üretiminin yüzde 95’i Çin’de gerçekleştiriliyor. Doğal grafit rafineri kapasitesinin neredeyse tamamı bu ülkede bulunuyor. Rafine germanyum üretiminin yüzde 60’ı, rafine galyum üretiminin neredeyse tamamı Çin’de gerçekleşiyor. ABD ise bu ürünlerde tamamen veya büyük ölçüde dışa ve dolayısıyla büyük ölçüde Çin’e bağımlı durumda bulunuyor. Çin’in bu alandaki hakimiyeti doğal kaynaklara değil, ham cevherleri işleyip rafine edecek teknoloji ve tesislere sahip olmasından kaynaklanıyor. Bu durum, sözü edilen minerallerin dışında birçok diğer kritik mineral için geçerli. Bunu değiştirmek de kolay olmuyor. Örneğin ileri teknoloji ürünlerinin bileşenlerinin üretiminde kritik rol oynayan nadir toprak elementlerinde ABD’de Çin’e bağımlılığı azaltmak için yerel üreticilere büyük teşvikler sağlanmasına karşın bu alandaki teknolojik açık kapanmamış bulunuyor.

 

TEKNOLOJİ YAPTIRIMINA CEVAP

Çin’in bu yaptırımları epeydir süren hazırlıklar ve birçok işaretin ardından geldi. Ülke yönetimi ilk iş olarak 2020 yılında batı ülkelerindekilere benzer, devletin belli ürün ve teknolojilerin ihracını sınırlamasına yönelik düzenlemeleri içeren bir ihracat kontrol yasası çıkarttı. Aynı yıl, ABD’nin kara listelerini örnek alan bir ‘Güvenilmez Kuruluş Listesi’ oluşturuldu. 2021 yılında da Yabancı Ülke Yaptırımları ile Mücadele Yasası olarak adlandırabileceğimiz bir yasa yürürlüğe sokuldu. Çin’in kara listesinde hemen hemen hepsi Tayvan’a silah satışı yapmaktan dolayı bir dizi ABD şirketi girmiş durumda. Bunların Çin’le iş yapmaları, yöneticilerinin Çin’e girmesi yasaklandı ve yüklü para cezalarına çarptırılmış bulunuyorlar. Oluşturulan yasalar çerçevesinde 2023 yılında önce bazı galyum ve germanyum ürünleri, ardından bazı grafit ürünleri, bu yılın ortalarında da antimuan ihracı izne bağlandı.

Ancak bu kısıtlamalar açıkça doğrudan ABD’yi hedeflemiyordu. Kısıtlamalar genel kapsamlıydı, ülke yetkilileri de kısıtlamaların belli bir ülkeye karşı olmadığının altını dikkatle çiziyordu. Ancak son kısıtlamalar, adı konarak sadece ABD’yi kapsıyor ve yetkililer bunların ABD’nin son teknolojik yaptırım paketine cevap olduğunu belirtiyor.

Çin’de ülke yönetimi alttan alma, çatışmaya girmeme politikasının sonuç vermediği, ABD yönetimlerinin yaptırımlarının dozunu giderek arttırdığı sonucuna varıp, yaptırıma yaptırım yaklaşımına yönelmiş görünüyor. Bir çatışma göze alındıktan sonra da büyük olasılıkla meselelere ideolojik değil, faydacı açıdan yaklaşacağı düşünülen yeni Trump yönetimine ayağını denk alması, işe büyük yaptırımlarla başlayıp olası bir uzlaşmayı çıkmaza sokmaması mesajı veriliyor.