Birleşmiş Milletler (BM), Afganistan’a yönelik fon ve mali yardımların yetersizliğine dikkati çekerek, bu durumun ülke genelinde olumsuz etkiler oluşturabileceği uyarısında bulundu.
BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK), Afganistan'daki gelişmelere ilişkin oturum düzenlendi.
Burada üye ülkeleri bilgilendiren BM Afganistan Özel Temsilcisi Roza Otunbayeva, BM'nin Afganistan’la yeni dönemdeki ilişkilerin temelini oluşturan "Kapsamlı Yaklaşım"ın Afgan halkının yararına bir çerçeve sunmayı amaçladığını belirtti.
Otunbayeva, yaklaşımın çok katmanlı bir yapıdan oluştuğunu aktararak, "Bu kapsamlı yaklaşımın amacı, küresel işbirliğinin potansiyel faydasını ortaya koyan bir çerçeve ve süreç sunarak söz konusu sorunların daha etkili şekilde ele alınmasının önünü açmak." dedi.
Diğer taraftan uluslararası toplumun şimdiye kadar kurduğu temaslarının Afgan kadın ve kız çocukların durumunu iyileştirmediğini dile getiren Otunbayeva, temasların kapsayıcı yönetişimi teşvik etmediğini ve insan haklarında yaşanan ciddi gerilemeyi durduramadığını ifade etti.
Otunbayeva, Afganistan yönetiminin ülkede "göreceli" bir istikrar ve güvenlik sağlamanın yanı sıra mütevazı bir ekonomik büyümeyi teşvik ettiğini ve yabancı yatırımları çekmeye başladığını aktardı.
Yönetimin bölge ülkeleriyle diplomatik ilişkilerini derinleştirdiğini anlatan Otunbayeva, "Ancak aynı yönetim, Afgan halkına yönelik son derece kısıtlayıcı ve ayrımcı politikaları da sürdürmeye devam ediyor." uyarısında bulundu.
Otunbayeva, güvenlik sorunları nedeniyle BM Afganistan Yardım Misyonunun (UNAMA) görevini yerine getirmesinin de zaman zaman karmaşık ve tehlikeli hale geldiği bilgisini vererek, UNAMA’nın görev alanlarından biri olan mayın temizliği çalışmalarının zorlaştığını kaydetti.
BM ortaklarının bu alandaki çalışmaları için mevcut finansmanın temmuz ayında sona ereceğini hatırlatan Otunbayeva, Afganistan’daki mayın temizliği alanındaki karanlık tablonun, ülkedeki yaşamsal insani yardımlarda yaşanan genel kesintiyi de yansıttığını aktardı.
Otunbayeva, "Yılın yarısına yaklaşılırken, Afganistan İnsani Yardım İhtiyaçları ve Müdahale Planı’nın yalnızca yüzde 19’u finanse edilmiş durumda. Son dönemde yaşanan dramatik bağış kesintileriyle daha da derinleşen bu açık, bölgede istikrarsızlığın arttığı bir dönemde insani müdahale kapasitesini ciddi biçimde riske atıyor." dedi.
Diğer taraftan, İsrail ile İran arasında yaşanan gerilimin Afganistan’da da etkisini göstermeye başladığına dikkati çeken Otunbayeva, ticaretin sekteye uğraması, temel gıda ve yakıt fiyatlarının artması ve İran’dan Afganların geri dönüşlerinin hız kazanmasının mevcut zorlukları daha da derinleştirdiğini, bölgedeki istikrarsızlıkla birlikte bu sorunların daha da büyümesinin beklendiğini söyledi.
"İNSANİ İHTİYAÇLAR MEVCUT FON KAYNAKLARININ ÇOK ÜZERİNDE"
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Joyce Msuya ise Afgan halkının onlarca yıllık çatışmalar, derin yoksulluk, giderek sertleşen iklim koşulları, kadın ve kız çocuklarının haklarına yönelik ağır kısıtlamalar ve ciddi ölçüde daralan mali kaynaklarla birlikte süregelen ve ağırlaşan insani ihtiyaçlarla karşı karşıya olduğunu anlattı.
Ülke nüfusunun yarısının açlık, uzun süreli yerinden edilme ve temel hizmetlere sınırlı erişim gibi nedenlerle insani yardıma ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Msuya, "Her 5 Afgan’dan biri açlıkla mücadele ederken, 3,5 milyon çocuk akut yetersiz beslenmeyle mücadele ediyor." bilgisini paylaştı.
Msuya, Afganistan'ın bazı bölgelerinin son 5 yılda dördüncü kez kuraklık tehdidiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, "Başkent Kabil ise modern çağda tamamen susuz kalan ilk şehir olma riski taşıyor." diye konuştu.
Finansman kesintilerinin insani yardım operasyonlarını ciddi şekilde sekteye uğrattığını belirten Msuya, "Ülkedeki yüksek düzeydeki insani ihtiyaçlar, mevcut fon kaynaklarının çok üzerinde. Yardım çalışmalarındaki açık, yaklaşık 1,9 milyar dolar seviyesinde." dedi.
Msuya, fonlardaki kesintilerin özellikle kadınlara yönelik yardımları belirgin şekilde etkilediğini belirterek, kısıtlı kaynakların etkisini hafifletmek amacıyla Afganistan’daki insani yardım aktörlerinin koordinasyon yapısında kapsamlı bir reform süreci başlattığını söyledi.